sürekli bir farkındalık çabası, sürekli eşitlik falan feşmekan. ulan abd yasalarında siz beyazlara göre üstünsünüz be şerefsiz evlatları. bir beyaz, bir beyazı dövüp cüzdanını çalsa suç ama bir siyahı dövüp cüzdanını çalsa nefret suçu işlemiş oluyor ve en az 4 kat ağır ceza yiyor. istedikleri eşitlik gelse daha fazla ağlarlar çünkü aleyhlerine. katılmayan zenci yalakaları, alın altta chart. yıllara göre kaç tane beyaz, siyahtan daha fazla vurularak öldürülmüş aç bak.
soruyorum size, öldürülen beyazların kaçını sikine taktılar. "0". amk zenci yalakaları sizi. ırkçılık savunan en son ırk sizsiniz amk amerikalıları. dünya tarihinin en büyük soykırımını siz amerikan yerlilerine yapmadınız mı, adamların topraklarına çiçek gibi salgınlar getirip çaresiz kalan kabilelere toprak karşılığı kendi getirdiğiniz salgının aşılarını satmaya kalkmadınız mı, kendi barış antlaşmalarınızı ezip kabiledeki çocukları esir tutup kadınlara tecavüz etmediniz mi, bütün ataları california'da yaşayan kabilelere "size yeni rezervasyon tesis ettik" diyip taaa alaska'lara süren siz değil misiniz, allah'ın ortadoğusunda petrol uğruna milyonlarca arabı öldürdünüz, yaptığınız bilgisayar oyunlarında koca ırkı terörist olarak mimleyenler siz değil misiniz be amk evlatları, "duvar örecez, o sikik meksikalılar bir daha yarrağımı girer amerika'ya" diyen kimdi orospu çocukları sizi. kızılderililer, meksikalılar, araplar söz konusu olunca hiç bir sikim yemek yok, hiç gam yok ama polise direnen bir zenci ölünce "ırkçılık" diye ayaklanıyorsunuz. sizin yapacağınız primi sikeyim, amk ikiyüzlü şerefsizleri, tiksiniyorum hepinizden....
"her bok hakkında bilgisi olmayan ama muhakkak fikri olan sikindirik youtuber" kardeşlerimizin argümanıdır ya, "ya kitaba bu kadar bağlı kalacaklarını beklemiyordum" diye. çok bağlı kalınmış gerçekten, amk parazitleri sizi :
O Kestane rengi saçları ve mavi gözleri ile betimlenen beyaz tenli bir triss merigold
X Kahverengi saçlı ve kahverengi gözlü zenci-beyaz melezi triss merigold
O "bir hayalet gibi beyaz tene sahip" olan fringilla vigo
X belli bir mesafeden suratına bakınca suratında sadece 2 çift göz görebileceğin kadar zenci bir fringilla vigo
O dara diye bir elf karakter olmaması
X götten uydurulma "dara" isimli zenci bir elf
O waters of oblivion sayesinde çok uzun ömre ve insanüstü atletik özelliklere ulaşan ve ten renkleri yeşil olan, ok atmada ve gizlilikte son derece ustalaşmış, ormanda buldukları dallardan ve yapraklardan kendilerine kıyafet yapan dryad ırkı
X gayet deri ve kürk kıyafetli, gizlilikle uzaktan yakından alakası olmayan, mızrak kuşanmış bir grup zenci kadından oluşan dryad ırkı
O insanların gördüğü zaman aklını başından alacak kadar güzel olan ve bu güzelliğinin farkında olup kullanan bir yennefer, güzellik büyüsünün kalıcı olmaması ve yennefer'in bu büyüyü kolaylıkla kendi başına, herhangi bir operasyon geçirmeksizin yapabiliyor olması
X güzel olmadığı halde çok güzelim diye takılan kezban yennefer. güzellik büyüsünün kalıcı gibi gösterilmesi ve yenneferin ameliyata girmesi
O geralt'ın birçok sebeple atını sürekli değiştirmesi, bu yüzden atıyla güçlü bağ kurmaması, bindiği her ata roach diye seslenmesi
X red kit için düldül neyse geralt için roach'un o olması
O son derece uygar ve çağdaş olan, kuzeylileri barbar olarak gören nilfgaard
X kuzeylilerin son derece uygar ve çağdaş olup, nilfgaardlıları barbar olarak görmesi
O blavikende geralt'ı stregobor'a götüren kişinin blaviken muhtarının ta kendisi olması ve muhtar ve geralt arasında sıkı bir arkadaşlık olması
X muhtarı koymayıp yerine minik bir kız çocuğu konması
O strigayı hiç bir yardım almadan kesen geralt, strigayı kestiği sırada vizimada taşaklarını yayarak yatan kral foltest ve onun danışmanlığını yaptığından yanından ayrılmayan triss merigold
X striga kontratında trissin de foltestinde o kale civarında olması ve geralt'a yardım etmesi
gibi gibi, devam da edebilirim ama nese duruyorum burda...
