göründüğünden çok daha fazla anlam barındırandır. tüm hatun takımı (en entel dantel takılanından en hanım hanımcığına), belli bir yaştan sonra fazlaca dikkat etmeye meyillidirler, yetiştiriliş tarzı mı yoksa bilinçaltından mıdır nedir,evet hepimiz bakıyoruz çevremizdeki kadınların parmaklarına.ben ki, geçtim söz yüzüğünü, aksesuar olarak bile yüzüğe katlanamaz biri iken, geçenlerde görüştüğüm,eskilerden olan bir kaç arkadaşıın sağ ve sol parmaklarını kontrol ederken yakaladım kendimi.gariptir ki, onlarda olan ve bende olmayan, hüzünlü bir noksanlık hissi ve ayrıca evet itiraf etmekte hiçbir sakınca görmicem biraz da kıskançlıkla bakakaldım.bir de, kendisinden zamanında fazlaca nefret ettiğim hatunun sağ parmağında parıldayan alyansını görünce, niyeseyse bana karşı zafer kazanmış hissi kaplayıverdi içimi...lanet olası, sadece bir yüzük ama gel gör ki içinde neler barındırıo küçücük meret...
27 mart - 10 nisan arasında, izmir sanat, ismet inönü, AKM, sabancı kültür sarayı ve tepekule kongre merkezinde gerçekleştirilecek olan izmirli tiyatroya boğacak etkinliktir.
biletler öğrenciler için 4, diğerleri için 7.5 tl olup, son derece makul fiyatlardadır.ancak, katılmak isteyen acele etsin derim, çünkü şimdiden bir kaç oyunda yer kalmamış vaziyette.
meraklısına da işte program ; http://www.ressim.net/sho...atro-haftasi2010.jpg.html
malum bu aralar gündem GDO tartışmalari, domuz gribi & aşısı , medyatik aldatmalarla dolmuş taşmış durumda.hal böyle iken, köşe yazarları da buna kayıtsız kalamazlardı elbette.hürriyet yazarlarından bir bayan bu konuda güzel bir başlık atınca epey dikkatimi çekti,birçokları da okusun istedim. meraklısına işte linki,
DAL (bkz: denizli anadolu lisesi) ın en sevilen matematikçilerindendir.*
neyse efenim bu ciddi görünen, dersinde çıt çıkmasın isteyen, konuşanları sürekli uyaran az biraz despot öğretmen , aslında dünya iyisidir , hiç kızamaz, en sinirlendiği anlarda bile kendini tutmayı başarmıştır vakti zamanında.
bir de bizim zamanımızda bir huyu vardı hala devam eder mi bilmem :sıranın yanlarına yere bırakılan çantaların aynı hizada olması gibi bir takıntısı vardı, hizada olmayanları düzelttirirdi hiç teklemeden. sınıftaki sevimli haşarılar kasten yamuk yumuk bırakırlardı çantalarını ki metin balın uyarsın!
bir de tabi sevimli tombul el parmakları vardı ki sosis mübarek.tebeşiri çok kibar tutup. usul usul tahtaya yazmaya başladığında, biz de sevimli parmakları seyre dalardık.
neden bu kadar geç farkettim diye hayıflandıran sanat eseri. dinleyin dinlettirin,paylaşın sevdiklerinizle. içten, sımsıcak sözleri var çünkü hepimizin içine işleyen.
sözlükte bu kadar izmirli bulunmasına rağmen izmir fransız kültür hakkında bir başlık bulunmaması enteresan.kaldı ki bunca yıl içinde bir sürü etkinlik düzenlenmekte ve de hatrı sayılır katılım da olmakta.dün itibariyle bunlara bir yenisi daha eklendi:neredeyse geleneksel hale gelen toplu film gösterimi.filmlerden bazıları zaten sinemalarda da varolan filmler olsa da, kimi zaman ödüllü ve gişe filmi olmayan filmleri de izleme şansına yakalanmakta.gidilesi ,izlenesi...
