ezelhazan
354 (ağır abi)
altıncı nesil yazar 17 takipçi 224.17 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    bu başlıkta yalan söylüyoruz

    1.
  1. Yalan iyi birşey değil. Hiç yalan söylemem.
    0 ...
  2. apartman yöneticisi yardımcısı

    1.
  3. Bir bu eksikti. Elinde sigara ile açılmak istenmeyen kapının ziline ısrarla üç kez basıp sonrasında kapıya güm güm güm vuran yeni yılın modası.
    0 ...
  4. sözlük yazarlarının sevdiği hikayeler

    1.
  5. Şudur efendim :

    CARLO, italya’da Fiat otomobil fabrikasında çalışan, kendi halinde bir işçiymiş.
    Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle’ün italya ziyaretine kadar kimse onu tanımazmış. De Gaulle’ün italya gezi programında Fiat fabrikaları da varmış. De Gaulle fabrikayı gezerken, birden duraklamış, tezgâhın başındaki işçi dikkatini çekmiş ve ellerini açmış:
    “- O Carlo, sen burada mısın?
    - Vay Charles, sen misin?”
    De Gaulle ile Carlo sarmaş dolaş olmuşlar...
    Herkes şaşkın!
    De Gaulle dönüp anlatmış:
    “- Carlo ile biz eski arkadaşız. Alman işgalinde birlikte çalıştık. Bize çok yardımı oldu.”
    italyan protokolü hemen durumu idare etmiş.
    “- Ekselans, bu fabrikanın en iyi işçisi de Sinyor Carlo’dur. Önümüzdeki günlerde kendisine törenle bir madalya takacaklar...”
    De Gaulle çok memnun olmuş, Carlo ile vedalaşıp fabrikadan ayrılmış...
    Herkes Carlo’nun etrafını sarmış.
    “- Yahu, sen De Gaulle’ü nereden tanıyorsun?
    - Söyledi ya!
    - Sen daha önce niçin bize bundan söz etmedin?
    - Çok mu önemli!”
    * * *
    ARADAN birkaç ay geçmiş, olay unutulmuş, bu defa italya’ya Amerikan Başkanı Nixon gelmiş. Ona da aynı fabrikayı dolaştırıyorlarmış. O da tıpkı De Gaulle gibi birden duraklamış:
    “- Vay Carlo, sen burada mısın?”
    Aynı sahne, sarılıp kucaklaşmışlar.
    Nixon anlatmış:
    “- Ben o zaman genç bir avukattım. Carlo’nun bir işi düştü, bana geldi, ilk kazandığım dava onun davasıydı!”
    italyanlar yine şaşkın, Nixon gidince Carlo’yu sorguya çekmişler:
    “- Anlat yahu, Nixon’u nereden tanıyorsun?
    - Canım, gençlik yıllarımızda Amerika’ya gitmiştim. Başıma bir iş geldi, param yok, genç tecrübesiz bir avukat buldum, davayı kazandı. Sonra italya’ya döndüm, fabrikaya girdim, o da Başkan olmuş!
    - Yahu insan söylemez mi?
    - Çok mu önemli!”
    * * *
    GEL zaman git zaman fabrikaya bu sefer Rus Başbakanı Kosigin gelmiş, dolaşırken, Carlo’nun önünde durmuş:
    “- Yoldaş, senin adın Carlo değil mi?
    - Evet Aleksi!”
    Yine sarmaş dolaş...
    Kosigin gidince, Carlo açıklama yapmak zorunda kalmış:
    “- Gençliğimizde biraz komünistlik yaptık, bunu da o zaman tanıdım.
    - insan söylemez mi?
    - Çok mu önemli? Ben öyle çok adam tanırım!”
    Fabrika müdürü kızmış:
    “- Yani şimdi, neredeyse Papa’yı da tanıdığını, arkadaşın olduğunu söyleyeceksin...
    - Oooo, en iyi arkadaşımdır!”
    - Atma!
    - Tecrübesi bedava!
    Müdür kızmış:
    “- Tamam, o halde pazar günü Vatikan’a gidelim, bakalım Papa seni tanıyacak mı?
    - Olur, gideriz!”
    * * *
    PAZAR günü, müdür, muavini ve Carlo Vatikan’a gitmişler...
    Carlo izin isteyip Vatikan’ın kapısına gitmiş, nöbetçilerle bir şeyler konuşmuş, kapı açılmış, içeri dalmış.
    Müdür, muavinine dönmüş:
    “Yoksa Papa’yı da mı tanıyor?
    - Kim bilir, bakalım, bekleyeceğiz!”
    Biraz sonra meydandaki kalabalık dalgalanmış, herkes Papa’yı görmek için hareketlenirken, balkonun kapısı açılmış ve Papa yanında Carlo ile görünmüş...
    Müdür muavinine, muavin müdüre bakarken, Carlo da gözleriyle meydandaki kalabalık arasında müdürünü aramış...
    * * *
    PAPA tam duaya başlarken, Carlo, kulağına eğilmiş:
    “- Sen duaya devam et, bizim müdür yerde yatıyor, gidip bakayım, ne olmuş?”
    Carlo fırlayıp meydana koşmuş, kalabalığı yara yara müdürün yanına varmış, bakmış adam yerde baygın, ayıltmaya çalışıyorlar:
    “- Yahu ne oldu buna?”
    Müdür muavini başını sallamış:
    “- Bayıldı!
    - Beni Papa’nın yanında görünce mi bayıldı?
    - Hayır, seni Papa’nın yanında görünce bayılmadı da arkamızdaki iki Japon sana bakıp, ‘Yahu bu bizim Carlo, yanındaki takkeli adam kim?’ deyince düşüp bayıldı...”
    1 ...
  6. hija mia

