Ayıp Denen Bir Şey Var
Bu Basic Hasta Bakıcı Çok Mu Çekici
Yeni Bir Özgüven Ritimle Buluşur
Geri Döner Ve Konuşur iblis
Hepsi Habis Sanki Konuşup
Aklı Dört Dönerken Yolumdan Erken
Durun Çok Erken insanların
Şu Yüzleri Ucuzluktan Aynen
işe Yaramaz i.neler De Sokaklarda Bazen
işe Yaramaz i.neler De Sokaklarda Aynen
Ekibin Eküri Değil Yaverin De Boş Fakat Çok Hoş
Bak Bu Bir Savaş Çağrısı Koşu Yolunda Koş
Çoğu Yolunda Boş Atıyor işte Taş
Yok Düşünce Sistemimde Koyu Verince Baş
Sorunlarımı Aş Bak Bakan Yalan Söylüyor
Son Tahlil De Maç Aç Elini
Kolunu Yok Huzur Başımda Baş
Yakında Sans Yani Salmadık Tamamen
Zamanla Dans Bizler Hep Bu Yerde Aynen
Gerçeklerin Yansıdığı Can Sıkıcı Yerde Loş
Bu Çok Hoş, Bu Çok Hoş
Şimdi Bak Bu Hiphop Ergenlik Atlatır
Yapamayanı Yardırır Sınıfta Kaldı
Kıs Sesini Öyle Bir Savaş Ki Hep Dışında Kaldığım
Hep Duyarlı Davranırken Hep Keyfine Baktığın
Hep Aynı Sandığın içinde Kaldı Hatıraların
Ve Tüm Yalanların Unutuldu Zamanlaman
Hep Hatalı Hep Kralcı Korkak
Çünkü Korkak Olmanın Yolu Akıllı Olmak
Ortalıkta Manyaktan Bol Ne Var Dedim Kendime
Ve Deva Buldum Derdime De Hakim Oldum Kendime
Hakim Ol Bir Kendine Ne Sen Düşünce Bak Kime Ne
Hayat Güzel Yine Bak Şu Bütün Güzelliğe
Düşün Ki Aynadaki Senin Leşin
Yaşın Bulmuş Otuz Beşi
işin Batmış Eşin Şimdi Eski Eşin
Veya Çalışalım Peşin insanlar Ordadır Kesin
Ve Tabi Sırları Vardır Senin Kadar Rezil
Yakında Şans Yani Salmadık Tamamen
Zamanla Dans Bizler Hep Bu Yerde Aynen
Gerçeklerin Yansıdığı Can Sıkıcı Yerde Loş
Bu Çok Hoş, Bu Çok Hoş
Heeyy Yoo Millet Ünvan Peşinde
Deşti Peşpeşe Doğruyu Önce Kendi içinde
Bir Harbe Kar Diyen De Var Hesap Var Diyen De
Söyle insanlar Niyeyse Böyle Bir Yerde işinde
Sansi Salvo Kafiyesi Yine Şeytan Taşlamış
Kendisinden Başka Amacı Olmayanlar Anlamış
Bu Yarına Kalmamış Bir iş Bu Umudu Kalmamış
Bir Baş Değil Yeterli Mi iyi Yok Yeterli Değil
Gerçekleri Hep Sıkıntı intihara Meyil Değil
Ama Bu Niyeti Milletin Hep Aratıyor illeti
Gazetelerde Her Gün Millet Okuyor Yeni Bir Cinneti
Ne Milyonlarca Dinlenince Ne Değişti Ne
işim Hep Gelişti Ve Stilim Yüksek Kalibre
Aklı Almaz Arsızın Yeni Şu An Nerde
Akıl Almaz Arsızım Yine Şu An Bende
Yakında Sans Yani Salmadık Tamamen
Zamanla Dans Bizler Hep Bu Yerde Aynen
Gerçeklerin Yansıdığı Can Sıkıcı Loş
Bu Çok Hoş, Bu Çok Hoş
1-) Dünyanın merkezi vardır ve orada hayat mümkündür. (bkz. Jules Verne)
2-) Dünyanın belirli yerlerinde kanallar vardır. Bu kanallardan farklı yerlere ulaşılabilir.
Bir kameraman bir gün adamın birinin gözlerinde dehşeti, saf korkuyu görür. Peşini bırakmaz onun baktığı yere keşif yapar. Burası bir metro istasyonudur. Olaylar böyle gelişir. Ardından
--spoiler--
Saf insan ırkı diye birşeyin olduğunu ve bu insan ırkının ışınlanma, telepati gibi güçlere sahip olduğunu görür. Başka varlıklar da vardır burada ve normal dünyaya gelmemesi gereken bir tanesini dünyaya getirir. Kanla beslenen bir canlı
--spoiler--
Marebito japonca manasıyla dünyaya ait olmayan gibi bir şeye karşılık gelir. Mutlaka izleyin derim. Eğer gerçekten düşünerek izlerseniz insanın ufkunu bile genişletir. Filmin sonuyla ilgili teorilerinizi merak ediyorum doğrusu.
