esince
561 (ordinaryus)
altıncı nesil yazar 1 takipçi 23.00 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    türkiye nin kürd şehirleri

    1.
  1. ""kürt kökenli yurttaşların yoğun olduğu şehirler"" olarak sorulması durumunda
    daha doğru olacağını düşündüğüm konu başlığı.
    1 ...
  2. kimse olmamak olmayı da istememek ama bazen

    ?.
  3. Bazen, hiçbir şey düşünmemek ister insan. Ne çocukluğunun sancıları gibi gelen oyunları, ne de kandırılmışlığın hüznünde eskiyen yılları...
    Bazen, hiç olmak ister insan; gökkuşağını görmemeyi..'' Kimse'' olmamak ister. Sadece yeni doğmuş bir bebek gibi kokmak, acıkınca ağlamak ister.
    Bazen, çekip gitmek gelir önümüzdeki dağların ardına; bazense sadece durmak.
    Bazen, zamanı durdurabilmek ister insan, savaşlara inat; akan kanların rengini değiştirebilmek ister.
    Bazen o olmak ister, ne uğruna savaştığını bilmeden Allah Allah sesleriyle koşturan 15'likler gibi...
    Bazen, sevgilinin gözlerindeki ışıltı olmak ister. Merak eder, gerçekten ışıldayan gözleri mi yoksa kelebeklerin kanadındaki ilâhî desenin sâhibi midir ışıldayan?
    Bazen isyan edesi gelir beklemenin verdiği ıstırapla gelemeyen baharlara ve bazense geç kalınmışlıklara...
    Bazen, bir çocuk olur elinde rengini nerden aldığını bilmediği bir çiçekle koşarken annesine; bâzen de anne olur, çocuğunun ağlamasıyla yüreği erir.

    Bâzen baba olur, çok sevse de anlatamaz çocuğuna gözlerinin rengini, denizden almışçasına deniz koktuğunu.
    Bazen şair olur ''kan süte dönüşmez rahme can düşmeyince.'' der.
    Bazen bir hiç olur, bembeyaz kâğıda kurşun kalemle yazılıp kokulu silgiyle silinmişçesine.
    Bâzen, âşık olur yok olur, hayattayken, ölür karşısındaki bunu bilmese de...
    Bâzen ise âşık olunur, olanı bilmese de.
    Bâzen, Aristo olur, "Sana hem konuşmayı hem de susmayı öğreteceğim." der.
    Bâzen Eflâtun olur, "Devleti zekiler yönetsin." der.
    Bâzen Yavuz olur insan, çölleri aşar, yüz binlerle kıtaları fetheder.
    Bâzen Yunus olur, 40 sene ormandan odun taşır, yansın hamken pişsin diye...
    Bâzen, ihtirâs olur kıskanır gökyüzündeki bulutları, ayaklarının altında papatyaları ezerken.
    Bâzen Da Vinci olur, şifreler kendini. Bâzen bir batakhanede gül olur, açılır her şarap sunana.
    Bâzen dilenir, avuç açar; kötülüklerin kefâletini ister günah yükünü almak için... Bâzen, cehennem olur; sen sobanın ateşinden kaçarken canını almadan yakar yakar yakar seni.
    Bâzen rüzgâr olur, hıçkırıklarını taşır uzaktakine. Bâzen toprak olur, sırlarını gömer içine.
    Bâzen su olur akar, gözlerinden belki iki damla belki çağlarcasına.

    Ama bâzen insan, insan olur; aynaya bakmaktan korkar, karşısındakine bakar ve söylenmeye başlar; "Sen, kötüsün... Sen, iyisin... Sen, cimrisin... Sen, cömertsin... Sen, şeref yoksunusun... Sen, onurlusun... Sen, yalancısın... Sen, dürüstsün ve sen, sen, sen''Aslında kendini anlatıyordur haykırarak, "iyi de benim, kötü de'' ama bazen..
    1 ...
  4. muhalefet partileri olmasaydı akp ülkeyi satardı

    ?.
  5. Tanım: Milliyet yazarı Mehmet Tezkan bugün köşesinde çok güzel bir noktaya değinmiş.
    Bu yazıyı okumak gerek. Özellikle ''not'' düşülen yere dikkat bu konu üzerinde çok yorum yapılabilir. Türkiye'nin iki ucundan hangi tarafı bok'a değiyorsa Muhalefet onunla suçlanıyor. Muhalefet sadece konuşuyor ya ''hani boş konuşuyor '' sanırım , Deniz baykal'ın muhalefet'ini özleyeceğiz.

