hiçbir gerçeğe değişmeyeceğim gerçektir. darbe almayan ya da aldığı darbelere karşı pollyanna cılık oynamayı savunma haline getirenlerin anlayamayacağı gerçektir. hayat boktandır ve yaşamak lağam çukurunda cirit atan farelerin yaptıklarından çok da farklı değil.
senelerce çalışır didinirsiniz iyi bir yerde olabilmek için. olursunuz da. belki çok fazla insanın hayalini kurup ulaşamadığı bir mesleğiniz ve kariyeriniz olur, kamu da özelde prestijiniz vardır. ama bu değildir istediğiniz yer ve derdinizi kimse anlamak istemez siz de anlatmamayı tercih edersiniz. onlar bindiğiniz araba giydiğiniz kıyafet varken sizi görmezler. siz sadece konuşuyormuş eğleniyormuş gibi yaparsınız.
çok seversiniz birini. o da çok sever sizi. kuantum fiziğinden felsefeye oradan kitaplara oradan sigaraya atlarsınız, daldan dala.. her çeşit sohbet imkanını yaşayabildiğiniz, ne dinine tutsak ne ideolojisine tutsak ne kafasında ördüğü duvarlara tutsak biri. derininize dokundurursunuz birini. o sizdir siz o'sunuzdur. sevdiğiniz imkansızdır..
hayat güzel olanı bok etmeye bayılır. ve biz birer fareyiz!
Kitabın Adı: rojek ji rojen evdale zeynike (Abdalın Bir günü)
Yazarı: Mehmet Uzun
Kürtçeden Türkçeye Çeviren: Selim Temo
Yayın Evi: ithaki Yayınları, 6.Baskı
Yayın Tarihi: Aralık 2006
Sayfa Sayısı: 196
Kitabın Türü: Biyografik Roman
kitapta farklı bir roman tekniği benimsenmiş öncelikle, çok katmanlı deneysel roman tabiri yerinde. sözlü anlatı geleneği ile modern ve geleneksel uslubun harmanlandığını belirtmeliyim.kitapta xec u siyabend gibi meme alan destanı gibi ürünlerden de kesitler mevcut.
kitaptaki duyguyu kapmak için ya kürt olmak lazım ya da dengbej,stran nedir bilen, bu kültürün zarif noktalarını tanıyabilmek gerekir diye düşünüyorum. dışardan bir bakış açısıyla değerlendirdiğim zaman kitabı vasıfsızmış gibi değerlendirebilmek kolay aslında fakat kültüre hakimseniz gerek kültür ögelerinin oturtulması gerek duygu yoğunluğunun sağlıklı bir şekilde iletilmesi kitabı eşsiz kılan tarafları, anlarsınız.
kiki'nin kitapta ki yeri(zamanında yanlış aktarımlara neden olsa bile), zaman mefhumu, ya hu sipane xelatenin kusursuz betimlemesi bile her şey mükemmel...
Suriye insan Hakları Gözlem Örgütü, Suriyeli muhaliflerin Lazkiye yakınlarında bir Rus helikopterine ateş açarak, zorunlu iniş yapmak zorunda bıraktıklarını bildirdi.
Reuters’ın haberine göre Suriye hükümetinin kontrolü altındaki bir bölgeye zorunlu iniş yapmak zorunda kalan helikopterin, ABD’den silah yardımı alan Suriyeli muhalif bir grup tarafından anti-tank TOW füzesiyle vurulduğu belirtildi.
Bu arada DHA, Suriye sınırındaki Türkmen bölgesine iki cismin daha yanarak düştüğünü görüntüledi. Cisimlerin ne olduğu konusunda herhangi bir bilgi verilmedi.
diken.com.tr
tıpın daha ilk haftasında beyaz önlükle fotoğraf çekip face e yükleyen, bakımsız çirkin kızların amcalardan teyzelerden hay maşallah kuzuma gibisinden tiksindirici ifadelerle egolarını tatmin etmelerine uyuzum.
otobüste kısırları börekleri mideye gömmüş koca popolu kadınların yer verelim diye abuk şekillere girmesi sinirimi çok bozuyor kafasını duvara sürtmek istiyorum bu tiplerin. beyinlerinden sakat oldukları için onlara yer verdiğimi bağırarak haykırmak istiyorum.
nutella ve kedi içerikli fotoğraf paylaşıp duran sefil ergenler midemi bulandırıyor.
orhan gencebayın, ferdi tayfurun sesini hiçbir zaman sevmedim ve beğenmedim. müslüm babayla aynı kefeye konulmalarına uyuz oluyorum.
