bu seçimin kader seçimi olduğunu düşünüyorum. bu seçimde millet ittifakına oy vereceğim. bu işin şakası yok. ama normal bir seçim olsaydı inceye seve seve oy verirdim. ben gergin çabuk sinirlenen adamları samimi buluyorum.
bir yerini de yırtsa chp ilçe başkan yardımcısı olamayacak ergenler gelmiş burada türkiye'nin ana muhalefet parti ilderine lider değil diyecek. yok öyle dava.
siyaseten nerde olursanız olun bu adama güvenmeyin. partisinde başkan olmadığı sürece içerden konuşup partisini yıpratan her zaman suçludur. ha genel başkanlığa aday olursun zaten seçilirsen seçilirsin. yoksa ya sessizce kalırsın yerinde ya da istifa edersin. bu ülkede her chp içinde chp'ye kafa tutan kendini ecevit sanıyor. yok oğlum öyle bir dünya.
daha geçtiğimiz pazar başıma geldi. sahilde oturduk konuştuk. birer bomonti içtik. sonra ben yavaş yavaş buna yürürken söyledi. dünya başıma yıkıldı sözlük. aslında hata benim. kadıköylü, saçlarının mavi ve vegan olmsından anlamalıydım.
sayesinde türk solu dediğimiz olgunun ne kadar sığ, ne kadar bayağı ve maalesef ne kadar cahil olduğunu öğrendiğimiz merhume. tüm dünya genelinde pandemi ilan edilmiş, herkes diken üstündeyken, insanların ana,babalarının cenazesini bile kimseye temas etmeden sessiz bir tören ile defin ettiği bir dönemde açık tabut merasimi düzenleyerek ve bu tabutun etrafında sosyal mesafeyi sıfıra indirip sloganlar atarak halaylar çekmek hangi akla hangi mantığa sığar hangi görüş tarafından kabul görülür anlamak mümkün değil.
O ortamda mahmut tuncer bile halay çekmezdi.
her isteyene vermiyoruz derdirten başlıktır. kısaca arap kıyafetleri ile mi gezelim istiyorlar? her kuşu sikmişiz de o mu kalmış? dinin her emrini uygulamış mı bu dinbazlar? sıra buna mı gelmiş? önce bunlara bir cevap versinler.
kimse dememiş de bekçi ne ya. ne gerek var bu istihdama. her yer mobese ve bilumum güvenlik ekipmanlarıyla doluyken bekçilerin devriyesine mi kaldı şehrin asayişi. sağda solda her yerde bekçi görmeye başladım. sırf birilerine devlet memurluğu kadrosu vermek için yapılmış gibi.
iptal edilen çorum konseri değildi. o konsere bizzat katıldım. konser öncesi tomağın barında ikişer bira içip çal saatin oralarda kurulan hippie standlarından alışveriş yaptık. ordan aldığım bandanayı hala kullanmaktayım.
michaelin sahnede yaptığı "akerea choruuum enanizin emina köorum" esprisine de gülmekten ölmüştük.
iptal edilen konserler bu konserin devamı niteliğinde olacak yozgat ve çankırı konserleriydi. gerekli izinler çıksaydı akabinde yozgat'ta ekim ayında ise çankırı'da yapılacaktı. konserlerin adı da üçgen konserleriydi.
24 kediyle bir apartman dairesinde yaşayan biri olarak itina ile sorularınızı yanıtlayabileceğim durumdur. evimizi bok götürmüyor.marka vermeyeceğim ama evde hayvan besleyenler için üretilen bir süpürge aldık. halıdan tüyleri dönerek temizliyor. kumundan başka yere işemesi sıçması mümkün değil. hakikatten temiz hayvanlar. nereden mi biliyorum 48 saatliğine bir köpeğe bakmak zorunda kaldım. bana 1 ay gibi geldi. zaten kendi kendine de kokan bir hayvan ki bir de sağa sola sıçıp işeyip durdu mu? o gün dedim 20+ kediye bakmak 1 köpeğe bakmaktan daha kolay. tabi ki bahsettiğim durum apartman dairesi.
sanırım burda bahsedilen üstad dondurma üstadı. tahminimce rum asıllıydı. zira (bkz: ziro mu ziro nedir) insan kolay kolay "keşke yunan galip geleydi..." gibisinden cümleler kuramaz.