    Zaman zaman kızıyorlar ya.. Aslında her zaman kızıyorlar; böyle muhalefet olur mu diyorlar..
    Türkiye'nin tek ve en önemli sorunu muhalefettir diye tutturuyorlar..
    Haklılar mı?
    Enteresandır; muhalefete yeteri kadar muhalif olmadığı için kızılmıyor da, iktidarın dümen suyuna girmediği için bozuk atılıyor!..
    Girse ne olurdu?
    Misal, bugün Suriye sınırında 550 kilometre uzunluğundaki, 350 metre enindeki arazi israil'in olurdu..
    Muhalefet muhalifliğini yapmasa..
    Muhalefet iktidarın istediği gibi davransa..
    O topraklarda bugün israilliler cirit atıyordu.. Askerleri de gelmişti ajanları da..
    Mayınlı arazilerin temizlenmesi meselesini hatırlayın.. O araziler 49 yıllığına israil firmasına kiralanacaktı.. Muhalefet böyle şey olur mu diye ayağa kalkınca, Başbakan; ''Yahudi düşmanı mısınız, ırkçılık yapmayın'' diye esip gürlemişti..
    *
    (Not: O gün Yahudi düşmanlığıyla suçlananlar bugün israil avukatı olmakla itham ediliyor.. Bu ayrı konu hiç girmeyelim.)
    *
    Düşünebiliyor musunuz..
    Başbakan 550 kilometre uzunluğundaki araziyi 49 yıllığına israil'e kiralasaydı neler olurdu.. Al başına belayı..
    Taksim'de toplananlar, belediye otobüslerine binip Suriye sınırına doğru yola çıkardı..
    Delme harekâtı gemiyle değil katırla olurdu..
    Binerdik katırlara, israil defol yazılı pankartları açardık, doğru mayınlı arazinin önüne.. Kendi sınırımız içinde olmasına rağmen araziye dalamazdık..
    Hem kiraya verdiğimiz için..
    Hem mayınlar patlar matlar diye..
    49 yıl elde pankart beklerdik..
    *
    O günleri hatırlıyorum.. Muhalefet sırf muhalefet olsun diye ''ikinci Gazze yaratmayın '' diye uyarmıştı.
    Ya Başbakan'ı dinleseydik.. Ya arazileri verseydi.. Ya israil sınır komşumuz yapsaydık..
    (O günlerde de Gazze abluka altındaydı)
    iyi ki muhalefet var!..
    8 ...
  6. nato nun pkk konusunda bir şey yapmaması

    ?.
  7. Nato'nun değişmeyen prensipleri arasında bulunan bu maddeyi iyi okuyunuz.

    Üye ülkelerden birine yapılan tecavüz, tamamına yapılmış kabul edilir. (5 nci madde)

    Biz nato her istediğinde askerimizi Afganistan'a bilmem nerelere gönderirken,
    Nato her tarafta üyelerinin toprak bütünlüğü ve dünya barışı için ön ayak olurken ve bunu yaparken'de benim mehmetçiğimi kullanırken ''bana neden gözü kapalı ''

    Nato üyesi Türkiye'ye hergün taciz ateşi açan ve haklarına tecavüz eden bir örgüte karşı Nato neden gereğini yapmıyor.

    Madem yapmıyor , Ordu NATO'nun talebi ile gönderdiği askerleri geri çekmeli.

    ABD , 1 Mart tezkeresinin intikamını alıyor. oradaki silah ve lojistik desteği ile
    PKK'nın hatta güçlenmesine ön ayak oluyor.

    Nato'ya ihtiyacımız mı var tabiki hayır, fakat artık birileri gözünü açmalı?

    Neden hala askeri harekat yapmıyoruz ? Kimi bekliyoruz? Hergün birilerinin gelip sınırlarımızı ihlal etmesını bize tacız ateşi acmasını mı bekleyeceğiz ? her açılan taciz ateşinde bir kaç tane mehmetçiğimizi kaybediyoruz. Adam sınıra askerlerin yanına çıkıyor ziyarete gidiyor sadece koruyun diyor. Ateş açtıklarında savunun diyor ?
    Terörist gözlerinin içine bakıyor , onun ateş açmasını bekliyorsun bu ne yaa ??
    1 ...
  8. ateist francis collins

    ?.
  9. --spoiler--
    insanın DNA şifresini çözerek bilim tarihine geçen 30 yıldır ateist Francis Collins, "Laboratuvarda çalışırken Tanrı"nın varlığını hissettim" dedi.

    Dünyanın en büyük genetik uzmanlarından biri olarak gösterilen ve sekiz yıl önce çalışma arkadaşı Craig Venter"le birlikte insan DNA"sının şifresini çözerek büyük şöhret yakalayan Dr. Francis Collins, bir yaratıcının varlığına iman etti

    ingiliz The Times gazetesine konuşan 56 yaşındaki Collins, 30 yıl öncesine kadar ateist olduğunu ancak artık Tanrı"ya inandığını söyleyerek, "Tanrı"nın var olduğuna dair rasyonel bir temel var ve bilimsel gelişmeler insanı Tanrı"ya daha da yaklaştırıyor" dedi.

    Amerikalı bilim adamı artık mucizelere ve meleklere inandığını belirterek, "Laboratuvarda çalışırken Tanrı"yı hissettim. Kesinlikle bizden daha büyük bir güç var ve ben ona inanıyorum. DNA"nın şifresini çözmek beni Tanrı"ya biraz daha yakınlaştırdı. Hastalıktan kırılan insanlar gördüm. Bilim onlardan umudunu kesmişti. Ama mucizevi olarak hayata döndüklerini gördüm. Bu da Tanrı"nın işidir" diye konuştu. insan genini çözmenin de kendisine Tanrı"nın eserini görme fırsatı verdiğini söyleyen Collins, "Önemli bir buluş yaptığınızda o bilimsel coşku anını yaşarsınız, çünkü onu araştırmış ve keşfetmişsinizdir. Keşfettiğim şey öyle bir şeydi ki, bu bilgiye daha önce hiçbir insan sahip olamamıştı. Fakat Tanrı onu her zaman biliyordu" dedi.
    --spoiler--
    şuanda modern bilim'in ortaya attığı tüm o teoriler, kanıtlar, iddilar zaten
    yaratıcı tarafından biliniyordu Ve kuran-ı Kerim'de bildiriliyordu.

    Mesela ; ''...(Şeytan dedi ki) Mutlaka onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını kesecekler ve yine mutlaka onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler..." (Nisa Suresi 119.ayet)

    Kopyalanmış bir hayvandan çok sayıda kopya hayvan üretme (ikinci nesil kopyalama) deneylerinde Kulak Dokusundan hücreler alınarak kopyalama gerçekleştirilmiştir. Yani yakın tarihte yapılan ilk deneylerde hayvanların kulağı kesilip hücre alınarak kopyası üretilmiştir. Genetik biliminin ve embryolojinin olmadığı bir çağda yani 1400 yıl önce indirilen Kuranı Kerim'de bu açıkça bildirilmiştir.

