tarafımdan keşfedilerek türk sinemasına armağan edilmiş mantık hatasıdır...
şimdi efenim, serinin hangi bölümüydü bilmiyorum ama bizim hababam sınıfı, duygusal bir sahnede erkin korayın "fesupanallah" şarkısını söylüyorlar, neydi bu şarkının sözleri..."arkası gelmez dertlerimin bıktım illallah, bize de bir gün kader güler güler işallah.."
görüldüğü gibi akıllara zarar bir mantık hatası var, olum lan sen zaten özel lisede okuyosun yani zengin çocuğusun; ne kader gülmesinden ya da arkası gelmeyen dertlerden bahsediyorsun bırakın da onları da fakirler söylesin...
arapçada son zamanlarda tayyip erdoğanın çokça kullandığı bi laf var, 'men dakka dukka' diye yani eden bulur manasına geliyor işte benim takıldığım nokta burası... gerçekten birisinin yaptığı şeyleri başkası da ona yapıyorsa o zaman johnny sins'in gay mı olması lazım... aydınlatın bizi..
edit:pardon johnny olması, lazım yazım hatası zaten entryde doğrusu görülüyor.
fazla zeki olduğunu düşünmesinden ileri gelen durumdur.
aklı sıra 'ne ihtiyacım var lan benim akla, ben bana yeterim' kafasındadır. yazık yavvv...
sonra da gelip sözlükte ileri geri konuşuyolar, nasipsizler sizi...
insanı her ne kadar hayattan bezdirse de hala bütün bunlara rağmen o bilgisayarın başındaysanız, üzülmeyin siz çoktan gönüllerin şampiyonu olmuşsunuzdur bile.
son zamanlarda zihnimi bir hayli meşgul eden sorunsaldır...efenim, şeriatla birlikte yeni bir rejim kurulacağı için ister istemez geçiş aşamasında bu tür sorunlarla karşılaşılacaktır işte biz bireylere de bu noktada bazı görevler düşmektedir, nedir bunlar işte; eski sistemden kalan bu tür problemlere çözüm önerileri üreterek devletin yükünü hafifletmektir yani her şeyi devletten beklememek lazım...çözümün nedir derseniz, açıkcası pek bişey de bulamadım, atsan atılmaz satsan satılmaz efenim sonuçta insan bu değil mi...onun için velhasıl dersek son tahlilde benim önerim; kuma olarak yani ikinci eş olarak birileriyle evlendirilmeleridir...
not: başlıkta kız denmesi lafın gelişi yoksa mantık hatası olur...
sorun yerine sorunsal, malum karakter zırvası.
çok tuhaf bir durumdur...sen bitmekte olan bir milleti güya yoktan var edeceksin ama gelceğini düşünmek suretiyle hastalık var sağlık var deyip sigortalı bir işe girmeyeceksin .olacak şey mi?
şanlı türk milletinin kahramanlıklarla bezenmiş eşsiz tarihinde fatih sultan mehmet han gibi rasulullah efendimizin övgüsüne mazhar olmuş büyük hükümdarlar görmesinden mütevellit standardını yüksek tutarak ülke yöneticileri konusunda seçici davrandığını ve önüne gelene lider gözüyle bakmadığı malumunuzdur....bu malum kimselerin kimler olduğu da çok açıktır.
tüm bunlardan dolayıdır ki bu milletin bir ferdi olarak; her ne kadar kanunlarla dayatılsa da kimse benden peygamber övgüsü almamış birisine lider gözüyle bakmamı beklemesin....diyorum. birileri padişahları ya da diğer tarihi ve manevi değerlerimizi sevmeyip reddetmeyi bir hak olarak görüyorsa bu da benim hakkım kardeşim...peygamber övgüsü almamış birine lider demiyorum...kabul de etmiyorum.
öğrendiğimde dumura uğramama neden olan olaydır efenim. hayırdır amcacığım bu nasıl enerjidir dedim, sen git torun toslak büyüt ne işin var buralar da zaten bi ayağın da çukurda....git bi alnın secde görsün ne bileyim hac umre falan birazda öbür dünya için çalış velhasıl hala inanamıyorum efenimm..
