bugün dini konular üzerine sohbet edilen bir kanala takıldım. bize su içmeyi yemek yemeyi elimizi yıkamayı islam öğretiyormuş. temizlik imandan gelir diyoruz ama abartmasak mı? temiz olmak için ya da el yıkamak için müslüman olmak gerekmiyor ki biraz insan olun yetecek..
sadece bu değil elbette, aile büyüklerimizin bunların kıyamet alameti olduğunun yanı sıra, islami birçok amaca yorumlaması.. aile fıkıhçı kaynıyor.
sağlık bakanımızın yaptığı açıklamalar doğrultusunda anlaşılmaktadır. insanı sevindirmesi gerekirken beni kahretti işte. karantina sürecinde kendimi geliştirmek adına hiçbir faaliyette bulunmadım. hep vaktim olsa şöyle yaparım dediğimiz şeylerin hiçbirini yapmadığımızı da böylece öğrenmiş olduk.
Ara sıra ciddi bir şekilde kafaya inen ve mantıklı olduğu zamanlarda asla kaçınılamayan insanı ciddi bir şekilde rahatsızlık içinde bırakarak bir örümceğin ağ örmesi gibi yavaşça yuvalanan bataktır.
Kendimi asla ait hissetmediğim bir dünyada kendimi öldürmekten yana hiçbir kuşkum yokken, kafamdan her zaman ısrarla köşeye iteliyorum.
bahaneler arıyorum, ama aptal bir cesaret ki insanı ölümden korkutmayan, hayatta da tutmuyor.
uyanık olan insanlardan birileri beni acil aydınlatsın. Koridorda uyandım gece 4te, ağzım acıyordu inanılmaz şekilde ellerimde de bir şeyler var, ellerim ıslak.
korkunca tuvalete gittim elimi yüzümü yıkamak için, 2 elimde bıçak var bildiğimiz meyve bıçağı biri, diğeri tırtıklı bıçak. Dilimi kesmişim uykudayken.
Çenemden kan akmış falan. 20 yaşındayım ve ufak tefek uyurgezer olduğumu biliyordum ama bu normal mi?
daha önce CHP şunu yaptı, yok Akp böyleydi şeklinde yorum yapan beyinsizdir.
Saadet partisi de akp yi doğurmuştu ama boynuz kulağı geçince, Akp ye oy veren cehennemi garantiler demişti.
CHP taktiklerinde yalan söylemiyor, iyi parti ise kendisinden ödün vermiyor.
en azından haklarıyla uğraşıyorlar. Oy çalan, haber çarpıtan kişiye bu kadar güvenip geçmişi açarak yargı yapılması nedir? Günümüzdeki halinize bir bakın?
kızla tartışmışız saçma sapan yere, ertesi gün, gün boyu da konuşmamışız sonrasında. Hatasını anlarsa direkt affederim diye düşünüyorum falan. Beni sevgilisi arıyo, hatta kızı alıyor ve benim bunu anlamadığımı sanıyorlar üzerine de çocuk küfür ediyor.
Piyasada olmayan bir dozudur. Günde iki adet 36 mg kullanmakla verilen maksimum doz.
5 senedir aldığım DEHB tedavim, ailemin ilaç dozunu ısrarla çıkmak istememesi, psikiyatrimin ritalin dayayarak yıllarca bunu minimum şekilde yapmasına rağmen sonunda geldiğimiz nokta bu.
Ana sorumuz, vücut ilaca tekrar tolerans geliştirdiğinde ne olacak? Hiperaktivite seviyesi, üniversite öğrencisi olmama rağmen 5/7 yaş grubu çocuklar gibi inanılmaz yüksek olan, dikkat dağınıklığı yüzünden de hayatında yapması gereken tüm işler, sorumlulukları unutan biriyseniz, bu gerçekten kritik bir soru haline geliyor.
Uzunca süre iştahsızlık, baş ağrısı uykusuzluk, taşikardi hatta intihar düşünceleri ile başa çıkmayı öğrenmem bir yana, duygu durum sorunları, yatılı psikiyatrik tedaviler ile Bakırköy’e kadar düşmüşseniz, hayatınızı planlayarak yaşamayı da öğrenmeniz gerekiyor.
Yepyeni bir yan etkiyle karşılaştım evet, halisünasyonlar görmeye başladım.
Durumu acilen doktoruma anlatıp yardım istemek ve durumun geçmesini beklemek arasında kararsız kaldım, ama 4 saat içerisinde 10dan fazla kez sizi korkutacak bir yanılsama görmeniz, olmayan bir şeyi tüm ayrıntılarıyla birkaç saniye de olsa görüp korkmanız gerçekten anlatamayacağım kadar insanı panikleten bir durum.
Yan etki geçiyor mu emin de değilim, günlerce uykusuz kalacak gibiyim ama vücudum alışana kadar.
izmir’de eşeğin tecavüz edildiği haberini anlatan bir başlık açılmış mesela. adam bunun iğrenç olduğunu düşünen bir de yorumla paylaşmış. entry de baya eksi almış.
yav başlığı açan tecavüz etmiyor ki eşeğe, her şey tozpembe değil ki. ülkenin durumunu gösterdi diye niye eksiliyorsunuz adamları??
madem sürekli ticaret yapıyoruz, yanımızda sürekli takas eşyalarını taşımak Ve yük etmek yerine, parayı bulalım da kapitalizm altında sürünsün orospu çocukları demişlerdir.
yaşanmış bir olay alıntılıyorum, toplanalım başlığı, o kadar hukuk dersi yanında güzel şeyler de öğreniyorum neyse ki.
eskiden olan boşanma davaları günümüzdekinden de uzun sürüyormuş, bir adam, karısıyla uzunca yıllar boşanamıyor.
adamın, yıllardır evli olduğu kadından 4 çocuğu bulunmakta. adam hem kadından bir an önce boşanmak, hem nafaka ödememek hem de hiçbir çocuğun velayetini almak istememekte.
adam nasıl bir bunalım yaşıyorsa boşanmaları için, cinsiyet değiştiriyor..
bu adam dediğimiz artık bir hanım bey olduğu için, iki kadın evli olamayacağından dolayı, evlilik kendiliğinden sona eriyor.. hanım bey artık mutlu, gururlu, hedefler tamam, erkekliği kaybetmek dışında!
Hanım beyimizin artık pembe nüfus cüzdanı var mı? Evet. Yeniden bir erkekle evlenebilir mi, evet. Daha önceki evliliğinden bir çocuğu olan, başka bir adamla evleniyor.
Adam nasıl tekrar mahkemeye geliyor kısmı var. Bu hanım beyimiz, yeni kocasından olan oğluyla parka gidiyor bir gün.
Parkta eski karışı Ve çocukları ile karşılaşıyor. 4 çocuk ona baba, biri anne diye sesleniyor. Çocuklar şaşkın, insanlar şaşkın..
40 gün önce falan erkek arkadaşımla aramın kötü olduğundan bahsetmişim, şimdilerde ayrıyız ama olayların gidişatı insana hayatı sorgulatıyor.
kendime üniversite başında, ilişkilerime önem vereceğimi, özen göstereceğimi ve ileride beraber olabileceğim için de artık olgun davranmam gerektiğini söylemiştim, ilişkimde inanılmaz sadık, anlayışlı yardımcı Ve sevimli bir tiptim buna rağmen erkek arkadaşımın yoğun ders düzeni katı disiplinli bir okul hayatı yüzünden ne yapsam yaranamaz duruma düşüyordum. iyi diyordum, dersleri önemli dikkatini dağıtmayalım aman üzülmesin aman gerilmesin.
ilişkilerde iyi bir sevgili olmayı başarmışım, ama o kadar başarmışım ki, bir gün gayet normal bir günümüzdü, beni bırakmak için arabasına gidiyorduk ki bir kutu çıkardı. Bir pırlanta, hayatının geri kalanını benimle geçirmek istediğine karar vermiş, haftasonu annemlerin elini öpmeye gideriz, yarın anlamlar var şurada onlara uğrarız.
ya benim daha bitirmeme 2/3 sene var üniversiteyi, teklifi kabul edemem derslerim yoğun, daha çocukluk zamanlarımı atlatamamışım, şaka olmasını umdum ama maalesef çok kötü bir şekilde gerçekti. Erkeklik gururu mudur bilemiyorum artık, hayatında ilk defa evlenme teklifi edip reddedilince de olabilir, bir anda ufak sorunlar bahane edildi.. bitti.
kendime sık sık sorduğum başlıca sorulardandır. aşırı yemek yemek en basiti, kızlarla Ne zaman yemeğe otursak bunlar minicik tabaklarla doyuyor Ne hikmetse ben tabak tabak yiyip yine yemek istiyorum.
KeZa ilişkim, artık büyümüşüz. sevgililer evlerine sevişmeye çekilirken ben sevgilimle seksek oynamak üzere sözleşiyorum. Üzerine kartopu savaşı yapma hayalleri kuruyorum. Gece üzerinde ne var muhabbeti yapmıyoruz belki ama sürekli Şiirler okuyan, şarkılar söyleyen birine sahibim.
çok fazla dikkat dağınıklığım var, öyle ki ilaçlarımı almadığımda öylesine birbirine giriyor ki hayat düzenim bir türlü toparlayamıyorum.
çok fazla takıntım var, saatlerce ihtimaller üzerine düşünüp kafa yoran tüm davranışlarına insanları sözde üzmemek adına dikkat ederken insanların göz göre göre beni parçalamasına seyirci kalan bir insan olmak, neden böyle bir insan olmak?