Bu millet ne katledilmesine, ne de taksime avm dikilmesine bakar. Bu millet kafası ile değil, midesi ile oy verir.
Rte nin kaybolup gitmesi için tek ve yeterli şart bir ekonomik krizdir.
Abd ne zaman kurtulmak isterse rte den o zaman yöntem bu olacaktır.
efem bu başlıkların bazıları ise geri teper, cehenneme neden olabilir. bu durum bir tür, yaptırılan çeşmeden denizsuyu akması gibidir.
(bkz: yabancı ülkelerde sevişilecek yerler)
otuzbirin zevkini, tadını arttıran denenmiş ve kanıtlanmış yöntemlerdir.
buyrun bir örnek;
mental olarak otuzbire hazırlandıktan sonra;
altta ne var ne yoksa çıkartılır.
hatta üstte ne varsa da çıkartılması tavsiye edilir.
bacaklar makat deliği açık kalacak şekilde aralanır ve lavaboya yanaşılarak testisler lavabonun üst kenarına dayanır(lavabo üst kenarı, testisin altında kalacak).
şampuan yardımı ile otuzbir çekilir.
boşalma esnasında bacaklar yaylandırılır.
ha unutmadan evde kimse olmamalıdır çünkü boşalma esnasında atacağınız çığlıklar ev halkında paniğe neden olabilir.
küçük dili ile sevgilisine oral seks yapan erkeği bile tartışmış bir sözlük halkı olarak, yeryüzündeki ilk aşkı tartışmamamız üzücü tabi.
neyse; efem adem ile havva arasındadır bence. (adem'in rabbine aşkı ayrı tabi)
sırf bu yüzden hep adem olmak istemişimdir. o müthiş duyguyu ilk yaşayan ve insanlığa armağan eden olmayı kim istemez.
" öyle bir çığlıkla attı ki kendini âdem uykusundan,
gerçekte çığlık atıp atmadığını bile bilmedi.
ama iki uyku arasında, rüyasının bölündüğü gün gibi gerçekti.
ve başına bir şey gelmiş gibiydi..
o zamansızlık zamanında, cennet ırmağının kıyısında, âdem onunla göz göze geldi..
kuşları, tüyleri ürkütmekten korkarcasına elini uzattı yavaşça..
parmaklarının ucundan dökülen yaseminleri gösterdi içine dolan ses ve ışığa, sevince sarmaşığa.. usulca, "sen kimsin" dedi..
bildiğini bir kez daha bilmek, kelimesini bir de ondan duymak istedi..
ben kadınım, dedi havva..
ama bu benim sıfatım. adımı henüz bilmiyorum..
sonra döndü âdem'e,
aklına bir şey gelmişti.. sesi, bengisular gibiydi..
- bana, dedi, bir isim ver, varlığım olsun..
durdu, aklından yeni bir şey geçti..
bana, dedi, sen isim ver, varlığım senin olsun..
bana öyle bir isim ver ki, senin adının yanında dursun..
seni an'an beni de an'sın..
seni hatırlayan, beni hatırlamadan olmasın..
bir "ile" koy aramıza, bizi birbirimize bağlasın...
genelde kadın yazarların cevaplaması mantıklı olacak ankettir. erkek yazarlarımızda yorum yapacaklardır elbette.
anketin amacını özetlersek;
sevgilin veya eşin var ve seni tek gecelik veya paralı seks yaparak aldatıyor;
öküz lan bu adam, iradesiz. on dakika adrenalin yaşayacağım diye seni hiç olarak görüyor, iradesizliğine yeniliyor, bir hayvan gibi içgüdüleri ile hareket ediyor, bafiliyor, seni sana alacağı bir hediyenin parasıyla aldatıyor.
sen de bunu öğrenince affediyorsun (mu?).
bu hayvanlık değil de ne?
veya sevgilin/eşin var.
ama adam gidiyor başkasına aşık oluyor ve seni aldatıyor.
ama aşık lan, aşık işte.
sen demez misin aşk adamın mantığını tatile çıkarır diyen. sen değil misin aşkın gözü kördür diyen.
işte ne seni, ne de yavrusunu görüyor gözü aşk yüzünden.
aşk...
insana dair, insanın doğasında değil mi?
o zaman aşık olan ve seni aldatanı affetmen gerekiyor. (gerekmiyor mu?) (tabii ona olan aşkı bitip yine sana dönerse).
tabii ki kimse kimseyi aldatmasın;
mesela efem bendeniz bu işleri bırakalı uzun yıllar oldu.