üstad kadir mısıroğlunun başbakan olması durumunda yaşanılacak şeylerdir.
benim düşüncem;
okullarda bir tek heykel bırakmaz kaldırır, uydurma tarih hikayelerini siler yerine geçekleri koydurur...velhasıl, her açıdan ülke için hayırlı olur efenim..
sen ülken için geceni gündüzüne katıp çalışarak milletini refaha kavuşturacaksın ama bi tane para üzerine bile tek resmin konmayacak olacak şey mi?
allahın arapları diye küçümsediğiniz adamlar bile neyüdüğü belirsiz adamların boy boy resimlerini paraların üstüne yapıştırıyorlar, bizse hala bu eşsiz insanın değerini bilemediğimiz gibi tutup bi de eleştiriyoruz.
bi nevi eşşeğini sağlam kazığa bağlayan ateisttir efenim...aslında tüm bu eylemleri bilinç altındaki "ya allah varsa" düşüncesinin tezahürüdür, korkularını bastırmakta güçlük çektiği için böyle bir yol seçerek güya kendini garantiye alacaktır.
şimdi efenim bildiğiniz üzere mustafa kemalin geçlikle ilgili çeşitli sözlerinde cumhuriyeti türk gençliğine emanet ettiğini görürüz örneklemek gerekirse buyurunuz;
"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir."
yukardaki genliğe hitabenin ilk satırlarında da somut bir şekilde mustafa kemal cumhuriyeti muhafaza etmeyi gelecek nesillere yani kemalistlere birinci vazife olarak tayin etmiştir, şimdi efenim buraya kadar her şey normal her hangi bir lider hükümran olduğu ü lkeyi gelecek nesillere emanet edebilir ama asıl mesele malumunuz olduğu üzere bizlere tarih kitaplarında ileri görüşlülüğü destanlaştırılarak anlatılan mustafa kemalin bu cumhuriyeti daha atatürkün yatı olan savaronaya dahi sahip çıkamayıp, fuhuş partilerine alet edilmesine kayıtsız kalan kemalistlere emanet etmesidir...ne kadar tuhaf demi, sen doğu milletlerinin dahi bağımsızlıklarını kazanışlarını güneşin doğudan doğuşu kadar açık saçık göreceksin ama 90 yıl sonrasını tahmin edemeyip ülkeyi savaronaya dahi sahip çılamayan kemalistlere emanet edeceksin olacak şey mi efenim....kurda kuzu emanet etsen daha mantıklı olurdu heralde.
velhasıl....şekil A'da görüldüğü gibi demek ki mustafa kemalin, kemalistlerin abarttığı kadar kayda değer bir ileri görüşlülüğü yokmuşş...
johnny sins, aniden kapıyı kırıp içeri girerken bir taraftan da salyalarını silerek üstünüze gelmesi durumunda yapılacak şeylerdir.
benim tavsiyem pencereden atlayın..sakın kaçmak için yangın merdivenini kullanmaya kalkmayın, mazallah!! malumunuz türkiyede yangın merdivenleri genellikle kilitli olur sonra kaderinize razı olmak zorunda kalırsınız.
bin yılın müceddidi yani peygamberimizin vefatının ardından gelen 2. bin yılın yenileyicisi kutbul azam, büyük islam alimi imamı rabbani(ks) hazretleninin "mektubat-ı rabbani" isimli eserinde müşrik dinsiz platonun zırvalarına verdiği cevaptır. resmen madara etmiş platonu yaaa...
edit:ulan mal, ne semavi dinlerden öncesi iskenderin hocası değil mi bunun talebesi m.ö300 işte....yani en az 2 tane ilahi kitap görmesi lağzımdı hatta isa zamanında yaşadığını söyleyenler de var.
siktir edilesi gereksiz tiptir efenim, bu mizah anlayışı kıt kişi.
şimdi, bunları galatasaraylı oldukları için övmeğe söylemiyorum. abi, adam gerçekten komik yavvv.hani o futbola olan farklı bakış açısı yorum uslubu jestleri mimikleri beni gülmekten kırıp geçiriyor amk. hele o delbovski meselesini açışı yok mu o, bizi bizden alıyo lan...ailecek izleyin izlettirin efenim bu adamı...