hoşlandığım kızın, sevgilisini aldattığını bana itiraf etmesi ve bunu en yakın arkadaşıma söylemem sonucunda çocuğun aynı gece bana gelip "yıllar boyu ilk kez aşık olduğu ama aşık olduğu kızın da gidip onun hislerine karşılık vermemesini geçtim, karşılık verdiği insanı da aldatması" üzerine deliler gibi içmesi ve bana dertlenmesi....
bundan 2 sene önce savunma sanayi sektöründe ciddi bir iş arayışı içerisindeydim ve bulamıyordum. sonunda sektörün iyi bir tank imalatçısı olan firmadan iş görüşmesine çağırıldım ve ingilizce sınavlarını verdikten sonra sıra bölümdeki insanlar ile konuşmaya geldi. ve o sırada konuştuğum insanlar arasında aynı okulda yıllarca aynı sınıfta eğitim aldığım bir arkadaşımla karşılaştım, üniversite bittikten sonra hiç görüşmedik, diploma töreni sonrası ilk o masada gördüm çocuğu tekrar. ortalaması 2.2 seviyesinde biri olarak oraya torpille girdiği aşikar ve üniversite yılları kendisine verilen ödevlerin 40%ını neredeyse benden almıştı. görüşme sırasında cvmi eline alıp burnu bir karış havada tuhaf ağız yüz hareketleri yapıyordu. diğer mülakata alan takım başvurduğum iş hakkında ne bilmem gerekiyorsa heyecanla anlatıyorlardı ama o çocuktan bana gelen sorular cevaplaması gerçekten mümkün olmayan saçma sapan sorulardı. görüşme sonunda sorunuz var mı sizin dendi kendisine ve yok dedi. tokalaştık ve ayrıldım. yıllar boyu tanıdığım o çocuk bana en soğuk ve en isteksiz davranan insandı ve o mülakat sonucu reddedildim.
5 ay sonra sektörün en iyisi sayılan tank imalatçısında ekip lideri pozisyonunda işe başladım. ekibimde doğum iznine ayrılmış olan bir mühendis arkadaş dolayısı ile bir kişiyi daha işe almamız gerekti ve sırayla insanlar ile iş görüşmeleri yapmaya başladım ekibime katacağım kişiyi seçmek adına. 2 yıl sonra bana o iş görüşmesinde yavşakça davranan o eleman geliverdi karşıma. 5 ay önce çıkarılmış eski firmasından. beni görür görmez gördüm o gözlerindeki korkuyu. aynı saçma soruları bu kez ben ona yönelttim, cevap verememeye ve kemkümler etmeye başladı. "ingilizceniz konusunda iyice emin olmam adına ingilizce anlatabilirmisiniz" diyerek iyice maymuna çevirdim. çözülmesi imkansız bir olay karşısında beni o çözümsüz durumda kalmış kişi rolü yaparak ikna etmesini istedim ve mezar sessizliği.....
