msninizde değişen iletilere göre tepki veren, milli duyguların sadece kendine has olduğunu sanan, çevrimiçikendikendinitatminedeninsan anlayışıdır. hiç beklemediğiniz bir anda sizi dumur edebilir.
örnek bir diyalog için;
foreverrap:
kardeşim hiç yakışıyor mu çanakkale gibi kutsal bir yer için bu yazdıkların?
emesene girerken, sözlükte sörf ederken nebileyim el ense kahve içip fal bakarken gelmeyen lanet uykunun siz tam derse oturduğunuz anda kapıyı çalıvermesidir. kitap önünüzde ağzınız bir karış açık esner durursunuz, gözlerden adeta yaş gelir. akabinde, * ya kitabın üstünde ya da en iyi ihtimalle yatağınızda mışıl mışıl horlarsınız.
sakarya ilinin geyve ilçesine bağlı şirin mi şirin bir kasaba. ismini ali fuat cebesoy'dan almıştır. kendisi, vasiyeti üzerine bu kasabaya defnedilmiştir. kabri hala oradadır.
yıpranmış, kurumuş, kırılmış, uzun süre ilgilenilmemiş saçlar için birebir kozmetik ürünüdür. uygulanışı yüz maskesine benzer. saçınıza sürersiniz, 5-10 dakika bekletip durularsınız. mis gibi capcanlı saçlarınız artık kullanıma hazırdır. *
kirpik yoksunları tarafından sık sık kullanılan ancak pek tavsiye edilmeyen kıl şeysidir.
efendim türkan şorayvari kirpiklere özenir, soluğu kuaförde alırsınız. gözlerinizi kapattırırlar, japon misali yapıştırıcıyı boca ederler gözünüze *. ahh yandım anaamm demenize kalmadan teker teker kılları yapıştırırlar. yapıştırıcının etkisiyle gözler yaşarır, kızarır, makyaj akar... tabiri caizse güzelleşeyim derken b.k gibi olursunuz.evet artık uzundur kirpikler, türkan şoray bile çatlayabilirdir ancak iki gün kendinize gelemezsiniz. gözlerdeki ağırlık uyku yapar, gözkapağınızda gereksiz bir gölge oluşur...
üstüne üstlük sadece 1 hafta kullanabileceğiniz bu hedeler için 20 ytl bayılırsınız.*
artık huzur içinde hevesinizi almış olaraktan yaşayıp gidebilirsiniz...
üç gün önce gerçekleşen hadisedir. otisabi entrylerine hasret kalan bünyeler için adeta bayram sevincidir. eski entrylerine an itibariyle ulaşılamasa da yakında bu problemin de halledileceğinin sinyalleri verilmiştir.
insanı kızgın kumlardan serin sulara atan bir hadisedir.
seneler önce abzürük bir sebepten küsmüşsünüzdür birbirinize, akabinde tüm şehir de size küsmüştür, bir kediniz bile yoktur yanlızlığınızı paylaşacak. gel zaman git zaman aranızdaki soğukluk buz kütlesine, buz kütlesi iceberg'e dönüşür. arkadan kırıcı sözler söylenir, işitilir. dönüşü yoktur artık bu arkadaşlığın.
ve aradan yıllar geçer, internetin internet olduğu bir zaman gelir çatar. öyle ki arandıktan sonra bulunmayacak bir hint kumaşı kalmıştır siber alemde.yonja denen ve şimdiye kadar kız düşürmek, manita kesmek dışında hiçbir amaca hizmet etmemiş web sitesinde garip bir şekilde profiline rastlayıverirsiniz bu kişinin. hızlı hızlı okur resimlerine bakarsınız, içiniz burulur, boğazınıza bir şeyler düğümlenir. mesaj atmakla atmamak arasında gider gelirsiniz ama yine de şansınızı dener ufacık bir selam gönderirsiniz.
gelen cevap ise yaklaşık dört saatlik bir msn sohbetine, geçmiş günlerin yad'ına, söylenmemiş sırlara ve itiraflara gebedir...