çok ama çok enteresan bir durumdur efenim, şimdi bildiğiniz yerli nostradamus müştak baba çok ilginç bir kişiliktir hatta kehanetlerinde doğuda ve batıda nostradamus da dahil olmak üzere kimsenin ona denk olmadığı söyleniyor. şimdi bi kaç kehanetinden bahsetmek gerekirse en basitinden ankaranın başkent olmasından tutun da 1923 yılında cumhuriyetin kuruluşuna kadar bir çok bilgiyi yüzyıllar evvelinden bizlere bildiriyor bu kapsamda da işte 2012-15 gibi istanbulun tekrar başkent olacağını ve cumhuriyet rejiminin 2029 yılına kadar tamamen terk edileceğini bildiren bir takvim açıklıyor....bunların çoğu da çıkmıştır ve çıkıyor...işte bu takvimde çok enteresandır ki müştak baba, cumhuriyetten tutun başkente kadar çok sayıda bilgi vermesine rağmen tüm bunları yaptığı iddia edilen atatürkten hiç bahsetmemiş sizce de ilginç değil mi? hatta şiirlerinde ak partiye dahi işaretler vardır ama bi tek atatürk yoktur. sen o kadar çalışıp didinip sözüm ona vatan kurtaracaksın ama ak partiden dahi bahsedilen müştak baba şiirlerine giremeyeceksin...tuhaf çok tuhaf...
evet sayın seyirciler, saatlerin ilerlemesiyle birlikte artık birbirinden ilginç tespitlerimiz sizlerle paylaşma vakti gelmiştir.
bugün kemalizme farklı bir pencereden bakıcaz nasıl derseniz, şöyle ki;
bugüne kadar kemalizmi hep içerik penceresinden ele aldık ve çoğu zaman da eleştirdik ama tüm bunları yaparken de bakış açımızı monotonlaştırdık, işte yok kemalizmin zararları yok dinsizler falan filan diye ama tüm bunlar bizi köreltti ve bazı şekilsel ama can alıcı noktaları kaçırmamıza neden oldu işte bu tespitlerimden mütevellit olacaktır ki bugün ki konumuz diğerlerinin aksi istikamette yani kemalistlerin isim tercihleridir. şimdiden söyleyim çok heyecan verici ve zevkli bir konu kaçırmayın....
sözü uzatmadan konuya geçiyim çünkü genç ve heyecan dolu şakirt arkadaşlarımız var, biraz daha konuşursam kapıyı pencereyi tekmelemeye başalayacaklar....
öncelikle atatürkün ismini inceleyelim;" mustafa kemal atatürk" görüldüğü gibi "mustafa" ismi "kemal" isminden önce geldiği halde kemalistler "kemal" ismini tercih etmişler, işte can alıcı soru "peki ama neden?" maalesef bu tespitimi yapmazdan evvel bende sizin gibi aynı soruyu kendime sorup kafa patlattım sonuçta bi yelere vardım ama keşke bu acı gerçeği öğreneceğime hiç oralara varmasaydım dedim ve resmen kahroldum, aştan ekmekten kesilip 2 gün yemek yemedim (bkz: zeki olmanın dezavantajları) bilgilendirme faslını da geçtikten sonra şimdi zurnanın zort dediği yere gelelim beni bu kadar kahreden gerçek neydi? ...sıkı durun reklamlardan sonra değil hemen şimdi...