    Evrim değişim demektir, ve değişimin olması için bir hareket ve güç gerekmektedir.
    Hakimiyet Allah'ındır. O tüm evren'in yaratıcısıdır.
    0 ...
  10. birgün ün daha bitmesi

    ?.
  11. Bugüne de akşam ettik, duraksamadan çalıştı Boğaziçi Köprüsü. Gişelerinden bir yığın araba geçti, bir yakadan diğerine yalnızlık taşıdı bazen sevda, mutluluk, Bazen ise cinayet saatlerini sürükledi, asfaltlı yollar yandı..Alınterimizi yavan ekmek uğruna döktük, soframızda bir yeşil tanesi ya var.. ya yok..

    Yarin dudağı yabancı bir şarkı şimdi bana, gecelerimde unutmaya yüz tutmuş yüzü girer mi aklıma girmez mi? Unutur muyum? zamanla karaltılarıma mı düşer anılar? Bilmiyorum aslında, bilmekte istemiyorum. bugüne de akşam ettik, Ahlak dışarda gezdi, pavyona düştü, baba şefkatini bulamadı.içten içe anne şefkatınin yokluğunu çekti, Arandı durdu,
    Vurdu kendini varoş sokaklarında..Toprak bulandı, göl oldu.Akan kanın rengini sorma,
    Çünkü bütün kanlar al rengiyle kardeştir.Ölende bizdendir,Ciğerden candandır,
    Bugüne de akşam ettik, yaşayamadık, göremedik, duyamadık mutluluğun sesini, kavrayamadık ,aradık, aradık bulamadık gerçeği..
    0 ...
  12. israil e abd den tam destek gelmesi

    1.
  13. --spoiler--
    ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, israil'in, silah kaçakçılığını önlemek için Gazze'ye giden filo üzerine baskın yapma hakkı olduğunu söyledi.
    --spoiler--
    oy farfara farfara ateşte düştü şalvara.

    Ey babacanlar, bu ABD'de değilmiydi, Ermeni Soykırımını kabul eden. ''nush ile uslanmayan etmeli tekdir, tekdirden anlamayanın hakkı kötektir''
    0 ...
  14. satıldık

    1.
  15. bir ülkenin bayrağını taşıyan geminin uluslararası sularda vurulması casus belli (savaş nedeni) sayılabilir. israil'de açıkça savaş istediğini ilan ediyor. Ve israil'in karasularına 77 mil uzağında, uluslararası sularda yapılan bu saldırı açıkca bunu ortaya koyuyor.

    Şimdi Ergenekon adı altında birçok askerimizi içeri attılar , bazıları intihar etti, bazıları hala içeride , ordu yıpratılmış, ordu diye bırşey kalmamış. Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye sadece dağlarda slogan olarak kalmış.. ister kabul edin ister etmeyın ..

    Bakın, Şuan Türkiye silah bakımından Batı ve israil'e bağlı, AKP hükümetinde
    bu yaygınlaştı.Çünkü ; Türkiye Cumhuriyetinin en büyük yerli silah üretim planlamasının başındaki kişi şuan ''Ergenekon'dan içeride ..

    Ergenekon bir oyundu , bu oyunu AKP oynadı ordu'yu yıprattı..Türkiye topraklarını
    50 yılığına israil'e kıralamaya calıştı kıralayamayınca bu oyunu oynadılar. Çok acık ve net söyluyorum , Diplomatık yollarla çözümlenmez ise bu olay , olası bir israil-Türkiye savaşında AKP satamadığı toprakları yıpranmış ordu nezhınde israil'e devredecektır .
    Ve israil küçük ermenıstan'ı kuracaktır. Bu ABD'nın de işine yarayacaktır. Artık türkiye'ye ihtiyacı kalmayacaktır çünkü hava üssü için , orada koğuşlanacaktır.

    AKP hükümeti acilen istifa etmelidir, Satıldık !Satıldık!Satıldık ! Bu vahşi saldırıyı karşılayacak güçleri siyasi iradeleri yoksa çekip gitsinler, ve tabii kaç yıldır iftira ve yalanlarla Türk Ordusu'nu pasifleştirenler, bir ordunun ne zaman gerektiğini biraz geç de olsa inşallah anlamışlardır..
    3 ...
  16. kurultay ın trt kanallarında yayınlanmaması

    1.
  17. devletin kanalı, halkın kanalı TRT'de kurultayın yayınlanmamasıdır. Basın özgürlüğü'nün ne kadar özgür olduğunun göstergesidir.

    Duyarlı insanlara teşekkürler!! Şu an TRT'ye şikayetler yağıyor...
    5 ...
  18. ülkücü sağcı solcu gençlerin ülke için tavsiyeleri

    ?.
  19. ülkücülere tavsiyeler, solculara, sağcılara tavsiyeler diye egolarını tatmin eden arkadaşların.

    *işsizler ise iş sıkıntıları ile ilgili tavsiyeleri .(belki bir çoğunuz okulunuzu bitirmiş evde oturuyor, burada vakit gecırıyorsunuz)
    *okuyorlar sa okul harç paraları vergileri ile ilgili sıkıntıları,

    *üniversite'ye hazırlanıyor ise devlet'in okulunda 12 sene okumalarına rağmen hala neden dersaneye gitmek zorunda kaldıkları ?

    *Emekli olan babasının hala neden çalışmak zorunda olduğu?

