doğal olarak çok sınırlıdır ne kadar para o kadar köfte misali. çünkü 1923'de cumhuriyet kurulduğu gün ülkede okur yazar oranı yüzde 5'ti. kadınlarda bu oran binde 2'dir. hal böyle olunca rağbet olmayan bişeyin çok olması da beklenemez. zaten bir avuç okur yazar var.
1928 yılında başlatılan harf devrimine kadar Cumhuriyet, 5 yıl boyunca okuma yazma oranını arttırmak için aslında yoğun çaba göstermiştir.hatta öğretmen eksikliğini de zekice bir buluşla okur yazar çavuşları insan eğitme ve yönetme deneyimlerinden yararlanmak için kısa eğitimlerden geçirip öğretmen yaparak büyük ölçüde çözmüş olmalarına rağmen yüzde 5 olan okur yazar oranı ancak yüzde 9'lara çıkarılabilmiştir.
çünkü arap alfabesiyle okuma yazma öğrenmek en az 2 sene almaktadır.zordur haliyle halk nezdinde caydırıcıdır,katılımı azaltmaktadır. ne zaman ki latin harflerine geçilmiştir okuma yazma seferberliği sonuç vermeye başlamış ve okur yazar oranı hızla artmıştır. çünkü latin alfabesi ile okuma yazma öğrenmek kolaydır.birkaç aylık iştir.
bugün tuik verilerine göre 15 yaş üzeri türk vatandaşlarının yüzde 95'i okur yazardır. eğer araf harfleriyle eğitime devam edilseydi bugün ülkenin taş çatlasın yarısı okur yazar olabilirdi.
yanlış tespittir. Türkiyede yaşayan kürtlerin çoğunluğu Osmanlıya sempati ile bakar. bugün Kürtlerin yarısı akp'ye, dörtte biri bdp'ye ve kalan dörtte birlik kesimin çoğunluğu chp'ye kalanı da diğer partilere oy atıyor. chp'ye oy veren kürtler ağırlıkla büyük şehirlerde yaşayan eğitim seviyesi yüksek kürtlerdir.
bdp'ye oy veren kürtlerin üçte ikisi sağ görüşlüdür.geçmişte ağırlıkla hep sağ partilere oy atmıştır.üçte biri solcudur onlar da geçmişte sol partilere yani chp'ye oy atmıştır. belirttiğim üzere kürt seçmenin yarısı da bugün akp'ye oy vermektedir.
haliyle akp seçmenini, bdp seçmeninin 3'te 2'sini baz alırsak her yetişkin 3 kürtten 2'si muhafazakar eğilimlidir.o yüzden de Osmanlı söz konusu ise düşünceleri olumludur.
buradan hareketle illa bir genelleme yapılacaksa nitelikli çoğunluğa sahip muhafazakar kürt seçmenin osmanlı düşmanı olması düşünülemez.ayrıca kürt yada türk farketmez sol görüşlü kitlelerin tamamının da osmanlıya düşman olduğunu düşünmek de saçmadır. mutlaka düşmanca his besleyenler vardır ama yine sol kesimin nitelikli çoğunluğunun osmanlıya hatasıyla sevabıyla mümkün olduğunca objektif bir biçimde baktığı ortadadır.yani muhafazakar,milliyetçi seçmenler gibi körü körüne bir sempati beslemez ama bir kısım düşmanca his besleyen kitle gibi de önyargı ile bakmaz.
bdp'Ye yada yeni adıyla hdp'ye yada gerçekte pkk'nın siyasi uzantısına ve onun genel başkanının bu osmanlıca ile alakalı söylemine gelirsek; bu terör örgütünün imralıdaki ele başı öcalanın sıklıkla milli kimliğe,ulus devlete kin kusarken Osmanlı vurgusu yaptığı bilinen bir gerçektir. yani kürtle türkü birleştiren dindir, osmanlıda bu böyleydi. cumhuriyet kuruldu türk milleti dendi kürt asimile edilmeye çalışıldı adı altında bir eleştiri getirerek dolaylı yoldan osmanlı övülmektedir bu kesim tarafından.
