lan sınırlarınızın içinde 5,500,000 km2 lik amazon yağmur ormanları var.. ki türkiye'nin yüzölçümü 783,000 km2 ordan canlandırmaya çalışın.
çıkamıyor musunuz Hu Jintao'nun karşısına?
diyemiyor musunuz "kanki biz senin bokunu temizlemek zorunda mıyız ak? biz de o zaman keseriz amazon ormanlarını, başlarız orada sanayileşmeye, sen at ordan bakalım bize bi kaç milyar dolar"
sonra da açlıktan ağzınız kokuyor, dağılın şimdi..
abi sitemliyim, neden diye soracak olursan, ak benim aklım dini almıyor, işte din, allah sorgulanmaz diyosunuz, ama kader olayına girince, allah sana akıl, fikir vermiş diyorsunuz. bu yüzdendir ki ben de sorguluyorum.
yukarda kocaman, görünmez bir varlık var, bu görünmez varlık her dakika, her saniye bizi izliyor, ne yaptığımızı biliyor. ve bu görünmez varlık, gelmiş bize yapmamamız gereken bir kurallar dizisi yollamış. sen, eğer ki onları yaparsan seni cehenneme atıyor, işkence ediyor, canını okuyor, alevlerde yakıyor, ama aynı zamanda "allah bütün kullarını çok sever".
kardeşim bu mantık bana ters geliyor. ve ben bu yüzden bir yaratanın varlığına inanıyorum ama bunun bize lanse edilen gibi olmadığını düşünüyorum. bu yüzden ben dinin o gereklerini yapmıyorum, kitaba da, muhammede de inanmıyorum, ama ben bundan on yıl sonra yetimhaneden bir evlat edinmeyi düşünüyorum. çocuk gidip balici, tinerci olacağına, ona adam akıllı yaşam koşulları ve eğitim imkanı sağlıyacağım. dürüst bir insanım, beni tanıyıp da, sevmeyen insan olduğunu sanmıyorum.
öldükten sonra gidip de karşılaşacağım yaradan;
"iyi güzel, bayağı iyilik yapmışsın da, sen muhammede ve kitaba inanmamışsın; bu yüzden sen sonsuza kadar cehenneme gidiyorsun" derse bana, o yaradana vereceğim cevaptır, "başlarım böyle din anlayışına"
kaç yaşıma geldim hayatım boyunca ne bir tane normal kız arkadaşım oldu ne de düzenli bir ilişkim oldu bir kadınla, en uzun ilişkim bir kanadalıyla 3 ay sürdü.. her nese bir haftaya kadar askere gideceğimden bol bol düşünme şansım oldu ve sonunda buldum;
erkek ile kadın arasında temel bir fark var ki ben kaldıramıyorum bunu. erkeğin başından bir olay geçtiğinde veya telefonda sevgilisine veya bi arkadaşına gününün nasıl geçtiğini anlatırken; ne, nerede, nasıl, ne zaman, ne oldu tarzında somut olayları anlatarak hikayeyi bitirirler. ama hiç bir kadın evet hiç bir kadın böyle değildir, kadınlar bi olayı anlatırken olaya duygularını katmazlarsa olmaz. örnekleyecek olursak;
erkek hikayesi-
"sabah kalktım, geceden kaldığımdan başım ağrıyordu, kahvaltı yaptım, akşama kadar okulda proje yapmakla uğraştım."
kadın hikayesi-
"sabah kalktım, regl olduğumdan moralim çok bozuktu zaten, sonra annemle konuştum, onunla kavga ettim, bu kadın beni hiç anlamıyor yaa. moralim zaten çok bozuk, bi de okula giderken dolmuşa bindim, şöför beni bi kesiyor, bi kesiyor, ondan sonra indim moralim zaten çok bozuk, yolda geçen bir çocuk bana çarptı, salak...." daha günü yeni başladı ve yeter artık ak banane senin annenle tartışmandan, dolmuş şöförünün seni kestiğinden. yemin ederim çekemiyorum, sonra da ben "aa telefonumu evde unutmuşum.", "facebooka giremedim internet yoktu." tarzı yalanlar söylemeye mecbur bırakılıyorum.