    *Kitap parası bulamayan üniversite öğrencisi ile , Audi Q5 e binen öğrencinin arasındaki gelir düzeyi farkını ?

    tartışıp ,araştırıp ortak tavsiyelerde bulunmanız daha yerinde olmaz mı ?

    Bu ülkenin gençleri geleceğine bakmdığı sürece, 1970 'lerden kalmış
    sağcı-solcu -ülkücü tartışmalarının esiri oldukça biryerlere gelemeyiz.

    Ben dahil..
    1 ...
  20. üzülme anne babamın iş elbiselerini koklarız

    1.
  21. Gerçek mesleği aşçılık olan bir adam, işsizliğin ablukada olduğu bir ülkede
    imkansızlıktan dolayı maden ocağında çalışmaya başlıyor. Defalarca yaralanıyor, eşi maden ocağında çalışmasını istemiyor. Trabzon'dan gelen bu adam eşinin kardeşi ve eniştesi ile beraber alın yazısı gibi kara maden ocağına defalarca giriyor. Çoğu kez yaralanıyor da , ama ekmek parası ..

    Bir kızı var bu adamın, 6 yaşında adı; ebral
    Onun geleceğinin aydın olması için hergün karanlığa yolculuk eden adam
    o karanlıkta tüm hayallerine veda ediyor.

    Ebral'da babası ile yaşayacağı güzel günleri artık annesine şu cümleler ile anlatıyor; ''Üzülme anne, babamın iş elbiselerini koklarız ''
    6 ...
  22. yaşadığım hiçbir şeyden pişman değilim diyen insan

    1.
  23. hayat; yapılan hatalarla , ödenen bedellerin birleşmesidir.
    bir katil işlediği cinayet için ''pişmanım''der bu hafifletici bir sebep değildir, benim gözümde o hatayı yaptıktan sonra.
    çünkü, ölen kişi geri gelmeyecektir.

    Ben yaşadığım hiç birşey'den pişmanlık duymamış bir insanım, çünkü bedelini ödedim bir şekilde. bundan sonra, ayağını yere sağlam basmak gerekir. hayat tecrübesi insanı hatasız yapmaz ama savunmasız da bırakmaz.

    (bkz: (başlık başıma kaldı) )
    1 ...
  24. yanlızlığı anlatabilmek

    1.
  25. insanın içinde bulunduğu ''yanlızlık duygusu'nu'' içinde yaşadığı diğer duygularla harmanlayarak anlatmaya çalışması.
    Bazen bir kalem bir kağıtla mısralarda, bazen diline getirdiği ama söyleyemediği iki üç cümleyi gözlerle anlatmaya çalışırken,bazen bir aynanın karşısında kendine itraf ederken .



    Yalnızlığımın tekil halisin sen,

    Seni suçlamadım hiçbirşey için,bugünde suçlamayacağım. Sevmen gerekti sevdin. Gitmen gerekti gittin. Kaderin dört köşeli cilvesi bu, bir günde gelecek, Ağlaman gelecek ağlayacaksın. Köşe başlarına saklanmış, bakkal çırağısın.2 somun ekmeksin, buğusu ta Edirne'den, Ardahan'dan gelen, Sen yurdumun toprağısın.Sevdasını yüreğime düşüren bir tohumsun.Hayat dediğin şey budur işte, Gün dediğin gün 24 saattir, 25.saati ararsın, kovalarsın ve gün dönecek. Mutlu olacaksın sende, Gülmen gelecek güleceksin. Dinlediğim türkümün bir mısrası,belkide nakaratısın. Bazense tren raylarını dolduran koca bir vagonsun. Rüzgarla esip gelen, yine rüzgarla giden kuru bir dalsın bazende ve nihayetinde, bütün yaşanmışlıkların son bulduğu, son duraksın.işte o durakta durduğunda ineceksin.

    Yalnızlığımın tekil halisin sen, Bütün türkülerim çoğulken.
    Ekmek bile bölünerek, birbirine sırdaş, gardaş oluyerken,
    Yağmur bile istanbul'da karsız yağmıyorken, Tren rayları bile birbirine bu kadar paralelken, Bütün bunların yanında,
    inadına, Yalnızlığımın tekil halisin sen.
    5 ...
  26. kalem mürekkep kağıt

    ?.
  27. bir düşünür olarak Hawel; ''Dünyayı yöneten, kalem, mürekkep ve kağittir'' diyor.
    Haksız da değildir. Bir insan iç güdüsel olarak hangi meslekte olursa olsun, çalıştığı kurumda bir numara olmak ister.Bilginin efendisi olmak için, çalışmanın kölesi olmak gerekli özellikle şu iletişim çağında.
    Kişinin hayatında bir numara olması demek, bir çok konuda bilgi sahibi olmak demektir.
    işte bir numara olmanın tek şartı ; Okumak, okumak!

    Geçmişteki insanların deneyimlerinden yararlanılarak, onların yaptığı hataları tekrarlamamak,başlanılan işe onları tecrübesi ile başlamak zamana karşı alınmış bir zaferdir.

    Diyelim ki,bılgısayar mühendisi olacaksın bu işle 20 sene uğraşmış birisinin yazdığı kitabı güzelce okursanız, o işe 20 senelik tecrübe ile başlamış olursunuz.

    Unutulmamalıdır ki , okunan her kitabın sayfaları yıllar süren tecrübenin ürünleridir. Yani her kitap bir ömürdür. insanlar ansiklopedi gibidir, çevir çevir oku, dinlemelisin. eğer bunu eser haline getirmiş ise okumalısın.

