yapılmaması gerekendir. özellikle benim gibi asosyallikte çağ açıp çağ kapatabilecek seviyede olanların hiç bulaşmaması gerekendir. sonu çok acı oluyor çünkü. yaşadım, biliyorum.
bir kız vardı. onunla online bir oyunda tanıştık. her gün konuşuyorduk. ilk zamanlarda o oyundaki diğer arkadaşlarım gibi gelmişti bana. oyunu bıraktığım anda hepsiyle ilişkim kopacaktı. gerçek değildi yani hiçbiri. ama bu kız farklıydı. konuşmaya devam ettik. bir süre sonra fark ettim ki sadece onunla konuşmak için oyuna giriş yapar olmuşum. oyunda başka hiçbir işim yok. sadece o orada diye.
beraber 2 seneye yakın zaman geçirdik. çok eğlendim, çok güldüm. ama bir gün bana '' bir daha oyuna giremeyeceğim. '' tarzı şeyler söyledi. bilgisayarı kaldırıyormuş. ders çalışması lazımmış. belki seneyeymiş!
istemeyerekte olsa kabullendim. kendi kendime konuşmaya başladım. '' sende artık şu ders konusunda bir şeyler yapmaya başlasan... '' diye. benim için onun gittiği gün tanıştığımız oyun devri kapandı.
ta ki bir daha ki yaza kadar. yaz tatilinin ikinci haftası. her zaman yaptığım gibi sabah uyandıktan sonra ilk işim bilgisayarımı açmak oldu. açtım ve ne yapsam diye düşünürken malum oyunun kısayolunu gördüm. '' acaba? '' diyerek bir daha girdim. oradaydı. Nasıl sevindiğimi anlatamam. beraber bir yaz daha!
evet biz asosyallerin yaz tatilidir bilgisayar başında oturmak.
yazın sonunda aynı şeyler... bir fark var bu sefer. ben üniversiteye gidiyorum. yine istemeyerek vedalaşmalar, '' görüşürüz, görüşeceğiz '' cümleleri falan...
ve yeni okul. yeni insanlar, yeni arkadaşlıklar. fakat aklımın bir köşesinde hep aynı kişi.
bilgisayarımı yanıma alamadığım için ilk zamanlar kabus gibi geçti. sömestr tatilinde 2 haftalığına eve döndüm. ilk işim oyunu açmak oldu bu sefer. ve evet. yine oradaydı. 1 hafta daha dünyanın en mutlu insanlarından biri olmuştum. dönüş vakti geldiğinde bana '' bilgisayarını al da git. '' dedi. ama alamadım.
okuduğum yere döndükten bir hafta sonra arkadaşımın bilgisayarına gizlice oyunu kurdum. tek istediğim onunla biraz daha vakit geçirmekti.
oyunu kurdum, girdim ve yine oradaydı... bu sefer bilgisayar benim olmadığı için başka bir iletişim yolu bulmalıydım ve daha önce de kullandığımız platform geldi aklıma: skype.
skype' dan bir süre muhabbet ettik. ben giderek daha çok bağlanıyordum. klişe olacak ama farkında değildim. ancak bir gün kızın oyundan bir arkadaşı benimle görüşmesini istemediğini söylemiş. bunu öğrendim. kızla konuştum, diğer arkadaşıyla konuştum. konu '' ya o, ya ben'' kıvamına geldi. orada aşık olduğumu fark ettim. ve direkt olarak söyledim. o da bana hislerimin karşılıklı olduğunu söyledi. daha ne olabilirdi ki beni bu kadar mutlu edebilecek?
beraber vakit geçirebilmek için her şeyi yapabileceğim kişi benim sevgilim olmuştu artık. sanal bir ilişki bu kadar büyüyebilir miydi? evet neden olmasındı?
birkaç ay sevgili kaldık. bu süre içinde yine güldük, eğlendik. üzüldüğümüz zamanda oldu. ve bir gün çok saçma bir şekilde terk edildim. şu anda düşünüyorum; tamam söylediğim sözlerle farkında olmadan incitmiş olabilirim. kırmış olabilirim. ama bu kadar sert bir şekilde bırakılmayı hak etmedim ben.
bırakılma sebebim kısaca: sevgilimin bir ''kız'' arkadaşı var. benim sevgilime aşık olduğunu söylüyor. ve benim sevgilimde o kıza aşık olduğunu fark ediyor ve bu yüzden beni terk ediyor.
not: ben erkeğim.
üstünden günler geçti. ben halen düşünüyorum. '' Bu neydi lan?! '' diye. tamam belki beni sevmedi. nefret etti benden. bu kadar sert cezalandırılacak kadar mı kötü biriydim ben?
hayır. ben kötü biri değilim. sadece benim sevgilim duygusuzdu. bir erkek arkadaşın varken hemcinsine aşık olmak ney lan?!
uzun lafın kısası; internet birine aşık olunacak son yerdir. çok kalbiniz kırılır, incinirsiniz.
Her esprisi gülmekten kıran türk dizisidir. adamlar şov yapmaya devam ediyorlar, burada halen dizide rol alan sanatçıların eski işleri veya o kişilere duyulan sevgi konuşuluyor.