evlattır, hele ki Türkiye insanı yaşam stilinde. Neredeyse 25 yaşına kadar anne baba çocuğunun karnını doyurur triplerini çeker bebek gibi bakar falan. Çok acıklı görünüyor burdan.
başkanlık sistemi ; yasama yürütme ve yargı organlarını sert biçimde ayıran sistemdir. koalisyon gibi oluşumlara yer vermemesinden mütevellit istikrar açısından olumlu sistemdir. cumhurbaşkanı-başbakan ikiliğine yer vermediğinden ikiliğe bir oranda daha az yer verir bir parlamenter sisteme göre . fakat bunun ucu diktatörlüğe dokunur mu? her ne kadar diktatörlük(totaliter yahut otoriter) kuvvetlerin yürütmede birleşmesinden doğsa da , her ne kadar başkanlık sistemine en uzak sistem olarak tasnif edilse de başkanlık sistemindeki başkanın genişletilmiş yetkileri diktatörlüğe kapı aralayabilir.
bir devletin başkanı, o halkın iradesinin sonucudur. halk kendi ahlak yapısı, zihniyeti, ülküsü doğrultusunda tercih yapar. başkanlık sistemin de tıpkı parlamenter sistem,meclis hükumeti sistemi, yarı başkanlık sistemi(şu anki sistemimiz), diktatörlük sistemlerinde de olduğu gibi avantaj ve dezavantajları mevcut elbette. önemli olan bizim ülkemizde olumlu ve olumsuz taraflarını ne ölçüde yansıtacağı. bunun için sistemin özelliklerinin yanı sıra toplum yapısını, yönelimini, isteklerini irdelemek de gerekir. başkanlık sisteminin abd hükumetinde başarıyla uygulanması bu topraklarda da başarılı yahut başarısız uygulanmasıyla bağdaştırılmamalıdır. takdir edersiniz ki abd toplum yapısıyla türkiye toplum yapısı pek benzerlik göstermemekte.
darbe sonucu topluma dikte edilmiş ve günümüzde yürürlükte olan 1982 anayasasını da bu bağlamda es geçmemek gerekir. toplumun gelişimine ayak uyduramamış bu kazuistik anayasanın değiştirilmesi de toplumun acil ihtiyaçlarından. bu anayasanın kaderi de başkanlık sistemiyle değişebilir mi? bu soruları da göz önünde bulundurmak elbette referandumda iradesini yansıtacak her birey için görev.
1.90 lık filinta gibi adamları ziyan etmeyin gidin 1.70 lere aşık olun pls.
bir de pantolon giyip paçasını katlamayın bacak boyunuzu kısa gösteriyor zaten kısa gerçi.
hiçbir gerçeğe değişmeyeceğim gerçektir. darbe almayan ya da aldığı darbelere karşı pollyanna cılık oynamayı savunma haline getirenlerin anlayamayacağı gerçektir. hayat boktandır ve yaşamak lağam çukurunda cirit atan farelerin yaptıklarından çok da farklı değil.
senelerce çalışır didinirsiniz iyi bir yerde olabilmek için. olursunuz da. belki çok fazla insanın hayalini kurup ulaşamadığı bir mesleğiniz ve kariyeriniz olur, kamu da özelde prestijiniz vardır. ama bu değildir istediğiniz yer ve derdinizi kimse anlamak istemez siz de anlatmamayı tercih edersiniz. onlar bindiğiniz araba giydiğiniz kıyafet varken sizi görmezler. siz sadece konuşuyormuş eğleniyormuş gibi yaparsınız.
çok seversiniz birini. o da çok sever sizi. kuantum fiziğinden felsefeye oradan kitaplara oradan sigaraya atlarsınız, daldan dala.. her çeşit sohbet imkanını yaşayabildiğiniz, ne dinine tutsak ne ideolojisine tutsak ne kafasında ördüğü duvarlara tutsak biri. derininize dokundurursunuz birini. o sizdir siz o'sunuzdur. sevdiğiniz imkansızdır..
hayat güzel olanı bok etmeye bayılır. ve biz birer fareyiz!
çok ciddi ve sağlam fikirler içeren kitaptır suç ve ceza. ağır felsefi bölümleri ve yazarın hayat görüşlerini ifade eden kısımlar mevcuttur. kitabı anlayamayanlar için basit bir polisiye kurgusu olarak anlaşılabilir ki bu kısım 50. sayfalarda son bulur. bir çoğu da buradan bir 20- 30 sayfa sonra bırakır zaten kitabı 500 sayfa derin düşüncelerle donatılmıştır. bırakanlara bir daha başlamalarını tavsiye ederim.
rodion ise gelmiş geçmiş en karizmatik kitap karakteridir. net!
kürtlerin neşeli ve samimi aile hayatını tercih etmesinden kaynaklıdır. 1 çocuk yapacöğm marji kafasında aptal kadınları olmadığındandır.
1 cocuğa veremediğiniz insanlığı 10 çocuğa verebilmek koca yürekliliğine sahiptir kürtler, siz anlayamazsınız.
geçen gün 9 yaşında bi suriyeli kız geldi yanıma çat pat türkçe konuşabiliyordu. 9 kardeşlermiş falan bahsediyordu. babasının okula gitmesine izin vermediğinden bahsetti. bilemiyorum. eğer olursa devrim niteliğinde bir şey olur. olaya suriyeli diye ötekileştirmekten çok insan olarak bakarsak çoğu kız çocuğunun hayatı değişecek. evet kadın aydınlanırsa toplum aydınlanır bu yazıyı elbette böyle bitireceğim.