akşamın sekizinde uyanıp hala uykusu gelmeyen, elinde sigara ve kahvesi eksik olmayan, bilgisayarıyla birlikte yorganının altında kahvaltıya bile inmeye üşenen, uzun zaman sonra tekrar sözlüğe gelip bu entryi giren zat-ı muhteşemdir kendisi.***
katılan yazar arkadaşlarımızla birlikte şenşakrak hoş bir sohbet eşliğinde oturuldu fotoğraflar çekinildi. organizatör olarak tayin ettiğimiz deli bozgun dolu dizgin yazarımızın sayesinde yeni insanlarla tanışma fırsatı yakaladım. teşekkürü bir borç bilirim efenim.
ancak benim başlığımın açılış amacı şudur ki;
gün itibariyle elimize kağıt kalemi alıp yazarlığımızı belli edercesine bir şeyler yazdık katılımcı listesi olan kağıdın hemen arkasında bulduğumuz boş sayfaya.
beni yazar olarak görevlendiren yazar arkadaşlarımın o boş sayfaya yazdığı sözleri eklemek istiyorum.
ayrılığın ölümden daha fazla acı verdiğini anlatır..ölürsünüz zamanla unutulursunuz..bi daha çıkamazsınız karsısına..karsılasmazsınız bir yerde.. oysa ayrılmışsanız; bu daha kötüdür. çünki heran her yerde karsılasma potansiyeliniz oldukça yüksektir..her gördüğünüzde yüreginize bir yara daha açılır..
kısaca;
"ayrılıkla ölümü tartmışlar,50 dirhem fazla gelmiş ayrılık"
ısrarla arayan tiplerdir. konuşmamak için araya ses tonunun benzemediği kişileri sokarsın.o kişilere açtırırsın telefonunu ama adamlar algılamaz. gerçi onlar için sorun değildir sen olup olmadığın , hatun olsun nefes alsın yeterdir onlar için.. çok zeki sanarlar kendilerini ve dadandıkları numaradan bir hatunla tanışana görüşene kadar ararlar..
laz halkında yaygın olan bir durumdur. genellikle sorunlarına çözüm bulamayan kişilerin dalıp dalıp giderkenki durumlarındaki lazın konuşmasıyla ortaya çıkar.
her daim onlinedir. asla para olmaması durumu yoktur. sürekli ister. verilmemesi durumunda haftalarca küser. tabi onun hafta anlayışı farklıdır.bir daha ki seferedir onun haftası.bir daha ki denemede başarılı olacağından kesin emindir. çünkü babanızdan haftalığınızı aldığınızı görmüştür.
msn imde o kadar smile var ki bir tanesini kaybetsem, yanlışlıkla başka bir şey kaydetsem onun üzerine oturup ağlıyorum. ( şaka tabiki ağlamıyorum ) ama üzülüyorum onu bulana dek tüm arkadaşlarımın başının etini yiyorum. tıpkı marlborosuz kalıp winston içmek kadar kötü..
ağlamak isteyipte ağlayamadığım, tüm zehrimi boşaltamadığım, içime atıp gözyaşlarımdan bir okyanus yaptığım, asla karşı kıyısı olmayan hatta bir kıyısı bile olmayan, her kulaçta derinliğe daha çekildiğini hissettiren duygudur.