14 yıllık eşimle mutluyum ne paralı seksin hastalık riskine girerim, ne de aşık olup yuvamı dağıtma riskine.
huzur... mutluluk budur.
ama sen daha yeni evlisin veya evli bile değilsin. erkek bu bafileyecek illa ki birilerini.
"bizim türkiye olabilmemiz için 80 yıl gerekiyor" dedi kırmızı şarabını yudumlayıp, karşı çatıda masada oynayan kırmızılı dansöze bakarken gözünü yukarı kaydırarak. önünde ahtapot salatası, ama iyi dövülmediği için sert, limonsuz ve az karabiberli, yani leziz değil.
sağında kalan yoldan bazen sıkma başlı, altı taytlı, kırmızı ojeli kızlar geçiyor, bazen şortlu, çekik gözlü, artık hangi uzak doğu ülkesinden olduğu belirsiz turistler.
biri klarnet, biri darbuka diğeri kemandan oluşan roman triosunu çağırdım yanımıza.
çalın bir harmandalı, izmir'in kokusunu duyalım dedim rakıma buzu atarken.
mısırlı klasik arap aksanlı ingilizcesi ile "vay amq" dedi, "atatürk büyük adammış, bizde atatürkçü" olalım.
"bak karındaşım" dedim, tam o esnada triodaki klarnetçi boruyu kulağıma sokup üfledi harmandalı efem geliyor nakaratını, kalktım yere iki tokat vurdum dizlerimin üstünde ve yine mavi renkli tahta sandalyeme oturdum.
eğer bu görüntüye bakarak türkiye ye çağdaş demek istiyorsan yanılırsın, türkiye bu sokak değil, bu sokak türkiye değil.
atatürk bu sokağı kurmadı amk. türkiye cumhuriyetini kurdu.
sene oldu 2012; birinci dünya savaşının başlamasının 100.yılına iki yıl kalmış, hala ideolojinin anlamını bilmeyen cahiller bu ülkeyi atatürkçü düşünce ile kurtarmaya çalışıyorlar.
nice koçyiğitler geçti bu topraklardan; atatürk gibi.
ama eğri oturalım doğru konuşalım. kırmadan dökmeden. her gece sözlüğü kapatanlar çok kalp kırıkları temizliyorlar, üstlerine basıyorlar kırıkların canları yanıyor. onlara günah.
ama atatürkçü düşünce bu ülkeye çağdaş düşünmeyi getirmiştir, laik düşünmeyi, isteyene istediği gibi ibadet etme şansını tanımıştır. mesela çomakla dürtmezler kimseyi namaza diye veya inek kutsalsa senin için yengeç satıyorlar balıkpazarında.
ama atatürkçü düşünerek ülke kurtulmaz.
çünkü bir ideoloji gerekir, bir konjektür gerekir, bir ekonomik bir sosyal, bir finansal bir düşünsel, entellektüel bir bakış açısı, ve teori ile beraber pratik gerektirir ülke kurtarmak.
atatürkçü düşünce size mumu verir, ateşi siz bulur, yakar ve yolunuzu seçersiniz.
ülke kurtarmak, cesur insanlar gerektirir, ibnelik gördüğünde kafa göz dalacak.
darbecilik yoktur atatürkçülüğün altı okunda.
ülke kurtarmaki için strateji gerekir, dolayısı ile bu stratejiyi kuracak beyinler.
uzattıkça uzattım sanki sıcak asfalta düşmüş sakıza basmışımda ondan kurtulmaya çalışıyorum gibi.
ama mısırlı inanmadı bana. "sen şakirt misin lan?" diye sordu. artık sarhoş olduğu için aksanı hintli aksanına dönmüştü.
trio başka bahşiş alamayınca çoktan çekip gitmişti.
asansörde ki kızları görünce iyice yamuldu, "kesin atatürkçü olmamız gerekiyor" dedi.
tam kulübe girecekken, güvenlik görevlisi durdurdu; "bey'ler damsız almıyoruz".
abdnin ankara büyükelçisi francis riccciardone, türkiyeye halen terörle mücadele konusunda anlık istihbarat yardımı sunduklarını söyledi.
