mutsuz biten film kadar acıklıdır.aile hasretinin en yoğun olduğu ay olur ramazan.ne arkadaşlar ne toplu iftarlar hiç biri ailecek geçirilen bir sahurun bir bekleyişin ve iftarın yerini tutamaz.hiç bir hazır çorba yöresel geleneksel zırvataları anne eli değmiş gibi filan değildir,hiç bir kanal da iftar vakti çağrısı babanın çocukları masa başına toplaması kadar sıcak değildir,yine de ramazan güzeldir hoş gelmiştir.**
televizyonda her an, her kanalda,her türlü programda karşımıza çıkan beyinsizlerdir."70 milyonun önünde.." ile başlayan iftiraları,itirafları,gülmeleri,ağlamaları kısaca hertürlü rezillikleri ile devam eden cümleleri vardır.70milyonun işi gücü olmayıp onu seyrettiğini sanır.tv ye 2 den fazla çıkmış her insanın mutlaka bir kere idda eddiği durumdur.çoğunluğu kadındır.
1946 kahramanmaraş doğumlu erdem bayazıt'ın kardeşi,türk televizyonculuğunun öncü prodüktörlerindendir.bir çok tv filmi ve dizisinin yapımcılığını üstlenmiş ve ajan 1400 ün kurucusudur.sanat dünyasının nadir güzel insanlarından biri olan Bayazıt 20 temmuz 2010 da kalp krizi geçirerek vefat etmiştir.Allah mekanını cennet etsin.
günümüzde üniversite hazırlık okuyan bütün öğrencilerin bunu her yerde bilhassa internet üzerinde face,msn iletisi,twitter başta olmak üzere belirtmek için gösterdiği çabadır.millet ortaokulda ingilizceyi halledip lisede 3. dillere geçerken daha yeni ingilizce öğreniyor olmayı bi halt sananların hedesidir.
ilkokulda sınıfa giren öğretmenin bir hışımda yüksek sesle söylediği "günaydın çocuklar"a karşılık öğrencilerin "günaaaaaydı nöğğğğreetmeniiim" şeklinde veridkleri karşılıktır.
artık ısırmasından geçilmiş önlem olarak ağzına kadar örtünü çekip yatarken,başında vızz vızz vızz dönen sinektir.ha bide ışığı açtığın an yer yarılır dibine girer o ayrı.
dinciler için gerici tabiri malumunuz çok kullanılır,kimse de demezki asıl ileri görüşlüler onlar,dinciler değil sadece 5 10 sene sonrasını öteki dünyanın planlarını, yapıyorlar daha ilerisinin görüşümü var.
j.d.salinger in türkçeye gönülçelen ve çavdar tarlasındaki çocuklar olarak çevrilmiş tek romanıdır.bi solukta okunabilcek ve üzerinde düşünülcek kitapdır.yazarın kendini tekrarlaması ilk başlarda hoş gibi gözüksede zamanla sıkıcı olabilmekte
-canım sıkıldı.yemin ederim canım deliler gibi sıkıldı.
bu kız güzeldi.bu kız gerçekten çok güzeldi.-
gibi..son sayfasındaki şu söz için bi kaç kere okunmaya değer:
"sakın kimseye bir şey anlatmayın,herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra."birde kitabın baş kahramanı holden coulfieldi en iyi anlatan şu ifade vardır ki onu çok kendimizden hissettirir:
"bir şeye üzülüyorsam eğer,tuvalete gitmek gerekirse bile gitmem.üzülmekten gidemem.üzülmeyi bırakıp gidemem.."
kendini kusmuk gibi hissetmene yol açan bişeydir.tamam ilk okuduğunda küçüktüm,ve hatalarımı günlüğümden okuyup düzelttirdi ve öğrenmeseydim daha mı iyi olcaktı deyip tamamen suçundan arınmasını geçtim.ama peki ya sonra.söz verdikten sonra bi daha okumuycağına..seneler sonra artık küçük olmadığında bir gün babanın sana "annenin huyunu bilmiyomusun meraklı işte okumuş yine ondan böyle garip davranıyor ya günlüğünü ortadan kaldır yada yazmayı bırak" demesi..yine de annemi seviyorum.
çoğu çocuğun korkusudur kanımca,mesela herkes bi odadayken senin mutfağa gitmen gerekiyorsa 3 kere düşünürsün,o karanlık,o uzun koridor nasıl biter, sırayla açılcak ışıklar hesaplanır filan.bir de benim şöyle bi korkum vardı yanından geçtiğim her odanın içinde beni pusuda bekleyen tüfekli adamların olduğuna inanırdım,buyüzden olabildeğince hızlı koşardım ki ateş ettiklerinde ıskalasınlar.* (bkz: çocukluk işte)
Devri olmayacak eylemdir. Osmanlıca osmanlıcadır. dün de değerlidir bugün de yarın da öyle olacaktır. Hele bir Türk için tarihini, edebiyat tarihini öğrenmek isteyen bir Türk için vazgeçilmezdir, en güzelidir.