Keşke birisi bana bu nasihatlerde bulunsaydı da 4 senemi bir hiç uğruna harcamasaydım. Niyeti gerçekten moda tasarımı okumak olan bu bölümü gönülden isteyen birkaç kişiye yazdıklarım ulaşırsa, birkaç kişinin 4 senesini kurtarabilirsem çok ama çok mutlu olurum.
Bu üniversite Ankara Gölbaşı'nda, tüm sosyal imkanlardan hatta kişisel ihtiyaçlardan hatta ve hatta bölüm için ihtiyaç duyacağınız malzeme de dahil tüm gereksinimlerden uzaktır. Üniversite binası içinde bir kafeteryası bile bulunmamakta düşünün. Ama tabi sorun bundan daha büyük....
Burada okumak yerine Ankara da veya bulunduğunuz ilde bir Moda evine işe başlayın 4 sene sonunda usta olacağınız için yüksek maaş ile istediğiniz her moda evinde iş bulabilir ya da kendi moda evinizi açabilirsiniz. Bu fakülteyi okuduğunuzda ise en az 4 sene asgari ücretle, size hiç birşey öğretilmediğini her geçen gün anlayarak, kafasnızı taşlara vura vura çalışırsınız ha tabi iş bulabilirseniz birde o var. Çıkışta 4 yılınoz harcanmış, eksik gedik bilgilerle kafanız karışmış, sadece maaşlı işini yapan insanların sinir hastası ettiği bir birey olacaksınız. Zamanınızın nasıl çalındığını, nasıl manipüle edildiğinizi anladığınızda çok geç olacak.
Sektörde çalışın arkadaşlar. Kendinizi yetiştirin sonradan özelde olsa bir diploma alırsınız olur biter.
Dövme kaş, dolgu yanak, inceltilmiş çene kemiği, silikon dudak, kirpik botoksu, burun estetiği, kaynak saça sahip ünlü kadınların cilt bakımı sonrası selfie çekerek paylaşması modası. Zaten tüm bunlardan sonra makyaja da pek gerek yok diyor insan içinden. Ama bence yine de makyajı ihmal etmesinler. Göz zevki açısından... Allah'tan yurt dışındaki ünlülerin estetikçileri daha becerikli de hiç değilse doğalmış gibi görünebiliyorlar.
güvenilir(!) olduğu için pek çok kişi tarafından tercih edilen, hesabınızdan yapacağınız her işleme ayrı ücret alan ve bunun yanında;
"hesap işletim ücreti olarak 6 ayda bir 50 lira hesabınızdan çeken" banka türüdür. hesabından para söğüşlediği kişilere böyle bir uygulaması olduğunu haber verme gereği dahi duymaz.
edit: aman nasıl olsa iş bankasında hesabım var ama param yok diye düşünmeyin, hesaba kırk yılda bir üç kuruş yatırsanız bile anında hesabınızdan çekiyorlar, en kısa zamanda hesabınızı kapattırın kurtulun bu dolandırıcı bankadan.
türkler mukaddes topraklarda yabancı hakimiyetine tahammül etmeyeceklerdir.
türkçe hakimiyeti milliye gazetesi, kemal atatürk'ün türkiye millet meclisinde irad etmiş olduğu bir nutuk'dan bahsediyor.aşağıdaki satırlar bu nutkun filistin'e talluk eden kısmından alınmıştır.
"arapların avrupa siyasetinde nüfuz edemeyip bu sözde istiklal kelimesine inandıkları ve bu uğurda arap memleketlerini avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür."
kemal atatürk'ün, filistin'in arabistanda vuku bulacak bir harekat'ın merkezini teşkil ettiği taktirde her hangi bir fenalığa türklerinde tahammül edemeyeceğini söylemektedir.
"arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez.biz vakıa bir kaç sene araplardan uzak kaldık.fakat şimdi kendimize kafi derecede güvenip kudretimizi bildiğimiz için islamiyet'in mukaddes yerlerinin musevilerin ve hristiyanların nüfuzu altına girmesine mani olacağız.binaenaleyh şunu söylemek istiyoruzki buraların avrupa emperyalizmine oyun sahası olmasına müsade etmeyeceğiz.
biz şimdiye kadar dinsiz ve islamiyete aykırı olarak itham edildik.fakat bu ithamlara rağmen peygamber imizin son arzusunu, yani mukaddes toprakların daima islam hakimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız.cedlerimizin, selahaddin'in idaresi altında, uğruna hristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda, yabancı hakimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bugün, allah'ın inayeti ile kuvvetliyiz.
avrupa bu mukaddes yerlere temellük etmek için yapacağı ilk adımda, bütün islam aleminin ayaklanıp icraata geçeceğine şüphemiz yoktur." mustafa kemal atatürk
"örtüsüz kadın perdesiz eve benzer, perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır" dediği iddia edilen akp'li yönetici(!)dir. bu tip bir cümle kuran süleyman demirci de sanırım satılık ve kiralık kadın sentöründe "emlakçı" göreviyle ilgileniyor.
Ankara'nın duyarlı hayvan severlerinin bir türlü adres ve telefonuna ulaşamadığı hayvan barınağı. pek çok acil ihtiyaçları var, yardım için;
adres: istanbul yolu 8.km a city alışveriş merkezinin hemen yanındaki macunköy girişine sapılacak (tepe home ve a city arasında kalan sokak), sütaş süt tesislerini geçince sorarsanız hemen bulabilirsiniz.
ankara carrefour alışveriş merkezinin içinde bulunan bu mağaza kalitesiz ürünleriyle hayvanseverleri söğüşlemekten başka bir işe yaramaz. durduğu yerde patlayan ısıtıcıları sayesinde gayet sağlıklı olan su kaplumbağamın ölümüne sebep olmuşlardır. ayrıca burada satılan yemlerin aynı marka olanlarını diğer mağazalardan yarı fiyatına almanız mümkündür.
inşallah sahipleri de sattıkları kalitesiz ürünler gibi ürünlere denk gelir de elektrik akımından ölürler.
yazı, hal ve hareketlere bakarken çıkardığım sonuçtur. inançlı insanlara inançsız diyecek kadar allah ından şaşmış cemaat beleşçilerinin kutlama şeklidir.
iş bulamazsa iş, aş bulamazsa aş, karı bulamazsa karı, koca bulamazsa koca, yatacak yer bulamazsa ev verilen boş beleş yaşamayı adet edinmiş şakirtlerden oluşan kısımdır.
Evet cevabı verildiği takdirde sokak aydınlatmalarının elektrik faturasını halk ödeyecek. maaşından bu yollarla kırpılan paraların yüz kat fazlasını cemaatinden beleşçilikle alanlar evet diyecek ya, ben şimdiden haram ettiklerime ekliyorum.
saç dökülmesinin önlenmesi ve saç büyümesinin uyarımasında kullanılan minoksidil etken maddesini içeren deri spreyidir. minoxil forte %5 erkekler, minoxil forte %2 kadınlar için önerilir, günde 2 kez 5 püskürtme olarak uygulanır.
prospektüsünde yazan bu yazlar dışında kendi tanımlamama geçecek olursak, yaklaşık 1.5 aydır %2lik olanından kulanıyorum. dökülüp yerine saç çıkmayan yerlerde minik minik saçlar uzamaya hatta gölge oluşturmaya başladı. sorunun büyüklüğüne göre 4-6-12 ayda yeterli sonuç veriyor. henüz 2 ay olmamasına rağmen sevinç içideyim.
en önemlisi bu ilacı bioxin, revigen vs vs gibi benzeri "kozmetik" ürünlerle karıştırmamak gerekir. bu tip kozmetik ürünler fda nonclinical laboratories tarafından saç gelişimine katkısı olduğu yönünde onaylanmamıştır. minoksidil etken madesinin saç çıkarmaya ve gelişimine yardımcı olduğu ise onaylanmıştır, bu sebepten minoxil forte gibi içinde minoksidil etken madde bulunan ürünleri kullanmak hem maddi hem manevi yönden daha faydalı.
ayrım olmaksızın herkesin özgürce katılabildiği ve yazabildiği sözlükte, kimi kutsal dönemlerde ortaya çıkan ve yazdığı anlamsız başlıklar / yazılarla inançsızlığını pekiştireceğini düşünerek daha bir azimli hale gelen kişilerdir. dikkat çekmek, sivrilmek adına yapıldığı pek çok yazarca anlaşılmış olsa da sıkıcı gözükmektedir bu durum. kimsenin inancıyla ya da inançsızlığıyla ilgilenmeyen biri olarak saygı da bekliyor değilim lakin, bu göze batma çabası artık "amaaaaaan sende" dedirtecek kadar eski bir numara. yapmayın, etmeyin...
