kelime kökü farsçadır. " benden size zarar gelmez " anlamındadır. ağız dolusu ve gür bir sesle söylenirse güzeldir. selam ya da selamunaleykümden daha hoş bir söylemi de vardır, dile yakışır.
erkeğe kadından daha çok yakışır aslında. koca adam ağlar mı derler ya, ağlar. erkekler ağlar hem de içli ağlar. ben kadının ağlamasından değil, hüznünden etkilenirim. erkeğin ise gözlerini gizlemeye çalışarak ağlaması duygu patlamasının nirvanasıdır.
( becerebilsem ağlayıp rahatlayasım var ama çok nadir ağlayabiliyorum, bu yazıyı da kendimi motive etmek için yazdım aslında)
(ha bir de 5 ay uzun bir zaman. hiçbir şey değil de , özlem bitirecek galiba beni)
böyle zamanlama olmaz arkadaş. gelinip , piç edilip gidilmez. iyisimi ben usuladan gideyim. aklıma geliyor özlü sözler ama biliyorum ki sadece sözdeler.
- gök yüzüne bak. yıldız varsa umut var !!
yıldız çok, umut yok.
gitmek en güzeli gitmek. öyleyse gider bu adam. cebinde umutları...
bu gece sardığım şarkı. ha bir de zülfü livaneli' den sus söyleme, ilkay akkaya'dan acının rengi. bunlara da sardım. ben ne zaman bu üç vatandaşı çok dinlemeye başlarsam sonu iyi olmuyor ama hayrolsun bakalım. yine sonradan gelmez aklım başıma umarım.
bu yaştan sonra hiç çekilmese de artık kaçacak yaş ve durum kalmayacağından dahil olduğum gruptur. ali ağaoğlu'nun 20 yaşındaki oğlunun fahri konsolos yapılarak askerlikten muaf tutulduğu, anayasasının eşitlik ilkesine köpeklerin işemesi gereken memleketimde, askerlik yapmak ne onurdur ne de vatan borcu. ama bilirsiniz ki bunları söyleyen derhal " tiz kellesi vurula, götüne çomak sokula " muamelesi gördüğünden mütevellit siz şimdi beni taşlamaya başlayın. ben de binlerce genç gibi istemeye istemeye gidip geleceğim. ama öyle vatan için falan değil, gidip geleyim de aradan çıksın diye.