bugün yine tarafımdan dikkat çekmiş kişidir. kara bir adam olmasının yanısıra bu aktör nasıl yeşilçam' a girmiştir, kimdir, nedir...? gibi sorular hala yanıtsızdır.
ve hep, ya otel resepsiyonundaki kişi ya da uşak,hizmetçi olur bir de valiz taşır genellikle.
hiç bir annenin demeyeceği aksine yangına körükle gideceği, yine akıllara kazınan bir ezgi' nin günlüğü satırıdır.
sonunda bir de aldırma der... ve neden sonra hemen yanına çağırır.
yurdumuz insanının sinirlilik ya da ne diyeceğini bilmez durumdayken sarfettiği sözdür.
şahan gökbakar' ın bir kaç tiplemesinde de yer alan isyan sözcükleridir.
bu gala daşlı gala
cıngıllı daşlı gala
korkaram yar geç gele
gözlerim yaşlı gala
bu gala daşlı gala
cıngıllı daşlı gala
korkarım yar gelmeye
gözlerim yaşlı gala.
kızıl gül olmayaydı
sararıp solmayaydı
bir ayrılık bir ölüm
heç beri olmayaydı.
bu gala daşlı gala
her yanı daşlı gala
korkaram yar geç gele
gözlerim yaşlı gala
bu gala daşlı gala
cıngıllı daşlı gala
korkaram yar gelmeye
gözlerim yaşlı gala.
ramazan sürecindeki en zor andır. kalkmak bir yana insan o an yatak ve kendi kimliğiyle kalkıp kalkmama arasında gelgitler yaşar. tabi bu arada annenin sesi daha da artmış, entonasyonu vurgulu olmaya başlamıştır.
kendi adına asrın hatasını yapmış erkektir çünkü evlenecek olan erkeğin kendisi bile böyle bol dişi bulunan bulunmak istemez. vahimdir velhasıl. acınasıdır.
ancak ve ancak eve ansızın misafir doluştuğunda yapılan eylemdir. bir nevi protestodur. kişi kendini odasında daha rahat hissedeceğinden uygun istikamette topuklar.
akşam oldu yine bastı karalar
varıp yıldızların kapısını çaldım
açtılar
yıldızlar uyanıp gözlerimden geçtiler
halep şehri şen oldu şenlik oldu
ağaçlar dile geldi kuşlar güldü
dağ dağa kavuştu ben sana kavuştum
zehra kardelin
sen kimsenin bilmediği bir yıldız gibisin
istersen derya düşünür kahrolur kederinden
istersen dağ yürür yağmur olur bulut olur
bir rüzgârın koynundan çıkar gelirsin
gözlerin iki siyah karanfil gibi
gözlerini alsam yakana taksam
zehra kardelin
sen masallardan bile güzelsin büyüksün
açıl susam dedin açıldı kalbimin kapıları
kırk haramiler yol verdi sana
ellerin alnıma dokundu havaî fişek oldum
alıp başımı gittim güneşi delip geçtim
evren tükendi tükendi sen başladın
zehra kardelin
sen bensin ben senim
kalbimde senin kalbin kalbinde benim kalbim
ben yanardağ sen ateş sen dünya ben güneş
ömrün ömrüme girmiş yazan alnıma yazmış
nur yüzüne yüzün şarkılara dönsün
kalbim bir yol sana gitmiş
yüksekkaldırım'da bir akşam
maria missakian'ı düşündüm
eğer kendimi bıraksam
yağmur olabilirdim yağardım
kasım'da bir çınar olurdum
yaprak yaprak dökülürdüm
kalbimi sıkı tutmasam
döküp saçıp boşaltsam
içimde yükselen şiiri
kaldırımlara döküp harcasam
gözleri balıkçıl gözleri
dudaklarında tutup rüzgarı
maria missakian adında biri
gelse göğsüne kapansam
yine akşam oldu attilâ ilhan
üstelik yalnızsın sonbaharın yabancısı
belki paris'te maria missakian
avuçlarında bir çarmıh acısı
gizlice bir sefalet gecesi
çocuğunu boğarmış gibi boğup paris'i
sana kaçmayı tasarlar her akşam