"mustafa" isminin yani "mustafaizm"in tercih edilmemesinden başlayalım; şimdi kardeşlerim malumunuz olduğu üzere mustafa, rasulullah efendimizin 4 isminden biridir ve neredeyse onunla özdeşleşmiştir ve adeta islamiyetin de bir sancağı yani simgesi haline gelmiştir işte tüm bunların farkında olan ve laik yani materyalist, dinsiz imansız bir yapılanma olan kemazlimin kurucuları bu isimden rahatsızlık duyarak kullanmaya yanaşmamışlardır. şimdi "kemal"e yani "kemalizm"e gelelim -efenim kusura bakmayın uzun bir yazı olduğu için bazı ifadeleri sürekli kullanıyoruz, size sıkıcı gelebilir- ilk okuldan beri zihnimize yerleştirilen bir hikaye vardır nedir bu hikaye derseniz, küçük mustafaya "kemal" isminin verilmesi olayıdır. ne geçiyordu bu hikaye de, işte küçük mustafanın matematik öğretmeninin ona"senin adın da mustafa benim adım da mustafa sana bundan sonra kemal diyelim" diyordu, ulan sonradan öğrenmiş bulunduk ki matematik öğretmeni masonluğun bir cüzü olan sabataycı mensubu çıktı....vay anasını yav daa neler göreceğiz, bu adam bu ismi babasının hayrına mı verdi mutlaka kendi inaçları içinde bir manası vardır. işte deminde dediğim gibi kemalizm fikrini ortaya atanlar tüm bunların ayırdımında oldukları için kasıtlı olarak "kemal" ismini seçtiler. yani ideolojilerine islama karşın masonluğu yakın buldular belki de bizzat onların adamıdır bunlar...islama karşın masonluk...islama karşın masonluk...iyice sokun kafanıza bunları, ne oyunlar dönmüş.
hasılı..bir kez daha özetlemekte fayda var efenim; bir
tarafta islamı temsil eden "mustafa" ismi diğer tarafta mason öğretmenin koyduğu "kemal" ismi ama ne hikmetse bizim kemalistler önce gelen mustafayı değilde kemali tercih ediyorlar gerçekten de çok ilginç değil mi?
taktir sizin kardeşlerim bir yanda islamı simgeleyen mustafa, diğer yanda masonların koyduğu kemal sizce hangisi....
haaa şimdi anlaşıldı sözlükteki kemalistlerin yahudi sempatizanlığı yapmaları nasılda anlayamadık yahuu.
malumunuz olduğu üzere bu aralar aratatürkün yaptığı harcamalarla ilgili teferruatlı araştırmalar yürütüyorum işte bilirsiniz; mutfak harcamaları,elektriği suyu, son model jeep'inin yakıt giderleri, her gece götürdüğü yarım kilo içkinin maliyeti falan filan ama maalesef bu konularda tarihi kaynaklarda hiç bir bilgi yok işte bundan mütevellit bende muhasebecisinin peşine düştüm, olay o kişide düğümleniyor. bilgisi olan varsa yardımcı olsun lütfen...
afedersiniz, sözüm başlık açmayan bütün yazarlar için değildir ama öyle sığırlar var ki sözlükte, allahın malı daha doğru dürüst başlık açmamış hayatında, gelip bir de sana yok başlık sıçması yok yazar zırvası die bir de ayar vermeye çalışıyor....allahım sen akıl fikir ver yaa..
muhtemelen bir türkün, fetih 1453 filmini "işte benim ecdadım" diyerekten izlerken kapıldığı duyguları onlar da "maymunlar cehennemi" filmini izlerken hissediyorlardır
tayyip erdoğan ile atatürk karşı karşıa aynı ortamda bir araya gelselerdi yaşanacak şeyler ya da birbirlerine söyleyecekleridir. diyerek tanım faslını geçelim.
benim tahminin tayyip erdoğan sözü atatürke bırakmazdı ve hemen şu tarihe geçecek cümleleri kurardı;
'ya paşam, hani laik cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır diyordunuz ya, işte biz onun daha iyisini yaptık başkanlık maşkanlık ayağına cumhuriyetten şariata geçtik, nasıl güzel mi' derdi.
doğru olanı yapmaktır efenim, ne yani zeki bile olsa 100 sene önce yaşamış biriyle oturup siyaset ya da devlet işlerini mi konuşacaksınız....ama kendileri yine de 'gençliğe hitabe' ağzıyla 'ey türk gençliği' diye nasihat vermeye başlayacağı için endişe etmeyin verilecek cevap bellidir...'şimdi paşam, iyi has konuşuyorsun da bu dediğin gençliğe hitabeyi kemalistler ezbere biliyorlar da ne oluyor efenim, sizin cumhuriyeti emanet bıraktıklarınız daha savaronaya sahip çıkamadılar, her türlü fuhuş bilimum zerzevat dönüyor içinde...şimdi daha konuşurum ama neyse...' dediniz mi artık sayısal sonuçlarını sorabilirsiniz.