Sahilde yaşayanların ,modern olanların ,bilime inanıp şeyhlere,şıhlara inanmayanların ,Cumhuriyet ve demokrasi sevdalılarının "Atatürkçüler"olarak lanse edilmesi... Her Atatürkçü de içki içmez be gardaşlık tıpkı muhafazakar insanlardan içki içenlerin olduğu gibi ...
atatürk, o sözünü söylerken "öğretmek istedim de öğretemedim" anlamında değil , " bu millet uşaklık yapamayacak kadar yüce bir millettir, boyun eğmez , kendini kullandırmaz çünkü o'nun kanında asillik vardır " demek istemiştir.
ey türk gençliği!
birinci vazifen, türk istiklâlini, türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
ey türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
atatürk, O sözünü söylerken "öğretmek istedim de öğretemedim" anlamında değil , " bu millet uşaklık yapamayacak kadar yüce bir millettir, boyun eğmez , kendini kullandırmaz çünkü O'nun kanında asillik vardır " demek istemiştir.
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Bir gün ama birgün kıymetinin daha çok anlaşılıp hatta mumların yakılacağı yerdir Anıtkabir. içinde dünyada az bulunur bir önder, yüce bir kutsal yatmaktadır.
300 küsur öğretmen alımında 200 küsur din öğretmeni alan bir devlette bir de Suriyeli öğretmen eksikti... Her şeyimiz tamam Suriyeli öğretmenimiz eksikti ..
insanlar emekli maaşıyla çocuk okutadursunlar , öğretmen çıkarsınlar ve bir kenarda bekletilsinler ...
dershanelere göndersinler , Suriyeli vatandaşlara ise direkt üniversiteye girme hakkı tanınsın.. güzel memleket doğrusu..
300 küsur öğretmen alımında 200 küsur din öğretmeni alan bir devlette bir de Suriyeli öğretmen eksikti... Her şeyimiz tamam Suriyeli öğretmenimiz eksikti ..
insanlar emekli maaşıyla çocuk okutadursunlar , öğretmen çıkarsınlar ve bir kenarda bekletilsinler ...
dershanelere göndersinler , Suriyeli vatandaşlara ise direkt üniversiteye girme hakkı tanınsın.. güzel memleket doğrusu..
"Bu memleket,
Dünya’nın beklemediği,
Asla ümit etmediği
Bir müstesna mevcudiyetin
Yüksek tecellisine yüksek sahne oldu.
Bu sahne yedi bin senelik en aşağı bir Türk beşiğidir.
Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı;
Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı,
O çocuk
Tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından
Evvela korkar gibi oldu;
Sonra onlara alıştı;
Onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu.
Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu;
Şimşek, yıldırım, güneş oldu, Türk oldu.
Türk budur.
Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir"...
Ayrıca Türk denildiğinde Türkiye'de yaşayan, Türkiye için çalışan tüm uluslar kastedilir. bu bakımdan ulus kavramı birleştiricidir nasıl ki ABD'de 72 millet yaşıyor ve onları birleştiren şey ulus kavramı üzerinde yoğunlaşıyorsa...
Mustafa Kemal , her yıl Ardahan Damal'da HAK tarafından, dağa silüeti yansıtılan demek olduğu için sevilmez, Ülkeye güzelliğe dair ne varsa getirdiği için sevilmez, kadınlara özgürlük verip, çocuk yaştaki kızların dedeleri yaşındaki erkeklerle evlendirilmesine izin vermediği için sevilmez, bu dünyaya en büyük 2. Mustafa olarak geldiği için sevilmez zira birincisi Hz.Muhammed Mustafa'dır.
Diğer liderlerin onlarca korumayla dolaşıp onlarsız korktuğu, Mustafa Kemal ise halkın arasında tek başına dolaşmasından dolayı sevilmez ...