ne demişler kardeş : "keser döner sap döner, gün gelir hesap döner"
zaten almam için de yeterli seviyede biri değildi ama onu öyle ekibimin yanında, karşımda kıvrandırtmak yok mu. o keyif bambaşka işte arkadaşlar, kimse politik olarak çok kötü bir his falan demesin. dünyanın varolabilecek en lezzetli tatlısından daha tatlı, varolabilecek en keyif veren maddelerinden daha keyifli, yapılabilecek en keyifli cinsel ilişkisinden daha orgazmik bir histir onu alabilmek...
bir arkadaşımın lafıdır, "aslında her insan evladı orospudur, sadece fiyat değişiklik gösterir. kimisi için maddiyattır, kimisi içinse manevi zımbırtılar, ama herkesin bir ücreti vardır" der. katılırım belli yerlerde, çünkü toplum içinde kendimizin bazı hususlarda fazla dikkat çekmememiz için maskelerle dolaşırız, belli konularda çok ayrı değer yargıları taşımasak da toplumun dayatmaları ve çoğunluğun fikrinden ötürü o fikirlere kafa sallarız, istemsizce yaparız bunu hatta.
şimdi "hiçbir mal varlığı yada servet benim başkasıyla birlikte olmama sebep olamaz" deriz, çünkü toplum bizden bu lafı söylememizi bekler, fakat gerçekten 5-6 milyar dolar para ile gözgöze gelsen, o para gözlerinin önünde olsa, hala koruyabilir misin aynı değer yargılarını? sanmam, çünkü ölümlü dünya arkadaşım, hayat çok kısa ve belli imkanları elde edebilmen için para denen zımbırtıya ihtiyacın oluyor her ne kadar elinin kiri de olsa. sen ve 7 sülalenin inanılmaz lüks içerisinde bir ömür geçireceğini bilsen dişini sıkar ve satarsın bedenini yani, 2 kere 2 4tür gibi bir gerçek.
yani özetle "o orospu, bu orospuymuş, şu orospudur" falan yok arkadaşım. her insan evladı orospudur. sen de orospusun, ben de orospuyum. sadece fiyatlarda değişiklikler oluyor. yani kısacası hepimiz orospu çocuğuyuz da denilebilinir, dur lan bağlayamadım sonunu....
içmekten yoruldum, ağlamaktan, düşünmekten. Canım acıyor, ölüyorum, gittikçe daha da ağırlaşıyor yüküm, kasvetimin içinde boğuluyorum. Bilmiyorum, ne yapmam gerektiğini, artık hiçbirşey bilmiyorum. Yardıma o kadar ihtiyacım var ki, o kadar muhtacım ki bir cevaba...
2 hafta oldu, geçmiyor acısı, uyku tutmuyor hala geceleri, yastığa ağlamadan koyamıyorum hala başımı. nasıl alışacağım yokluğuna, nasıl kalkacağım bıraktığın o enkazın altından. ablam, kız kardeşim perişan, annem daha tek kelime etmedi gittin gideli. herkes "sen tek erkeğisin, sen güçlü kalacaksın" diyor ama kalamıyorum. kocaman bir parçayı alıp gittin benden, nasıl alışılabilir insan bıraktığın o boşluğa, ne zaman sorsam kendime, yanımdakilere alamıyorum düzgün bir cevap. daha 25 yaşında gasilhanelerde bedenini temizleyecekmişim, toprağa verecekmişim hayatımdaki en önemli parçalardan birini. bana hep "çoluğa çocuğa karıştığını gördüğüm zaman yapbozu tamamlayacaksın" derdin, artık asla tamamlanamayacak o, elimde artık kaybetmekten deli gibi korktuğum diğer parçaları kaldı, sımsıkı sarıldığım...