çocuğa "sen şunu yaptın, hatalısın"dan ziyade;
"senin bunu yapmış olman, beni üzdü" hitabıyla yaklaşmaktır.
bu durumda çocuk, birebir hedef olmaktan çıkıyor, suçluluk duymadan ve beraberinde kendini savunmaya geçmeden önce sizi olumsuz etkilediğini düşünüp, durumu telafi etmeye çalışıyor.
internet üzerinden ders veren, sınav yapan ve mezunlarına diploma imkanı tanıyan ''allah'ın üniversitesi''.dersler din ağırlıklı, yabancı dil olarak arapça ve ingilizce seçenekleri var.
siteyi kuran kişiler, kendilerini böyle bir görev için seçilmiş kimseler olarak tanımlamakta.
beraber takıldığımız zamanlarda muhabbetin dibine vurduğumuz,gülmekten karnımıza kramp * girdiğinden evin yolunu zor bulduğumuz ender,nadide,en bi aşk kelebeği insan ve aramıza yeni katılan 3.nesil çaylaktır.
''ingilizce biliyor musunuz? '' sorusuna verilen klasik cevaplardan biridir.
bu cevabı veren kişilerin aslında ''I love you'' ve ''I,you,sex?'' kalıplarına ek olarak pek de bir şey bilmedikleri gözlenmiştir.
zamanının dörtte üçünü bilgisayar başında geçiren bir öğrenci için idealdir.arada bir okula gidilmesi gerektiğinin de bilincinde olunduğudan mütevellit hangi ders ne zamandı buhranlarını yaşamamak için, bölümün web sitesinden ders programını kopyalayıp, jpeg olarak masaüstüne arkaplan yapmaktır..tebrik edilesidir.aferindir.
an itibariyle içinde bulunduğum insan modeli grubudur.
tabiri caizse leş gibi kokulmaktadır ama banyoya gidesiniz yoktur.özellikle bilgisayar,internet,tv,devrilip yatmak,şofbenin elektrik kaçırıyor olması gibi dış etkenler, bu duruma çokça sebebiyet vermektedir.
edit: an itibariyle dedik, herzaman demedik ne kötülüyosunuz ki.*
kanaatimce bir tarafı çilekli,diğer tarafı muzlu ya da bir tarafı tırtıklı diğer tarafı bombeli * olabilitesi yüksek prezervatiftir.
hem ekonomik hem pratik hem de trendy'dir. *
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ''Reco Kongo kenesi Türkiye'nin anasını ağlatıyor'' başlıklı karikatürde keneye benzetilerek, şahsiyet haklarına tecavüz edildiğini öne sürdü.
böyle diyor gazete haberi...
Fransa devlet başkanı, karikatürü çizilmediği için halkım beni sevmiyor paranoyasına girer, bizimki de anca ona buna küfreder, hakaret eder, çiftçisinin memurunun ne anasını bırakır ne bacısını ama kendisi keneye benzetilince kıyameti koparır.kenesin işte var mı ötesi? bu ülkenin başına gelmiş en büyük kene saldırısı ve virüs salgını da senin hükümetin!
bir yılmaz odabaşı şiiri.aynı zamanda alfa yayınlarından çıkan ''bütün şiirleri'' serisinin adıdır.
konuşsam sessizlik gitsem ayrılık
resmin rehindir gurbetimde
gurbetimde sesleri aşındırmış kimliksiz bir kasaba
ve senin kederini ıslatan o yağmurlar rehin
alnı özlemle dağınık bir akşam getirdim sana
sar, büyüt ellerinle, konuk et sıcağına
konuk et kanatları kanatılmış kuşlar getirdim sana
ve akşam, bir kez daha
saçlarını topla ve dağıt sesini rüzgarların
'bir of çeksen karşı ki dağlar yıkılır'
çekmiyorsun!
akar suları imrendiren yüzünde
sabahçı kahveler de biliyor
görüşmeyeli yorgunum
yıkık kentler kanadı seçimlerimle
görüşmeyeli ya sen nasılsın
adım, adresim durur mu defterinde?
şimdi siirt'te koyun kokulu bir gecedeyim
beynimde iklimsiz papatyalar
ve kuşatılmış bir akşam duruyor penceremde
sokakların gün batınca neden boşaldığını
ve yüreğimin neden kabardığını bilmiyorum
konuşsam : sessizlik / gitsem : ayrılık
sonra kıpırtısız yasladım göğsümü boğulmuş güne
al bu çağrıları sulara göm, o uzak sulara
gurbetini rehnetme özlemimde...