Suicide Circle'nin orijin filmi. Aşırı derecede duygusal karmaşa içeren, doğunun buhranlı varoluş acısının en derinden dile getirildiği film. Acının kalbi olan bilinmezlik ve zaman olgusunu manyak yansıtan film. Söylendiği gibi 'Kalbin bir kadeh gibi olduğu' nun, ne kadar dolarsa taştığında gözyaşı olarak çıkışının en somut hali. Gerçek hayatta en yakınlarımıza bile hayatın içinde gerekli olduğunu düşündüğümüz kişilik (bkz.Person: latince maske) ve rollerle hitap ettiğimiz ve hatta kendimize bile bunu yaparken 'Kendimize ne kadar bağlıyız?' diye soramadığımız internet dünyasında izlenmesi gerekli olan bu BAŞYAPIT sizlere 'Herkes neden çiçek olmak ister de neden saksı olmak istemez? , ya da neden herkes şarap olmak ister de kadeh olmak istemez?' sorularını sorar acımasızca.
Cinsellik çok ön plana çıktığı için insanı biraz soğutmuş ve kurgu bakımından tuhaf olabilir ama kötü bir film değil. Öncelikle Sion Sono'nun tarzını Suicide Circle ve Noriko's Dinner Table'ı izleyerek anlamaya başlayın. Direk bu filmi izleyen sadece şaşırır kalır. Ama eğer David Lynch hayranıysanız bu filmi direk izleyin derim. Filme gelecek olursak; bir cümleyi unutursanız filme dair birşeyleri kavrayamayacağınız bir film. O yüzden filmde geçen sözlere çok dikkat edin, duyup geçmeyin o tarz bir film değil. Çocukluktan gelen bilinçaltında varolan sapkın duyguları bastıran ailelerimize şükür, buradaki aile (Gozo) onu dışarı vurdurup olağanlaştırıyor. Bu da çocukta ağır psikolojik sorunlar yaratıyor. Bunun sebebi ise kapitalist dünyadan Japonya'nın da payını alması olarak gösterilmiş ve filmin sonlarına doğru özgürleşme olarak adlandırılan visual-kei akımına değinmiş. Sono hangi tarafta bilmem ama filmleri gittikçe aşırılaşmaya başlıyor. Klasiktir ama ne yapalım; ben onun sanatçı kişiliğini seviyorum...
Sion Sono'nun en çok bilinen filmi. Sessiz, sakin, pısırık, sünepe dediğimiz bir insanın delirme hikayesi aslında. Gerilimi doruklarında yaşatacak ve Sono'nun şairane yeteneği sayesinde yoğunluğuyla dramı da yaşatacak bir film. Müzikler ayrı bir olay zaten, hikaye gerçek ama nerden duymuş bu adam bu hikayeyi ve neden bütün filmlerinde aynı acı hayat, sapkın duygular ve intiharı işliyor ? Ya da Mitsuko ismi niye bütün filmlerinde var ? Bu adam ne yaşamış diye de içten içe merak ettiriyor insanı. Çok ünlü olmadığı için de kendisi hakkında pek birşey öğrenemiyoruz. Bu filmi sevenler yönetmenin bir başka filmi olan Love Exposure'u da izlesin(türü korku değil). Çok aşırı sahneler mevcut, hatta insanı şiddete yöneltici Hitlervari düşünceler de içeriyor. Ayrıca klasik Sion Sono çatışması olan geleneksel Japon hayatı ve geç kapitalistleşen yeni nesil Japon hayatı bu filmde de mevcut. Bence başarılı bir film en azından izleyin. Ama hoşlanmayanlar, hatta keşke hiç seyretmeseydim diyenler de çıkacaktır. Onlara şimdiden söyleyeyim; bu film size zamanınızdan daha kıymetli bazı şeyleri de kaybettirebilir ...
Okültizm, satanizm ve erotizmi harmanlamış ve fazla abartmış tuhaf bir film. Cadılıkla ilgili filmleri hep ilginç bulmuşumdur ve bu film de yeterince ilginç. Çünkü kelimeleri okuyarak büyü yapılmıyor.
--spoiler--
Eline bir kara büyü kitabı geçen hanımefendi, kitaptaki resimlere ve yazılara bakarak herşeyi öğrenir ve büyüyü kelimeler olmadan yapar. Eski bir inanışa göre (Yahudilikten-Kabalacılıktan) resimlerin ve kelimeler bakıldığında bile insana tesir edebilir. Bu filmde de öyle. Ayrıca ayin sahneleri antik satanik ritüellere çok benziyor (bkz. kara ayin)
--spoiler--
Yine de bir Suspiria değil tabiki. Beklenti büyük tutulmamalı.
Sözlüğe yeni üye olmuş ancak benim yıllardır tanıdığım Oğuz beylerinin Avşar soyundan olan yazardır. Beraber terörist kalabalıklarına dalıp bozkurt işareti yapmak en büyük hobimizdir. Eğer ikimizin de canı sıkkınsa kimseye haber vermeden şehir değiştiririz. Bir gecede ansızın yollara vururuz kendimizi. Tanıdığım en sıcakkanlı insandır kendisi. Herkesle muhabbet edebilme kabiliyeti vardır. Kendisini sevmeyen insan ya yoktur, ya da hewaldir. .
Senle bareber attık ruhlardaki pası,
Beraber yaptığımız sporun kanıtı, kollarımızdaki kası.
Arkasında TÜRK yazar, işte onun arabası.
Altay'a toplar gideriz tası, güvenirim sana kutluk adamın hası.
Eğer birgün siz de hundai excel'in kayış sesini duyarsanız; bilin ki o çok yakınınızdadır ...