bir başka olay da mesela bir ilişkiye başlıyoruz, benim erkek arkadaşlarımla dışarı çıkmamdan hoşlanmıyor ak, bırak hayatıma müdahale etmeyi. mesela geliyorum eve şu tarz bir muhabbet geçiyor;
"nerdeydin sen"
"turgutlaydım"
o sırada mutfaga geçiyorum ki tabağa iki kaşık yemek koyayım, çünkü masada tabağı falan var, anlaşılan yemek yapmış, yemiş kendisi. ama tencerede yemek yok, kahpe gidip sadece kendine yemek yapmış.
"bebeğim yemek yok mu?"
"ara turgutu o yemek yapsın sana!!"
lan siktiğimin kahpesi; ben sen kız arkadaşlarınla twilight ı görmeye gittiğinde kızıyo muyum sana. senin adına mutlu oluyorum. yemin ederim mutlu oluyorum. hiç olmazsa senden en az 2 saat ses çıkmayacağını biliyorum.
evet efendim aslında her erkek ibnedir ama toplum baskısından dolayı bir süre sonra heteroseksüelliğe bürünür. hemen küfretmeyin bir dakika dinleyin;
hangi erkek penisinde bir erkek eli olmasından hoşlanmaz? yıllardır penisimize değip erekte oluyoruz. demek ki oralarda erkek eli olması çok da umrumuzda değil. hatta yine hiç bir erkek, tecrübe ettiği hand joblar, kendi yaptığı masturbasyondan daha zevkliydi diyemez. ilk dokunuş falan güzel de, bi süre sonra bayarlar.
hem herkes ibne olsa bu çıkmadır, sevgilidir işleri ne kadar kolay olur, bir keresinde bir gay bara gitmiştim, bakıyorum böyle, insanlar gayet rahat gidip kendine bir eş bulması 3 dakikadan fazla sürmüyor. "vay ak ibne olmak, toplum baskısı altında ezilmemek varmış" dedim kendi kendime.
edit- ulan masturbasyon yaparken elinizle yapmıyo musunuz? eliniz de bir erkek eli değil mi ak?
edit 2- her erkek ibne doğar yapsaydım başlığı daha mantıklı olurdu sanki.
insanlara yedirilmiş saçmalıklar bütünüdür efendim.
ki bunların başında da sahsi kanaatimce din olgusu gelmektedir.
tamam bundan 2000 yıl önce veya 1500 yıl önce mantıklı ve yerinde bir düzen olabilir, çünkü insanlar yeterince bilgili ve bilinçli değillerdi etrafındaki insanlar ve olaylar hakkında. bu yüzden onları korkutarak iyilik yapmaya sevk edecek bi olgu lazımdı bunu da din olarak bir şekilde topluma empoze ettiler. insanlara "allah korkusu" vererek kötü ve zararlı davranışlardan kaçınmalarını sağlamıştır ve bu konuda da başarılı olmuştur. gel gelelim günümüzden geçmişe bakalım, din nedir? her dinin bize söylediği ortak bir şey vardır. insanların büyük bir kesmini de bu zamana kadar da inandırmayı başarmıştır.
dinlere göre* yukarda çok büyük bir varlık vardır, hayal bile edemeyiz, bu büyük varlık bizim her hareketimizi inceler, nereye gidersek bilir, ne yapacağımızı bilir, her günümüzün her dakikası onun kontrolü altındadır. ve bize bazı yasaklar göndermiştir yukarıdan.. eğer sen bu koca adamın sana koyduğu yasakları yaparsan; seni ateşlere atar, işkence çektirir, canına okur, ağlarsın, canın acır ta ki zamanın sonuna kadar.. ama her nasılsa seni aynı zamanda çok sever.. bunu aklın mantığın alması kabul göremez.