2 hafta oldu ama 20 yıl dahi olsa anılarını her daim yaşatacağıma söz verdim babam. her cumartesi gelenek haline getirdiğin o balık sofralarını kurmaya bu sefer ben devam edicem. kadehin de hep masadaki yerinde her daim olacak. yaptığımız o fenerbahçe-beşiktaş kavgaları hep kalacak hatırımda, gerçi aziz yıldırımın gidişini bile göremeden ayrıldın yanımdan. çiçeklerin, bahçen asla sararmayacak evdeki ve yazlıktaki, sabah pencere kenarına bıraktığın ekmek kırıntılarıyla ben doyuracağım güvercinleri. gözün arkada kalmasın, gerek annemi, gerek ablamı, gerek kız kardeşimin arkasında ben duracağım. söz veriyorum babam, ışıklar içinde uyu...
evi arabayı satıp elazığ diyorum. erzurum tabi ki favori, şampiyonlar ligiyle benzeştirsek net real madrid olur erzurum ama bu sene gönlümde bir underdog şehir var. bastır elazığ, bileğinize kuvvet, sikin o yol ortasında su içen zındıkları....
dinlerle arası hiç iyi olmayan biriyimdir, varsa böyle birşey iyi ki de olmuş amk. allahın yolladığı erkek melekleri sikmeye kalkmak ne amk ibneleri sizi, adamın böyle amına koyarlar işte...
en son 3tli versiyonunu izlemiştim, sonra acundan soğuduğum için hiç izlemedim. ama bugün yemek yerken televizyonu açınca denk geldim, sardım izledim lan, cidden sihri falan var amk programın, reklam girince "ben napıyorum lan" falan oldum. ama izlediğim kadarıyla bir takım oyun kaybediyor, kaybeden takımdan bir kız, hoş da bir kız, havuzda kazananlarla dans ediyor, hakandı sanırım "böyle bir saçmalık olamaz, bizim takımdansınız siz sanki karşıdaymış gibi ne bu hareketler" tarzı birşey diyor, yarışmadaki herkes adamı linç ediyor amk. adam gayet haklıydı lan, bir bok anlamadım ben. sonra saçma bir merak içine girip ekşide okudum, ekşide de adamı linç ediyorlar. nese kaçırdığım yerler var sanırım, gerçi bana neyse amk...
acımasız davranacağım ama ingiltereyi de beğenmedim. londra ve nottingham'a gittim sadece ama insanlar son derece kaba ve mutsuzdu ve o kadar pahalıydı ki, gerçekten insanların neden bu kadar kaba ve mutsuz olduğunu açıklıyordu o durum...
evet gençler, seyahat ettiğiniz en kötü ülkeyi söyleyin.
benim için iş için gittiğim suudi arabistandır. etraf tamamen çöp, pislik kokuyor, erkeklerin alayı hacı tipli, kadınların alayı kapalı, it gibi pahalı, insanlar kalitesiz.... rezalet bir yer amk, bir de kutsal sayıyoruz ya, gerçekten ülkece sığırız amkk
bundan 3 sene evvel mezuniyet sonrası efsane para derdim de, şimdi kıçımın kenarı afedersin. 5 hane dersen derim eyvallah ama 7000 ne lan...
edit : eksileyenleri anlamıyorum anasını satayım. ulan 3 yıllık tecrübem var, savunma sanayinde geçen 2 yıllık aday mühendisliği ve freelance çalışmalarımı da saysan 5 yıl tecrübem var, ben 7000 alıyorum amk, taşak mı geçiyonuz ya...
Lebron james Gelmiş geçmiş en iyi basketbolcudur. Jordan'ı da izlemiş biri olarak söylüyorum ki jordan'ı geçmiştir.