çıkan her olayda birbirine düşen, birbirine laf sokuşturan insanların içine düştüğü vahim durumdur. vahimdir, çünkü bu ülkede herkes "insan gibi" ve mümkünse vatan bütünlüğü içinde yaşamak istiyorsa, neden bir "halk" olduklarını düşünemeyecek duruma gelirler?
maddi durumu şahane olsa bile sokaktaki insanın halini "gerçekten" görebilmek için elini vicdanına koyan herkes, insanların "yaşama savaşı verdiğini" görecektir. insanların gözlerindeki bıkkınlık, gerginlik, cinnet eşiği, çaresizlik sadece ve sadece "gerçekleri görmek" niyetiyle bakan herkesin görebileceği seviyede...
belki halk olarak birilerini yüceltmek ya da birilerini yerin dibine sokmak için emek verdiğimiz kadar, "herkesin insani haklarını alabilmesi" için emek verseydik; bugün akp ve chp dediğimiz parti ve parti mensupları da sadece kendi yanındakileri değil tüm halki memnun etmek durumunda kalacağından kendi aralarında bir ortak paydaya varmak durumunda kalacak ve bu da bugün işsiz, çaresiz gezen halkın işine yarayacaktı.
dini bütün biri atatürk'ü sevemez ya da atatürk'ü seven biri dindar olamazmış gibi enjekte edilen düşüncelerle kimimiz yobazlaşıp kimimiz yozlaşıp birbirimizi yerken, yarın bayrağımızla birlikte dinimizi de başkalarının eline teslim etmenin eşiğine geldiğimizi göreceğiz ne yazık ki. atatürk dediğinde "solcu" allah dediğinde "sağcı" ilan edilebildiğimiz bu iğrenç, bu tutarsız, bu ahlaksız zamanlara nasıl geldi bu millet hayretle dehşetle korkuyla izliyorum!
çanakkale'de "allah" için "allah rızası" için ve atatürk'ün komutasında türkiye cumhuriyetini kurabilmek için savaşan insanların torunları biz miyiz? inanılır geliyor mu kulağa?
lütfen; kim nereyi işaret ederse etsin, işaret edilen yere bakarken işaret edenin ne yaptığına da bakmayı unutmayın.
bülent akyürek tarafından, türk insanının güleriz ağlanacak halimize psikoljisi kıvamında yazılmış bir kitaptır. anlatalınlar günlük hayatın içinden olmakla birlikte, maksat türk insanını aşağılamak değil, kusurları defoları ön plana çıkartmaktadır.
ayrıca türk insanının milliyetçi duyguları üzerinden, zamanlama ayarı çekilerek çıkarılan, üstelik fahiş fiyata satılan bir kitaba gönderme niteliği taşıyan ismi de, bir tepki amacıyla konmuştur.
Bir savaş ve savaşta ölen insanlar için dua edelim yardım edelim deyip, insanları öldürenlerin zihniyetleri için yazdıklarımdan dolayı sözlükteki yahudiler ve yahudi koruyucuları tarafından "ırkçı" "faşist" "dinci" şeklinde etiketlendirilmiş bir yazarım.
(bkz: #4465211)**
Hanuka bayramını kutlayarak hoşgörü gösterdiğimiz sözlüğümüzün yahudilerden bir tanesine "ülkenizin yaptıkları hakkında fikriniz nedir" diye soramadım oysa... Çünkü ya gönüllü fedaileriyle, ya yalandan yahudiyim diyenlerle, ya her konuda "hepimiz şuyuz buyuz" deyince entelektüelliğinin katmerlendiğini düşünenlerle ya da Yahudi olduğunu söyleyip cevap vermeyenlerle karşılaştım.