    Kendi hayatında zamana karşı gelmek için!
    0 ...
  28. yazmak mı konuşmak mı kolay olan

    1.
  29. Bir insanın duygu ve düşüncelerini ifade etmesinde kullandığı araçlardır. ifade etmek istediğinizi ya yazarak, ya konuşarak iletirsiniz. (Beden dili konumuzun dışında ) Mesela;

    Konuşmak özgürlüktür. Yazarken ya cümleler size esir olur, ya siz cümlelere.
    Konuşurken, düşünmeye fazla vakit yoktur, cümleler eğer başarabiliyorsak, bir defa süzgeçten geçer.
    Yazarken, üzerinde düşünebilir, tekrarını yapabiliriz.
    Konuşurken laf ağızdan birkez çıkar, geri dönüşü yoktur.

    Yazmanın da konuşmanın da en önemli olumsuz yanı karşımızdaki insanın bizi nasıl algıladığıdır.
    Yazıyı set uslubla okuyan biri, sizin gayet iyi niyetle yazmış olduğunuz bir yazıyı eleştirir. Konuşurken de ses tonu, yüz ifadesi, kelimeleri vurgulama konuşmanın şeklini belirler.
    0 ...
  30. murat taylan

    1.
  31. Araştırmacı, yorumcu, radyo haber spikeri.

    hafta içi her sabah kesinlikle takip ettiğim, doğru haberin sunucusu, yorumcusu. Takipçi, kesinlikle tarafsız. insan da bağımlılık yaratıyor.ince ve kıvrak zekası , inceden dokunuşları ile birçok kişinin de sabahları dinlediğine inandığım kişi.

    Bizim onun gibi insanlara ihtiyacımız var.
    0 ...
  32. son dakika gündem

    1.
  33. an itibari ile ülke'nin ,birey'in, kurum'un duygu , durum, psikoloji gibi etkenlerini değiştiren haberler..
    0 ...
  34. hırsızlık yapıp kral gibi yaşamak

    ?.
  35. bir memleket düşünün; her sokak arasında bir uyuşturucu satıcısı ,insanın gözünün içine baka baka satış yapıyorlar.
    Ve devlet'in polislerinin yapmış olduğu istihbarat çalışmaları sonucu tespiti yapılan yerlere baskınlar yapıldığını düşünün ..
    1000 polis bir mahalleyi basıp , ev ev ''TORBACI'' arıyor ..

    Ve işte o büyük an .. Evi baskına uğrayan şaşkın kadın sokağın ortasında bağırıyor ..

    ''Ne yapayım bizim geçimimiz hırsızlıktan. Hırsızlık yapar, krallar gibi yaşarım. Giderim Ankara ve istanbul'a, vururum vurgunu, gelirim evime krallar gibi yerim. Onlar da soyulmasınlar. Bizim uyuşturucuyla işimiz olmaz. Allah uyuşturucuyu bizden uzak etsin''

    http://www.milliyet.com.t.../default.htm?ref=haberici

    Canım türkiye'm canım yurdum insanı sanki hırsızlık bir meslekmiş gibi kendini savunmaya çalışıyor kadıncağız

    Allah korusun ''bizim uyuşturucu ile işimiz olmaz , biz namuslu hırsızlarız '' demeye çalışıyor .. Polis abi , bak şurada da dükkanımız var çaldıklarımızı orada satıyoruz vallaha bak devlete vergimizi veriyoruz ..
    1 ...
  36. intihar edip sakat kalınca itfaiyeyı suçlamak

    1.
  37. izmir'in Konak ilçesinde 4. kattaki evinin penceresinden atlaması sonucu sakatlanan ve halen yürüyemeyen 21 yaşındaki kız, itfaiye yetkililerinin, olay sırasında yavaş davranarak, brandayı zamanında açmadığı ve görevini ihmal ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulunması ile ''hadi canım sende '' dedirten olay ..

    Küçükken elimizi yanan sobaya dokundurduğumuzda hatalı olanın bizim değil de soba'nın olduğunu bize gösteren ''pis soba , kaka soba '' deyip sobayı döven aılelerın yetiştirdikleri nesil işte .

    Hatayı hep başkasında aramak.
    3 ...
  38. ayaklar altına düşen sevdalar

    ?.
  39. Boğazlanan bir çocuğun kanı gibi geçer zaman,akla takılmış prangalı zincirler kalır, birtek bileklerinde. Hey canına yandığımın adamı öfkemin sebebi sen değilsin, beni kudurtan aslında sensizlik.. Şimdi yaşa hayata inanarak ,gel de küfretme geçen boş günlere,gel de yeniden bir başkasını sevmeyi dene,
    Halbuki daha farklı olabilirdi.Aynı evin içinde farklı iki kişi, tek bir dünya kurabilirdi . Arzuları şehvetlerine kurban düşmeseydi eğer, herşey daha farklı olabilirdi.
    işte o zaman kadere inanmak zorunda kalmazdık,
    Adına konulmuş şeyleri, öksüz gibi ,adsız bırakmazdık bir anda ortalarda,
    Mesela sen bir anda siz, hata öteki olmazdın benim için,
    Veya sizler bir başkaları için öylesine bir insan olmaktan daha öteye gidebilirdiniz becerebilseydiniz eğer..

    Ama ne yaparsınız.Düşmüş sevdamız ayaklar altına bir kere
    çivisi çıkmış dünyamızın,Yarım kalmış türkülerimiz
    Şehirler gideni uğurlamış , gelene kucağını açmış
    işte tamda sırası, gel de git bu şehirden,
    Bir kişilik bavulla, yürekte iki sevdayı taşıyarak
    Becerebilirsek eğer..
    2 ...
  40. halen annenin çocuğu olabilirsin

    ?.
  41. Amerikalı film yapımcısı Michael Moore, yeni Afganistan stratejisini açıklamaya hazırlanan ABD Başkanı Barack Obama'ya açık bir mektupla seslendi ve ''yeni savaş başkanı'' olmaması için çağrıda bulundu.

