asıl büyük sarhoş benim uzaktaki
ben ki tek damla şarap içmedim
ekmeğin beyaz zeytinin siyah olduğunu biliyorum
asıl büyük sarhoş benim uzaktaki
benim kusturucu sarhoşluğum
yoksulluğum
yüzüme bakmasan da
yağmura düşürsen de gözlerini
gözlerime bakmasan da ne kadar
o kadar aydınlığın gökyüzüme uzanıyor
uykularımda nefesinin sıcaklığı o kadar
hangi akşam kapımı çalan sen değilsin
sen değil misin gizli bir kıvılcım gibi gözbebeklerimde duran
umutsuzlandığım her akşam
senin rüzgârın almıyor mu uğultulu yorgunluğumu
yoksulluğun eşiğinde kapaklandığım zaman
ellerimden sımsıkı tutmuyor mu senin iyimserliğin
ben bu tezgâhı kurdumsa senin için kurdum
senin için dokuduğum basma ve pazen
denizin yeşilinden süzdüğüm balık
göğün mavisinden çaldığım kuş
senin için
felsefe okudumsa
iktisat okudumsa gece yarıları
boğazım kurumuş içim bir kalabalık
sıcacık mısralar okudumsa yunus' dan
senin için okudum
geceyarıları
sen beyaz bir kadınsın uzaktaki
gözlerin aklımdan çıkmıyor
sen beyaz bir kadınsın
karanlıkları dinleyen
uzaktaki
sarmaşıkları duyuyor musun rüzgârda
yorgun başını üşümüş yastığına koyuyor musun
uyuyor musun
kemal sayar'ın deneme kitabıdır. bazı eski kelimeler kullanıp anlatımı karışık hale getirmişse de okunup üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereklidir. ana fikri yaşama karşı savaş açmayarak onu hem içsel hem dışsal bir barışla devam ettirmenin gerekliliğidir.
zamanında zümrüt fotoğraf stüdyoları'nda çekilmiş resmine uzun bir müddet sonra bakıp yılların ondan çok şey alıp götürdüğünü, çirkinleştiğini düşünen kendine güvenin ne demek olduğundan habersiz insan modelidir. çektirdiği zamanlarda o kadar güzel olmadığını o resmin sadece bir yanıltmacadan ibaret olduğunu söylemek bu insan evladını bir depresyondan çıkartıp diğerine sokmak için yeterlidir..
hayattan bezmiş kişilerin yapmakta olduğu eylemdir. be insan git dolaş gez hayatın tadını çıkar denilesi kişilerin yapmayı alışkanlık haline getirdikleri eylemdir aynı zamanda. bunlar bilmezler ki hayat güzeldir ve bunu daha güzel hale getirmek kendi ellerindedir, durduk yere bunalım takılmanın da etrafındakilere negatif enerji vermenin de alemi yoktur.
kahramanımız banyoya girer şarkıdır türküdür derken sabundan da gözlerini açamazken kendini duyularına emanet eder. etrafı yoklar ve orada bir şişeye temas eder. alır bir güzel saçlarını yıkar. oooh mis gibi köpük köpük diye düşünür. ondan sonra banyoya giren annesi x bu deterjanla sen ne yaptın ki diye sorunca başında yıldızlar uçuşmaya başlar. kendini arındırmak için defalarca yıkanır ama bu kendisini çizgi filmlerde bilimadamının yanlışlıkla yaratığa dönüştürdüğü yeşil şeylerden farklı hissetmesine engel olmaz.
çalışkan olmayan domatestir. üşengeçliğiyle hem türdaşların antipatisini toplar hem de kendisini özene bezene eken kişiyi sinir eder. kızarmaya salata olmaya hatta dalından sallanmaya dahi üşenir. kendileri domateslerin yüz karasıdır.
annelerin sinirlerine horon teptiren eylemdir. bu eylemle birlikte söylenmeye başlayan anne saçlarınız ağarana kadar susmak bilmez. olay esnasında psikolojik destek alma ihtiyacı hissedersiniz. olay kapansın diye anne ben onu soğusun diye dolaba koyuyorum biri doldurunca hemen su soğur dersiniz ama annenizin saçlarında bir elektriklenme farkedersiniz o an. işte o an yapmanız gereken şey sizi mutlu eden şeyleri hatırlayıp kulağınızı tıkamaya çalışmaktır. çocuk olmak da zor zanaat en nihayetinde..
böcekten korkan insanların ondan kurtulma biçimlerinden biridir.
burada bahsi geçen böcek gecenin bir yarısı tek başına televizyon izleyen bir kızın karşısından salına salına geçen, antenleriyle yat artık ışıkta uyuyamıyorum demekten bıkmamış usanmamış böcektir. hikayemizin diğer kahramanı, yalnız, bahtsız, zavallı kız da böcekten korkmakta olduğundan başka çaresi kalmamıştır. zıplaya zıplaya mutfağa gider bir kavanozumsu alır ve titreye titreye böceğin üstüne itinayla kapar. ertesi gün kavanozu açan anne çığlığı basar ve böcek bu sesten çok rahatsız olur hızlı hızlı olay mahalinden uzaklaşır
kadının elde etmek istediği şeylerin aslında cinsiyetine özel haklar olmadığını, zaten yaşlı,çocuk, erkek herkeste olması gerektiğini vurgulayan tanımlamadır. kadın haklarının insan haklarından ayrı tutulamayacağının bir göstergesidir. günümüzde kadınlar kadın hakları ve kadının insan hakları ayrımına yavaş yavaş varmakta bu tanımlamayı daha sık kullanmaktadır.
insanı kendini en mutsuz hissettiği zamanlarda hüzünden çekip çıkaran bir eylem, üstüne bir de bir şeyler dilerseniz gerçekleşmesi umuduyla daha bir güzel gelir her şey gözünüze.