önce birkaç kafadar bir yerde sıkılmaya başlar ve can sıkıntısından "salağı" adını verdikleri bir oyun uydururlar ve başlarlar oynamaya. can sıkıntılarını biraz olsun dindirmek amaçlı başarılı mıdır bilinmez bir gayrettir. (bkz: tavla oynamak)
#13327597 bense Sakarya üniversitesindeki herkese acıdım. erkekler böyle bir kadın gördüklerinden beyinleriyle düşünmeyi bırakacaklar, okulun kızları ise kendilerini düşük görmeye başlayıp aşağılık kompleksi ile kendilerine işkence yapacaklar. aslında bu durumda okulun erkekleri biraz daha şanslı konumdalar, diğer kızlar kendilerini bu kadar aşağılık görürken onlarla yakınlık kurmak daha kolay olacaktır. Sakarya üniversitesi için devrim sayılacak nitelikte. keşke ankara üniversitesine de gelse böyle dereceli bir güzel.
Türkiye'de binlerde Mustafa vardır, fakat Mustafa Kemal ATATÜRK bir tanedir. Mustafa dersen her yerden Mustafalar çıkar, ama Atatürk dersen herkesin aklına yalnız bir kişi gelir. Kısaca Atatürk demek gayet mantık kapsamındadır.
arabada seyir halinde patneriyle fantezi yaparken trafik kazası geçiren kızla çıkmak. fiziksel engeli olmadığı sürece pek sorun yaratacağını sanmıyorum.
sexten sonra çıplak uyumayı sevmeyen çiftlerin gerçekleştirdiği eylem. hele birde ışığı açamayacak kadar üşengeçse bu çift bu arayış dakikalar sürebilir. dona ilk ulaşan orgazm sigarası içmiş kadar haz duyar. o karanlıkta donu düzeltip tekrar giymek ayrı bir işkencedir fakat mevzu o değil. sexte harcanan enerjiden arta kalanı da don bulmak için harcayan çift bitkin bir biçimde oldukları yere sızarlar.
süpermarketten çıktıktan sonra yol üzerindeki bakkal amcayla gözgöze gelmek gibidir. masaüstünden simgeyi kaldırarak bu sıkıntıdan kurtulmak mümkündür.
(bkz: del+shift+enter)
insanın fikri neyse zikri de odur! fazla hurma yeme ey yobaz beynindeki kan başka yerlerinde toplanmasın! tamam anlaşıldı muhafazakarsınız, kültür diyorsunuz, ahlak diyorsunuz bunların hepsine tamam... ulan sizin dediğiniz gibi yaşayan insanların hali malum, yazın ortasında siyah örtülerin altında pişik oldu kadınlarınızın her yeri. islamiyet arap yarımadasından doğdu diye bütün dünya araplar gibi mi giyinsin? yahu tamam hepsini geçtim bu ülke o "kaldırılsın" dediğin plajlara muhtaç! zaten dış borç almış başını gidiyor, bir de döviz kaynağı plajları da kapatalım tam dışa bağımlı olalım öyle mi? ondan sonra kan yürümüş yerlerinle petrol kuyusu açarsın, vatana millete hayırlı olsun diye!
daha önceden gelen tebligatı alan öğrenciler asıl eşyalarını arkadaşlarına götürüp yerlerine sağdan soldan buldukları bozuk eşyaları, içine tuğla konmuş elektronik aletleri sanki şimdiki kullandıkları eşyalarıymış gibi evin farklı yerlerine serpiştirirler. ve malum gün geldiğinde kapı çalınır:
-biz 3. icra dairesinden geliyoruz, ödenmemiş falanca borcunuzdan dolayı evinizdeki eşyaları haczedeceğiz.
--"bizde sizi bekliyorduk!"
olduğu kesin olmayan bir cennet için şimdiki yaşamını cehenneme çeviren insanın gerçekler karşısındaki dumur vaziyetidir. bu dünyada herşeyi tanrının yarattığını düşünürsek yani bunların hepsi tanrının nimetleriyse bunlardan sonuna kadar yararlanılmalıdır. öbür dünya eğer varsa bile kafa yapmayan içkilerden istediğin kadar iç ama ne fayda...
burda limonata iç günah olmasın orda şarap iç ama kafan güzel olmasın.
diğer tarafı düşünerek bu tarafı ziyan etmeyin, kendinize gelin efendiler!