bazen, eski sayfaların tümünün yârin sözleri, gözleri, bedeni, nefesi ile dolmasından ötürü artık sayfalara sığmayan duygular için yeni sayfalar açmak. bazen, pişmanlıklarla dolu, yırtık, kirli bir bakkal defteri gibi olan, ödenmemiş, gecikmiş alacaklarla dolu defteri bir kenara bırakıp bembeyaz bir sayfa ile başlamak. bazen, daha renkli bir sayfa açarak yeni bir nefes, yeni bir ses getirmeye çalışmaktır.
yalnızlık bazen; önemli bir vasıfmış gibi kazanmaya çalışılan, elde edilince de kendisinden sürekli şikayet edilen, mızmızlanılan duygudur. sözlük açısından en belirgin özelliği, gece 00:00 ı bekleyip itiraf girmeye çalışmaktır. *****
ve yalnızlık bezen de; sevilen ve sevenlerin birer birer dökülüp yittiği bir hayat, ölüme giden yoldaki son perdedir. gri bir sonbaharda, çırılçıplak kalmış bir çınar gibi etrafında cansız yatan yapraklara bakakalmaktır. ve yalnızlık, unutulmaktır bazen de. vazosunda boynunu bükmüş, dudakları kurumuş, çatlamış o çiçek gibi.