vaktiyle taze cumhuriyetin ilk yıllarında devrimciler halkın bir kesimine karşı "chp'yi beğenmeyen arkadaşların anasının .mına kadar yolu var" demiş olsa, kurulamayacak bir cümle idi bu. şaka yapıyorum canım, beyin fırtınası yapıyoruz şurda.
hadi akp'yi beğenmeyenlerin hepsi bavulu topladı gitti diyelim. otomatikman bir başka siyasi ayrılığın yada herhangi bir formda bir başka korkunun bu boşluğu doldurması gerektiğini bilmiyor musunuz ? yoksa nasıl yönetecekler sizi oğlum ?
onu da geçtim, gelecek 20 yılda konjonktür değişip de türkiye dümeni farklı bir yöne çevirirse, memnun olmadığın noktada konuşursam siktiri yerim korkusuyla hiç eleştirmeyecek misin ? hedefe koyduğun insanlardan aynı yavşaklığı mı bekliyorsun veya ?
şahsen benim ülkeden gitmesini isteyeceğim tek kafa, yavşak kafasıdır, geri kalanı kendi aralarında bi şekilde anlaşır. şu sınırlar içerisinde aynı ekmeği bölüp yiyoruz neticede.
TDK'nın çözmesi gereken bi meseledir. Öte yandan "Boşanma" üzerine bir sürü birbirinin aynı espri döndükten sonra "boşalma" kelimesine nasıl gidilmedi hayret ettim. Baya uzun zamandır uludağ sözlüğe girip bakmadığımdan herhalde. siz bilmezsiniz bir zamanlar buralarda ortam fenaydı. Şimdi ortamın %50 takılmaya müsait hale geldiğini görüyoruz duvara yansıttığım grafikte. tabi bunun da bir sebebi var, artık büyüyorsunuz çocuklar ! Kocaman adamlar oldunuz artık, sizi görenler abi dicek, cici dicek.
Aklın ve mantığın yolundan gitmeleri, mal gibi duydukları her boka inanmamaları sebebiyle aşağılanan insanlardır. Şüphesiz ki körü körüne inancın yüceltildiği uyduruk kutsal kitaplarda akla mantığa yatkın birkaç cümle varsa, andolsun bir ateistin ağzından çıkmıştır.
sağlıklıdır, fakat tuzsuz yemek hayatın tadını eksilteceğinden uzun vadede psikolojiyi bozar ve bağışıklık sisteminin çökmesine neden olarak kansere sebep olur*. o yüzden dökün tuzu gitsin, ama yemeğin üstünü de yorgan gibi yapmayın tabi.
sms mesajlarındaki evrimi şaşırtıcıdır. taze ilişkilerde "Aşşşşşkkkıııımmmm" şeklinde görülebilirken, bir ay içerisinde fazlalıklarından kurtularak "aşkım" formunu alır. kartlaşmış ilişkilerde ise evrimini tamamlayıp daha kompakt bir hale gelerek "aşkm" şeklinde ortaya çıkmaya başlar.
"Aşkito" yada "aşkoli" şeklinde hitaplar ise doğada az bulunup nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan hitaplar listesine alınmıştır.
hayatına giren hiç kimseyi siklemeyen kıza yöneltilen şakirt erkek serzenişidir. bu tarz edebiyat parçalamayı seven arkadaşları, hayatlarının geri kalanını bu mal zihniyete hapsolmuş şekilde harcamalarını engellemek için bir miktar aydınlatmak gerekir. olayı gerçekçi bir şekilde özetlersek durum aslında şöyle arkadaşım;
ilk olarak, seni sevmeyen bir insanın hiç kimseyi sevemeyeceğini düşünecek kadar narsist, büyük egolu, orospu çocuğunun tekisin. Kimin sevip kimin sevemeyeceğinin ölçütü sen misin, Turnusol kağıdı mısın eşşoğlusu. bu ne götü kalkıklıktır, bu ne kendini bilmezliktir ?
belki de kız hiç kimseyi sevmek istemiyordur, fuckbuddy arıyordur, yada senin aklının alamayacağı bambaşka bir sevme şekli vardır, sana ne ki bundan hıyarto. neticede seninle anlaşamamış işte, tamam de kapat mevzuyu. Neden illa bi son dakika golü atmaya çalışıyorsun ki ?