adamı izlerseniz zaten kendi pozisyonunda, 3 numarada, gelmiş geçmiş en dominant oyuncudur. ama lebron'u farklı kılan olay herşeyi elit seviyede yapabilmesidir. yeri geliyor oyun da kuruyor, yeri geliyor 5 numara da savunuyor, yeri geliyor takım skor yükünü de çekiyor, amk herşeyi yapıyor. ortalamaları 27 sayı, 7 ribaund, 7 asist gibi rakamlar. başkası yapsa "oha amk, hayvan herif" deriz ama lebronun yapması o kadar da özel bir durum gibi görünmüyor hiçbir maçta, sadece bu bile başlı başına lebron'u çok çok özel bir oyuncu sınıfına sokar. bir sezonda neredeyse curry'e yakın 3lük yüzdesiyle oynayıp, 2000 shaq yüzdesiyle içerden pozisyon bitirebilen kim var. bir final serisinde sayı, ribaund, asist, top çalma ve blok kategorilerinde 2 takımın da birincisi olan kaç adam var, bir maçta 17 asist ile oynayıp sadece 1 top kaybı yapan hangi oyuncu var. biri çıkıp da "lebron iyi oyuncudur ama .... konuda eksiği var, orda pek başarılı değil" diyemez. eskiden şutu sıkıntılıydı ama şimdi klay thompson gibi, stephen curry gibi şut atıyor. her yönüyle mükemmel bir oyuncudan söz ediyoruz.
gelelim jordan mevzusuna. bazı romantik arkadaşlar "kimse jordan gibi olamaz" diyor ve genel kriterleri jordan'ın 6 şampiyonluğa sahip olması.
bakın. jordan 6 kez finale çıkıp 6 şampiyonluk elde etmiş birisi, lebron 8 finale çıkıp (7si arka arkaya) 3 şampiyonluk kazandı. şampiyonluk konusunda tamam ama jordan geri kalan dönemlerde finale dahi çıkamadı arkadaşlar, napacaz bunu? finale çıkamadan playofftan elenirsen sıkıntı yok ama finalde elenirsen mi sıkıntı var? taşak mı geçiyosunuz? bu ne gibi birşey söyleyeyim. "galatasaray tarihinde 1 kez uefa finaline çıktı kazandı, arsenal tarihinde 1 kez uefa finaline çıktı kaybetti, o zaman galatasaray arsenal'den iyi takım" demek gibi birşey. şampiyonluk elbette önemli bir kriterdir ama bir oyuncunun kalitesini tek başına belirlemez. bill russell 11 şampiyonluk kazandı, robert horry 7 şampiyonluk kazandı, o zaman nba tarihinin en iyi oyuncuları derken bill russell ve robert horry'i de saymak lazım. yapmayın gençler, gözünüzü seveyim.
her spor dalında olduğu gibi basketbolda da oyuncu kalitesi her geçen gün artıyor. boynuz kulağı hep geçecek. belki 10, belki 20 sene sonra hem jordan'dan da hem lebron'dan da iyi oyuncular gelecek. objektif olarak oyuncuları değerlendirirken romantikliği bırakıp, oyuncunun gerçek etkisine ve potansiyeline yoğunlaşmanın daha önemli olduğunu düşünüyorum.
Yazılanları görünce türk insanının ne kadar ikiyüzlü, karnının içinin ne kadar bok dolu olduğunu bir kez daha gördüm. Amk fetosundan oldum olası nefret ettim, cemaatçilerden, dincilerden hep uzak durdum. Ama madem bu enes kanterden sırf fetönün uşağı diye nefret ediyosunuz, aynı nefreti niye zamanında fetö ile yediği içtiği ayrı gitmeyen adamlara, zamanında "hoca efendi" diyip sonra bir anda "fetö" diyen adamlara göstermiyosunuz.
Enes kanter dediğinizde, daha bu ayakkabı kutusu operasyonları yapılmamışken, çomar kesim samanyolu tv izlerken, maltepe, açı, fem dersaneleri varken "fetöcü ama oklahomada açıldı, as bayrakları" falan diyodunuz, şimdi adamı türk tarihinin en büyük teröristlerinden biri haline getirdiniz. Tıpkı hakan şüküre zamanında kral derken şimdi uefa şampiyonluk resimlerinde sansürlemeniz, karalamanız gibi.
Bu sabah sokakta görünce gene inanamadım gözlerime. "Eskort necla"nın o fotosunu gördüm ya, insanlar harbiden çift yaratılıyor lan. Bildiğin kate upton. Eskortluk yapan birinin bile doppelgangerı kate upton, kimbilir benimki hangi köprünün altında bali çekiyodur amk...