elbette osmanlıyı sevdiklerinden filan değil de duruma göre işlerine geldiğinde osmanlı iyi olur, işine gelmezse kötü olur.bu çelişkiler de umurlarında değildir zira ülkede kürdü türkü herkes balık hafazısıyla bakar siyasete.bunun bilincindedirler. dün dündür bugün bugün zira.
tarih bilmez cahilin gülünç yorumudur. binlerce yıldır bu topraklarda diye başlayan cümleye gülmeden edemedim. 1514'ün öncesinde bugünkü Türkiye Cumhuriyeti topraklarının doğu ve güneydoğusunda kürt nüfus, Türkmen nüfustan kat kat azdı. yani diyarbakır,van,bitlis,mardin gibi şehirlerde ağırlıkla türkmenler yaşamaktaydı. ismail şah ile yavuz tepişti savaşı osmanlı kazandı ve bu coğrafyadaki çoğu alevi olan türkmenler hatta orta ve batı anadoludakilerin de çoğu iran coğrafyasına yani safevi topraklarına göç etmek zorunda kaldı malum yavuzun zulmü.buna mukabil iran coğrafyasında yaşayan ve azınlık durumundaki sünniler de ki bu sünnilerin çoğu kürttür benzer şekilde bu kez ismail şah'ın zulmü yüzünden anadoluya göçmek zorunda kaldı işte 1514'ten itibaren doğu ve güneydoğu anadolunun demografik yapısı kürtler lehine değişti.o yüzden binlerce yıldır buralarda yaşıyorlardı biz geldik attık şeklinde tarih bilmez bir cehaletle ahkam kesenlere tavsiyem biraz okuyun öküz geldiniz öküz gitmeyin.
gelelim esas meseleye yani kürtlerin bir devlet kurup kurmama hakkı konusuna; zira devlet kurmak için illa binlerce yıllık bir geçmiş filan gerekmiyor bu zekayla hareket edersen ademle havvaya kadar gider iş.
elbette herkes dilediği yerde dilediği devleti kurabilir ama bunun için bişeye ihtiyaç var o da güç.yani gücün yeterse dilediğini yaparsın.tarih boyunca hiçbir zaman bir devlet sahibi olmamış bir topluluk olan kürtleri emperyal güçler eliyle bir devlet sahibi yapma çabalarını doğru değerlendirmek gerekiyor. bu işler öyle birilerinin petrol ihtiyacı yüzünden giriştiği emperyal planlarla olacak iş değil.önce bir millet olacaksın sonra gücünü herkese kabul ettirip devletini kuracaksın. kürtlerin herşeyden önce orjinal bir kavim olup olmadığı dahi tartışmalı. pek çok bilimsel araştırma neticesinde kürtlerin ya acem yada türk kavmi olduğu bilim insanlarınca iddia edilmekte.çok azı da ari ırk iddiasındadır haliyle bu zamana kadar bir devlet sahibi olmamalarının mantığı ortaya çıkıyor.