tgrt haberin canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan ricciardone, insansız hava araçları predatorların türkiyeye verilip verilmeyeceğine ilişkin soru üzerine, bu konunun ayrıntılarının gizli olduğunu ve fazla açıklama yapamayacağını söyledi.
terörle mücadele konusunda türkiyeye her alanda destek verdiklerini belirten ricciardone, "türkiyeye halen anlık istihbarat yardımını sunuyoruz" dedi.
ricciardone, bu çerçevede, afganistanda halen abd deniz piyadeleri tarafından kullanılan üç süper kobra helikopterin türkiyeye verileceğini de bildirdi.
halbuki sesini çıkartmasa yediği iki üç eksi ile kalacak.
ama diyor ki; ben yazdım süper oldu verin artıları.
nasreddin hoca birgün, sözlükte takılırken, kendini seri eksici moduna bağlamış. komşuları sormuşlar hocam neden okumadan eksiliyorsun diye. hoca da demiş ki; parayı veren artıyı alır.
kıssadan hisse eksilemek bedavadır.
bedava olunca arap misali götlerini bile eksiler yazar kısmısı.
bu nedenle şemsiyeyi açmayacaksın.
hayatta böyledir; şemsiyeye oturmamak için yanında bile taşımayacaksın ama unutma; ıslanacaksın bu nedenle. haa taşırsan ıslanmazsın belki ama olur da götüne kaçarsa, ne dedik iki cümle önce açmayacaksın.
kendim komiğim diye söylemiyorum, 14 senelik evlilik hayatımda, en zor ve ağır şartlarda dahi komikliğim ve neşemle durumu hep kotardım.
hayat hepimizin tahmininden çok daha acı. bizi bazen öyle bir yakalıyor ki, yamuluyoruz oracıkta. ne gözyaşları ne de kelimelerle anlatamıyoruz o yüreği yakanı.
hayat hepimizin tahmininden çok daha tatlı. bize bazen öyle güzelliklerle geliyor ki, yamuluyoruz oracıkta. ne gözyaşları ne de kelimelerle anlatamıyoruz o yüzümüzü güldüreni.
komik erkek hayatın sürprizlerine karşı sigortanızdır.
nah yazıyorum buraya, komik erkekle evlenmeyenin hayatı zehir olur. evlenen kurtulur.
buradan hergün izmirli lere kızlarına, erkeklerine, kadınlarına laf atan sözde anadolu özde aşağılık, götü sadece buradan laf yetiştirmeye yeten tiksinilesi insanlardır.
bu tiksinilesi insanlar, köylerinden başka bir şehir ve medeniyet görmemiş, insanlıktan nasibini almamış kimselerdir ki, izmir gibi çağdaş bir şehri, insanlarını ve yaşam tarzlarını anlayabilmeleri kesinlikle beklenemez.
kendileri bu medeniyetin hiçbir zaman bir parçası olamayacakları için kendilerinden beklendiği gibi küfürler ve hakaretler içeren başlıklar sıçarlar.
izmirlilerin yaşamlarındaki, fikirlerindeki özgürlüğü sadece sekse yorarlar.
ama biz izmir de sizin kadar sekste özgür değiliz koçlar. daha doğrusu biz seksi sizin gibi hayvani içgüdülerimizle yapmıyoruz. sizin gibi eşeklerle, köpeklerle, amca ve teyze kızlarımızla hatta kendi kızlarımızla takılmıyoruz.
ilkellik hayat tarzlarıdır. adam değildirler.
not: diğer tüm arkadaşları ve adanalıları tenzih ediyorum. ama artık boku çıktı bu izmir işinin.
kavşak harekatı ( operation crossroads);
abd'nin temmuz 1946'da marshall adaları'nda bulunan bikini mercanadası'nda gerçekleştirdiği bir takım nükleer denemelerine verdiği isimdir.
denemelerde 23 kilotonluk plütonyum atom bombası kullanıldı.
planlanan 3 denemenin, 2 denemesi gerçekleştirildi.
