Güzeller güleri kızlarımdan biri.Öğretmenler gününde iki şeyi itiraf eden bir kompozisyon yazmasını çok istiyorum:
1)O kadar yüksekten ben nasıl görünüyorum?
2)Beni eğilerek öperken beli ağrıyor mu?
.....
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
- demeğe de dilim varmıyor ama -
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!*
"Çocuklarım olmadan asla diyorsan ALiYE'Yi; Çocuklarım için seve seve veririm diyorsan BiNBiR GECE'Yi; Çocuklarım küçük yaşta versin diyorsan KÜÇÜK KADINLARI; Çocuklarım çiftlikte versin diyorsan HANIMIN ÇiFTLiĞi'Ni ; Çocuklarımın hepsi tek bir kişiye versin diyorsan YAPRAK DÖKÜMÜ'NÜ ; Sülalenin hepsi birbirine versin diyorsan AŞKI MEMNU'YU izle. Ha bunların içinden izlediğin varsa da bana kızma bilinçaltınla yüzleş."
Bir gun, bir uzun gun hep denize baktik
Miller ve agirliklar bitti
Gelip gecmeler bitti, gemilerin
Beyaz ve kocaman govdeleri
Gozun kahverengi suyuna geldik.
Palamutlar yaktik, calilar her zamanki gibi
Susledi bizi bu ufak degisiklik
Cok agir bir seydi gun dortgenleri ustumuze dusen
Aydinliktan kopan aydinliktan kesilen
Agir mi agir
Kaldik ne kadar kaldiksa boyle
Sonra gun diye bildigimiz ne varsa akitildi
Duvarlar, sarmasiklar, evler akitildi
Gunesler, hizarlar, kiymik taneleri
Vinc sesleri, cekic sesleri bir bir.
Sokagin bitiminde donup arkama baktim
Her sey nasildi diye
Sundurma hazin
Carsi kararsiz
Duzlerde yarlarda tepelerde
Kurtlar, tavsanlar, yilanlar erimekte
Herkes dunyayi bir yanindan onariyor sanki
Meltem belli belirsiz birseyleri kipirdatiyor
Gozumu kapatik sokaga baktigimda
Sudur gun.
Ah sudur, ne yandan baksam sudur
Suyun imgesi sudur
Trenlerin kalktigi her yerde
Bavullar sudur
Bir gun bir Erzurum calkantisi
Obur gun Konya pasi
Manisadan gorunen Istanbul kiyilari
Cantasi acik duran bir kadinin anisi ve
Dudak boyasi
Ardahanli bir kartal
Kizilca hamamli bir pirinc
Tulbentler, yazmalar, krepler
Hep sudur
Askerin son defa memleketine baktigi
Yuzunu cevirince bir bardak gibi dusup kirilan memleket
Ve gemilerin agir agir limanlardan ciktigi
Ah sudur.
Bir gun, bir uzun gun bir aynanin onundeyim
Kirpikler ve saclar bitti
Govdem duvara surte surte inceltilmis bir nesne gibi
Dalgin ve uzun
Uzun ve sisli
Ben ki govdemle tattim govdemi, iyi bilirim
Bir hurma, bir basdonmesi
Kokusu basdonmesinin
Guzel kaplar aldim bu yuzden, ne kadar guzel kap varsa
aldim
Bilmek icin suyumu
Ve hazirlikli degildim ve bildim
Ben suyun bir dakika durdugu
Durunca boguldugu bir yerdeyim.
Bir kilimi yere sermek kadar guzel ne var
Sonra puskullerini duzeltmek kadar
Ya sofraya dilim dilim kesilmis bir domatesi koymaktaki
gorkem
Kamyon surmek yukunu bilmeden
Ve ikimiz bir aksam ustu sirasinda
Ve aksamustunun Anadoluya giden bir otobus gibi kalkmasi
sirasinda
Daglarda, tarlalarda, kopru altlarinda
Sazlarin, taslarin, yasunlarin arasindan gecerek
Bir akik gibi yansiyaraktan hem de
Kirmizi bir karpuzun dogum sancisina
Su akar ben akarim
Ben akarim su akar
Vakit yok bakismaya
O dönemde hükümete taşınır mallara el koyma yetkisi verilir. Bu tür işlemlerde aşırıya gidilmesini ve haksızlıklar yapılmasını Eşref asağıdaki dörtlükle eleştirir:
Istimlak denilen kanun
Öyle gitmekte ki artık dikine
Biri memişhanede görülse,derhal
Vaziyed eyleyecekler s.kine.
asıl ismi mehmet eşref'tir.Türk edebiyatının hiciv ustalarından biridir. neyzen tevfik, onu kendi üstadı saymıştır.
bir tarihte bir tren yolculuğunda eşref e takılıp kızdırmayı adet edinmiş münasebetsiz bir arkadaşı: "eşref, insanoğlu çamurdan husule gelmiş derler; söylesene adem'in çamurunda saman var mıydı acaba?" diye sorar.
eşref :"o an arkadaşa yüce kuranın ayetleri ile cevap vermek istediysem de gerek görmeyip şu dörtlüğü yazdım." der:
ey bana tıynet-i adem in çamurunda saman var mı diyen
gel bir daha etme bu sual-i hamı
çamurunda saman olsaydı eğer ebül beşer in
çatlayıp ta yarık olmazdı ananın ..mı