amerikan filmlerinde ana avrat dümdüz giden okkalı küfürleri canın cehenneme lanet olası pislik diye çeviren dublaj emekçilerinin bir başka yaratıcı çevirisi.
yılgın türklerin aynı zamanda müslüman olanı. ezanda kulağı namazda gözü olmayan, ibadet etmeye üşenen, sabah namazına kalkamayan müslüman tipi.
(bkz: öğle namazına nasıl kalkılır)
modernleşme hareketleri ile saray çevresinde de batı müziğine gösterilen "abartılı" ilgi ve türk müziğine olan yukarıdan bakış nedeniyle, dede efendi nin artık saray çevresinde musiki yapmayacağını beyan edip, saraydan ayrılırken söylediği sözdür.
ankara da, sakarya caddesindeki kitapçılar çarşısında, iki bina arasındaki koridorun üstü kapatılarak meydana getirilmiş; metrekareye en fazla entelektüel in düştüğü; her çeşit akademisyen, yazar, öğrenci ve bilhassa kitapkurtlarının takıldığı çayevidir.
çok şair ve yazar çıkarmış ve müdavimleri arasından daha nicelerini çıkaracak olan mekandır.
bir ara çay defteri, tütün güzellemesi gibi müdavimlerin aklına eseni karaladığı günlükleri vardı ama şimdilerde görünmüyor.
ufuk güldemir in literatürümüze kazandırdığı beyaz türkler kavramı kısa zamanda anti tezini doğurdu: zenci türkler
ben de literatüre bu iki kavramın sentezini sunuyorum; melez türkler: beyaz türklerle zenci türklerin kız alıp vermeleri sonucunda ortaya çıkan yeni grup türklerdir.
örnek: fabrikatörün kızıyla kapıcının oğlundan olma çocuk *
ev kadınlarının işinin, birçok mesleğe göre çok daha ağır olmasına rağmen, ev kadınlarının bir sosyal güvencesi olmaması, bir meslek grubu olarak tanınmaması anlayışını değiştirecek bir siyasi girişim...
ev kadınları, eşlerinin veya baba-anne gibi çalışan yakınlarının üzerinde sosyal güvence sahibi olabiliyorlar. eğer bu kadınların sosyal güvence primlerini eşlerinin yatırması gibi bir yasal düzenleme yapılırsa, işsiz insanların durumu çözümsüz kalıyor. mantıklı olanı, sosyal devlet anlayışına uygun bir çözümdür ki, o da ev kadınlarının primlerini devletin yatırmasıdır.
tabii alt yapısı ve fikri oluşumu için çok daha fazla fikir üretilmeli ve çalışılmalıdır ama bir yerden başlamak lazım.
belki ileride, bir meslek grubu olarak kabul edilirlerse sendikaları dahi olabilir *
edit: bildiğim kadarıyla (başta demokrat parti) birçok parti programına ev kadınlarına emeklilik vesaire adı altında bu önerimi dikkate almış. ***:)
bir çeşit vergi.
442 sayılı köy kanunu ile, köy muhtarlarına, köyün çeşitli ihtiyaçlarının karşılanması için verilen vergi yetkisi.
köy kanunu halen yürürlüktedir; salma vergisi hal-i hazırda uygulanmasa da kanunen köy muhtarı salma yetkisini haizdir.
vergi koyma yetkisi olan yegane "kişi" muhtardır; öyle ki, cumhurbaşkanın dahi vergi koyma yetkisi yoktur; bu da demektir ki, muhtar cumhurbaşkanını döver*