    ABD'nin eski Başkanı George Bush'un yönetimine ve bu yönetimin savaş stratejilerine muhalifliğiyle bilinen Moore, Amerikan basınında yayımlanan mektubunda, asker çekmek yerine Afganistan'a daha fazla kuvvet göndermenin, Obama'nın ''yeni savaş başkanı'' olduğuna işaret edeceğini belirtti.

    Mektubuna, ''Sevgili Başkan Obama, gerçekten yeni savaş başkanı olmak istiyor musun? Eğer bu akşam asker çekmek yerine daha fazla asker gönderileceğini açıklarsan yeni savaş başkanısın demektir. Bu kadar açık ve basit. Bununla, yapabileceğinin en kötüsünü yapmış olacaksın. Milyonların seninle ilgili umutlarını ve hayallerini yok edeceksin'' diyerek başlayan Moore, Obama'nın sadece bir açıklamayla, kampanyasının bel kemiğini oluşturan gençleri hayal kırıklığına uğratabileceği uyarısında bulundu.

    Moore, Obama'nın takviye asker gönderileceğini açıklamasının, ''tüm politikacıların aynı olduğu'' düşüncesini doğrulayacağını ifade ederek, ''Senin işin, generallerin sana söylediği her şeyi yapmak değil'' dedi ve eski başkanlardan Harry Truman'ın, Çin'in işgal edilmesini tavsiye eden General MacArthur'u görevinden almasını örnek göstererek, Afganistan'a ek asker tavsiyesinde bulunan General Stanley McChrystal'ın işinden atılmasını istedi.

    Generallerle ilgili sert ve küfürlü açıklamalara yer veren Moore, ''Ordudaki çocuklarımızı seviyoruz. Ancak Vietnam'dan bu yana Westmoreland gibi generallerden ve BM'ye yalan söyleyen Colin Powell'dan nefret ediyoruz'' ifadesini kullandı.

    Moore, Afganistan'ın, ''imparatorlukların Mezarlığı'' olarak bilindiğini belirterek, inanmaması halinde Obama'ya ingilizleri araması tavsiyesinde bulundu ve ''Sana Cengiz Han'ın telefon numarasını da verirdim. Ama kaybettim. Gorbaçov'un numarası var. 41 22 789 1662. Eminim sana, yapmak olduğun tarihi hatayla ilgili önemli şeyler söyleyecektir'' ifadelerine yer verdi.

    Moore, mektubunu, ''Yeter artık! Genç Amerikalıların ve Afgan sivillerin hayatı için, başkanlığın, beslediğimiz umut ve ulusun geleceği için, Allah rızası için dur artık. Bugün hala umudumuz var. Top artık sende. Bunu yapmak zorunda değilsin. Cesaretin simgesi olabilirsin. '' Halen annenin çocuğu olabilirsin'' ifadeleriyle sonlandırdı.

    01.12.2009 - 12:26 YÖN RADYO.HABER

    Bizim ülkemizde malesef düşüncelerini bu şekılde idrak edebilecek bir aydınımızda kalmadı , kalanlar da korkularından sesini çıkaramıyor .
    Ne güzel ifade ediş şeklidir , ne güzel içindeki yalın duyguları aktarıştır bu ,umarım ''as olan insandır '' bilinci ile hareket edip
    sağduyulu davranır ve şu adama kulak verirler.
    1 ...
  42. bir dilek tut kampanyası

    1.
  43. http://www.birdilektut.org/guestbook.aspx
    adresinden gönüllü olmak , bağışçı olmak veya hayalını gerçekleştirmek için üye olabılecegınız sosyal proje kapsamında bir dernek .

    bu zamana kadar tekerlekli sandalyesi olmayan sakat kardeşımızın hayali , sevdiği futbolcular ile tanışmak için can atan afacan kardeşımızın hayali , hayatında kimsesi olmayan anne baba sevgisi nedir bilmeyen bir genç kızın aile sıcaklıgında ''doğum günü kutlamak '' istemesı gıbi sadece maddiyata değil maneviyata dayalı da
    güzel projelerı olan bir dernek .

    Gönüllü olanlar hasta ziyareti , kimsesizler yurdu ziyaretleri gıbı aktıvıtelere katılıp manevıyatları ile katkıda bulunabiliyorlar .
    1 ...
  44. taş atana 18 yıl dağdan inenlere beraat

    1.
  45. Şimdi herşey tamam , yargı'nın bu ülke'de çok hızlı işleyebileceğini
    hepimiz öğrendik. 8 dakika'da adamları temize çıkardık . MGK 'nın 2 ay önceki toplantısında açılıma tam destek vardı . Dün ise ,tedirginlikle beraber bundan sonra ne olacak soruları ?
    Benim merak ettiğim ise şu , bu ülkede yargı işliyor ya , diyarbakır'da , siirt'te , van 'da taş atan cocukları tutukladılar .
    Cezaevine koydular , belli zaman aralıkların da hapiste yaşayacaklar .
    Hatta hiçbir eyleme katılmayıp , düşünce suçundan yatanlar var .

    Şimdi bu cocuklar cezaevınde , onları bu şekilde kışkırtanlar , ülkeye karşı dolduranlar yıllarca dağda kalmış PKK'lılar serbest iken , bu çocukların orada kalması tutuklu yargılanması sizce dogru mu ?

    Adaletse, insan hakları ise , yargı ise , burada da işlemeli mantıklı düşününce doğru olan bu.

