Kusura bakmayın arkadaşlar sözlüğü işgal ediyorum ama ankarada 19 yaşında genç bir arkadaşa b+ kan lazım yardım edecek arkadaşlara şimdiden teşekkürler.
dıptıs dıptıs kopan gençlerin alkolün etkisiyle aslanlaşan yüreklerinin sebep olduğu dayak değildir malesief...
kuzey kıbrıs'ta askerlik yapan istanbullu er uğur kantar, içtimaya geç kaldığı için "disko" diye bilinen asker disiplin koğuşunda yenen dayaktır. yazık...
diskoya stres atmak için giden gençlere inat diskoya atılırken(!) "alın size stres" topu diye atılan gencin yediği dayaktır. yazık...
gününüz boşa geçirmediğiniz bir 5 dksı bile yokken bu yazıyla boşa vakit harcayan arkadaşlara şimdiden teşekkürler.
kemal kılıçdaroğlu adını 2008 yılında melih gökçekle tartışana kadar halk içinde bilen biri yoktu. parti içinde gene çok olmasa da tanınan birisiydi ancak halktan tanıyan kimse yoktu. taa ki birisi tutup eline bazı dosyaları verip canlı yayına çıkartıp melih gökçek ile tartıştırana kadar. ardından ne mi oldu deniz baykalın sex kasetleri çıktı. istifa edince ortaya çıkan boşluğu kılıçdaroğlu doldurdu.
ee nereye gidiyor bu yazı diyeceksiniz bu noktadan sonra devreye banu avar giriyor.
banu avar anlatıyor diyor ki;
bir gün amerikanın ünlü gazetelerinden xxx** beni aradılar ve sayfalarının birini refah partisine ayırmayı düşündüklerini yardım edip edemeyeceğimi sordular. kabul ettim ve kendilerine erbakanla bir görüşme ayarlamaya çalışacağımı söyledim. ancak onlar erbakanla görüşmek istemediklerini istanbul büyükşehir belediye başkanı recep tayyip erdoğanla, refah pertisi genel başkan yardımcısı abdullah gül ile görüşmek istediklerini belirttiler. şaşırdım çünkü tayyip erdoğan gene tanınan bilinen birisi ama abdullah gülün adını bilen yok. taleplerini kabul ettim.
aradan bir hafta geçti bu sefer bir dergiden bana ulaştılar ve aynı talepte bulundular. istanbul büyükşehir belediye başkanı recep tayyip erdoğan ve refah pertisi genel başkan yardımcısı abdullah gül ile görüşmek istiyoruz dediler. gene şaşırdım ve kabul ettim.
bu istek birkaç farklı gazete ve dergiden tekrarlandı ve bu görüşmeler benim de bulunduğum bir ortamda yapıldı ses kayıtları hala bende vardır.
bugün bakıyoruz ki bu insanlardan birisi başbakan birisi cumhurbaşkanı ancak olayın daha önemli bir boyutu var.
emekli cia başkanlarından xxx** emekli olduktan sonra bir açıklama yapıyor. diyor ki;
türkiye büyük millet meclisinin sağında solunda iktidarında muhalefetinde kimin nereye oturacağına dahi biz karar veririz.
ve bu durum kılıçdaroğlunun nasıl genel başkan olduğu gerçeğini ortaya koyuyor.
not: yıldızlı bakınızlar ve herhangi başka bir şeyi merak eden arkadaşlar var ise mesaj yoluyla yardımcı olamaya çalışırım.
ak parti görülenin ve sanılanın aksine sadece dincilerin oyunu alan bir parti değildir. tabanında dincilerin yanı sıra hatrı sayılır bir sosyal demokrat grubuda vardır bunu görmek istemeyenlere inat hatrı sayılı miktarda.
peki neden bir sosyal demokrat ak partiye oy versin?
cevabı basit aslında özgürlük eşitlik ve adalet gibi solun ve sosyalizmin temel taşlarını ne yazık ki tekrar altını çiziyorum ne yazık ki türkiye'de uygulamaya en yakın parti ak partidir.
doğuya bdp, dtp vb... gibi ırkçı yaklaşımdaki partilerin dışında girebilen tek partidir. bu ülkede adı sol olupta antepin ötesine gidememiş partiler içinde kalınca sosyal demokratların oyunu çekmekte haklı da zaten.
kürt açılımları
trt6, trt arap ...vb
diyarbakır cezaevi
kamusal alanda kürtçe
doğuda okuyan her çocuğa yardım
referandum ve arkasından gelen sivil anayasa
ve daha nice konuda ki çalışmaları sosyal demokratları kendi saflarına çekmelerine yetmiştir.