çok duygusal insanlara tokat atmak istiyorum, diğer insanlardan artıları olmadıklarını, sadece duygularını saklayamayacak kadar düşük durumda olduklarını söylemek istiyorum, küsüp gidiyolar ibneler.
sağ görüşlü babam ve sol görüşlü annemin her seçimden önce fikir empoze etmeye çalışmasını doğru bulmuyorum. sizin yüzünüzden bi gün kızıp mhp ye falan oy vericem diye korkuyorum bi gidin başımdan.
1) ermenice'de karşıdaki kişinin aklıyla ilgili şüphe duyulan "հո թուրք չես?!" deyimi kullanılır. Anlamı ise, "Sen Türk müsün?!
2) iran civarı bölgelerinde özellikle Azerbeycan Türkleri için alaylayıcı bir kelime olarak kullanılan "Türk-i hâr" (ترک خر) deyiminin anlamı “Eşek Türk”tür.
3) Fransızlar kaba ve acımasız insanlara "C'est un vrai Turc" olarak hitam ederlerdi. Anlamı ise "Tam bir Türk"tür.
4) Rusçada Tatar Türkleri için "Незваный гость хуже Татарина" sözü meşhurdur. Bu sözün anlamı ise; "Davetsiz misafir Tatardan kötüdür".
5) italyancada oldukça yakın bir tehlikeyi belirtmek amacıyla "Mamma li Turchi!" deyimi kullanılır. Deyimin anlamı; "Anneciğim, Türkler geliyor!"dur.
6) Norveçliler sinirlermiş kızmış birini tarif etmek için "Sint som en tyrker" deyimini kullanırlar. Anlamı ise; "Bir Türk kadar kızgın"dır.
7) Arapçada birisini hırsızlıkla yargılarken şu söz söylerinir; "لا تدع له في البيت وهو الترك" anlamı ise "Onu eve alma, o bir Türk"tür.
8) Rumence de cahil birine hitam ederken "Măi, turcule" deyimi kullanılır. Anlamı "Seni Türk!"tür.
9) Maltacada bir olay çok nadir yaşandıysa "Tgħammed Tork!" deyimini kullanılır. Deyimin anlamı ise "Bir Türk vaftiz edildi!"dir.
bir başkadır bayramda köy atmosferi. sabahın 7 sinde büyük heyecanla uyanıp bayramlıklar giyilir, baş köşede oturan dede-nine nin o mübarek elleri öpülür, ailenin diğer fertleriyle bayramlaşılır. herkes oradadır halalar, amcalar, kuzenler... hep beraber 1 ayın sonunda o güzelim kahvaltı yapılır çardakta hep beraber çay içilir. ellere birer poşet tutuşturulur, kuzenlerinizle tüm yaylayı gezersiniz o şekerleri toplamak için. güzel çirkin ayırt etmeden yenilir hepsi, gizlice tabi. bunların hepsi rüya gibi geçer gider seneler geçer aradan. kocaman ailenin direği ölür, dedeniz ve ardından nineniz. köy soğuktur artık, ıssızdır. o köşe boş kalır öpemezsiniz o elleri başınıza koyamazsınız. tüm ailenin buluştuğu o ev artık sadece anılarla dolu 4 duvardır sizin için. şeker toplarken ki heyecanınızı anımsarsınız, her şeyin ne kadar da manidar olduğunu hissedersiniz, sadece hissedersiniz bir daha yaşayamamak o günleri acı verir size. bayramda köy başkadır. masumiyetini yitirmemiş, insana değer veren köylünüzün sıcak bakışlarını ve samimiyetini, yokluk içindeki özveri dolu ikramlarını anımsarsınız bir bir. şimdi tüm bunları düşünürken açarsınız müzeyyen senarı, çayla yad edersiniz o günleri...
iki kitaplık serinin ilk kitabıdır.ikincisi derviş ve sinha dır. hayata bakış açınızı değiştirebilecek kitaplardandır. sarsıcı ettkisi olduğu doğrudur. birtakım sorularınızın cevaplarını bulabileceğinizi düşünüyorum . yazarı mehmet ali bulut kişisidir efenim.
pir sultan abdal şenlikleri sırasında madımak oteli'nin yakılması ve 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanının yanarak ya da dumandan boğularak hayatlarını kaybetmesi ile sonuçlanan olaydır.