    Devlet öyle bir taşın altına elini koydu ki , daha bunlar iyi günlerimiz ..
    3 ...
  46. pkk lılara sorulmayan tek soru

    1.
  47. 'pişman mısınız?' diye sorulmadı.

    Hani , etkin pişmanlık yasasından belki yırtmışlardır diyeceğim ama
    ne adamlar talep etmış ne devlet yetkilileri sormuş ..
    0 ...
  48. sevdiğinizin ansızın aklınıza gelmesi

    1.
  49. Ne zaman aklıma gelsen,Uzun yürüyüşlere çıkıyorum,Bazen kendimi balık tutan bir adamın yanında buluyorum,O kovaya düşmüş küçük balık oluyorsun benim için,Ne zaman aklıma sen gelsen,Alıp başımı gidiyorum, bilmediğim yerlere,Ekmeğe muhtaç dilenen kirli paslı yüzüyle bir çocuk çıkıyor karşıma,Meteliksiz bir para uzattığımda sen o oluyorsun benim için,Ne zaman efkardan içsem,Vurmak, vurulmak gelse içimden, çıkıyorum hemen ''o'' mekandan, Sonra loş ışıkta yanan sokak lambasının altında
    Belli belirsiz gölgeler içinde faili meçhul bir adam karaltısı görüyorum, Yanına gidip iki sohbet etmek geçiyor içimden...

    aman aklıma ''sen''gelsen, Çokta zor olmuyor işte.. Seni buluyorum bir yerlerde, Ama zaman geçiyor işte,seni sensiz yaşarak, yerini başkalarını koyarak, senden uzakta...

    Hep onunla özdeşleşen , onu anımsatan bahaneler , benzetmeler , eşleştırmeler bulur beyin . Sanki bütün dünya o'dur Size herşey onu anımsatır ..
    2 ...
  50. buldular beni

    1.
  51. Buldular Beni

    Kendi kitabına girdim saklandım
    Kelime kelime buldular beni
    Denizin dibinde ot oldum bittim
    Balığın karnından yoldular beni

    Serden geçmez imiş sırrın verenler
    Daha dönmez Hak yoluna girenler
    Ramazan davulu oldum erenler
    Vakitli vakitsiz çaldılar beni

    Kadeh oldum elden ele verildim
    Bir can buldum öldüm öldüm dirildim
    Namaz postu oldum dosta serildim
    Secdesiz Kıble'siz kıldılar beni

    Şal kumaş yapılmaz tazı çulundan
    Vaz geç gönül parasından pulundan
    Pir aşkına Pir Sultan’ın yolundan
    Mahzuni ol diye saldılar beni

    anlayana ne güzelde anlatılmış bu ezgi de herşey ..
    5 ...
  52. a ş k nın acılımı

    1.
  53. A adamdır, K ise kadın. Ş içinse bazen şarkıdır derler yüreklerde söylenen bazense bi şelale kalpler arasında akan... Bence Ş şanstır, sadece şanslı insanlar gerçek aŞk'ı bulurlar...
    4 ...
  54. 2 ayda yediniz oğlumu

    ?.
  55. Doğuya gönderdim, iki ayda yediniz oğlumu. Gidin, gelmeyin buraya. Ben oğlumu size nasıl verdiysem öyle istiyorum. Koç gibi delikanlım gitti. Telefon açtık, Beni sıkıştırıyorlar, beni kurtarın dedi. 2 ay bile Doğuda duramadan gitti yavrum. Oğlum çatışmada ölseydi başım gözüm üstüne derdim. Kaza süsü verdiler. Yanlış neyse düzeltilsin. Gerçekler ortaya çıkarılsın istiyorum. Nişanlıydı, altınları, eşyaları tamdı. Bak Ahmet ben buradayım, nişanlın burada. Bayramda ziyaretine geliriz oğlum. Yüzünde güller açan yavrum, gül yüzünü solduranların da yüzü solsun kuzum. Kurban bayramında sana düğün yapacaktım oğlum. Çiçeği burnunda damadım. Gelin kızını nereye bıraktın da gittin kınalı kuzum. Kalk oğlum hadi, kalk, ikimiz eve gidelim. Ninnilerle büyüttüm seni, askere gönderdim. Babasının oyuncak silah bile almasını istemedim. Alıştırma çocuğumu dedim. Karşılığı bu mu olacaktı yavrum. Kurban Bayramında gelecektin, sana düğün yapacaktık. Seni sağ beklerken cansız bedenin geldi. Bu acıya nasıl dayanacağım.

    bu bir şehit annenin ağıdı.

    Şırnak'ta, önceki gün görev yaptığı karakolda silahın kazayla ateş alması sonucu hayatını kaybetiği açıklanan 24 yaşındaki uzman çavuş Ahmet Solgun, doğum yeri olan Adana’da düzenlenen törenin ardından toprağa verildi. Ölen askerin annesi Fatma Solgun ile babaannesi Hatice Solgun, camideki törene gelen askerlere, !'oğlumuzu 2 ayda yediniz, gelmeyin' diye tepki gösterdi
    1 ...
  56. sevgilinin sizin için günlük tutması

    ?.
  57. uzaktasınızdır , eline almıştır bir kalem bir karakaplı defter sizi anlatmaya başlar her yönünüzle ..yaşadığınız tüm güzel günleri , sayfaları çevirdikçe o güzel günleri tekrar size hatırlatır .
    Okudukça kah ağlar kah gülersiniz .. bir duvarınız vardır boylarınızı ölçüp her defasında işaretlediğiniz çocukluk aşkınız işte ,herşeyı onda görmüş onda öğrenmışsınızdır , aşk'ıda , aşk'ın acısınıda.. sayfalar çevrildikçe kara kalem ile çizilmiş portrenızi görürsünüz , sonra yaşadığınız en güzel anılarınız resmedilmıştır .. heybeliada 'da ikiniz vapurdan inerken , sayfayı çevirirsınız yolda elele iken , evlerin bahçelerınden sarkan gülleri sizin için gizlice koparırken an ve an sayfalar cevrıldıkce bır bır sıze yaşatır o atmosferi .. hikayeler anlatılır o karakaplı defterde ''aşkın gözü nıye kördür ?'' ''kardelen ile hercai ''
    bakarsınız hepsınde kendınızı görürsünüz.. Sen ve ben diye başlamış birsürü cümle kurulmuştur ..