Mustafa Kemal demek hayatın ta kendisidir ve Mustafa Kemal ,körler görmese de yıldız gibidir, ölümsüzdür...
en azından başkaları gibi , gecenin bir yarısı , ağza alınmayacak kelimeleri klavyede silah olarak kullanmamış bir yazardır. Herkesin inancı kendini bağlar , hiç kimse inandığı varlık adına bir başkasını küçümseyemez veya aşağılayamaz hele hedef hiç gösteremez..
Yazıları buram burak güzellik kokan, Allah aşkı, Atatürk aşkı, evliya aşkı kokan donanma44 tebrikler...Yazılarınızı büyük bir zevkle takip edeceğiz...
Zöhre ana'ya dil uzatmanın dayanılmaz hafifiği....kendisine alevi diyenlerin bir zamanlar gelip giden önceki evliyalara ne kadar zulm ettiği,iftira attığı,zamanında inanmadığı, taki O mübareğin bu dünyadan göçtükten sonra değerini bildikleri hep anlatılmıştı meğer doğruymuş...
Kötü söz sahibinindir ...
islamda(haşa ,Muhammed-Ali yolu olan değil) , 4 evlilik var, hülle var( boşanılan eşin ,eski eşine dönmesi için başka bir adamla yatması), insanları şeriat zorbalığıyla kesmek,öldürmek var, ahireti haşa haşa genelev gibi düşünüp bir erkeğe bilmem kaç huri düşmesi var, insanları mezheplerinde dolayı öldürenin cennete gideceği var ,insan onuruna yakışmayan bir takım olaylar varda var da "yas " olayı mı yok...
Neden bugün Hz.Muhammed Mustafa için yas tutulmuyor,yüce peygamber neden anılmıyor?
işte eleşirilen Alevi Dernegi olan Zöhre Ana'nın açmış oldugu dernek, her yıl Hz.Muhammed Mustafa'nın yası olan Hızır orucu da tutmaktadır...
ifita atmak kolaydır ,zor olan insanların attığı iftiralardan sonra ahirete nasıl varacaklardır, Hakkın huzuruna?
Hz.Zeynep Şam'da türbesi bulunan , Hz.Üseyin'in torunudur.Hz.Muhammed'in Hz.Fatıma Anave Hz.Zöhre Ana diye iki kızı olmuştur sadece,ismi tarihte Fatıma Zöhre diye tek isim gibi geçmiştir.bu yüzden Hz.ALi Fatıma Ana'ya iç güvey gelmiştir. Muaviye tüm Kerbela'yı dağıtıp işkenceler yaptığında Ehlibeyt nesli sokaklara saklanmak zorunda kalmıştır ve ispiyoncu araplar bu mübarekleri ispiyonlamışlar ve çeşitli işkencelere uğratılmalarına, çıplak olarak deve üzerine bindirilip Şam sokaklarında gezdirilmelerine sebep olmuşlardır.Develerin hörgücünün oluşması bu mübareklerin adep yerlerini saklamak için Allah tarafından oluşmuştur. 1500 yıldır Ortadoğu'nun,Irak'ın,iran'ın kanı kurumamıştır bu yüzden. aradan geçen 1500 yıl sonra Muhammed-Ali bu mübareklerin acısını bir şekilde Şam'dan çıkartmaktadır.
atatürk ismi ile dalga geçmeye çalışmak,isimine bahane bulmak istenesi bir durum değildir...insanlar kurtarıcısına bahane bulurken,tecavüzcüsüne aşık olurlar , ne vahim...
atatürk'e haşa dinsiz diyenlerin aslında dininden şüphe etmek gerekir, kendilerine özgürlüklerini bırakan bir lidere Mustafa Kemal gibi bir kutsala dil uzatanların dinlerinin olduğunu sanmıyorum. Zira Irak'ta nasıl insanlar ibadetlerini rahar yapamayıp kadınları çocukları tecavüze uğruyorsa ve her günleri ölüm korkusuyla geçiyorsa, savaştan önceki anadolu'nun durumu da aynı idi.
ayrıca Araplar tüm emzarlıkları yıkarken Hz.Peygamberin de kabrini yıkmaya karar veriyorlar, bunu duyan Mustafa Kemal hemen bir nota gönderiyor araplara ve diyorki;
Eger bir taşına dahi dokunursanız askerlerimi aşağıya gönderirim.
