inandıklarını iddia ettikleri dinin peygamberi dahi, islam'la ilgili böyle kural koyucu bir cümle söylememişken, bunların söylüyor olması, sahip oldukları mantığın ne derece çürümüş ve acınası olduğunu gösteriyor. Diğer taraftan, bu arkadaşın bu başlığı bir köşeye çekilip, altına yazılanları kıs kıs gülerek okumak için yazdığını düşünüyorum. yadeyse halen bu devirde bu mantığa sahip olmak acınası bir durumdur. bunların rejime vs. zararı olmaz, olamaz. kendi zavallılıkları, hayatı ıskalamaları yanlarına kar kalır.
tarihleri boyunca maşa olmuş bir güruhun içinden çıkıp da maşa olmamayı, kendisine her türlü imkanı veren devletine ve ülkesine ihanet etmemeyi tercih eden onurlu insanlardır.
orospu çocuğu değillerdir.
Akıl ve vicdan sahibi kürtlerdir.
edit: ne var lan, zoruna mı gitti ? aralarında bir fark daha var, onu da söyleyeyim. pkk yı destekleyen kürtler orospu çocuğudur aynı zamanda.
şayet şeref, onur, haysiyet sahibi bir brown nose ise (ki sanmam, zira bu hasletler olsa, brown nose olmazdı) dün vatan'da mustafa mutlu'dan aldığı ayardan sonra gözüne uyku girmemiş olması gerekirdi. (bkz: http://haber.gazetevatan....;Categoryid=4&wid=102)
afganistan'daki ve Irak'taki müslümanların canına okuyan bir ülkede 15 yıldır kuzenine ait bir villaga yaşayan bir ağlağın arkasından giderken düşünürler.
1991 de Sivas'ta "bize oy veren müslüman, vermeyen patates dinindendir" diyen bir yaratığa oy vermezler. hele hele onu başbakanlığa getirmezler.
edit : lan olm allahaşkına bana bir mesaj at ve tartılaşım, niye eksi verdin bu entrye. bu dinin peygamberi bile böyle bir beylik laf etmemişken, erbakan denen herif sivas'ta bunu söyleyebildi ve ülkemdeki kul sürüleri bu adamı iktidar yaptı. Yaratıcı bundan razı olur mu sence ?
içinde savunmasız ve suçsuz insanların olduğu bir oteli yakmazlar.
edit : az yazmışım. ağızlarından salyalar saçarak, kudurmuş köpekler gidi tepinerek, savunmasız insanları öldürmezler ve böylece süzme birer orospu çocuğu da olduklarını sergilemezler. bilirler ki, bu tür davranışlar ne yaratanın hoşuna gider ve ne de islamı anlamaya çalışan insanların islam hakkında iyi şeyler düşünmesine imkan verir. onlar vicdan sahibidirler.
saat geceyi vurunca odasına kapandığını ve doğu menşeili kıyafetler giyerek ve kahve içerek yazdığını okumuştum bir yerde. sanırım cibran'ın anılarında.
kısa çalışma ödeneği adı altında sunulan peşkeşten faydalanıp; hem işçiyi ve hem de devleti dolandırır. işçi ayda 8 gün çalışıyor gözükür ve sigortası 8 gün yatar ama ay boyunca çalışmıştır aslında. Devlet ise "sen istihdamını koru ama haftada sadece 2 gün çalış, ben işçi maaşlarının yarısını verecem" der, o da ordan kazıklanır. kazançlı olan sadece patron olur ve bu süreçte tasarruf ettiği parayla hacca gider. zira allah oraya her gelenin günahlarını hemencecik affedecektir ve ondan razı olacaktır.
"şehitlik bu işin kaderinde var" şeklinde bir açıklama bekliyoruz rte'den. ve buna inanarak, bundan dolayı mutlu olacak kul sürüleri olduğunu biliyoruz.
avrupa'da halkın sömürüldüğü, yaşam hakkının ırzına geçtiği dönemlerde katolik kilisesinden gelen "herşey kader, bunlar sizin alın yazınız" bildirileri neticesinde sakallının tespiti olan "din afyondur" ne kadar da doğru imiş, burada görüyoruz.
pisi pisine can ver, arkandaki insanlar da "şehit oldu" diye avutulsunlar.
bilmiyorum kaç kişi ister 70 yaşına kadar yaşamaktansa, 20 yaşında ölüp gitmeyi. adı şehit olsa bile.
yapma yavv, oysa....oysa bize namaz kıldığını söylemişlerdi. allah kahretsin. e ne olacak şimdi. bak başımızdakilere, hemen hepsi namazında, yatıp kalkıyor ve çok dürüst insanlar, ve üstelik ülkeyi dünyanın süper gücü haline getirdiler. fakat bu adam demek ki kılmıyor, bu ne ülke yönetebilir, ne de sorunlara çözüm getirebilir. çünkü namaz kılmıyor.
orta anadolu'da faaliyet gösteren kobilerin patronları. genelde telefona "selaminaleyküm" diye başlarlar ama personelinin maaşı ne olursa olsun, sgk primini asgariden yatırıp vergi çalarlar, hak yerler. 60 lı yaşlarında günahlara format atmak için hac'ca turistik gezi yapar ve bedenlerini orada gezdirirler, ama sadece bedenlerini. ihracata soyunanları varsa bir de, yurt dışından gelen misafirin yediği yemeğin hesabını yapar ama 5-6 bin euro verip yurt dışı fuara katılmanın dış ticaret için büyük bir önem arzettiğini anlamak istemezler.
zordur bunlarla çalışmak.
edit:ne var lan, niye kötülediniz. yazıdklarımın hangisi yanlış.
temelde aynı olmak üzere, değişik okunuşları vardır. arif sağ, rahmi saltuk, musa eroğlu, osman öztunç.. birbirlerinden farklı okurlar. geleneksel müziğimizin en güzel örneklerinden biridir.
benden selam söyle anadoluya - dido sotiriyu
1982 Abdi ipekçi Ödülü. kadın kitabı türklere hakaret, küfür ve aşağılama amaçlı kullanmış. nasıl ve niye ödül aldı anlamış değilim.
ilk gurbete çıkış,12 yaşımdayken başlayan ve üç sene süren platonik aşkımın filizlendiği şehir, pişmaniye, dededen ve babanneden izin koparıp top oynayıp terlemek ve çeşmeden su içmek, seka'nın bahçesinde okul pikniği ve piknikte dedenin çakısını kaybedip yusuf yusuf sesleri arasında geri bulup mutlu olmak, istanbul gezisine izin istemek ve "sen bize emanetsin, hadi sen geçerken köprü yıkılırsa" bahanesine direnip izin alabilmek, okulda özel okulu kazanan tek kişi olup da gitmemek - iyi ki gitmemişim, zira benden nurcu olmazdı-, sıcak bir haziran gününde dedeye ve babanneye el sallayarak otobüse biniş ve memlekete dönüş.
sonrasında bir arkadaşına yazdığı mektupta belirttiği gibi, bir hayat sigortası yaptırdıktan bir kaç gün sonra bir arabanın önüne atlayıp ölmeyi ve buna kaza süsü vermeyi düşünmüş, böylece ailesini parasızlıktan kurtarmayı planlamış usta.