• Muhlis Akarsu - 45 yaşında, sanatçı
• Muhibe Akarsu - 45 yaşında, Muhlis Akarsu'nun eşi
• Gülender Akça - 25 yaşında
• Metin Altıok - 53 yaşında, şair, yazar, felsefeci
• Mehmet Atay - 25 yaşında, gazeteci, fotoğraf sanatçısı
Ad Kavmi
"Yemen bölgesinde yaşamakta olan Ad kavmine Yüce Allah peygamber olarak Hud (a.s.)'ı göndermiştir. Ad kavmi, bir çok nimetlere nail olmuş, görkemli binalar inşa etmişlerdi. Şirk ve küfürde israr eden kavme Hud (a.s.), mucizeler göstermiş ve onları Allah’ın birliğine inanmaya çağırmıştır. Ancak ona kulak vermemeleri ve şirkte devam etmeleri sebebiyle şiddetli bir rüzgar ile helak olmuşlardır.
“Âd kavmi ise yeryüzünde haksız olarak büyüklük taslamış, “Bizden daha güçlü kim var?” demişlerdi. Onlar, kendilerini yaratan Allah’ın onlardan daha güçlü olduğunu görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi inkâr ediyorlardı
Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o mutsuz kara günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azâbı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez"
yurtlarında diz üstü çökekaldılar. Ad ve Semûd kavimlerini de helak ettik. Bu, onların (harap olmuş) yurtlarından size besbelli olmuştur. Şeytan onlara işlerini süslemiş ve onları doğru yoldan alıkoymuştur. Halbuki onlar gözü açık kimselerdi" (Ankebut, 29/37-38).
Ad kavmi, Allah’ın verdiği nimetlere nankörlük etmeleri ve peygamberi yalanlamamaları, inkar ve isyanları sebebiyle helâk edilmişlerdir.
SEMUD KAVMi
Ad kavminin helakinden sonra Hicr bölgesinde Semud kavmi yaşamıştır. Semud kavmi pek çok nimete nail olmuş, dağları ve taşları oyarak muhkem evler inşa etmişler, yazlık ve kışlık konaklar yapmışlardır. Bolluk ve refah içerisinde yaşamışlar, uzun ömürlü bir hayat sürmüşlerdir. Zamanla Hak yoldan sapmışlar, şirke düşmüşlerdi. Yüce Allah onlara Salih (a.s.)'ı peygamber olarak gönderdi. Salih (a.s.), onları Allah’a imana, ibadete ve itaate çağırdı. Mucizeler gösterdi, öğütler verdi. Ancak kavmi onu dinlemediği gibi yalanladı. Kendilerine mucize olarak verilen ve sakın dokunmayın denilen dişi deveyi öldürdüler. Bunun üzerine Salih (a.s.), ve iman edenler dışında Semud kavmi şiddetli bir gök gürültüsüyle helak edildiler.[12]
“Andolsun biz, “Allah’a kulluk edin” diye (uyarması için) Semûd kavmine, kardeşleri Salih’i peygamber olarak göndermiştik. Bir de ne görsün, onlar birbiriyle çekişen iki grup olmuşlar.” (Neml, 27/45).
“Semûd kavmi, azgınlığı sebebiyle yalanladı Hani onların en bedbaht olanı (fesat çıkarmak için) ileri atılmıştı. Allah’ın Resülü de onlara şöyle demişti: “Allah’ın devesini ve onun su içme hakkını koruyun. Fakat onlar, onu yalanladılar ve deveyi boğazladılar. Bunun üzerine Rableri, suçlarından dolayı onları” helak etti ve kendilerini yerle bir etti.” (Şems, 91/13-14).
LUT KAVMi
Lut (a.s.), Filistin muhitinde bulunan Sedom kavmine peygamber gönderilmiştir. Bu kavim, hak yoldan sapmış, inkâr ve isyana dalmış bir kavimdi. Kadınları bırakıp erkeklere yönelmişler, homoseksüellik yapmaya başlamışlardı. Lut (a.s.) kavmini doğru yola davet etti. Kendilerine yapılan daveti kabul etmemeleri üzerine helake edildiler.[13]
"Elçiler ona, 'korkma, üzülme, biz seni ve aileni kurtaracağız. Ancak karın başka. O geride kalıp helak edilenlerden olacaktır.' Şüphesiz biz, bu memleket halkı üzerine, fasıklık ettiklerinden dolayı gökten bir azap indireceğiz (Ankebut, 29/33,34).
