dün antalya da konser vermiş über virtüoz. rock konçertosu star wars temalı * efsane bir sahne. steve vai benzemesi ve tarzının çok yakın olması dikkatlerden kaçmamış ki konuştuğum gsl müzik öğretmeni de benimle hem fikirdi.
bir yerde olan her yerde olan hiç bir yerdedir. mantığının yakıştığı bir teori. ışınlanmanın gerçekleşebileceği dair fikirleri öne sürendir. geçtiğimiz yıllarda foton ışınlanmasının yapıldığını belirtmekte fayda var. hem fizik hem felsefedir aslında.
Dolaşıklık en iyi şekilde Einstein-Podolsky-Rosen (EPR) deneyi ile ortaya konulmuştur.
bu konu üzerine çok düşündüm. çok fazla galiba. bayağı bir süre geçti. cevabım? evet, cevabım hayatın anlamı nedir? hayat öyle bir şey ki mitleriniz vardır. inandığınız din, sevdiğiniz kadın, sevdiğiniz arma ailen vardır mesela veya yoktur hiç birisi. hayatın anlamı senin yüklediğin anlam değildir. schrodinger's cat hiç değildir, belki öyledir. hayatın anlamı bir yerde gülerek geçirdiğin zaman mı? zannetmiyorum. hayatın anlamı... hayatın anlamı yoktur belki.
hiç istemediğim bir hayat bu yaşadığım
aklımın başımda olmadığı
sana uzanamadığım
benim kalakaldığım, senin kanatlandığın
gölgelerde süzülüyorum.
Dokuz yıllık ve 7.5 milyar kilometrelik yolculuğun ardından Yeni Ufuklar (New Horizons) uzay aracı, bugün Plüton'a ulaşıyor. Bu tarihi anlara aşağıdaki bağlantıdan tanıklık edebilirsiniz.
sen onca sene baba de aklından geçen tüm o pislik şeyleri annenin üzerinde denesin. bu dünya da en çok güvendiğin insan anneni gibiyorsa zaten adaletten bahsedilmesi absürt olur.
bence insan bilinci evrimde trajik bir şekilde ilerledi, çok fazla bilinçlendik. doğa kendinden bağımsız bir bakış açısı yarattı, bizler doğa kanunlarına göre var olmaması gereken yaratıklarız. hepimiz bir yanılsama içindeyken, duyusal deneyimler ve hislerin gelişimi sayesinde birey olduğumuzu sanan fakat aslında bir hiç olan bireyleriz.
bence türümüzün yapması gereken onurlu davranış, programlamamızı reddedip üremeyi durdurmak ve hep birlikte soyumuzu tüketerek kardeşçe bu haksızlığa bir gecede son vermektir.
bizden üst seviye bir yaşam formu düşünelim bu yaşam formu kendine bir oyun yapmak istiyor. bu oyunda karakterlerin sonsuz diğer karakterlere bağımlı milyarlarca olasılığı var her şey tamamen tesadüfe bağlı bir evren oluşturuluyor. yani bir bilgisayar oyunu gibi. bu oyunda karaketerlerin sorabilme sorgulaya bilme yetenekleri var ama aynı bilgisayar karakterleri gibi belirli çizgilerin dışına çıkamıyorlar aynı ''altair size çıkıp yaram buradan neden atlamıyorsun?'' diye sormuyor. bir programcı böyle bir oyun yaratıyor oyunun karakterleri biziz. bunu sadece böyle düşünmekte gerekmiyor tabi ki belki bir uzaylının fen bilgisi ödeviyiz?
duruma eleştirel bakışı kaybettiriyorsa mutluluk kısmı doğrudur ama artık ateist nonteist herhangi bir kavramdan farkı yoktur. her zaman düşünen ilerleme kaydeden ''ilerlemeler doğru sorularla gerçekleşir''. insan beyanatı değildir. maneviyat önemli değil ama sonsuz bir boşluktan sonsuz kadar düşüyormuşsun hissi bir mutluluk değildir. düşünen ve sorgulayan insana mutluluk getirmez.
Yaşamaya ihtiyaç duyduğumuz için mi yaşıyoruz? Bunu bir alışkanlık haline getirdiğimiz için mi? yaşamakta herhangi bir sır, bir gizem göremiyorum lakin gören duyan bilen varsa da ulaşsın.
önemli soru bu değil, neden cennet cehennemin olduğu ve insanların neden buraya tabii tutuldukları. cennet ve cehennem olsa bile varoluşun bir amacı olur muydu? varoluşun amacı cennet ve cehenneme gitmekse, peki ya sonra hiç ulaşamadığımız anlamımıza mı kavuşacağız?