Irkçı kelimesi; bu sözlüğe musevilik ve Hıristiyanlığa ait sadece bilgi içeren pek çok başlık-entry girmiş biri olarak hak etmediğimdi. Bunun üzerine bana ırkçı diyen musevi arkadaşımızın gazze de ki savaş sürecinde yazdıklarını inceledim.
- Belki "üzgünüm tasvip etmiyorum ülkemin yaptıklarını" diyen bir entrysi çıkar diye.
- Belki "israil hükümetinin yaptıklarından yahudileri sorumlu tutmak" diye onları koruyan kişileri haklı çıkaracak bir şeyler yazmıştır diye.
- Belki inSalıktan nasibini almış "ırkçı" değildir diye.
Bakalım sonuç nedir; Yazar: denizdvs (yani beni yaftalayan ve koruyucuları tarafından üzgün olduğu dile getirilen musevi kişi)
Başlık: halkın israil konsolosluğunu ablukaya alması Entrysi: gaza gelmeye merakli halkin bir kisminin gereksiz eylemi..2004 yilinda konsolosluk ve sinagog bombalayanlarin hedef kitlesidir ayni zamanda..
- israil hükümetinin savaşını yahudilerin desteklemediğini söyleyen fedailer; bakın bu musevi arkadaş sinagog ve konsolosluklarını bizim-sizin bombaladığımızı ima ediyor. ki neva şalom bombalandığında elinde tevrat okuyan bir museviyi görünce hüngür hüngür ağlamıştım, insanlık böyle bir şey olsa gerek ama karşılığı bu olmasa gerek.
Başlık: israil halkını masum sanmak Entrysi: terör ve haksiz tepki kurbani olan israil halkini masum sanmaktir ki zaten suclu olmasini gerektirecek birsey olmadigindan masumlugunu tartismakda gereksizdir.
- Musevi arkadaşımız burada öldürdüğü insanlardan dolayı ülkesini suçlu görmediğini ve desteklediğini açıkca belirtmekte, gösterdiğimiz tepkilerin "haksız" olduğunu belirtmesi de cabası.
Başlık: her Müslüman ülkede bir bokluk var Entry: islam hukuku ile yönetilen her ülkede var olan bokluktur.
- islamın zerresinden bihaber yahudi arkadaşım, ben tevrat okudum sizin hukukunuzdan örnekler istiyorsan tevratta geçen cümlelerim var entrylerimde oku öğren istersen.
Ülkesinin yani israil in çoluk çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden insanları katletmesine destek olan bir insan(!)dan bir yahudiden ırkçı yaftası yemek böyle bir şey.
Ve aynı zamanda yahudi zihniyeti için, kendi ülkesinin insanları tarafından "babasına" "ruh sağlığına" varıncaya dek ayar tabir edilen yorumlar almakta böyle bir şey.
israil hükümetini yaptıklarından tutmayan -aklı evvel- yazarlar, haydi şimdi savunun kimi savunuyorsanız. Hatta şöyle başlayın; "bir yahudi yüzünden bütün yahudileri öyle sanan ezik insan" diye başlık açın.
edit: sadece kendi ülkesinin insanlarını insan yerine koyan insana bundan böyle değil hoş görü tek bir iyi cümle kullanmayacağım.
"elimden sadece dua etmek geliyor" diyen, bunun dışında da ufak bir yardımı dokunsun isteyip ne şekilde yardım edeceğini bilmeyen, yardım etme imkanı olan herkese çağrıdır;
her sözlüğe girdiğimde sol framede açılan ırkçı, birbirine ayar veren, insanların milli veya dini duygularıyla alay eden başlıklardan kusma gelmesidir.
5-10 ergen veya yetişkin insanın hiç bir ortamda dile getiremedikleri kinlerini burada kusmaları sonucu ortaya çıkan tablodur. ateistim diyip babasından dayak yemekten korkan burada aslan kesilir, dindarım deyip dışlanmaktan korkan burada hoca kesilir vs vs vs.
yönetim tarafından bu durum "oh oh entry giriliyor, başlıkta aman ne çok açılıyor" şeklinde değerlendirilmiyorsa bir an evvel önlem alınmalıdır. çünkü buraya pek çok insanın girme amacı biraz olsun kafa dağıtmak üç beş bir şeyler okumaktır. kabak tadı bu olsa gerek.
olması gereken hali; israil sözlüklerinde yazar olup milleti birbirine katmak.
sol frame ve entryleri okudukça içimde coşan duygudur. lakin 100 yahudi nin 99 tanesinin türkçe bilip belli etmemesi gibi, türk olarak ibranice bilmediğimden şu an yapamadığımdır.
oysa bende onların sözlüğüne radikal dindar veya hz. musa'yı ve tevrat'ı yeren veya insanları sürekli kışkırtan bir role bürünüp girmek isterdim. bende kurban bayramımı, şeker bayramımı kutlatmak hoşgörülerinden faydalanmak isterdim. sabırlarını sınamak, onlar birbirini yerken kikirdemek isterdim.
en son olarak onlardan olmadığımdan şüpelenirlerse onları ---paranoyak olmuş milletin insanları--- şeklinde aşağılamak ve kendilerini aydın hissetmeleri için "yok lan olur mu öyle şey" demelerini sağlamak isterdim.
tıpkı burada ve dışarda olduğu gibi bir milleti sözlükte bile birbirine kırdırmak isterdim. lakin şerefle alakalı olduğundan yapmam sanırım.
pahalı ücretlerine karşın, eğitim anlamında gerekli verimin alınmadığı bir yer. ayrıca belgelerinde "milli eğitim bakanlığına bağlı olduklarına dair bir ibare - imza veya mühür yok" ki bu sertifika ve eğitim geçerliliği anlamında bir şey ifade etmiyor.
edit: bu tanımlamaya itiraz ya da talep edilirse gelirse söz konusu sertifikayı link vererek yayınlayabilirim.
en kısa zamanda içinden bu sözü söyleyen pek çok kişinin başlatmasını istediğim kampanyanın başlığıdır.*
ankara türkiye nin başkenti olarak yeteri kadar gelişmiş bir şehir midir?
hızlanan yaşamda insanları yavaşlatan sistemlerine seyirci kalmamak için, insanların "ankara köy gibi" sözünün önüne geçmek için, kültürel - sanatsal olarak faaliyet ve organizasyonlar yapılması için, alışveriş merkezlerinin yapımına ve bununla gelen asosyalleşmeye - tüketime dayalı sosyalliğe dur demek için, istanbul la mukayese edildiğinde pratik yaşamdan çok uzak olduğunu görmemek için ve kısacası köy olmaktan çıkması için neler yapılmalıdır.. sorularının cevabını geliştirmeye yönelik bir istektir.
ve ayrıca ankara nın köyleşmesine etken olan nedenleri - çözümleri de içeren bir başlıktır. **
çeşitli durumlar sonucu gaza gelerek aynı anda en fazla 150 kişinin aktif olduğu bir oluşumda ulusa sesleniyormuşcasına veya üstüne vazifeymişcesine triplere girmektir.
facebook application konusunda yeni bir boyut, şöyleki; mikroskopu dayamislar canli yayina, her gun baska bir organizmayi izlettiriyorlar facebook severlere. gerci halihazirda pek degisik birsey goremedik ama test yayinini atlattiklarinda gorebilecegimizi umuyor, sabirla bekliyoruz.
masif kayadan basamaklı bir piramit biçiminde oyulup yoğun biçimde heykel ve kabartmalarla bezenmiş hint kutsal yapısı. ms 650 ile 750 yılları arasında uygulanmış bir tiptir.
tower of the winds, antik atina da bulunan, su ve güneş saatleriyle donatılmış altıgen planlı kulemsi bir yapı. zamanı belirleme işlevini daha bizans döneminde yitiren yapı, osmanlı çağında tekke olarak kullanılmıştır. günümüzde de ayakta duruyor.
istiridye kabuğu biçiminde içyüzey bezeme ögesi. türk sanatında ilk olarak 18. yüz yılın başlarında sultanahmet çeşmesi'nde ortaya çıkar. batı kökenlidir.
arap alfabesiyle güzel yazı yazmak anlamında osmanlıca sözcük. hat sanatı anlamına da gelir. diğer alfabelerle yazılmış güzel yazılar için kaligrafi terimi tercih edilmelidir.