her seçim sonrası olduğu gibi ülkemizde bazı yerlerde oy pusulalarının bulunduğu iddia edilmekte ve bu durumda bir terslik yokmuş gibi herkes tarafından da ciddiye alınmaktadır. ulan bir adam [ne kadar aptal da olsa] çaldığı oy pusulasını neden çöpe atsın? bir gram aklı olan adam daha mantıklı şeyler yapar, ne biliyim en basitinden yakar. yani 1 gram beyni olmayan birinin de oy pusulasını kaşla göz arası kaçırması mümkün olmadığından mütevellik iddiaların yanlışlığını kanıtlamış bulunmaktayım, en azından teorik olarak. yani böyle bir insan yoktur.
sabahtan beri kafamın içini kemiren onlarca soru arasından sıyrılıp, pervasızca sarfettiğim cümle. hayatın anlamını çok aradım dostlar ve olmadığına karar verdim.
herzamanki gibi okuldan çıkıp, yakın arkadaşımla [kankam değil] rutin yürüyüşümüzü yapıyorduk. konuşmuyorduk, sadece yanyana yürüyorduk, yakın arkadaş olmamıza rağmen konuşcak hiçbişey yokmuş gibi konuşmuyorduk.
sonra sigarasını yakıp "nedir lan bu hayatın anlamı?" der gibi baktı. "bilmiyorum amına koyim, gelmişiz dünyaya yaşıyoz işte" der gibi baktım. "lan herkez boku bokuna mı yaşıyor o zaman?" der gibi tekrar baktı. "sktir et, yaşamana bak, cehennem varsa bile biz gitmeyiz" der gibi tekrar baktım. "lan peder zickler özentisimi oldun şerefsiz?" der gibi baktı, sonra bakışmayı bıraktık.
düşündüm "lan bu sorularla kafasını meşgul etmeyen bisürü insan var [hatta bu sorularla meşgul olanlar çok az], zihinleri ne kadar rahattır şimdi."
dindarlar mesela, adam hayatta kafasına takılan herşeye "allah bilir, allahın işine karışılmaz" gibi bir çözümleme getirebiliyor. bu durum, bir lüks onlar için.
bizde öyle bişey yok tanrının varlığından emin olamadığımız için. emin olduğumuz şey dinlerin olmadığı. bu da çok büyük bir çıkmaza getiriyor bizi. hani diyor ya bazıları "ateistlerin içindeki korkunç boşluk" falan. vardır böyle bişey gerçekten. dindar adam rahattır, ateist rahat değildir. çok büyük problemleri vardır çözümlenmesi gereken.
sonra özeniyorum onlara. kafaları biraz daha az çalıştığı için bizden daha mutlular belki. dindar mı olsam diyorum, tüm olasılıksızlıkları ihmal ederek.
[matrix'de cyper mıydı neydi onun ajana dediği gibi]
"ignorance is bliss"
ne yazık ki fakir bir ülkeyiz. yani insanlar için karınlarının doyması, ülkenin geleceğinden daha önemli olabilir. (gerçi ortada kesin bir karanlık gelecek de yok ama neyse.) kaldı ki insanların tuzu kuru olsa bile türkiye'yi, -bizden akp böyle giderse inanmamız beklendiği gibi- gelecekte ciddi bir rejim tehditi altında görmüyorlar. şunu da belirtiyim, devletten, anayasadan, kemalizmin isim olarak çıkartılması rejim tehditi değildir. kemalizm olarak dayatılan ilkeler, zaten demokratik bir cumhuriyette olması gereken nitelikler. illa buna ad verip, atatürkçülük demeye gerek yok. hiçbir çağdaş ülkede kişiye özel kanun yoktur, ne kadar abuk sabuk rejim varsa hepsinde kişiye özel kanun vardır. atatürk, yasalarla korunmaya ihtiyac duymayacak kadar büyük bir liderdir.
chp'nin başarılı olamamasının en önemli sebebi, [barajı aşmayı başarı olarak görüyorsanız amınıza koyim sizin] topluma, halka somut-gerçekçi çözüm önerisi üretmek yerine anti-tayyip üzerinden siyaset yaparak, "tehlikenin farkında mısınız?" sorularıyla yönelme çabasıdır. kafa siken ulusalcı zırvalarıdır. cahil insanların, duyduklarıyla-okuduklarıyla konuşan insanların, siyasilerin yönlendirdiği koyun sürüsü olduklarının farkına varmadan atıp tutmasıdır.
chp'nin oy için yapmadığı kepazelik kalmamıştır. yıllardır "siyasi simge" diyerek kamusal alandan uzak tutmaya çalıştığı türbanı takan kişilere rozet takmıştır. kendi kendini göt etmiştir. örnekleri çoğaltmak mümkün.
bu durumda tek suçlu baykal kalıyor elinizde. ona yükleniyorsunuz, baykal giderse chp düzelir diyorsunuz ama sadece umuyorsunuz. bekleyip o günleri görebilmek dışında çareniz yok. peki baykal'dan nasıl kurtulur türk siyaseti? sonraki seçimlerde chp'yi barajın altında bırakarak. ey siz kemalist gençlik, size söylüyorum "bu chp'ye oy vermek cumhuriyete ihanettir". bu cümle bizleri karanlıktan aydınlığa götürecek köprüdür. atatürk'ün izinde çağdaş uygarlık seviyesine çıkmamızı sağlayacak ilk basamaktır.
mersin'de kurdali'de bulunan, yapı ve çevre itibariyle rezalet bir okul. yalnız hocaları falan fena değildir, gelenlerin çoğu ders çalıştığı için siz de kendinizi çalışmak zorunda hissedersiniz. bu yönüyle öss bakımından mersin'in en iyi okuludur.