kürt olmamak ne güzel bir şey! çünkü o zaman polise taş attığınızda kimse sizi öldürmüyor. tatlı bir biçimde gözaltına alınıp sonra da salıveriliyorsunuz.
polise diyarbakır'da taş atarsanız 12 yaşında olsanız bile devlet üzerinizden yumruğunu çekmiyor ama bursa'da atarsanız mesele o kadar büyümüyor.
kürt olmamak ne güzel bir şey! çünkü o zaman taş atarak 25 polisi yaralasanız bile bu manşetlerde değil, birinci sayfanın ortalarında bir yerde yer alıyor.
kürt olmamak ne güzel bir şey! çünkü o zaman insan polise taş atsa bile "terörist" sayılmıyor.
hata yapmış, yanlış düşünmüş zihniyettir. futbol sahalarının bıçkın delikanlısı anlaşılan daha önce hiç anadolu erkeği görmemiş dayağını yememiş ki defalarca nihat doğanın üstüne atılmaya çalıştı.
bırakacaksın orada nihat doğanı evirsin çevirsin sinek gibi yapıştırsın pascalı kenara.
pascaldan sonra asena da hak etti ağzının üstüne 2 tane tokadı her ne kadar kadına şiddete karşıda olsak hacı hak etti be.
ebru mudur nedir ne arkadaşlığından bahsediyor ki acep? arkadaşı yokmuş nihat doğanın pehh! paşalar gibi tevfik var, 3t li taner var. sırtı yere mi gelir be nihat doğanın.
ileri demokrasi ülkesi olduğumuzu söyleyen vatandaşa verilecek anadolu bağrı çocuğu cevabı.
ileri demokrasi var diyorlar peh, bu mu lan ileri demokrasi millet kendini yönetecek insanları seçer, kendini temsil edecek insanları seçer. biz ise kim bizi soysun ona karar veriyoruz.
millet adaylara bakar en iyi olana oy verir. biz ise en az kötü olanı seçmeye çalışıyoruz. lakin gene başaramıyoruz.
bunun sonucunda sandığa gitmeme kararı alıyorum ve bu sefer de para cezası ile karşılaşıyorum. ben neden oy vermekte zorunlu kılınıyorum arkadaş! ben 20 yıl sonra çocuğuma ak partiye oy verdim chpye oy verdim demek istemiyorum.
evet çok acıdır, sigarayı ağzına attığın ilk anda farkedersin yalnız olduğunu. sana bir kahvaltı hazırlayan annenin olmadığını. sana kahvaltı hazırlayan bir sevgiliden mahrum olduğunu.
zordur be kahvaltı hazırlamaya üşenecek hale düştüğünü görmek. niye hazırlayasın ki? kahvaltı da muhabbet edebileceğin biri mi var sanki karşında. ellerine sağlık diyecek biri, ellerine sağlık denilecek biri.
kötüdür hemde ne kötüdür o ilk dumanı çektiğinde yalnız olduğunu bilmek. ilkokulda saat 6 da kaldıran anneyi özlersin, hani gelse de 5 buçuk ta kalkıp ben onu uyandırsam dersin. eşşek kadar oldum ama genede yanında yatmak istiyorum dersin dersin dersin...
bu aralar Facebookta dolanmaya başlayan yeni bir video. izlemeyenler için;
&feature=player_embedded ]
videoyu popüler yapan yahudi bir profesörün israilin filistnin topraklarını işgal ettiğini işkence yaptığını filan söylmesi. herkes takdir ediyor bu profesörü. profesörün can alıcı bir sözü var "eğer sende gerçekten kalp olsaydı bugün filistinliler için ağlardın".
adama diyecek bir şeyim yok, lakin bugün bu adamı savunan, konuşmalarını facebookta orda burda paylaşan insanların 1 milyon ermeni, 30 bin kürt öldürüldü bu topraklarda diyen orhan pamuku vatan haini ilan etmesi bu olaylar kadar acı.
--spoiler--
ne mutlu, kökenini bir yana bırakıp acılara uluslarüstü bakabilen dürüst insanlara.
--spoiler--
edit;
insan olmanın gereği olayın acısına üzülmektir onlar üzülmüyor bende üzülmeyeceğim diyebilen bir vicdan bilmiyorum. farkındaysanız olayın ermeni soykırımı değil konu soykırım yapılmıştır denmiyor zaten. ölen ermeni ve kürtlerin acısını paylaşmaktır.
ve tekrar;
--spoiler--
ne mutlu, kökenini bir yana bırakıp acılara uluslarüstü bakabilen dürüst insanlara.
--spoiler--
ve tekrar;
--spoiler--
ne mutlu, kökenini bir yana bırakıp acılara uluslarüstü bakabilen dürüst insanlara.
