insanlara karşı şefkati akıl almaz derecede büyüktür. yeter ki insan hatasını kabul etsin, günahları sanki hiç görmemiş gibi affeder... gönderdiği her vahiy insanlar için, onların huzuru, rahatlığı, mutluluğu içindir. insanın aklını başına en sert şekilde toplayan, adaleti sonsuz yaratıcımızdır. yarattığı hiçbir şeye benzemez. kendisine ortak koşulması, varlığının inkar edilmesi ona yapılacak en büyük ihanettir.
başarılamayan konular çok da anlamı olmayan meselelerse pek bi önemi yoktur. bazı şeyleri yapsan ne yapmasan ne yani. dünyadaki her uğraş mantıklı ya da değerli değil.
isteyen yüzeysel isteyen duygusuz desin. bu hayatta koşulsuz olan çok az şey var ve hayır, sevgi eğer 5 yaşında çocuk değilseniz bu koşulsuz olan şeylerin içine girmiyor. sevmek ve sevilmenin bu hayatı yaşamak ve sürdürmek için çok da önemli bir koşul olmadığını öğrendiğinde insan 1-0 öne geçer çünkü şu bir gerçektir ki koskoca insanken koşulsuz sevgi için yırtınmak boş bir kuruntudur ve koşullar sağlanıp da sevilseniz bile zannettiğinizin aksine bu çok da büyük bir anlam taşımaz. mağduriyeti ve duygusallığı bırakıp aklımızı çalıştırarak kendimize gelelim arkadaşlar dünyanın işleyişi bu değil.
son zamanlarda alışkanlığımı geri kazanmaya çalıştığım fakat odak süremin azlığından dolayı beceremediğim şey. bir şeyi okusam bile anlamam zamanımı alıyor, hele ki anlatımına alışkın değilsem. pandemiden beri aptallaştım mı ne...
neden türkiyedeki insanların ezici bir çoğunluğunun her şeyi sevgili ve aşk meşk işlerine bağladığını fazlasıyla merak ediyorum. hayatınızda bundan başka hiçbir kayda değer bir şey yapamadığınız, başka vasfınız olmadığı için olabilir mi acaba? bir düşünmek lazım.