çeneni kapat, gözünü kapat, başını kapat, dergiyi kapat eee yeter lan! böyle anlayışın da böyle hükümetin de böyle düşüncelerin de!!
ülkeyi de ucuza "kapatın" da rahat edin !
başrollerini yalçın dümer, kenan bal ve kaan girgin'in paylaştığı yepisyeni bir film. Birçok sahne bolu'da çekilmiştir. Ayrıca filmde yardımcı kadın oyuncu olarak abant izzet baysal üniversitesi öğrencilerinden h.cansu şahin de yer almıştır. *
Abant izzet Baysal Üniversitesi ingilizce Öğretmenliği 3üncü sınıf öğrencisi Cansu Şahin, filmde yönetmen rolünü üstlenen Yalçın Dümer in asistanlığını yapan bir kadını canlandırdığını söyledi. Çok mutlu olduğunu belirten Cansu Şahin, "Film setine müzik yapmak için gelmiştik. Filmde rol almam istenince çok şaşırdım. Hiç beklemediğim, aklımın köşesinden bile geçirmediğim bir sırada, Yalçın Dümer gibi tanınmış bir oyuncu ile yan yana film çevirmek beni çok mutlu etti. Bu fırsatı değerlendireceğim" dedi.
Cansu Şahin'in başarılı olacağına inandığını kaydeden Yalçın Dümer de, "Cansuyu ilk görüşümde, yüzünün sinema için çok iyi olduğunu anladım. Yönetmenimize gösterdiğimde, o da benimle aynı görüşü paylaştı. Hayırlı olsun. Ailemize katılan Cansunun başarılı olacağına inanıyorum" diye konuştu.
800 bin dolara mal olacak filmin gelecek yıl Mart ayında vizyona gireceğini açıklayan Mesut Uçakan ise, "Bu film Cansu için son derece önemli bir şans. Böyle bir olayın olması da beklenmedik bir vaka. Nasip onunmuş. Türk sinema tarihinde Cansu gibi beklenmedik fırsatları yakalayıp sinemaya geçen çok önemli oyuncular mevcut. Cansu da onlardan biri olabilir" dedi.
lisede "değirman" * diyen edebiyat hocasından sonra, staj maksatlı gittiğim okulda "körüfülii" * diyen ingilizceciyi de gördüm ve ne anadilimizi ne de bir yabancı dili pörfek bir şekilde öğrenemeyeceğimize o dakkada karar verdim, ahanda buraya da yazıyom! haaaakkk tuuuuuuu!
cultureshock lenslerinden birini düşürmüş, aynanın önünde tırım tırım aranmaktadır o esnada anneanne gelir;
+ ne arıyosun yavrum?
- ya lensimi düşürdüm de onu arıyodum anane
+ dur dur hiç telaş etme şimdi ben süpürkeyi * açıveririm hemencik düşer torbaya.
- ^#&+\?
+ üzülme çocuum sen.
aslında en güzel diyaloglar dizi izlerken gerçekleşir ama çoğu monolog olarak kalır ya da verilen tek tepki gülmektir.
- bu kadının kocasını aldattığını ben görüyorum da o nasıl görmüyo? akşam eve gelince hiç mi televizyona bakmazsın be adam!!
çanakkaleye geziye gelen bir grup salak amerikalı, burda açık giyinmenin yasak olduğunu sanıp uzun kollu kıyafetler getirmişler ve biz mayoları çekip denize girerken onlar amele yanığı olmuşlardır. bi de kırk saat çöl, deve falan aradılar resim çekmek için. hey allaam!
atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı kalacağıma... diye başlayan yeminler olabilir.
bir de şeymiş, arkadaş anlattı geçenlerde, arabistanda bir kişi yalan söyleyecekse eğer, söze "biliyorsun ben müslümanım" diye başlarmış. inandırıcı olsun hesabı.
mhp ve chp nin yanlış tutum ve politikalarının tuz biber ektiği nihayettir.
hadi chp yıllardır kafasının dikinde, mhp umut olur dedik; seçim meydanlarında sesi kısılana kadar bağıran bahçeli de fos çıktı. şimdi insan düşünüyor keşke erken seçim diye k.ç yırtmasalardı da bu meclis bu hale gelmeseydi.
