Şiirler yazdım, kitaplar okudum
Elimde bir bardak aldım, onu yeniden oydum
Derinlerde kaldım böyle bir zaman
Kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan
Ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları
Söyleşin benimle biraz bir kere gelmiş bulundum.
"Benimle oynar mısınız?" dedi küçük prens."Çok mutsuzum."
"Hayır" dedi tilki. "Oynayamam; evcil değilim ben."
"Bir süre düşündükten sonra "evcil ne demek?" diye sordu.
"Genellikle ihmal edilen bir iş" dedi tilki. "Bağlar kurmak anlamına geliyor"
"Bağlar kurmak mı?"
Tilki "yani" dedi.
"Örneğin sen benim için hala yüz bin öteki çocuk gibi herhangi bir çocuksun. Benim için gerekli de değilsin. Senin için de aynı şey. Ben de senin için yüz bin ötedeki tilkiden hiç farkı olmayan herhangi bir tilkiyim... Ama beni evcilleştirirsen birbirimiz için gerekli oluruz o zaman. Benim için sen dünyadaki herkesten farklı birisi olursun. Ben de senin için eşsiz, benzersiz olurum.."
Küçük prens "anlıyorum galiba" dedi. "Bir çiçek var… Galiba o beni evcilleştirdi."
Gelişen iletişim yollarıyla eskide kalmış hoş bir arkadaşlık biçimini devam ettirme ilanıdır.
Mektup değil ama e-posta arkadaşı olabilirdi belki de. Tabi bu zamanda doğru düzgün konuşacak birini bulmak zor. Gereksiz ve doğru bulmadığım istekler sonucu insanlar ne güzel arkadaşlıkları çöpe atıyor.
Kırık bir pena ve yine aynı kişiye ait bozulmaya yüz tutmuş bir uçlu kalem. Şimdilerde ben ölünceye kadar yanımda olacak birini arıyorum. Öldüğümde bu hatıraları sahibine ulaştıracak biri olmalı.
ister ferdi ister içtimai olsun dua, kainatın dehşet verici sessizliği içinde, insanoğlunun kendisine bir cevap bulmak için hissettiği derin hasret ve iştiyakın ifadesidir.