Kaç kuralı ihlal etmiş sayamadım. Trafik kurallarını hiçe sayması bi yana çocuğunun hayatını tehlikeye atan trafik canavarıdır. Tez yakalanarak cezası verilmeli.
eşler arasında sık yaşanan problemlerden biri de eşlerden biri adına kayıtlı aile konutunun diğer eşin bilgisi ve rızası dışında satılması durumudur. her ne kadar başlığı koca olarak açtıysak da dairenin sahibi ve habersiz satan eş her zaman koca olmayabiliyor.
dairenin tapudaki sahibi eş, kimi zaman boşanmak üzere olduğu eşinden mal kaçırmak amacıyla, kimi zaman yolunda gitmeyen işlerine kaynak sağlamak amacıyla, kimi zaman da benzer başka sebeplerle eşinden habersiz aile konutunu satabilmektedir.
peki bu durumla karşılaşmamak için ne yapmak gerekiyor? böyle bir güven sorunu yaşayan eş, türk medeni kanunu’nun 194üncü maddesi uyarınca tapu sicil müdürlüğüne giderek ilgili konutun kaydına aile konutu şerhini işletebilir. bu sayede tapuda malik olmayan eş, diğer eşin gayrimenkulü satmasına ya da ipotek gibi hak sınırlayıcı işlemler yapmasına engel olabilir. böylece, aile konutunda yaşayan eşin ve varsa çocukların kötü bir sürpriz ile karşılaşma ihtimali ortadan kalkacaktır.
peki, tapuda malik olan eş, aile konutunu diğer eşin bilgisi dışında satmışsa ne yapılabilir?
bu durumda aile konutunu satın alan üçüncü kişi durumundaki alıcının, sözkonusu dairenin aile konutu olduğunu bilip bilmemesine ya da bilecek durumda olmasına göre sonuç değişecektir. eğer alıcı dairenin aile konutu olduğunu biliyor ya da bilebilecek durumda ise tapu iptal tescil davasıyla tapu kaydı, eşin mülkiyetine döndürülebilecektir.
Hiçbir eğitimden geçmeden, psikolojik, kişisel ve sektörel yeterlilikleri belli mi bilinmeyen kişilerin olay anında orda olup olmadıkları bile belli değilken imza sorumluluğu olmadan ceza kesmeleri yasal olsa da hukuki değil. Kaldırılmalı.
beni bilen bilir. din konusunda ciddi hassasiyetim vardır. bu lafı söyleyen maalesef kendi dinden çıkmıştır. bu nedenle imanı gitmiştir. köpektir kısmına gelince başkalarına böyle uzaktan saldırmanın adı ne acaba?
kusura bakmayın, bu türlü bölücü yaklaşımlara müsamaham yoktur.
aslında belirli süreli demek daha doğru olur. bir süre evli kaldıktan sonra boşanan çiftlerden yoksulluk çeken/çekmesi muhtemel olan taraf lehine hükmedilmesi gereken nafaka bedeli için eskiden genellikle bir süre öngörülmüyordu. hatta tmk 175/1'de süresiz ifadesi açıkça yer almıştır. ancak tmk 176/1'de toptan bir bedelin ödenmesi şeklinde de verilebileceği yani bir defalık ödemeye karar verilebileceği de belirtilmiştir.
aslında bizim kültürümüze göre erkek eşine bakmak zorundadır. yani boşanmak bu bakım yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. ancak değişen şartlar, modern dünya, kadının iş hayatına ve sosyal hayata daha çok dahil olması kısacası ''kadının kendi ayakları üzerinde durması'' ekolünün kültürümüze yerleşmeye başlamasıyla süresiz nafakanın hakkaniyetli olup olmadığı hususu da tartışılır oldu.
düşünsenize taraflar topu topu 3 ay evli kalıyor ama kadın ömür boyu nafaka istiyor. sırf nafakam kesilmesin diye işe girmiyor, girse de sigorta yaptırmıyor, evlenmiyor, sevgilisi olsa bile resmi olarak nikah kıymıyor vs.