son olarak, başka bir kız bul arkadaşım. onunla da anlaşamazsan başka bir kız daha bul. her anlaşamadığın kızın ardından bu kadar edebiyat parçalarsan, annen sana köyden bir kız ayarlayana kadar bütün gençliğin otuzbir çekmekle geçer haberin olsun. siktir git şimdi.
bulmak için çok uğraştığım ama bulamadığımdır. kuran'ı tersten okudum, masanın üstünde fincan çevirdim olmadı. nerede izbe bir yer, ağaç kovuğu varsa gittim işedim bana mısın demedi. bu kadar hakarete katlanılır mı lan ? şerefini sikeyim senin gibi cinin.
Doğrusu, "insan kendi ruhunu arındırabilir" olan önermedir. Ben çocukluğumdan beri senelerce namaz kıldım, bildiğiniz beş vakit. Benim ruhumu arındırdığım mekan, önce mahallemizin camisi, ardından üniversitenin ilk yılında kaldığım yurdun tam karşısındaki küçük bir camiydi. Her namazdan yarım saat önce gider, tüm sıkıntılarımla beraber caminin orta yerine otururdum.
Namazların ardından klasik olarak "Allah'ım" diye başlardım dualarıma, "Allahım, bu dünyanın pisliği benim kalbimi daraltıyor. Fettah sıfatınla kalbime dokun, kalbimi genişlet ki içimdeki parmaklıklardan kurtulayım."
Ve sonra kuran'da Allah'ın tavsiye ettiği bir duayla bitirirdim duamı, "Allahım, bilgimi arttır."
Sonraları Allah'a ettiğim dua kabul oldu, bilgimi arttırdı Allah. Öylesine arttırdı ki, nihayetinde en son bilgisini verip gözlerden kayboldu, "sen bana dua ederken, aslında kendinle konuşuyordun."
farkettim ki, kalbimi daraltan herşey inanç kapısından girmişti içeriye. Din önce daraltıyor, sonra da kendi içinde bu daralmadan kurtulmanın yolunu gösteriyordu. önce hasta edip, ardından ilaç satan bir doktor gibi.
Sonraları kendimle konuşmaya devam ettim, yalnız artık bu bir kişilik bölünmesi değildi. Artık kendimle konuşmanın aracısız yolunu öğrenmiştim. Böyle de devam ettim.
namaz kılmanıza, bir duvarın önünde ağlamanıza yada bağdaş kurup yoga yapmanıza gerek yok. bol kitap okuyun, çok düşünün. Merak edin. günün sonunda bir sigara yakın, bir yudum kahve için.
"kimmiş la bu" diyerek profiline baktığım, akabinde kaliteli bir insan olduğunu ancak en sevilmeyen yazılarına bakarak anladığım yazardır. eksi değerlere düşmüş sözlük puanının karşısında an itibariyle puan statüsü olarak "sığ" yazmakta. Herhalde kendisini bu puana ulaştıran insanların sıfatı olarak eklenmiştir oraya sanıyorum, başka bir açıklaması yok çünkü.
açık kadınlar açıklık derecelerine göre değişik bakış açılarıyla değerlendirilebilir fakat, mesele kapalı kadınlarsa, uğraşmak isteyen insanların istedikleri gibi uğraşmaya devam edebilecekleri kadınlardır. uydurma bir dinin uydurma kurallarına bu kadar kendini kaptıran insanlara, geleceğimiz her pozisyonda sikilmeden evvel bir dur deme hakkımız olsun bir zahmet. çünkü siz liberallerin yüzünden çocuklarımın kendilerine dört bir yandan dikte edilen bir dinin kurallarına harfiyen uyan mal gibi insanlar olmasını istemiyorum. haketmeseler de kapalı kadınların çocuklarının ve torunlarının da geleceğini düşünüyorum burada.
afrika'da yardım kuruluşlarının verdiği bir tas pirinç pilavını, dibinde kalan en son pirinç tanesine kadar yemesine rağmen halen aç olan karnı şişmiş siyahi çocukların telaffuz etmekte zorlandığı kelime.