    1.
  7. etnik müziğin güzel bir eseri, ne dediğini hiç anlamıyorum ama ezgisi sizi alıp yükselen dağların arkasında batan güneşin ışıkların tadına bırakıyor. yeryüzünün kızıla büründüğü gün batımı saatlerinin aroması. merak edenler için
    bkz: https://www.youtube.com/w...mp;list=RDXAPzqAAvcTc#t=0

    anlamını öğrendim:

    "kızım benim

    kızım benim, aşkım aman aman
    atlama denizlere,
    denizler çok dalgalı
    seni alıp götürür
    uzaklara sevdalı.

    beni alsın götürsün aman aman
    yedi kat derinlere
    ne kötü talihim var
    düştüm kendi derdime.."
    1 ...
  8. gözler ve eller

    1.
  9. etkilendiğim iki organdır, birine bakınca, diğerini tutunca. rengi, ebatı hiç farketmez. hayat tecrübesi işte, gözlerdeki ve ellerdeki en ufak, mini minicik elektriği bile farkedebiliyorum, en kısa sürede hem de. bu kadar övgü yeter.
    0 ...
  10. ilgieki

    1.
  11. kendini baya bir öven acemi çaylak şair arkadaşımız. kendini övmek dışında başka pek bi entrysi yoktur
    0 ...
  12. yazarların sözlükle tanışma süresi

    1.
  13. yıl ve ay olarak tam hesaplayamadım ama ortalama 5 yıl oldu, şaka gibi, nasıl geçmiş zaman.
    Geçmek bilmezdi dakikalar, nasıl da geçerdi yıllar.
    1 ...
  14. yüzü turşu satan bakanlar

    1.
  15. nursel aras

    1.
  16. azize adlı kitabın yazarıdır, güzel bir insandır.
    0 ...
  17. meb internetinde açılan türkü siteleri

    1.
  18. mikdat alpay

    1.
  19. malatya hekimhan hasançelebilidir.
    0 ...
  20. faruk söylemez

    1.
  21. Maraş üniversitesinde tarih bölümünde prof. olmaya aday doçent. bütün çalışmaları memleketi üzerinedir. hoş sohbet, mülaim ve bilgili bir insandır.
    not: memleketi; adıyaman, çelikhan, bulamdır.
    1 ...
  22. hayat sevinc e güzel

    1.
  23. kim lan bu sevinç? hayat neden bir tek ona güzel.
    1 ...
  24. giden sevgiliye hediye edilecek türkü

    1.
  25. biri mehmet biri memiş

    1.
  26. derweş u adule

    1.
  27. karacadağ eteklerinde, ceylanpınar ovasında, cudi'de, şengal dağı'nda, şeyh adi'de yaşanmış, dengbejler tarafından söylene söylene günümüze kadar gelmiş gerçek bir aşk öyküsüdür.