bu din denen meret binlerce yıl önce toplumlara yarar getirse de şu an zarar verdiği tartışılmazdır, ah şu muhammed kalksa da arkadaşlar o aralar toplumun düzelmesi için bunlara ihtiyacı vardı şu an aklınızı başınıza alın dese keşke. annem ben küçükken, eğer onun istemediği bir şeyi yaparsam bana "bak allah taş eder" derdi ve bunu o kadar çok kullanırdı ki üzerimden atmam bunun izlerini gerçekten uzun zaman almıştı. çocuklarımızı istediğimiz şeyleri yapsın diye korkuttuğumuz olaya bak ak. bir de ilk masturbasyona başladığım zamanlar benim açımdan çok zor olmuştu, ulan allah yine izliyo mu beni diye merak ederdim, kendimi bi türlü rahat ve yalnız hissedemezdim.
insanların senin dinin, benim dinim dinimden farklı diye içine girdikleri savaşları anlatmamın gereği lduğunu düşünmüyorum. ben susayım rakam konuşsun, 123 tane din savaşı olmuştur. eğer yukarıda böyle bir güç varsa eğer bu savaşlar dünyanın şu anki ve geçmişteki düzeni, bizi sikine bile takmadığını gösterir.
tamam ilk insan, ilk canlı veya ölümden sonrasının bir açıklaması olmayabilir, bu yüzden ben şahsen inanıyorum bir yaratanın varlığına ama bu yaratan bana anlatıldığı gibi değil çok daha farklı olacağına inanıyorum.
winter's bone, debra granikin filmi olmakla birlikte, en iyi indie film seçildikten sonra izlemeye karar verdim. filmin kadın yönetmeni debra granik i imdb de söle bi araştırdım, kadın tam bi film insanı film beni heyecanlandırıyor, izlemenin zamanı geldi.
çocukluğumuzdan beri süregelen duymuşluğumuzdan ötürü biliriz hepimiz bu tümleci; bunu hayatında tanıştığın her 40 yaş üstü insanda duyabilirsin:
"allah'ın verdiği canı sadece allah alır!"
madem öyle size bir sorum olacak? bu zamana kadar sustum. susmamın nedeni daha önce farketmemdi, ama her neyse...
hemen saçmalamama örnekleme ile başlayım; madem ki allah'ın verdiği canı sadece allah alır, o zaman kara dul örümcekleri neden birbirlerini yiyorlar cinsel birleşmeden sonra? benim bildiğim kadarıyla "allah'ın verdiği canı allah alır" cümlesinde can denilen şey burada masum erkek kara dul. canı alansa bir kara dul, o zaman allah kara dul mu? tabii ki değil..
klasik cümleni söyleyeceksin burda, diyeceksin ki:
"yaa arkadaş! ama onlar düşünemiyorlar, allah bize akıl vermiş, fikir vermiş." de onlar düşünemiyorsa bu onların suçu değil ki onu yaratan ona düşünme kabiliyetini vermemiş; demek ki allah o zaman dişi kara dulun erkeğini yemesini istiyor, ve kim bilir bundan zevk alıyor.
ama bence burada bize gönderilmek istenen mesaj şudur ki:
"bir canlının canını herkes alabilir. bakın size karadul yarattım, canlıların birbirini öldürmesinden şahsen zevk alıyorum, sırf bunu size gösterebilmek için kara dulları yolladım. yiyin birbirinizi!"
bundan sonra da karşıma geçip:
"yaa öyle saçmalık mı olur?"
"olur mu hiç canım öyle?"
tarzı cümleler kuracaksan; senin mantığına göre ya allah bir kara dul, ya da canlıların birbirlerini öldürmesini istiyor.
mermi gibi edit: başlık tanrı yerine allah olsaymış daha tatlı olurmuş.