tabiki günümüzde aynı kökelerden gelen farklı devletler mevcut ancak işte onlara da baktığımızda bir milletleşme görürüz.yani portekizli ile ispanyol da aynı marka jilet ama portekizliler de ispanyollar da ayrı milletler. kürtler hiçbir zaman böyle bir millet bilincine sahip olmadı ki.tam tersi hep Türklerin bir parçası oldular bu taa selçukludan bu yana hep böyle oldu. dolayısı ile son 150 yılda ingiliz son yarım asırdır da coni başka bişey istiyor diye kürtler bir devlet sahibi olacak sanan varsa şaşarım aklına. emperyalizm tarafından peydah ettiği pkk eliyle 84'ten itibaren fiilen başlatılan terör aralıklarla 30 yıldır sürmekte.aslında 2002'ye gelindiğinde bitirilmişti de coni, işbirlikçisi akepe eliyle yeniden palazlandırdı pkk'yı.neticede süregelen bu terör dünyanın hangi coğrafyasında olsa o ülkede etnik ayrışma çatışmayı doğurur ve az sayıda olan kitle çok büyük kitlesel katliamlara dahi muhatap olabilir.ruanda buna basit bir örnektir. oysa türkiyede böyle şeyler olmadı.hala insanlar birbirinden kız alıyor veriyor,hala aynı yerde birlikte yaşıyor hala kürtlerin ezici çoğunluğu Türkiye cumhuriyetini kendi ülkesi,vatanı olarak görüyor. pkk terörüne bunca yıl destek vermeyen ülke kalmadı,türkiyeyi bunca sene işbirlikçi iktidarla kevgire çevirdi her türlü hizmeti etti emperyalizme tüm bunlara rağmen hala bu milleti ayrıştıramadılar. olmuyor. olacağını sanan varsa fena halde yanılıyor.çünkü taa iran coğrafyasından süregelen kader birliği öyle 30 yıllık emperyal planlarla yok edilemez.edilemiyor da.
akepe eliyle türkiye bölünmek isteniyor elbette.önce özerklik ardından bağımsız bir kürdistan hedefi herkesin malumu.ilk olarak da ırak coğrafyasında kürdistanı kurmak sonra sırayla suriye-türkiye ve iran topraklarından bu kürdistana toprak katma amacı ortada.ama işte bunun oluru yok.olsaydı bugüne dek çoktan olmuştu.bu coğrafyada hem türkü,hem acemi hem de arabı yok sayarak bu tür projeler tasarlamak boşa kürek çekmek demektir ve bu 3 kavim de hiçbir şekilde böyle yapay bir devlete gerçekte büyük israil amacı güden ve petrolü kontrol altına alma gayesi barındıran bu plana izin vermezler.
yanlış anlamalara neden olmamaktadır zira lezbiyenlik Türkiye'de yeterince bilinmemektedir haliyle bok atma işlemi bu konu ile alakalı devreye giremiyor.
gün içinde bağdat caddesinden sürü sepet 8-10 kişilik grup geçiyor be yavrum. maçası yiyen oralarda bir yarım saat kadar takılsın ondan sonra görelim kim kime basıyor.
ezikler sizi...
edit: bu arada hiçbirinin üzerinde 6s forması da yok. tırsak kediler sizi..
küçük koalisyon ortağının tek başına bir hükmü olmadığını bilmeyen dangozun mantık dışı hedesidir.
herşeyden önce türkiye cumhuriyeti o devirlerde bir devletti.haliyle alacağı kararları öyle 1 kişinin keyfine göre değil ortak akılla hareket ederek alıyordu hele de savaş gibi hayati bir konuda.
dolayısı ile 74 kıbrıs barış harekatı sadece bülent ecevitin yada başka birinin kararı değildir.hükümetin,genelkurmayın,cumhurbaşkanının hatta dönemin anamuhalefet partisi olan süleyman demirelin başında bulunduğu adalet partisinin de müşterek katkı ve desteğiyle alınmış zaruri bir karardır.
zira kıbrısta bir darbe olmuştu ve rumlar türkleri katlediyordu.hızlı bir adım atmak lazımdı ama bir yandan da meşruiyetten şaşmadan bu adımları atmak lazımdı.
diplomasi yoluyla sonuç alınamayacağı anlaşılınca önce birinci çıkarma yapıldı , adaya çıkıldı.sonra tekrar görüşmeler başladı.cenevre konferansında yine bir sonuç alınamayacağı anlaşılınca dönemin chp'li dış işleri bakanı turan güneş görüşmeler sırasında eceviti aradı ve o meşhur 'ayşe tatile çıksın' sözünü söyledi. ayşe, turan güneş'in kızıydı. dinlemeye karşı şifreli bir dildi. böylece daha cenevre konferansı dağılmadan esas harekat olan 2.çıkarma başladı.
elbette harekat kararı sadece turan güneş ve bülent ecevitin ikisinin aldığı bir karar değildi.belirttiğim üzere cumhurbaşkanıyla,genelkurmayıyla,hükümetiyle,meclisteki diğer partileriyle hep birlikte müzakere edilmiş ve öyle alınmış bir karardı. son raddeye kadar diplomasi yolunun kullanılması, diplomasi kanalları tıkandığı takdirde de tüm dünyayı karşımıza alma pahasına garantör devlet olarak gereken askeri müdahaleyi yapmayı kararlaştırdılar ve bu karara göre tüm adımlar atıldı.
sonuçta bir öncelik sırası vermek gerekirse tabiki bülent ecevit o günkü hükümetin başbakanı olarak icranın başı sıfatıyla büyük pay sahibi kişidir o yüzden de adı kıbrıs fatihine çıkmıştır ama işte atılan her adımı meşru olan o süreçte her ilgili devlet görevlisinin karınca kararınca bir payı vardır. aslan payı da kıbrısta savaşan mehmetçik'e aittir.
hüloooğğğcan koydun ama kendine koydun sana koyun diyenlere değil. sana koyun diyenler zaten ülkenin eğitimli, iş güç sahibi kitleleri. onların derdi kendileri değil memleketleri.onları erzakla,kömürle,altınla satın alamazsın,100 lira karşılığında mitinge taşıyamazsın, günlük 30 lira yevmiye karşılığı sosyal medya ekibi çalışanı yapamazsın,hırsızlığa,yolsuzluğa ortak edemezsin haliyle onların fikri de,irfanı da,vicdanı da hür.peki ya senin ve senin gibilerin?
bir planın göstergesidir. akp, anadolu ajansı vasıtasıyla manipülatif sonuçlar yayınlatıyor ve sandıklarda yapacağı hileleri bu önceden yayınlanmış sahte sonuçlarla örtüştürmeye gayret ediyor.
yani örneğin istanbulda akp'nin %48'e-%39 önde olduğu ilan ediliyor aa tarafından oysa gerçekte başabaş bir yarış var.sandık başlarında yada oy torbalarının ilçe seçim kurullarına intikali sırasında yolda yapacakları değiştirmelerle önceden ilan ettikleri 48-39'luk sahte sonucu tabelaya yazma derdindeler.
seçimin sonunda ilan edilen oy oranının inandrıcı olması için sayımın başlarında benzer oy oranlarının dillendirilmesi gerekiyor.
akp devrildiği zaman pkk'nın hareket alanı bulamayacağının farkına varamayan insan söylemi. yani meseleye tepeden bakamayan tek bir noktaya takılmış bir bakış açısı.
akp'den önce pkk'nın siyasi uzantısı bdp,hadep,dehap,dep vs miting düzenlediğinde tek bir bölücü slogan atamıyorken, bebek katilinin tek bir resmini,flamasını taşıyamıyorken nasıl oldu da bu 12 yılda bu parti pkk'nın alenen propagandasını yapabilir hale geldi?
ayrıca 2002 itibariyle mevcudu 1000 civarına düşmüş, tek bir terör eylemi yapamaz halde kandile sığınmış terör örgütü nasıl oldu da yeniden palazlandı, mevcdunu 5-6 binlere çıkardı, 2004'den itibaren artan oranlı biçimde terör yapmaya başladı? nasıl oldu da bugüne dek muhatap alınmayan pkk ile bugün masaya oturuldu ve aslan kediye boğdurulmak istendi?
ancak akp gibi terörle mücadele etmeyen tam tersi müzakere adı altında teröre meşruiyet kazandırmaya çalışan truva atı bir iktidar olursa pkk hareket alanı bulabilir.
sonuçta ülkenin pek çok sorunu var. terör bunlardan sadece biri. evet en önemli sorunlardan biri ama tek sorun bu değil.
dolayısı ile burada temel hedef akp iktidarından kurtulmaktır.bunun için de her bilinçli yurttaş demokratik haklarını faşizan engellere rağmen korkmadan kullanmak durumundadır ki akp sandığa gömülebilsin. toplum sessiz kaldıkça bu hiç şüphe yok akp'nin işine yarıyor.
bunun dışında terör olaylarına toplumsal tepki noktasında öncülük etmesi gerekenlerin zerre hareket etmedikleri de herkesin malumu. hareketleri daha çok akp köşeye sıkıştığında el vermek şeklinde cereyan ediyor malesef.
başbakanın ne kadar tutarlı olduğunu gösterir. hep öldürme emri verip, öldüren polisler için destan yazdılar diye övgüler dizip ondan sonra da ufacık çocuk öldü diye timsah gözyaşı dökerse bu işte bir tutarsızlık olmaz mı?
edit: ilk cümlemin hatırına hülooğğğlar eksi vermez herhalde.
maç öncesi aklı başında her futbolseverin olacakları tahmin ettiği yarıda kalmış maçtır. fenerbahçe 3-0 hükmen galip gelecektir.
bu arada 1-2 mal kalkıp volkana laf atmış. gol attığı zaman sevinmeyecek mi? arkadaşlarına koşuyor,seviniyor. bundan daha doğal ne olabilir. kafasına tuğla gibi taş atıldığında bunu hakeme göstermeyecek mi? yada üzerine meşale atıldığında oradan uzaklaşmayacak mı? vurun ulan ben kolay ölmem filan mı diyecek? nasıl bir kafanız var sizin.
tribünlere yaptığı bir hareket var mı? yok. kafasına bir sürü şey geliyor diye bunu fırsat bilip yerlere yatıp hakemi etkileme amacı güttü mü? yine yok. mesela emenike bu tür abartılı bir hareket yaptı ama volkan kale arkası tribününden kafasına onlarca cisim yemesine rağmen bir kez olsun öyle bir kandırmacaya tevessül etmedi.
volkan tahrik etti diyen dangozların ortada somut bir kanıtı var mı? öyle at yalanı seveyim inananı mantığıyla herkes herkesi 'tahrik etti' diye suçlar. yok öyle kuru kuruya sallamak. bir şeyi iddia ediyorsan ortaya somut bir kanıt koyacaksın.
gol sonrası ts tribünlerine dönüp armasını öpen bir hareket yaptıysa örneğin kadıköyde onur kıvrak'ın yaptığı gibi hep beraber tepki gösterelim volkan'a.
yada gol sevincindeki hareketlerini arkadaşlarıyla kucaklaşırken değil de direkt tribünlere yönelik olarak yapsa yine hep birlikte tepki gösterelim tahrik ettin diyelim.
ama böyle bir şey yok. kafasına yemediği cisim kalmadı yine de delikanlıca davrandı yerlere yatmadı. kendisine atılan tuğla gibi taşı hakeme verdi diye mi suçlu oldu? taşı hakeme gösteriyor diye bir de bazı ts'lular adama tepki gösterdi bu tür tepkilere sinirlendi haklı olarak yine de kısa sürede yatıştı o gerizekalı mustafa yumlu ile konuşmaya haklılığını izah etmeye çalıştı. başkası olsa taşı o gerzeğin kafasında kırardı.
sonuç olarak trabzonlular artık klasikleşen bu taşkınlıklarına bahaneler üretmeye çalıştıkça bu manzaralar daha çok yaşanır. en başta belirttiğim üzere pazartesi günü sosyal paylaşım sitelerinde bu maçla ilgili yapılan yorumlara bakanlar nerdeyse 2-3 yorumdan birinin saha dışı taşkınlıklar ve bu nedenle maçın yarıda kalacağı noktasındaki tahminlerle alakalı olduğunu göreceklerdir.
dolayısı ile her ts-fb maçında yapılan holiganlıkların fenerbahçeye değil trabzona zarar verdiğini her trabzonlu artık bizahmet idrak etmelidir. zira fener yeniyor dönüyor istanbula, olan trabzonspora oluyor.
edit: altta chp'ye hakaret etmeye çalışan ve 1940-55 arası chp'nin iktidarda olduğunu sanan beslemeye hatırlatırım; 1950'de demokrat parti iktidar oldu 1960 yılına kadar da iktidarda kaldı. önce ülkenin siyasi tarihini doğru öğren ondan sonra bu konularda yorum yaparsın.
1939-46 arası da 2.dünya savaşı dönemidir. 60 milyondan fazla insanın öldüğü dolayısıyla insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaştır. üstelik ne kadar diktatör varsa hepsinin dahil olduğu bir savaşa diktatör diye iftira attığınız adam milletini sokmamıştır. hatta savaştan birkaç yıl sonra ismet inönü'ye 'şekersiz kaldık' diye nankörce tepki gösteren bir gence nazik bir dille 'şekersiz kaldın ama babasız kalmadın' diye ibretlik bir cevap vermiştir yada diğer deyişle kapak takmıştır.
ayrıca savaş sonrası 1946'dan 1948'e kadar da yoğun bir sovyet tehditi söz konusudur. haliyle böyle bir dönemde demokrasi beklemek 10 kişi kalmış bir takımdan en az kendisi kadar güçlü rakibini hapsetmesini beklemek gibidir.
o iftira atmaya çalıştığınız ismet inönü sayesinde bu ülke demokrasiye geçti. 1950'de seçimi kaybetmesi ile ilgili düşünceleri sorulduğunda 'bu yenilgi benim en büyük zaferimdir' diyen birine tayyip muamelesi yapmak insan aklına hakarettir.
bölücülüktür. tıpkı doğu ve g.doğuda bdp'nin de diğer partilerin propaganda yapmalarına karşı takındığı engelleyici,faşist tutum gibi bölücülüktür.
pkk bir terör örgütüdür, hdp de tıpkı bdp gibi pkk terör örgütünün siyasi uzantısı olan bir partidir.yani bir siyasi parti gibi hareket etmemektedir. bu alenen ortada olan bir gerçektir.
bizler bdp'yi niye eleştiriyoruz? terörle yani şiddetle arasına mesafe koymadığı için, sürekli kürt aşağı kürt yukarı ağzından başka laf çıkmadığı, etnik ayrımcılığı körüklediği için, türkiyenin partisi olamadığı, ülkenin diğer sorunlarına zerre kafa yormadığı için, yoğun oy aldığı illeri adeta kurtarılmış bölge gibi görüp diğer partilerin siyasi propaganda yapmalarına tahammül edemediği, her türlü engelleyici,faşist tavrı sergilediği için özetle hiçbir şekilde bir siyasi parti gibi hareket etmediği için eleştiriyoruz.
sanırım her siyasi görüşten insan bdp'ye karşı bu eleştirilerin getirilmesine hak veriyordur.
işte tam bu noktada bdp ve hdp benzer faşizan engellerle karşı karşıya kalırsa getirilen eleştirilerin inandırıcılığı kalır mı?
efendi ol,kavga gürültü patırtı bunlar hoş değil diye nasihat eden insanın bir başkasıyla tekme tokat kavga etmesine benziyor bu durum.
fethiyede,urlada hdp'ye siyaset yapma hakkı tanınmazsa o zaman diyarbakırda,hakkaride bdp'nin başka partilere benzer şekilde siyaset yapma hakkı tanımaması meşruiyet kazanmış olur. bu tür saldırılar bölücülükte pkk ile yarışmak demektir. dolayısı ile pkk'nın yani amerikan emperyalizminin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramaz.
Köpek sahibi olmayan dangozun anlayamadığı klasik köpek seslerini inançlar üzerinden konuştu yalanıyla açıklama gayretidir. köpekler sadece havlamaz yada bilinen şekilde ulumaz. böyle sesler de çıkartır.