"Lût’u da (Peygamber olarak gönderdik.) Hani o kavmine şöyle demişti: 'Göz göre göre o çirkin işi mi yapıyorsunuz?. Siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi varıyorsunuz? Doğrusu siz ne yaptığını bilmez bir toplumsunuz” (Neml 27/ 54, 55)
“Biz Lût’a da bir hikmet ve bir ilim verdik ve onu çirkin işler yapan memleketten kurtardık. Gerçekten onlar kötü bir toplum idiler, fasık (Allah’ın emrinden çıkan kimseler) idiler”
FiRAVUN VE ONA TABi OLANLAR
Kur'ân-ı Kerim’de helak edildiği bildirilen bir başka kavim de Firavun ve ona tabi olanlardır. Eski Mısır krallarına verilen genel bir isim olan Firavunlar israil oğullarını esir gibi ağır ve meşakkatli işlerde çalıştırmışlardır. Bir yanda firavunların diğer yanda Mısır’ın yerlisi putperest Kıptilerin kendilerine yükledikleri ağır işlerden bıkan israil oğulları eski ata yurtları Kenan diyarına gitmek istiyorlardı. Ancak Firavundan kurtulup bir türlü buna nail olamıyorlardı. Firavun’a bir kahin, israil oğullarından bir çocuğun doğarak saltanatını yıkacağını söyleyince, Firavun, israil oğullarından doğan erkek çocuklarını öldürmeye başlamış, böyle bir zamanda Musa (a.s.) dünyaya gelmişti.[14] Kur'ân’a göre Musa (a.s), mucizevi şekilde Firavun’un elinden kurtulmuş hatta onun sarayında annesinin kucağında büyümüş, Firavunu ve Kıptileri tevhit inancına çağırmış, ancak imana gelmeyen Firavun ilahlık taslamış, neticede askerleriyle birlikte denizde helak edilmiştir.
“iman eden bir kavm için Mûsâ ile Firavun’un haberlerinden bir kısmını sana gerçek olarak anlatacağız” Şüphe yok ki, Firavun yeryüzünde (ülkesinde) büyüklük taslamış ve ora halkını sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu. Şüphesiz o bozgunculardandı” (Kasas,28/3-4).
“Bunun üzerine Mûsâ’ya, 'asan ile denize vur' diye vahyettik. Deniz derhal yarıldı. Her parçası koca bir dağ gibiydi. Ötekileri de oraya yaklaştırdık. Mûsâ’yı ve beraberindekilerin hepsini kurtardık. Sonra ötekileri suda boğduk” (Şuara 26/63,66)
ْFiravun ve ona uyanlar isyanları ve diğer günahları sebebiyle denizde boğularak helak edilirken; iman ettim, Allah’tan başka ilah yoktur , ben de müslümanım diyerek iman etmek istemiş ancak bu, yeis anında artık yaşama imkanı kalmayıp azabı gördükten sonra olduğu için kabul olmamıştır;
“israiloğullarını denizden geçirdik. Firavun da, askerleriyle birlikte zulmetmek ve saldırmak üzere, derhal onları takibe koyuldu. Nihayet boğulmak üzere iken, “israiloğulları’nın iman ettiğinden başka hiçbir ilah olmadığına inandım. Ben de müslümanlardanım” dedi. Şimdi mi?! Oysa daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun" (Yunus ,10/90-91).
Örneklerini vermeye çalıştığımız bu kavimlerin dışında nice kavimler helak olmuştur. Bunların helak edilmelerinde ana sebep ise zulmetmeleri olmuştur.
"Halkı zulmetmekteyken helak ettiğimiz, böylece duvarları, çökmüş çatılarının üzerine yıkılmış nice memleketler, nice kullanılmaz kuyular, nice muhteşem saraylar vardır ( Hac, 22/45) Allah'ı, peygamberlerini ve âyetleri inkâr, Allah'a ortaklar koşma, isyan ve zulüm helak edilen kavimlerin ortak özellikleridir. "
"Eğer ki kontrolü kaybedersem ve bu sizi endişelendirirse
Eğer ki bu sizi çok üzüyorsa, kimsiniz bilemiyorum
Ve eğer aklımı kaçırırsam, acımayın bana
En kısa zamanda aptal olacağım ve beni unutacaksınız."