uzun süredir üzerine düşünülen, atıp tutulan mevzu. adamın parası yok tamam da, siki de mi yok ? ayriyeten asgari ücretle de pekala zevkin doruklarına çıkılabilir. nutella süremiyor olabilirsin, ama mesela toz şeker dökebilirsin alternatif olarak. olmadı civarda bir arsadan kopardığın şeker kamışıyla kurcalarsın biraz bölgeyi. eski bir toz beziyle ellerini ve gözünü bağladımmı kelepçeye falan da gerek yok. fakir bayanlar da dildo yerine taksitle ikinci el bir cep telefonunu alarak numaralarını eşe dosta sürekli çaldırıp aletin titreşiminden faydalanabilirler. Bir alternatif olarak, patlıcan da çok pahalı bir sebze değil.
en mantıklısıdır. Putlar sizden günde beş kez domalmanızı istemezler, bu açıdan pratiktirler. Putu betondan yapabilirsin, kireçten bile yapabilirsin. önüne geçer bir iki meyve sebze sunarsın olay biter. Meşgul etmez, kafanı sikmez. Cehenneme atmakla falan da tehtit etmez. süperdir put. Bir de insan bazen taptığı şeye dokunmak, hissetmek istiyor. ama tanrının varlığından emin olmak için senelerce izbe bi mağarada takılıp cebrail boğazımızı sıksın diye de bekleyemeyiz. put ise gerçekten var olan bir obje olduğundan gerektiğinde dokunabilir, sarılabilir ve hatta omzunda ağlayabilirsiniz.
Allah'a inanmanın da avantajları var tabi. Herhangi bir yerde dua edebilirsin, hiç farketmez. yalnız tuvalette falan dua edersen sıkıntı var, çarpılma riski yüksek. Camiler çorap kokar ama cumadan cumaya gidersen onda da sıkıntı yok. Caminin güzel tarafı, bayram namazında falan namazdan sonra vaazı dinlemeden kaçarsan, kimse sana "ipneye bak vaazı dinlemedi" demez ardından. zaten kimse vaazı dinlemiyor ki anasını satayım, herkes buzdolabı kartonunu yerden toplayıp gidiyor evine. Bunun yanı sıra böbrek taşı düşürürken, diş ağrısı çekerken falan bilinci kaybetmiş halde dua edebileceğin birine sahip olmak güzel. Yalnız karı kız mevzularına pek giremezsin, içki konusunda da sıkıntı var. Kafan güzelken inanmayacaksın allah'a, bir de kuran'ın türkçesini okumayacaksın yoksa ışık hızıyla dinden çıkarsın.
Evrimi de bir arkadaş sohbetinde "oğlum maymundan gelmişiz lan" diyebilecek kadar bilsen yeter. DNA, kromozom, fosil vs. mevzularına girersen çok başın ağrır. Dindarlarla tartışmaktan yorgun düşersin. daha bugün öğlende müslüman olduğunu, arada da putlara taptığını açıklamak da uzun süreceğinden, bence siktiret. Çok sıkışırsan putuna tapmaya devam et.
anlamsızdır. futbol takımı çıkıp karşılaşmalara katılıyor, galibiyetini/mağlubiyetini alıyor, dükkanında satışını yapıyor parasını kazanıyor bi şekilde. Futbolcular desen transfer ücretidir, primdir vs. malı götürüyor, her neyse. Sana ne oluyor lan ? Ekran başında neyin heyecanını yaşıyorsun arkadaşım ? Forma aldın, lig tv aldın, armalı bardak aldın, bebeğine takımının formasını giydirdin hala da pompaya doyamadın ? Bir de bundan gurur mu duyuyorsun ? kusura bakma da, arkandaki delik karadelik olmuş haberin yok.
asortik bir isimle anıldığında diğer dükkanlardan sıyrılarak daha çok müşteri çekebileceğini sanan berberlerin benimsediği sıfatlardan biri.Dükkanın ismini "hair design studio" bile koysan Bildiğimiz berbersin işte, neden bu kadar zorluyorsun ki ?