abdullah gül cumhurbaşkanı oldu dedi altyazı, hemen pür dikkat izlemeye başladım töreni. allah'ım nasıl da eğreti duruyor o törende ya! hani 23 nisanlarda ilkokul çocukları başbakan koltuğuna oturtulur ya - gerçi akp hükümeti 20 yaşındaki adamı oturtarak bir çığır açmıştır o ayrı- işte öyle duruyor abdullah gül tören alanında! şaka gibi...
sonra girdi meclise yemin için, dili sürçtü "atatürk ilke ne inköeüilapları" gibi bir şey çıktı ağzından, gülümsedim...
anıtkabre girişi, mozaleye çelenk bırakışı falan manasızca izledim. şaka olmalıydı. sanki birkaç sene önce cumhuriyet rejimine, atatürk'e küfreden bu adam değildi! ha komik olan bir şey daha var o da 29 ekim doğumlu olan a.g. 'ye, cumhuriyet bayramında doğmuş olması vesilesiyle dedesi tarafından cumhur önadı verilmesi... garip tabi... zalimden alim alimden zalim doğar dedikleri.
hayır şimdi düşünüyorum, bir insan savunmadığı bir rejimin bekçiliğini nasıl sindirir içine? şahsen bana kübayı verseler, al abi komünist komünist takıl deseler s..tir çekerim adamlara.
gerçi planlanmış şeyler bunlar. rte ve ag nin yıllar önce hayal ettikleri şeyler. şimdi aralarında geçen diyalog muhtemelen şöyledir:
rte: abdullahım görüyor musun yıllaaar yıllar önce recai amcanın çiftliğinde bugünün hayalini kurmuştuk da ne kadar uzak gelmişti.
ag: doğrusun recebim, o zaman uzak gelmişti ama allaha hamd olsun bu insanların salaklığı sayesinde muradımıza erdik. sen meclise ben çankayaya ohhh!
ne kadar kutlasa az bu insanlar şimdi. ben de olsam kutlardım çalgılı çengili. iyi oldu bu millete. zamlar da gelir soldan soldan ohh show must go on hesabı.
entrymi burada noktalarken atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı kaldığıma ve kalacağıma yürekten and içiyorum. bu entry g.tüme girebilir haklısınız ama şöyle ince bir hesap yaptım4 yıl ceza alsam, bunu basın yoluyla yaptığım için 3 te 1 oranında artırılsa, mahkemede de iki üç küfür saydırsam 7 yılı doğrulturum içerde. yani ben çıktığımda onun görevi bitmiş olur. dışarda olacağıma içerde olayım anasını satiiim.
msninizde değişen iletilere göre tepki veren, milli duyguların sadece kendine has olduğunu sanan, çevrimiçikendikendinitatminedeninsan anlayışıdır. hiç beklemediğiniz bir anda sizi dumur edebilir.
örnek bir diyalog için;
foreverrap:
kardeşim hiç yakışıyor mu çanakkale gibi kutsal bir yer için bu yazdıkların?
6 (yazıyla altı) yaşındaki komşu çocuğuyla bahçede sohbet edilmektedir. o sıralar 19 mayıs yaklaştığından tören için ezberlediğin şiirleri bu küçük çocuğa okumak istersin. altı yaşındaki çocuk sözünü keser;
+ okuma! istemiyorum !
dumur olunur
- ama neden burakcım? bak ne güzel ezberledim sana da okuyim??
+ okuma! ben sevmiyorum atatürkü!
dumur üstüne dumur olunur
- neden sevmiyorsun? ama o yurdumuzu düşmanlardan kurtardı, bize böyle bir ülke armağan etti...
+ sevmiyorum işte! babam da sevmiyor! hep içki içtiği için günahkarmış o, yanacakmış cehennemde, içki içmeseydi severdim ama sevmiyorum!
çocuk koşarak evine gider, arkasından bakakalırsın.
bu adamın bu ülke için yaptıkları, tamamen kendi bacağından asılacağı bir mevzu içinheba edilebilir mi acaba?
peki içki içmeseydi, alelade bir paşa olarak kalsaydı ve bu ülke kaosa sürüklenseydi o çocuk doğduğu yerde, esiri olduğu ülkenin yöneticilerini, krallarını bu kadar rahat eleştirebilecek miydi? peki ya bu çocuk dinini, haramını helalini bilecek miydi?
arkasından bakakalırsın...