1 temmuz 1946'da "able" hedefin 158 m yukarısında, 25 temmuz 1946'da "baker" 27 m altında (denizaltı) patlatıldı ve planlanan "charlie" denemesi ise iptal edildi.
able ve baker, trinity, hiroşima ve nagasaki'den sonra dördüncü ve beşinci nükleer patlamalar olmuştur.
denemelerde canlı hayvanlar (domuz, keçi, sıçan) ve ulusal kanser enstitüsü'nün genetik etkileri incelemek için yolladığı böcekleri içeren tahıllar da kullanılmıştır.
mavi akı anlamına gelen blueflux, pompa uygulamalarında, danimarka lı pompa üreticisi olan grundfos un (bkz: grundfos) yüksek verim için tasarladığı elektrik motorları çözümlerine verdiği isimdir.
grundfos 2015 yılını beklemeden, 2011 mayıs ayından itibaren, standart olarak pompalarında yeni eup direktiflerini karşılayan motor çözümlerini kullanmaya başlamıştır.
bu çözümlerine "blueflux" ismini vererek ürünün farkedilirliğini motorlarının üzerine yapıştırdığı mavi etiketlerle sağlamıştır.
Avrupa birliği nde elektrik tüketen cihazlar ile ilgili yönetmelikler Eup (energy using products) yönetmelikleri olarak anılırlar.
enerji tasarrufu ve dolayısı ile çevreyi koruma amaçlı hazırlanmış olan eup yönetmeliklerindeki, elektrik motorlarına yönelik yeni eup yönetmeliği ise 2015 yılından itibaren avrupa birliğinde kullanılacak elektrik motorlarının verimlerini düzenlemektedir.
Eup direktiflerine bağlı olarak, yeni elektrik motoru verim ölçme metodlarına göre;
2011 haziran ayından itibaren en verimli elektrik motorları eff1 sınıfı yerine ie3 sınıfı olarak anılacaklardır.
bugünün en yüksek verimli motorları olan eff1 elektrik motorları ise yeni yönetmelikte orta verimli sınıfa yani ie2 sınıfına girmektedirler.
türkiye'de elektrik motorlarının %80'i ise eff2 ve daha altı olan düşük verimli elektrik motorlarıdır. bu sınıf motorlar yeni yönetmelikte ie1 sınıfına (düşük verimli motorlar) gireceklerdir.
bahsedilen motorlara yönelik eup yönergesi, 0.75 kw ile 375 kw güç aralığında olan motorların tasarruf etme kapasiteleri ile ilgili yeni ve katı maddeler düzenleyen bir ab yönetmeliğidir.
Yönetmelik 3 aşamada elektrik motorları kullanımını düzenler;
16 haziran 2011 tarihinden itibaren tüm motorlar ie2 standardını karşılamak zorundadır.
01 ocak 2015 tarihinden itibaren 7.5-375 kw aralığındaki tüm elektrik motorları ie3 standardını veya değişken devirli frekans konvertörü eklenmiş olarak ie2 standardını karşılamalıdır.
2017 tarihinden itibaren 0.75-375 kw aralığındaki tüm elektrik motorları ie3 standardını veya değişken devirli frekans konvertörü eklenmiş olarak ie2 standardını karşılamalıdır.
Türkiye'de ie1 sınıfı motorları kullanmaya başlayan ilk üretici, danirmarka'lı pompa üreticisi olan grundfos tur. (bkz: grundfos)
Grundfos 2015 yılını beklemeden, 2011 mayıs ayından itibaren, standart olarak pompalarında yeni eup direktiflerini karşılayan motor çözümlerini kullanmaya başlamıştır.
bu çözümlerine "blueflux" ismini vererek ürünün farkedilirliğini motorlarının üzerine yapıştırdığı mavi etiketlerle sağlamıştır.
mavi akı anlamına gelen blueflux, pompa uygulamalarında grundfos un yüksek verim için tasarladığı elektrik motorları çözümlerine verdiği isimdir.
bir kişinin, bir ürüne fiyatına göre ne kadar talep edeceğini anlatan eğridir.
örneğin "a" ürünün fiyatı 1000 lira ise 4, 950 lira ise 6, 900 lira ise 8, 850 lira ise 10 adet talep edeceğini düşünürsen, bu değerleri geometrik düzlem üzerine döktüğünde bireysel talep eğrisini çizersin.
bir üretici, bir ürünü bir kişi için değil, binlerce kişi için üretecekse piyasa talebini ele alır. piyasa talebi kısaca bireysel talep eğrilerinin yatay olarak toplanması ile bulunur.
çok yakın traş yapan berberin ağzı kokarsa, keseleyen tellak terler ve terleri üzerinize damlarsa, sırrınızı bilen kahveciniz bunu herkese anlatırsa adamın midesi bulanır anlamındaki halk söylemi.