    dewrêş ile adûlê dendiğinde aklıma dewrêşin babası evdi'nin vakt-i zamanında aşık olduğu rihmê'nin öldüğünü öğrenmesi üzere, mezarını açıp o ölü kokusunu içine çekmekten zevk alarak mazoşist duyguların tavan yaptığı bölüm aklıma gelmiş olup aşkın tanımını yeniden düşünmeme neden olan kitap gelir. aynı zamanda sırf êzidî oldukları için soydaşları tarafından dışlanması hatta öldürülmek istenmesi de bana atalarımızın o ünlü '' kurd dijminên qewmê xwenin'' ( kürtler kendi soyunun düşmanıdır ) veya ''kurmê darê ji darêye'' ( ağacın kurdu ağaçtandır) sözlerinin ne kadar yerinde olduğunu kanıtlar niteliktedir.
    1 ...
  28. meryemxan

    1.
  29. kemal çığrık

    1.
  30. gülüm seni alır dağa kaçarım muhteşem türkünün söz yazarı ve derleyenidir.
    nasıl bir türküdür bu insan umut içinde yeniden can buluyor.
    0 ...
  31. yüzyılın sözü

    1.
  32. Bir gün atomun enerjisini serbest bırakacağız, gezegenler arası yolculuklar gerçekleştireceğiz, ömrü uzatıp tüberküloz ve kanseri tedavi edeceğiz ama en düşük seviyeli insanlar tarafından yönetilmiş olmanın sırrını asla çözemeyeceğiz...
    0 ...
  33. hamdi döndüren

    1.
  34. islamı erkek hegomanyasına alıp prof olmayı becermiştir. vay bizim halimize.
    0 ...
  35. okumuş anadolu erkeği

    1.
  36. kendini kibar sanan, ama kibarlık kokmayan, sıyrıldığını düşündüğü dar kalıplardan sıyrılmamış, güya kadını önemseyen, pişirilen pilava hayvan gibi kaşık daldıran, kadını arkasından süzen erkekçik. uzak dursun.
    0 ...
  37. en güzel ezgi

    1.
  38. izmir milli eğitim müdürü

    1.
  39. yaptığı bir toplantıda bir okulun müdürü söz hakkı alır:
    - benim bir projem var, der
    milli eğitim müdürü:
    - nedir? diye sorar
    okul müdürü:
    - il genelinde yapılan bütün projeleri kaldırma projesi, der.
    milli eğitim müdürü:
    -tamam projeni kabul ediyorum der ve ildeki saçma sapan bütün projeleri kaldırır.
    4 ...
  40. yalnız olan sözlük yazarlarının tek adresi

    1.
  41. en güzel erkek giyimi

    1.
  42. o erkek sevdiğin ise herşey yakışır, yamalı peygamber donu bile yakışır yani abartmıyorum, lakin şu durumda yamalı peygamber donunu yakıştıracağım bir sevdiğim olmadığı için dışardan hiç sevmediğim insanların üzerinde görünce bile bakakaldığım erkek giyimini yazayım:
    siyah ama simsiyah kumaş pantolon üzerine, beyaz gömlek, mutlaka gri kaşe ceket ve siyah gravat.
    bu giyime bayılıyorum.
    0 ...
  43. erkeklerin en sevimli olduğu anlar

    1.
  44. berberde saçlarını kestirdikleri ya da traş oldukları andır, çünkü teslim olmuş durumdalardır o an,hiçbirşey onları o anda o sandalyeden edemez, yarım sakallı bir traşla dolaşmak istemezler çünkü.
    1 ...
  45. tanrının çalışma tarzı

    1.
  46. tarzını biraz değiştirip biraz daha adaletli olsa, benim gibi yalnız garibanları da kıytırık köşelerde unutmasa iyi olur.
    0 ...
  47. facebookta fotoğraf paylaşmak

    ?.
  48. paylaşmak bir kere abesse, bakmak iki kere abes, bakıp beğenmek üç kere abes, bakıp beğenip aptalca beğenme yorumları yapmak dört kere abes, özenip fotoğraf eklemek beş kere abes, o fotoğraflara iç geçirir gibi bakıp herkesin anlık saniyelerine kapılıp hayatından soğumak ömür boyu abes.
    1 ...
  49. yazarların telefonuna gelmesini istediği mesaj

    1.
  50. sarla havası

    1.
  51. balıkesir yöresine ait bir türkü. benim için anlamı çok büyük.
    0 ...
  52. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük