arkadaşımı ziyarete gidecektim. sakallarım uzamış, iyice insanlıktan çıkmıştım. yıllarca aynı evde oturan arkadaşım beni evine kabul etmeden önce "üst kata taşındık" diye bi mesaj attı.
okudum.
siteden içeri girdim;
ha tamam dedim lan, 3. kattaydılar... onların balkonlarındaki branda 4. katta şimdi, tamam.
vardım 4. katın kapısına çaldım... çaldım... çaldım... açmadı kimse. tam vazgeçtim gidiyordum, binadan çıkarken yeni bi mesaj daha; "gel lan kapıyı açtım."
okudum.
yine çıktım 4. kata... yine çaldım... çaldım... çaldım... açan yok. o sırada arkadaşım seslendi, meğerse 5. kattaymış yeni evleri. biraz sohbet ettik; sınavı kötü geçmiş, almanya çok güzelmiş ve melis aslında vermiyomuş.
dışarıda gördüklerim 3. sınıf amerikan aksiyon filmlerini aratmadı bana.
3 polis arabası, bir minibüs.
-lan! sen kim oluyosun da ev basıyosun?
+ben mi? saçmalama abi, ne ev basması?
-çıkar kimlikleri çıkar çıkar...(evet amerikan filmi değil burası)
+yanıma almamışım ya..
-ne işin vardı lan yukarıda?
+arkadaşımı görmeye geldim ben.
meğerse 4. katta oturan pezevenk kapıdan seslenmiş; "git evimdeeen.. kimsiiin?" diye. nasıl kapıysa amk! duymamışım.
-bu muydı amca?
*evet bu. hırsız olduğu şüphesindeyim.(senin ben kafanı sikeyim! şüphesindeymiş...)
+ben burayı arkadaşımın evi sandım ya..
-arkadaşının evi neresi?
+üst kat.
-gidelim bakalım..
sivil polis koluma girmiş, kapıyı çaldık.
kapı açıldı,
%eneeees bak bi arkadaşın daha gelmiiiişş.. yavrııım?
.........
+anladınız mı şimdi? bırakın gideyim abi nolur ya..?
-dostum biz suçluyu suçsuzu ayırmayı bilmeyiz. tuttuğumuzu yaka paça alır götürürüz, saatlerini sikeriz. bizde durum bu.
+polis teşkilatını eleştirmeme yardımcı olan sözlerin için teşekkürler abi.
-sorun değil gülüm. Acab!
+abartma istersen?
kafamı bastırdılar polis arabasına tıktılar beni, camdan kuzenim görmüş;
-abiiii? naaptın sen?
ulan işin kötüsü millete de madara olduk. çizdirdik karizmayı.
arabaya bindik. kimliğimi istiyorlar illa. bende babamı aradım, polisin beni aldığını söyleyip karakola gelmesini istedim. bi süre sonra bizim araba önde babam arkada karakola doğru yol almaya başladık.
ulan cebimde de sigara var, karakolda üstümü ararlar, babam görse ağzıma sıçar!
denize düşen yılana sarılır. bende yanımdaki polise verdim sigaraları...
-abi sen namuslu birine benziyorsun, bunlar sende kalsa olur mu?
karakolda yetkili birine benzeyen bi adamla baya konuştuk. söyleyeceklerimiz bitmiş, adalet yerini bulmuştu!(lan zaten bütün kurtulanlar aynı şeyi söylüyor.)
çıkarken son sözü söyleyip memur beyin bakışlarına hüzün katıcaktım. kararlıydım.
+sizin yaptığınız bir ayıp! ben yıllardır bu çevrede sevilen sayılan biriyim, herkes beni efendiliğimle tanıyordu. benim zedelenmiş adımın cezasını ben mi çekeceğim şimdi?
herşey yolundaydı, söylemek istediklerimi söylemiş. kişisel tepkimi ortaya koymuştum. tek sorun babamın da orda olmasıydı.
babam: bunun abiside tıpta okuyuuor! yazık değil mi bu çocuğa?!
+???
-???
bir ben var, 15 dakika daha fazla uyumak için okula gitmeyen;
bir ben, alarmdan 2 dakika önce uyandırılınca katil olan.
ben ki, aşık olduğum güzel sabahları uyku sevdasından göremeyen,
aslında, karşı değilim doğaya, börtü böceğe, dala ağaca. hatta severim yeşili. taparım doğaya. ama sen, inan düşmanımsın artık.
lanet olası kara sinek!
öylesine güzel olabilecek bişey bu gereken saatten önce uyanmak.
lan herşey bi yana, bilirsiniz belki; sinekleri perde üzerinde öldürmek daha kolaydır. iki saat bekledim perdeye konsun diye. bi yere konduğu da yoktu zaten şerefsizin. neyse geldi kondu. perde de tül perde işte. bizim apartmanın karşısında da benim odayı rahatlıkla dikizleyebilecek 5 tane apartman var. e ben de öyle pijama falan seven bi insan değilim.... öhm. diyeceğim o ki? ben o perdeye o şerefsizi öldürme hırsıyla saldırdığımda gören olmuş mudur lan beni?
en iyi arkadaşı konuşan bir köpek olan alev saçlı çocuk. alışık olduğumuz aile tipine tepki olarak ortaya çıktığı sanılmakta.
kendilerini bilime adamış iki ablası,
evi temizleyip yerleri silen bir babası,
işe gidip gelen bir annesi var.