Kastamonu, Taşköprü ilçesi ,Gökçeağaç Bucağı ( Han önü ilçesi )Çukurçayı köyünde babasız olarak doğdu.(1470 Fatih dönemi) 3 yaşında Annesini kaybetti. Anadan yetim, babadan öksüz kaldı. Taşköprülü hayır sever bir hanım tarafından evlad edinilerek okutuldu. ilk tahsilini ve hafızlığını Kastamonu'da, yüksek tahsilinide istanbul'da yaptı.
ikinci Bayezıd dönemi idi. Saray da dahil olmak üzere Halvetilik revaçtaydı. istanbul'da ekseriye Fatih Medresesinde kaldı. Boş zamanlarında tekkeleri dolaştı, tasavvufa meraklıydı, nihayet müderrislik icazetini alarak Kastamonu'ya dönmek üzere yola çıktı.
1498 yılında Bolu'da Hayreddin Tokadi Dergahı’na misafir oldu. Ne var ki, bu Halvetî Tekkesi Şaban Efendiyi derinden etkilemiş ve bu uğrak yerinde 12 sene kalıvermişti. Edeb ve kemalini tamamladı. Hilafet makamına yükseldi. Hayreddin Tokadî Hz.leri 1510 yılında icazetini yazıp Kastamonu'ya vazifeli olarak gönderdi.
Kastamonu'da ilk zamanlar şehrin kuzeyinde Honsalar Camii'nde irşad vazifesini yürütürken çıkan bir yangın sonucu Hisarardı Semtinde Seyyid Yahya Şirvani Hz.nin halifesi olan ve 1459 yılında vefat eden Kastamonulu Seyyid Sünneti Hz.nin dergahına yerleşti. irşad vazifesini buradan sürdürerek doğuyu ve batıyı aydınlatıp Halvetî yolunun Şabaniyye Kolunu inşaâ etti. Hz Pir; Nakşi, Kadiri, Halveti'yi cem edip birleştirerek, cehri ve hâfi olarak Şabaniyye'yi kurdu.
Hz Pîr evlenmemişlerdir. Mürşidi insü Can, Mürşidüs Sakaleyn denmesi de insanlara ve cinlere Mürşid ve Pîr olmasındandır. Yetiştirdiği sayısız zattan 360 kişiye hilafet vermiştir. Bunlar dünyanın her tarafına Halvetîyye i Şabaniyyeyi götürmüşlerdir. Afrika, Mısır, Afganistan, Pakistan, Hindistan, Makedonya'da günümüzde bile devam etmektedir
4 mayıs 1569(H 976) yılında gün doğarken Âhirete irtihal etmişler, medrese yıllarından arkadaşı olan ve tarikatın istanbul ayağını idare eden Süleymaniye vaizi Şeyh Muharrem Efendi cenazesini yıkamış ve namazını kıldırmışlardır.
Türbesine Kethûda Ömer Bey başlamış Şeyh Ömer Fuadi Hz.leri 1614'de tamamlamıştır.Bu mübarek türbe günümüzde gece ve gündüz ziyaret mekanıdır. Pîr Hz.nin kerametleri çoktur, Asa Suyu diye bilinen Zemzem suyu kerameti Türbesinin avlusunda kaimdir.
Şaban ı Veli Hz'leri Kastamonu'ya vazifeli olarak ilk geldiğinde Kastamonu'da meskun isa Dede dervişlerine Kemâl sahibi bir boyacı geliyor yola çıkıp karşılayın buyurdu. Dervişler, Derbend-Suluk mevkiinde beklediler. Hz. Pîr onların yanına geldiğinde musafahalaştılar ama kendini gizleyerek bir şey söylemedi. Dervişler isa Dede'ye bahsettikleri zatın gelmediğini söylediler. isa Dede Hz Pîr'i boyacı diye tanıtmış sırrını açığa vurmamıştır. O'nun hali böyleydi. Hep gizlenirdi.
Seyyid Yahya Şirvanî Hz 'lerinin halifelerinden Seyyid Ahmed Sünneti Hz'leri Hisarardı semtindeki dergahta bir çok kimseyi manevi olarak yetiştirdiği halde irşad postunda kimseyi bırakamadığı için üzülürdü. Böyle üzüntülü bir zamanında Hızır As.yanlarına gelerek:"Ey Seyyid Ahmed üzülme bir süre sonra zamanın sahibi bir zat gelip makamınıza oturur. Dergâhınızda irşadı devam ettirir." buyurmuş. Gerçektende Seyyid Sünnetî Hz.den 40 küsur yıl sonra Hz Pîr onun yerinde gelip irşada başlamışlardır.