AKP eski milletvekili Nevzat Yalçıntaş'tan dinleyin
Atatürk'ün ülkenin gelişmesi için oluşturduğu,kurduğu fabrikaları Atatürk'ün mal varlığı diye gösterenen cahil cühelaya yazıklar olsun..
Yukarıda mal varlığı diye saydığınız şeyler bugün bile yok,devlet herşeyi ithal ediyor,dışardan getiriyor,üretim bile yapılmıyor.
Sizin saydığınız bağ bahçe,toprak vs ise atatürk'ün ömrünü verdiği,Doğu'sundan Batısı'na, dolaştığı yerlerdir.
Gittiği yerlerde konakladığı her evi,bahçeyi vs.yi Atatürk'e mal etmek,ancak cahillerin ve art niyetlilerin işidir.
Size koskoca bir vatan bağışlamış burayı görmezsiniz şeytanın bile aklına gelmeyecek şeylere takılırsınız.
Irak'ı düşünün 9 yıldır kan ,gözyaşı,tecavüz,ölüm ,şimdi kıçınız rahata erdi Atatürk'e dil uzartmanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyorsunuz.
Yazılan yazının komikliğine bakarmısınız, sulama tesisatı,telefon tesisatı,kanalizasyonvs vs..
Ne yapacak bunları atatürk, sadece birini kullanabilir kanalizasyonu,onu da kendisine iftira atanların ağzına boşaltmak için.
------ ORMAN ÇiFTLiĞiNDE;----
Hususi sulama tesisatı,kanalizasyon,Telefon tesisatı,elektrik tesisatı, KÜÇÜK BETON KÖPRÜLER,Hususi yollar,içme su tevziatı şebekesi.
- YALOVA ÇiFTLiĞiNDE ;
Hususi Su tesisatı,telefon tesisatı,elektrik tesisatı,küçük beton KÖPRÜLER ve yollar.
----- SiLiFKE TEKiR ÇiFLiĞiNDE ; hususi sulama tesisatı,beton köprüler.-------
Yazılan yazının komikliğine bakarmısınız, sulama tesisatı,telefon tesisatı,kanalizasyon vs vs..
Ne yapacak bunları atatürk, sadece birini kullanabilir kanalizasyonu,onu da kendisine iftira atanların ağzına boşaltmak için.
Akıl karıştırılacak bir husus değildir,araştırma yapmak diye birşey vardır netekim.
Anadolu Ajansı Muhabiri Cemal Kutay 19 Kasım 1938 günü yaşanan o görüntülenemeye n sahneyi şöyle anlatır:
"Dolmabahçe Sarayı'ndaki hazırlıklar erkence başlamıştı. Büyük ölünün son ihtiram (saygı) nöbetini bekleyen yaverleri ve dostları, büyük üniformalı subaylar, vali ve belediye reisi, bu hazırlıklara nezaret ediyorlardı. (...) içeride merasim başlamadan, ailesinin talebi ile büyük ölünün namazı kılınmak suretiyle hususi merasim yapılıyor. Tekbir Türkçe verilmiş, namazı islam Tetkikleri Enstitüsü direktörü Ord. Prof. Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırılmıştır. "
Hakkı Tarık Us ise kendi çıkardığı "Kurun" gazetesindeki yazısında ilginç bir ayrıntıya yeniden dikkatimizi çekiyor. Atatürk'ün çok sevdiği bilinen Hafız Yaşar, sandukanın başında "Türkçe ezan" okumuştur. Muhtemelen namaz sonunda da Türkçe telkin verilmiş ve yine Türkçe tekbirler getirilmiş olmalıdır.