şimdi bu çocuk ne yapıyor ne ediyor bilinmez, mutluluk partisinin iktidar olduğu yıllarda babası iyi bir yerlere görevlendirilmişti, sonrası meçhul.işte böyle.
türbanlıya açılıyor demek, dini simgelere açılıyor demektir. bu olayı sadece türban açısından değerlendirmek ve sadece türban için karar almak da yanlıştır. şahsen ben okulumda türbanlı görmüyor değildim zaten, parlak peruklar altından ipek kumaşlar hep çıkıyordu ama bu meşrulaştırılacaksa sadece türbanlı değil rahibe kıyafetli, koca koca haç takan arkadaşları da görmek isterim. görmeliyim. yoksa yemişim öyle özgürlüğü, kime göre neye göre yani...
işine gelmeyenler savsata demiş, kimisi zaten laik değiliz ipimle kuşağım zikimle daşağım demiş kısaca önüne gelen bi'şey söylemiş. bir yere gittiği yok demek en basit kurtuluş cümlesi olur herhalde, zaten yoktu demekse bu ülkenin bunca yıllık tarihine ana avrat sövmekle eşdeğerdir. laiklik vardı bir zamanlar ve maalesef elden gidiyor siz beğenseniz de beğenmeseniz de.
ne zaman laiklik elden gidiyor diye bir otel dolusu gerici, yobaz ateşe verilirse işte ozaman derin bir oh çekerim; işte o zaman herkesi eşit sayarım ve vazgeçerim eleştirmekten!
bitmiştir...
kaçırma eylemi esnasında pilotların uçağı terk edişini " kurtarma operasyonunun bir parçası" olarak tanımlayan ve bizlerden kocaman bir "s.ttir lan" hakeden firmadır. ne planı ne operasyonu bal gibi kaçtı olum sizin pilotlar. "atlasjet ailesi olarak komple fbi'ız, mit'iz, hepimiz operasyoncuyuz" havasında basın açıklaması yapan adama ben de burdan nanik yapıyorum.
hani çarşıya pazara gidersiniz, oralarda dolaşırken birden tuvaletiniz gelir, eve kadar sabredeyim diye diye kapıya geldiğinizde bacaklarınız büzüşür, ha çıktı ha çıkacak off poff nidalarıyla o kahrolası anahtarı zor bela bulup evden içeri kendinizi çuval gibi atarsınız ya, öyle bir ruh halini yurda geldiğinizde çantanızdaki bilgisayarı çıkarıp sözlüğü açana kadar yaşadığınızı hayal edin.
emesene girerken, sözlükte sörf ederken nebileyim el ense kahve içip fal bakarken gelmeyen lanet uykunun siz tam derse oturduğunuz anda kapıyı çalıvermesidir. kitap önünüzde ağzınız bir karış açık esner durursunuz, gözlerden adeta yaş gelir. akabinde, * ya kitabın üstünde ya da en iyi ihtimalle yatağınızda mışıl mışıl horlarsınız.
sakarya ilinin geyve ilçesine bağlı şirin mi şirin bir kasaba. ismini ali fuat cebesoy'dan almıştır. kendisi, vasiyeti üzerine bu kasabaya defnedilmiştir. kabri hala oradadır.
mesela umuma açık bir internet sitesinde mustafa kemal atatürk'e hakaret etmektir. anayasal bir suçtur. entry silinmemeli, ip adresiyle birlikte savcılığa bildirilmelidir belki de.
muhtemelen anne tarafından "çocuk dayakla adam edilmez, nebiçim babasın, böyle yaparsan çocuğunu kaybedersin" gibi uyarılar almış, kendine hakim olmaya çalışan, psikolojisini bozmamalıyım, güzel güzel anlatmalıyım düşüncesiyle yola çıkmış ancak sinirine ve genlerine yenik düşmüş baba davranışıdır. nihayetinde o da zamanında dayakla eğitilmiştir.