--spoiler--
ve tekrar;
--spoiler--
ne mutlu, kökenini bir yana bırakıp acılara uluslarüstü bakabilen dürüst insanlara.
--spoiler--
müzik dersine girdiği iddia edilen matematik öğretmenin müzik dersinde çocuklara matematik öğretmek için bestesi sabit tutulup sözleri değiştirilmiş şarkının nakarat bölümü.
karşımıza ilk büfede ettiği kavgada kullandığı garip stratejiyle çıkan ve gönülleri fetheden ahmet abi'yi inci sözlüğün eskişehirden bağımsız aday olarak göstermesiyle karşılaştığımız durum.
ahmet abiyi tanımayanlar yada unutanlar için;
tepki oylarıyla meclise girebileceğini tahmin ediyorum yolun açık olsun ahmet abi
NOT: 8 nisan cuma günü adalar migros önünde saat 7 de mitingi de vardır efendim.
biliyorum ki birçok kişinin yaşadığı müthiş durumdur. çünkü o en mükemmel denen zirve de genelde anneler hep birlikte oluyor gün mü ne yapıyorlarmış bilmiyorum bana söylemedi.
ama benim annem galiba o günün ev sahibi filan. bir insan bu kadar saf bu kadar temiz bu kadar güzel nasıl olabilir anlamıyorum ama nasıl en mükemmel olduğunu zaman bana o kadar güzel anlattı ki.
istanbul' gitmişiz ailecek, ailecek dediysem annem babam ve ben* galata kulesine çıkacağız fünikülere binip. babam bindi kapısı kapandı fünikülerin annemle ben kaldık dışarda. babam dedi ki tek durak var yukarıda ben sizi orada bekliyorum. neyse bekledik yeni fünikülerimiz geldi biz tam bineceğiz hani yabancı şehirdeyiz bir yeri bilmiyoruz ya annem dürttü amcanın birinin ve yapıştırdı mükemmel sorusunu
eyfel kulesinden geçiyor mu?
adamın anneme ardından bana bakışındaki boşlukta yakaladım ilk, annemdeki mükemmelite potansiyelini.
çift telefon taşımaya yeni başladığı zamanlar, insan ne kadar mükemmel olursa olsun 2 numarayı aklında tutamıyor bazen ve benim annemde avea numarasını ezberleyememiş. ama mükemmel olduğu için aklına mükemmel bir fikir gelmiş. aveadan türkcelli çaldıracak türkcele kaydedecek soran olursa oradan söyleyecek numarayı. planda herşey mükemmel annem çıkartıyor aveasını arıyor türkcellini plan tıkır tıkır işlerken bir bakıyor türkcelli tanımadığı bir avea numarası arıyor. açıyor karşı taraftan ses yok. alo, ses yok. kimsiniz, ses yok. allah belanızı versinden bir giriyor annem sonra gözü elindeki diğer telefona çarpıyor.
son olarak haaa diyişindeki sesin masummiyetinde anladım annemin gerçekten mükemmel olduğunu.
bütün genellemeler gibi bu genellemede herkesi kastetmeyip üzerine alınması gerekenlerin kendini bildiği bir genellemedir.
din adına yaptığı iş karşılığı devletten para alan, imamların 5 vakit namaz haricinde camiye uğramayıp bakkal dükkanı işletmek, emlakçılık yapmak, taksicilik yapmak devleti dolandırmaktır. aynı zamanda da
din adına yaptığın işten para almak dini kullanmaktır. vay anasını neymiş bu imam amcalar.
hem görevlerini tam yapmıyorlar hemde gayri resmi işlerden para kazanıyorlar. madem imamlık görevini yaparken başka işlerden para kazanabileceğin kadar vaktin artıyor neden devletten maaş alıyorsun. madem devletten imamlık görevi için para alıyorsun boşa geçen zamanlarda niye imamlık yapmıyorsun?
imamın görevi sadece namaz kıldırmak değildir ki. namazlardan sonra boş vaktin mi kaldı dolaş mahalleyi mahalledeki evleri insanlarla muhabbet et insanları bilgilendir. eğer bir camide cemaat 15-20 kişilikse bu imamın suçudur.
ki bu ülkede imamın para alması ama alevi dedelerinin para almaması da ayrı bir sorundur. eskiler bilir imamlığın nasıl yapıldığını. imam devletten maaş almaz köylü, mahalleli aralarında para toplarlar imama verirler. vicdan, gönül meselesi sonuçta.
uyguladığım ve başarılı olduğum eylemdir. son 4 aydır ağzıma sigara koymamış biri olarak sigarayı bırakmak isteyen arkadaşlara tavsiyemdir.
ee şimdi haklı olarak diyeceksiniz ki sigarayı bırakıp puroya başladın ne anlamı kaldı? o iş öyle değil işte 4 aydır neredeyse her gün puro içiyorum ve hala bağımlısı değilim diyerekten yaşımı belli edecek espriler yapmayacağım tabi ki.
ikisinin arasında fark var arkadaşım. günde ortalama 1 puro kesiyor insanın krizini, tabii en başlarda bu rakamı yakalamak zor ama imkansızda değil.
peki neden puro;
birinci sebebi biraz önce de dediğim gibi günde 1 tanesi kesiyor insanı. hemde söndürüp tekrar içebilme şansımız olduğu için daha da rahat oluyor gönlümüz. onun dışında sigarayı bırakmaktan daha kolay olduğunu düşünüyorum puroyu bırakmanın ve her yerde bulabilme şansımız olmadığı için, çevremizde puro içen sayısı pek az olduğu için bırakmak isteyen arkadaşlarda zorlanmayacaktır. öyle pahalı şeylerde değil efendim. gidin alın bir tane 5lik marmara yeşil* 6.5 lira.
insanı durup bir düşündüren sorunsal. ama benim cevabım belli hayır.
ordu evinde komutana, komutan eşi ve çocuklarına yemek yapmak bence vatan borcu değil.
ordu evinde komutana, komutan eşi ve çocuklarına servis yapmak bence vatan borcu değil.
komutana, komutan eşi ve çocuklarına şoförlük yapmak bence vatan borcu değil.
komutan eşlerinin saçlarının dip boyasını yapmak, saçlarına fön çekmek bence vatan borcu değil.
komutan çocuklarının köpeklerinin bakımlarını yapıp köpeklerini gezdirmek bence vatan borcu değil.
komutan çocuklarına gece eğlencesi adı altında palyançoluk yapmak bence hiç vatan borcu değil.
öğretmenler için; komutan çocuklarına özel ders vermek bence vatan borcu değil.
müziğe yeteneği olan insanlar için; rakı soflarına tat katmak bence vatan borcu değil.
bu örnekleri daha fazla uzatmaya niyetim yok tabi ki sözlerim sınırda borcunun fazlasını ödeyen mehmetçiklerimize değil. genel tsk sistemine ve karakteri bozuk rütbelilerine.
zaytunga bile haber olan illet bir hastalıktır efendim. ne yapmak istiyor bu ergenler anlayabilmiş değilim doğrusu. bir ara küçük iskender vardı. sonra can yücel oldu şimdide yılmaz özdil. yazık harcayaklar adamı.
ulan olaya bir de yılmaz özdil açısından bakıyorum, can yücel açısından bakıyorum bakıyorum da bu halde bile utanıyorum. sen tut bu ülkede herkesin tanıdığı bir şair ol, onca sene oku yaz oku yaz sonra şiirlerin liseli muhabbetine karışsın. aldığın en büyük iltifat lan adam ne piçmiş olsun. yazık. sen tut muhalefet bir köşe yazarı ol. koyun gibi oy verenleri eleştir yazılarında. sonra bu yazılar düşünmeyi beceremeyen güler yüze tatlı dile kanan liseli ergenlerin facebook profillerinde kız tavlama aparatı olarak bulunsun.
şu aralar içinde bulunmak zorunda kaldığım cemaat grubunda gördüğüm ve sayıları azımsanmayacak kadar fazla olan insancıklar bütünü.
Sadece bu konuya tüm hayatını adamış o kadar bilim insanı varken bunları görmezden gelip 18-20 yaşında üniversite dahi bitirmemiş kendini tüm o bilim insanlarından üstün gören zihniyeti anlamıyorum. ve bu insanların sayısının hiçte az olmaması beni korkutuyor.
o mini mini ellerin kalemden önce klavyeye aşina olması durumu.
ayrıca sözlüğün canını fazlasıyla yakan durum. o kadar çok var ki şaşırıyor insan ve düşünmeden alamıyor kendini gerçekten 3 mü yoksa şaka filan mı yapıyorlar?
genelde 40 yaşta üstü kadınların öyle bir geçer zaman ki deme tarzı. artık o kadar tiksinmişim ki bu telafuzdan her duyduğumda kan beynime sıçrıyor, söyleyen kişiyi öldürmek istiyorum. yalnız bir gariplik dikkatimi çekiyor;
lakabını sonuna kadar hak eden mersinli matematik öğretmeni. 1 derste 30 soru yazıp çözebilme yeteneğinden dolayı ykal'den* 3 evetle uğurlanmış yoluna hsal'de* devam etmekteymiş.
Kadının özel güçleri olduğu söylenmekte ve bende bu söylentilere en çok inananlar arasındayım. Olur olmadık her yerde karşıma çıkıyor. Şehir dışında bile karşılaştığımız oldu.