"Sensiz nasılım bak bana
Gel de bir çorba yap bana"
3 vakte kadar beyin kanaması geçirip, burnunuzdan kan gelmesi demektir. "sensiz nasılım bak bana, gel de bir çorba yap bana". olur anam; çorba da yaparız, tostunu da yeriz.
bu adamı ne zaman duysam, aklıma serdar ortaç gelir.
10 yıl önce "ben kürtçe şarkı söyleyeceğim, kürtçe klip çekeceğim" demek, kafana çatal bıçak yağmasıydı. arkandan sahneye çıkılıp 10.yıl marşı söylenmesiydi.
şimdilerde kürtçe kanal açılmış, kürtçe şarkı söylemek "barış" demek olmuş. ne yani, 10 yıl önce yapmak suçtuda şimdi mi değil? kürtler değişti mi? pkk değişti mi? değişen ne? bakış açısı mı? evet sadece bakış açısı, gerikalan herşey aynı.
burda suçu alkol'e atmamak gerek. yok alkollüydüm, yok bir anda oldu da nasıl olduğunu anlayamadım; yalan bunların hepsi. mutlaka iki kankanında aklından sevişmek 435345 kez geçmiştir. alkol alınca bir ihtimal taraflar rahatlamış ve akıllarından geçeni yapmışlardır, yoksa alkol "tut şunu yala yut" gibi hedeleri bir anda insanın aklına sokmaz.
zevkli bir olay, özellikle arkadaşınızın yüzüne gülmek ve arkasından iş çevirmek gibi bir durumu kovalıyorsanız; ama nacizane tavsiyem diş fırçasını alıp, tuvaleti temizlemektir inanın daha keyifli.
iğrendiren bir ulaşım aracı.
sürekli kalabalık, değil oturmak ayakta bile zor duruyorsunuz. kalabalık insanı boğuyor, yaşlılar için tehlikeli.
ayrıca çok güvensiz. ne zaman arıza yapacağı belli olmuyor, kelle koltukta gidiyorsunuz.
belirli bir saati yok arka arkaya 4 tane gelebiliyor, arkasından 5dk sonra 1 tane gelebiliyor.
gitmesi için yapılan yol, normal araç yolunu daralttı ve o yol sürekli tıkanık şuan.
en önemlisi, ben oturarak 45dk gittiğim yolu; metrobüsle ayakta vıcık vıcık insanların ter kokularının içinde 35dk gidiyorum. ve en az 2 kat daha fazla yorulmuş, stress yapmış olarak iniyorum.
sinirlerimi bozan hede!
otomatik olarak reflesh yapiyor, bir anda bembeyaz olup; girinin en güzel yerinde sinirlerimin hoplamasına neden oluyor. bak yine yaptı!
beyinleri cevizin kıvrımlarına benzeyen türk insanlar tarafından "aha bir sikimi beceremiyosunuz" diye yerin dibine batırılcaktır. düşebilir lan ne olacak, insan yok içinde can kaybıda olmayacak, hatta hiç uçmayada bilir o uçak. önemli olan çalışmak lan birşeyi yapmak için uğraş vermek, yeterince uğraşınca zaten o uçak uçacak; ama nedir, bebek emeklemeden koşsundur.
eşşek yüküyle para çeken grup.
zaten para için yapılmış piyasa albümleri, ama sattırttırıyorlar, zaten satın almak için sorgulayan bir dinleyici kitleside yok. koyun misali.
lan adını bile üniversite seçerken ilk dafa gördüğün, mezun olunca zerre yapacağın işten haberin olmadığı halde yazdığın bölümden mezun olunca kusura bakma ama arkadaşım "üniversite mezunuyum ama işsizim" demen salakça.
türkiye tamam istikrarlı bir ülke değil bu konuda, ama ortada bariz gerçekler var yahu, üniversite 100 tane öğretmen adayı alıyorsa bunların sadece 10 tanesi iş bulabiliyor. sen bu gerçeği bilip, öğretmen olucam diyorsan, diplomayı aldıktan sonra diplomalı işsizim demeye hakkın yok senin, kimse sana iş garanti etmedi, üstelik tüm gerçekler önündeydi. türkiyenin durumu bu.
herneyse; işyeri olmadan yeni bölümler açmaya, olanların kontenjanını yükseltmeye devam.
yerinde bir tercihtir, destekliyorum.
biz türkler malesef istediğimiz kişiyle hemen sevişemiyoruz; aydınlık bir ortamda seviceğin kişiyi aynen görüyosun, olamaz böyle birşey. işin içine hayal gücünü katman lazım, sevişmek için bulduğun kişinin yerine asıl sevişmek istediğin kişiyi koyacaksın ki zevk alasın, bü dünyadan da tat alasın. yoksa ne lan o öyle? olur mu hiç?
dünyanın 89789789. harikası.
ciddi anlamda hasta oluyorum kendisine, kahkahasında bile meymenet yok be! ergenler gibi her yaptığı "işte ben burdayım", "beni görün", "ilginizi ben çekeyim"cilik var. popüler olma kaygısı da denebilir tabi buna.