hiç kıskanmayın yazarlar şanslı erkektir. baştan söyleyeyim babamın iş yerinde çalışmıyorum. kendini bir halt sanan üç kuruşluk insanın yanında, onun kahrını çekerek asgari ücretle çalışmaktan iyidir. babamızın fabrikası vardı da biz mi gitmedik.
van devlet tiyatrosunda izlediğim komedi şeklindeki, oyuncularının harika performans sergilediği, sonunu tahmin etmenin pek mümkün olmadığı, kesinlikle izlenmesi gereken gösteridir kendileri.
olaya akıllı bir şekilde yaklaşan ama genede olayın bütününü göremeyen yazarımızın çırpınışlarıdır kendileri. başkasının özgürlüğünü kısıtlamadığın sürece yapabileceğin her şeye özgürlük denir ki özgürlüğün bile bir kısıtlaması vardır.
çok eşliliğin yasal olması konusunda fikirlerini savunan yazardır kendileri. sözlükteki yazarlarımız bayana çokça yüklenmişler lakin çok eşlilik gizli yada açıktan zaten yaşanıyor her ne kadar görmek istemeseniz de. solcusu aynı evde yaşıyor seviyeli bir ilişkimiz var diyor. sağcısı imam nikahlı eşim dinen caiz diyor. evlisi ayrı ev açıyor metresim diyor. hiç darılmayın yazar kardeşlerim kadında haklılık payı var bu kadar çok çeşit çeşit isim takılacağına bari tek isim olsun adı belli olsun. bu arada bütün bunlar her fırsatta belirttiğiniz Müslüman ülkede oluyor. iyi ki Müslümanız birde gavur olsak tamam yani.
aklıma deprem olduğunda bu şehrin dört bir tarafı evliya mezarlarıyla çevrili endişelenmeyin onlar şehri tutar sözünü aklıma getiren entrydir kendileri.
kırgın olduğun arkadaşın acı haberini almak şeklinde düzelttiğim entrydir. zira küs olduğun kişi artık arkadaşın değildir. arkadaşım ise acı haberini aldığım nurlar içinde yatsın derim değil ise toprağı bol olsun derim. ebru gündeş'in şarkısı geldi aklıma sevgimin bittiği yerde nefretim başlar.
sadece kırk yaşını aşmış para derdi olmayan çok küçük bir kesimi kapsayan kadınlardır kendileri. nereden mi biliyorum. bende genç bir erkeğim ancak henüz bir sevda göremedim. artık sevdanın son vuruşunu bekliyorum.
alırken vicdan azabı çektiğim, kitabı daha okurken sayfalarının bir bir kendiliğinden kopmaya başladığı, parasızlığın gözü kör olsun hakkınızı helal edin ey yazarlar dediğim ilme giden günah yoludur.
normal olan ilişki çeşididir. sorunsuz harika bir şekilde yürüyen ilişki ancak filmlerde olur. düşe kalka yürüyen ilişkiyi beğenmeyenler sonrasında yürümeyen hatta düştüğü yerden kalkamayan bir ilişkiyle karşılaştıklarında bu ilişki çeşidini mumla arayacaklardır.
diğer ülkelerde üniversitelere girişte öss tarzı bir sınav yok bizde de olmasın söyleminde bulunan akıllı bıdıklardır. o bahsettiğiniz ülkeler bizden çok farklı koşullar altında. bir araştırın bakalım o ülkelerin nüfusu ne kadar. bulunan üniversitelerin bölümlerindeki kontenjan ne kadar ve ülke nüfusuyla ne oranda. işsizlik ne oranda. bunları dahada sıralayabiliriz. ve bunları kendi ülkemizin acı gerçekleriyle kıyaslayın. diyelim ki dediğiniz oldu öss kalktı. ne olacak zannediyorsunuz ki rusya gibi olacağız herkes üniversiteli olacak ama iş yok. sonrada istanbulda ki rusların yaptığı gibi diplomalarımızla birlikte E 5 in yolunu tutarız artık.
beni sevgililer gününün yaklaşması yada sevgililer günü değil sonrası korkutuyor. sevgililer günü yalnız kişiler için bir şekilde geçiyor atlatılıyor lakin sonraki birkaç günde arkadaşlarınızın sevgilileriyle sevgililer gününü nasıl geçirdiği ve hangi hediyelerin verilip alındığını dinlemek kesinlikle bir işkence diye aklıma gelen ilk söylem. yalnız mıyım kesinlikle.
ilk başta kesin çok yakışıklı yada çok zengindir diye düşünülen ancak hiçte öyle olmayan esrarı bir türlü çözülemeyen sonunda şeytan tüyü var herhalde diye son noktanın konulduğu erkektir.
mini minnacık Türk kızımızın 190 boyundaki çocuktan hoşlanması üzerine dayanamayıp çocuk senden çok uzun boylu hiç olacak iş mi demem üzerine yatakta boylar eşit olur cevabıyla sarsıldığım hanım kızımız olabilir.
batıdan gelen herkesi faşist olarak niteleyen, asıl faşistliği kendisi yapan ve bunu yaptığını da asla kabul etmeyecek kadar at gözlüklü olan insanlardır. işin garibi bu tür kişilerin sayısı oldukça fazla olup aralarında kuvvetli bir bağ vardır. birbirlerini koruyup kollarlar. haklı yada haksız olmak önemli değildir. bizden misin yoksa faşist misin diye yalnızca iki grup vardır kendilerine göre. bu insanları gördükçe kabir hesabı, kabir azabı ve cehennem türü zorlu ve azaplı gerçeklere şükredesim geliyor.