bakın kadın cinayetlerinin birçoğu bu kültür karmaşasından yaşanıyor. şimdi eski eşlerini öldüren insanları burada aklayacak değiliz. yalnız bu cinayetleri incelerseniz birçoğunun maddi sebepli olduğunu temelinde de nafaka/tazminat hususlarının yattığını görürsünüz. mesela kadın kocasını hem aldatıyor, hem ondan boşanıyor, hem aldatma delili olmadığı için tazminat alıyor, nafaka bağlatıyor hem de başkasıyla yaşıyor. üstüne bi de nafaka ödenmedi diye eski kocasını zorlama hapsiyle tazyik ediyor. sorunlarını genellikle kavgayla çözen bi toplum için yeterince tahrik edici değil mi?
neyse konumuza dönelim. işte süreli nafaka bu nedenle bir ihtiyaç haline geldi. her ne kadar daha önce yasada bir defaya mahsus toplu ödeme yolu var idiyse de hakimlerimiz bunu pek uygulamıyordu. ben 20 yılda bir defa uygulatabildim. oysa hakimlerin bir görevi de yasaları günün koşullarına uygun şekilde değerlendirmektir.
sonuç olarak bu ihtiyaç önümüzdeki günlerde giderilecek gibi duruyor. öngörülen düzenleme evlilik süresi+2 yıl nafaka şeklinde. (geçenlerde bi yerde böyle bi haber okumuştum ama az önce baktım bulamadım nette) bence adil gibi duruyor. umarım faydalı olur. bakalım hayırlısı.
parayı mala ya da dövize bağladıysa faiz oranı ne olursa olsun karda olan insandır. elinde olmayan sermayeyle kar etmiştir. allah hepimize bu insanın şansından versin. ya da zekasından…
sscb dağıldı, atomlarına ayrıldı, zenginliği parası pulu amerikancılar tarafından yağmalandı, ortaya rusya adında sıradan bi devlet kuruldu. o kadsr sıradan o kadsr güçsüz o kadar sefalet dolu bir ülkeye dönüştü ki tahsilli kadınları gelip türkiye’de fuhuş yaparak karınlarını ancak doyurabildi.
sonra putin geldi, yok medeniyetti, yok barıştı zırvalarını bi kenara bırakarak make soviets great again dedi ve 20 yılda yeniden inşa etti devleti.
ve bugün! sovyetleri tekrar kuracağının, kaybettiklerinden vazgeçmediklerinin sinyalini verdi. yeniden osmanlı dendiğinde öcü görmüş gibi bakanlar, musul, kerkük, ege adaları, halep, üsküp, trablusgarp, dendiğinde aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın diyenler biraz ders aldı mı acaba?
Gün geçmiyor ki allah'a dine, peygambere, kitaba kusur atfı olmasın. Kimi yanlış yapan dindarlar üzerinden, kimi de küçük akıllarıyla çelişki olarak gördükleri konular üzerinden sürekli bi karalama çabası içindeler. Ama bu arkadaşlar inanılmaz şekilde atatürk'ü putlaştırmakta, atatürk'ün yaptığı hataları görmezden gelmekte, hatta bu hatalara kulp aramaktalar.
Madem bu kadar kusur fetişistisiniz bi kusur da atatürk için bulsanıza. Bir insanın kendinden üstün olduğunu kabul ettiği bir gücün mükemmeliyetini kabul edip bir insanın tek bir hatasının dahi olmadığını varsaymak nasıl bir çelişkidir varın siz değerlendirin.
şimdi değilse bile bir gün sahibi olduğumda doğru telaffuz edebileceğime eminim. o zaman sorunsal falan kalmayacak. şimdi de yok aslında, varsa da beni ilgilendirmez. zira kuga'ya kuga diyorum şu an! o kadarı yeter.
esip gürlüyorlardı ramazan yaza gelecek, oruç tutanlar sıvı kaybı nedeniyle fenalaşacaklar falan diye. ne oldu? hiç duyan var mı sıcakta oruç tuttuğu için fenalaşan? Yok! demek ki neymiş allah kullarına taşıyamayacakları yük vermezmiş...