Atatürk, sözle anlatılmaz...O'nu anlamak için bir kere bile olsa Ardahan Damal ilçesinde dağda çıkan silüetine bakmak gerekir.her yıl aynı tarihte yaşanan bu olay kulların başına gelecek bir durum değildir...
kadınları ikinci sınıf görüp, neticesinde dini bahane ederek, kadının sesini bile haram sayan, her görüntüsünden şehvet duygusu duyan,ağzının suyu akan bir takım insanların uydurduğu modeldir.
Allah iki cinsi de eşit yaratmıştır, gerisi hasarlı beyinlerin ürünüdür...
Varlığımızı borçlu olduğumuz atatürk için yas tutmak, neden bu kadar ilginç geldi bir takım insanlara hayret. ibadetlerimizi rahatça yapabildiğimiz bir ülke bıraktığı için mi.Düşman askerlerinin silahlarının gölgesi altında yaşamak hoşunuza gider miydi. Gitmezdi ,işte bu yüzden atatürk can fedakarlığı yapmış ve vatanı kurtarmıştır. Bir günlük yas orucu herhalde çok da zor olmasa gerek.
Dersim'i karıştırıp atatürk'ü suçlu çıkarmaya çalışanlar önce kendi atalarının yaptıklarına baksın. şimdi PKK ile çarpışıyorsa askerlerimiz suçlu mu,değil kaldı ki Atatürk'ün bu olayda suçu ve bilgisi de yoktur zira çok ağır hastadır.
Bizim inancımız gereği ramazan da değil,gelen evliyaların dediği gibi sadece Ehlibeyt ve Hz.Peygamberimiz için çeşitli zamanlarda yas-ı matem orucu tutarız.
Yaşayan tek Alevi Pir'i Zöhre ana önderliğinde 30 yıldır bu ülkede Atatürk için yas tutulmaktadır.
şirk ,allah'ı inkar etmektir , Allah'ın bir ülkeyi kurtarmak için gönderdiği yüce bir varlığa oruç tutmak değildir.
Bu yas orucu sadece ankara'da değil,türkiye'nin ve dünyanın her tarafında zöhre Ana'yı bilen "milyonlarca" insan tarafından tutulmaktadır.
Ne mutlu atatürk aydınlığıyla aydınlananlara...
Ömrümüz vefa ettiği sürecede tutacağız inşallah...
Kemal Kılıçdaroğlu, tarihimizde nadir yetişen dürüst siyasetçilerden biridir.Gerçi siyasetin anlamı "ikiyüzlülüktür" ama siyaseti dürüstlük üzerine götürenlerden biridir.
Atatürk'ün kurduğu partiye yakışan gerçek Atatürkçüdür...
Hurafe: Batıl inançtır, yani boş, geçerliliği olmayan,pislik yollarıdır
Oysa Atatürk gerçektir, varlığı ıspata gerek olmayandır.
Zöhre Ana, bu ülkede 30 yıldır Atatürk için yas tutturuyor ,kimsenin haberi olmuyor, CHP üyeliği dolayısıyla da haber konusu oluyor.
Zöhre Ana,bir takım insanların attığı iftiralar sonucu mahkemeye çıkmıştır.Kimsenin başına gelmeyeceği ne malumdur,Kaldı ki Zöhre Ana gibi bir gerçeğin seveni olduğu kadar düşmanı da çoktur.Allah bu düşmanlara fırsat vermesin.
CHP'nin bu ülkede kapısını en önce açacağı isim Zöhre Ana'dır çünkü Zöhre Ana,30 yıldır Mustafa Kemal'in sancağını çekmiş,şanını bildirmiş,Cumhuriyet'ine sahip çıkmıştır.
Ankara Mamak'ta kurulan, sloganı "SEVGi KAPIMIZ AÇIK" OLAN GÜZEL BiR DERNEK... bu kapı insana açılır, bu kapı dostluğa, barışa, sevgiye, hoşgörüye, birlik ve beraberliğe açılır.... Bu kapı Atatürk aşkına açılır...