    Ayrılmışsınızdır , seneler sonra bır gün bir paket gelır elınıze içinde kapakaplı defter ve yitirilen bir aşk.. keşke konuşmasına izin verseydım dersınız .. artık herşey için çok geçtir ..Bir kızı olmuştur, iyi de olsa kötü de olsa bir yuvası..

    Sadece hayal edersiniz, o günlük vardır ve birgün size ulaşma ihtimalı düşünürsünüz.Hani olurya en azından o sizde kalmalı dersiniz yitirdiklerinizin yanında.. anılarınız, onun kokusu olan o defterdedir

    bazen bır çarenız kalmıyor işte..uzaktan sevmekten başka, iyi olmasını dilemekten başka..
    1 ...
  58. eylül ve sonbahar

    ?.
  59. Bir ilkokul duvarında dört resmin sarı olanıdır Sonbahar. Kirli bir sarı...
    ilkokula yeni başlayan heyecanlı bir çocuğun, bomba sesiyle uyanışıdır gecenin karanlığında; Eylül'dür yani..Evin önünden geçen tren raylarında kaç çizgi var diye saymaktır ya da balkonda yıldız öğrenmektir babayla birlikte gecenin bir yarısı..
    Sokağa çıkma yasağıdır yani...
    Eylül, otuzlu yaşlarını sürenler için eski bir sandıktır, sımsıkı kilitli.
    Ahşap bir fotoğraf çerçevesidir, ne boyanan ne de atılan
    Çoktan sarının yerini siyahın aldığı anılar toplamıdır.
    Eylül; Yolculuktur, göçtür, sürgündür; yol geçmez köylere.
    Başka bir yaşam kurmaktır, ayrılıktır; şansın iyiyse.
    Kötüyse; dört duvardır, mahpustur, yalnızlık ve özlemdir.
    1402'lik olup iş değiştirmektir. Yani tüpçü olmak yada pazarda domates satmaktır memurken.
    Annenin elinde kırmızı karanfilli bir cüzdandır, etamine işlenmiş iKD yararına..
    Yakılan kitaplardır çuvallar dolusu, yıllarca özenle kitaplığını süsleyen.
    Eylül, yağmurdur içine damlayan ılık ılık otuzlu yaşlarını sürenlere.

    Bugün ilk sonbahar yağmuruyla buluştu yüzüm. Ege'de de telaş var mıdır? diye düşündüm. Sergi de üzümü olanlar geldi aklıma
    Niye severim Eylül'ü ve Sonbahar'ı, bunca şeyi anımsatmasına rağmen, bilmem.
    Ama son denmesine rağmen ilktir biraz da..
    Her sonun yeni bir başlangıca gebe olması durumudur.
    Ayrılık şarabı gibi buruk ama zevkli..

    Çingeneler Zamanı ve Serhat Sineması Edirne'dir Eylül.
    Her an göçecek korkusuyla çürümüş tahtalara basarak, balkondan şehre gelen filmi izlemektir. Ederlezi'dir.
    Kulağında walkman, Can Yücel dinlemektir Meriç kenarında
    Demli bir çaydır, uzun süren toplantılarda
    Özgürlüktür biraz, buluşmadır da, Umut taşır içinde..
    Bu yıl iyi geçecek, çiçeğinin boy vermesidir yüreğinde
    Alternatif açılıştır; Üniversiteler bizim! söylemleriyle
    Eylül nasıl da girdi içeri, farkına bile varmadım. Oysa yaz bitti. Bir yaş daha büyüyeceğim bu ayın sonunda -hala yaşlanacağım demiyorum-.
    Bir Mecit Ünal şiiri;
    (Elimizde beş taş var
    Atmıyoruz yere inatla büyüyeceğiz diye)

    Sonbahar işte; zil takıp oynayan bir çingene kadını; fırfırlı eteklerini her savuruşunda bir başka fotoğraf dökülen geçmişten.
    Mis gibi hava
    Çek içine, bir daha bulamazsın..
    Kutlutaş'taki bekar evi
    Karşımda ayçiçek tarlaları, Güneş batıyor
    Sezen Aksu'nun yeni albümü; Gülümse..
    Beni yak her şeyi yak, vazgeçtim, bir kedim bile yok, Hüzün; yani Aşk!
    Saatlerce Sezen; Yüreklerde yakılan gemiler; Bisiklete atlayıp Tuna'ya gitmek..
    Turneyle akşama gelen ASTın oyunu
    Şiir akşamları

    Yeni yayın dönemi, Değişiklikler, Daha çok konuşma isteği..
    Keyifli bir program; denizin dalgası..
    Tünelde sokakta içilen bir demli çay..

    Benim aynamdan yansıyan Eylül'ün halleri.
    Aylar ve Haller, bir kitap; Zeki Coşkun'un Alınası, okunası
    Ama en çok, en çok o şiir;
    ''Gitme
    Sonbahar oluyorum
    Sonra;
    Sonrası hiç''

    deniz başaran

    http://www.yonradyo.com.tr/yazarlar.php?yaziID=67
    0 ...
  60. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük