kapı eşiğinden geçip, çıkışta kilit vurduğunuzda adam sanırsınız kendinizi. adam gibi adam atfedersiniz. adamlık babadan kalma meziyet değil sizde, eski yardan kalma. eski, yenide; siz, eskide; biz, sizde saklı kalırız. siz eskiyi anarken başucumuzda, biz sizde sizsiz hayatın yollarını ararız. aramak, tanrıya ulaşmakla bitmez bizde. tanrı ulaşılınca tükenmez. biz tanrı mıyız ki haşa vazgeçilmez olalım?
cemal süreya'nın doğumunun 80. yılı münasebitiyle hakan gerçek'in yorumundan bir şiir dinletisi. çok da iyi olmuş çok da güzel olmuş. üstad müptelaları kaçırmasın. amin.
bitirdiklerim, yitirdiklerim, kalmaya tenezzül etmediklerim
kalmaya tenezzül etmeyişlerinizden kaynaklı bir telepati var aramızda.
okurum sizi, zihninizi değil kalbinizi.
ben iyiyim. hatrımı sormayın sakın, cevap vermiyorsam eğretiliğimden. yakışmıyor üzerime merhametiniz.
anlamsızsınız.
varla yok arasında tuttuğum bendeki araftasınız.
aklımın içinde kalsanız bile, kalbimin çok uzağındasınız.
dinlemediğim şarkılarda, yaşamadığım anılarda aklımdasınız.
kaldığınızda yoktunuz, gittiğinizde varsınız.
aynadaki ben oldunuz çoğu zaman, görmek istediğim ben; giz katmak üzere boyanmış, sır tutmak üzere adanmış.
bende iyiyi gördünüz. iyi kaybedendir. neden beni buna, beni olmayan bana yakıştırdınız?
bitirmek temasına kurulu cümleleriniz bende sizi yok ediyor. geç kalınmış cümlelerse eğer bana beni iade ediyor. ve aidiyet bu kez en sağlam temeline kuruluyor. ait olmak için yalvarıştayken tanrınıza, neden hep kaçamaktınız?
farkındaydınız. kötüye kötüyle cevap verecek kadar da akıllıydınız. aklınız gelgitler yaparken çevremde neden hiç beni uyarmadınız? iyi gördüğünüze verdiğiniz kötü karşılıklarda neden aklınızı kullanamadınız?
başımı dayadığım omuz olmak istediniz. birini güvende hissettirmek, kendini güvende hissetmekten daha çok hitap etti asla itiraf etmediğiniz bencillik duygunuza. ben sizde hep güvendeydim, siz bende yalanda. yalan güzeldir, güzelse hep gitmek isteyen. gurur duymak zamanı: hepiniz fazlaca güzeldiniz,
hepiniz fazlaca güzelsiniz.
mutlu olmalısınız
çünkü;
hiçbirinizin gittiği geceyi unutmadım.
ama yalnızca birinizin ertesi gününü hatırladım.
bütün kadınlar emekçidir ve bütün kadınların günüdür.
türkiye'de kadın olmak;
aile içi şiddete,
cinsel suistimale,
toplumsal, kültürel ve dinsel baskıya,
kadın üzerine yüklenen namus olgusuna,
üzerinde meşrulaştırılma çabası olan çokeşliliğe,
hemen her yaşam alanında ayrımcılığa,
...
maruz kalmaktır.
kadınlar her şeyiniz, di mi sadık? hassiktir ordan.
çok sene geçti. çokuncu yıldayız. öğrettiklerin acıttıklarından daha fazla, övünmelisin.
borçluyum sana;
kaybetmek kelimesi çok da ürkütücü gelmiyor artık mesela. kayıp benim için ölümden ibaret. yani kaybetmek bir nevi allaha emanet.
minnettarım sana;
yalandan da olsa ben varım demelerin için, doğruluğuna inanmasan da hep varım tesellin için. üzerime doğrulttuğun yalanlarını geri çekmekte geç kalmadığın için.
mağlubum sana;
yenilgimin üzerine diktiğim taşlarları bir bir gururla sayabiliyorum, büyük asalet. ve asalet sadece sana mahsus değil-di. ve bu asalet asla gitmece oynayacak kadar kıymetli değil-di.
hayranım sana;
tek başına aldığın iki kişilik kararına artık baş kaldırmıyorum. sana mahsus olan vaktim kıymetli benim cümlesi üzerine değil kabullenişim. aksine, o kadar çok vaktim var ki emek emek dönüş yolunu kapatıyorum. yeni olayım diye, her şey, herkes en yeni, en baştan olsun diye.
acıyorum sana;
var olan özgüven eksiliğini bana geç kalmışlığınla gizleme çaban takdire şayandı. her samimiyetsizlikten olduğu gibi bu fikirden de hep nefret ettim.
korkmuyorum senden;
korkuyla başladım sevmek fikrine, çünkü kaçmak üzerine şirk koşmayacağın tek inancındı senin. ve inancın her şeyi, herkesi yok saymak pahasına kuvvetlidir, seni iyi bilirim.
üzülmüyorum;
kendime baktığımda bu gitmece oyununda sobelenemeyecek kadar hızlı koştuğumu görüyorum. belki ben de kaçıyorum, çünkü ben gittikçe sana benziyorum.
farkındayım;
pişmanlık yaşadıklarımdan veya yaptıklarımdan bulmaz beni, en sevdiğimdir hata yapmak hatırlıyor musun? ve yaşayamadıklarımızdan sen sorumlusun, neyse ki bu pişmanlığı kaldırabilecek kadar gururlusun.
biliyorum;
kendini sevmiyorsun sen, bir başkasını nasıl sevesin ki?. çok haklısın. birini kendinden fazla sevmek ve çok sevmek arasındaki farkı senden iyi biliyorum.
utanmıyorum;
suskunlaştığımda sevdiğin ve belki şu an sevgilinle dinlediğin şarkıları mırıldanmaktan,
sen, ben, biz düşüncesine hala dostun omzunda hıçkırarak ağlayabilmekten,
sesini, yüzünü hatırlamakta zorlanmama rağmen hala adını gülümseyerek zikretmekten,
sevgisizim diyenlere inat, yine yeniden en baştan, defalarca sevmeyi denemekten
utanmıyorum.
son olarak;
hiç özlemedim seni. hele o taksi aynasından seni son seyredişimi hiç hatırlamıyorum. çoklar genelde hiçlikle biter, ve biz çokuncu yıldayız.
17 aralık 2010 tarihinde vizyona girecek filmdir.
korkarak yüzüne baktıklarınızın aslında sizin gibi bakanlar yüzünden nasıl bir hayat yaşadığını görmek isterseniz buyrun size film.
ankara'nın ocak ayı soğuğunda yüz köpek eşliğinde bok püsürden açılan bir tartışma sonrası kapısında beklemek. dışarı çıktı mı, tabi ki hayır.
kafamı da seni de sikiyim.
benzeri final dönemi gerçekleşmekte. gece yarısı herkes pencereye çıkıp okuyom ben ya diye bağırıyor.
he mına koyim he. bilmeden bunu diyen çığır açtı vallah, tabi ki "salak yemin ediyom gerizekalı bu çocuk"tan sonra.
darbeden ziyade o dönemlerde kapitalizmin parlak döneminden çıkmasının etkisi çok büyüktür. neoliberalizm ideolojisinin yaygınlaşması sonucu işsizlik çılgınlar gibi artmış ve buhranlar çıkmıştır. ekonomik sorunların baş göstermesiyle de bölücü tahriklere açık bir ortam oluşuyor, bir nevi kapitalizmin ayıbını ırkçılıkla, iç sorunlarla kapatmaya çalışmak yani.
hitler dönemine bakılırsa da durum tamamen aynı. o dönemde alman burjuvazisi çöküyor ve seçimle hitler'i başa getiriyor. sonrası malum.
en yakın örneklerden biri olarak yine bosna mevzusu var.
sonuç: nerede ekonomik kriz varsa orada ırkçılık vardır.
itiraf: hitler zeki adamdı.
http://www.facebook.com/p...sid=675808882.40931511..1 şeklinde bir link ile kesin programına ulaşılabilen şenlik.
ugt şöyledir böyledir diye çemkirmeyi bırakıp tadını çıkarmak lazım. ben bayıldım programa. alt grup olarak marsis çıkıyor daha ne olsun lan?