Seyyid Sünnetî Hz.nin mübarek kabri caminin kıble tarafındadır. Şeyh Şaban’ı Veli Hz.nin Türbesi onun ayakları istikametinde olup elli altmış metre ileridedir. Bir keresinde sel gelip Seyyid Sünneti Hz.nin kabrini ayak ucundan yarıya kadar açtı. Görüldü ki Seyyid Sünneti Hz.nin mübarek cesedleri olduğu gibi duruyor ve ayakları toplanmış Hz Pîr'e saygıdan dolayı çekilmiş vaziyette. Bu hadiseyi Kastamonu halkı görmüş ve hâlâ konuşulmaktadır.
Hz Pîr Şeyh Şaban-ı Velî Külliyesi ve Türbesi Kastamonu Hisarardı Mevkiinde ziyarete açıktır. Bu Külliyede kendisinden sonra gelen bir çok Postnişinler hazire içerisinde yer almakta olup, bu Camiyi ve Külliyeyi yaptıran Ömer Fuadî Hz'leri de burada bulunmaktadır. Ayrıca Ömer Fuadî Hz.i bir de menâkıb hazırlatıp Hz Pîr'i ve O'nun yolunu anlatmıştır. Şâbaniyye Kolunun Şubeleri: Karbaşiyye, Bekriye, Sümmâniyye, Feyziyye ve Çerkeşiyyedir.
eriyebilen kayaçların olduğu yörelerde erime sonucu oluşan ovalardır. ülkemizde akdeniz bölgesi'nde yaygındır; tefenni, acıpayam, korkuteli,kestel, elmalı, muğla ovaları örnektir.
kpss*, açık öğretim, smmm*, hakimlik, ales*, dgs* sınavları için istanbul, ankara, izmir, kocaeli, bursa, adana, denizli, konya'da hizmet veren kuruluştur.
ntv sinema jürisinin seçtiği filmlerdir. şöyleki;
10- Halk Düşmanları
9- Milk
8- Soysuzlar Çetesi
7- Milyoner
6- Avatar
5- Ölümcül Tuzak
4- iki Dil Bir Bavul
3- Hayat Var
2- Teldeki Adam
1- Açlık
çok biliyormuş edasıyla istiklal mrşına giriş yapan ve el kol hareketleriyle herkesi davet eden müdürün üçüncü mısrada sıçmasıdır.
durumu düzeltmeye çalışır olmaz, arkadan başka bir dayı devam eder fakat o da türkü gibi söyler.* http://www.facebook.com/h...?v=79463010761&ref=nf
telefon faturasından korkan veya bıkan kişilerin, gsm operatörlerinin kamu çalışanlarına uyguladıkları belirli ücretlerdeki sınırsız konuşma tarifeli hatlarından bir adet de kendilerine aldırmalarıdır.
büyük tuvalete* çıkma ihtiyacı hasıl olduğunda herhangi bir sebeple gitmek istememek/üşenmek durumudur.
misal,
- çok uykunuz olduğu zaman gitmek istemeyebilirsiniz ama içinizdeki patlamaların şiddeti yoğunlaştıkça mecburen gidersiniz,
- eviniz sobalı ise kış mevsiminde isek doğal olarak herkes gibi buz gibi tuvalete gitmek istememek en doğal hakkınızdır ama mecburen buharı tüten treni görürsünüz.
sınav sonrası soruların cevaplarını çıkaran hocanın, bu cevap kağıdını daha sonra unutup, bir öğrenci ismini yazmamış diyerek kağıdı okumuş ve sınıftaki en yüksek notu vermesidir. en yüksek not kendi sorduğu sorulara kendi cevaplarınadır. yani şu açık ki hocaya 100'lük kağıt verseniz dahi 100 alamazsınız.*
sonra ne mi oldu?
sınıfta kağıtları okuduktan sonra "bir kişi ismini yazmamış ve en yüksek o aldı. kim bu?" dedi. ve baktı gördü ki fazla kağıt var, ağzından baklayı çıkarıverdi.*
odunu yumuatarak işleme kolaylığı sağlama ve diri odunun rengini eğiştirmek için belli bir sıcaklık ve basınçtaki doymuş su buharı etkisinde bırakma işlemidir. 4 aşamada gerçekleşir; ön buharlama, esas buharlama, kapalı bekletme ve soğutmadır.
bitkisel liflerin doğal yapışma ve keçeleşme özelliklerinden yararlanarak ya da yapıştırıcı madde ilave ederek oluşturulan levha taslağının kurutulması veya preslenmesi sonucu elde edilen levhadır.
odun ile çevresindeki hava arasında rutubet alış-verişi, havanın su buharı kısmi basıncı ile odunun su çekme ya da su tutma gücü eşit olduğundaki dengedir.
ağacın büyüme ekseni yönündeki odun elemanları, bu eksene göre kıvrılarak uzanırlar. fakat lifler bibirine paralel olduğu için ağacın kıvrılmış gibi bir görüntü oluşturmasıdır.