erbain
177 (hevesli)
beşinci nesil yazar 2 takipçi 1.20 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    aya nikola butik otel

    1.
  1. kesinlikle tavsiye etmem.

    yazık verdiğiniz onca paraya. iki kişi gecelik oda fiyatı hafta içi 250 tl ve hafta sonu 300 tl.
    ayrıca en az iki gün ayırtmak zorundasın odayı.
    kış sezonu bi de, kim bilir yazın nasıl bir fiyat geçiriliyordur .

    oda pislik içinde yatarken bile iğreniyorsunuz.
    elini attığın her eşya elinde kalıyor.
    hamam diye gösterilen banyo tam bir kazık, iki kurna koyunca hamam olmuyor.
    kahvaltı desen 5 çeşit zeytinle sofrayı kalabalık göstererek eksikleri saklayamazsın.

    personelin denyoluklarına hiç girmiyorum bile...

    soğuktan donmuşuz odalar esintiden uçacak neredeyse
    odun istiyorsun, saçma, yalandan bahane.
    neymiş odunluk çökmüş de odunları çıkaramıyorlarmış o yüzden idareli kullanmamız gerekiyormuş.
    odunları çalmak zorunda kaldık en sonunda.
    ne kötü bir yalandır...

    ben sana parayı öderken bahane sunuyormuyum.
    tamı tamına alıyorsan paranı, karşlığında vaad ettiğin hizmeti sunmak zorundasın.

    4 yıldızlı otel fiyatına 2 yıldızlı otel hizmeti (o iki yıldızı da manzara ve şöminesine verilir ancak)

    yaşadığımız son şok ise ödemeyi yaparken gerçekleşti.
    odaya istediğimiz iki tabak salata ve biraz peynir için ekstra 120tl fiyat çıkarmışlar.
    kelimelerin bittiği andır artık...
    3 ...
  2. herhangi haziran

    1.
  3. ...
    biz
    herhangi bir vakitte
    dört kişiydik.
    o zamanlar her zaman daha haziran
    tümü gece oluyordu olan
    alnımızdaki leke simsiyahtı,
    kazıdıkça altından başka renkler çıkan.
    biz tek gayesi olan dört anlamdık
    korkmazdık ve sapmıyorduk yolumuzdan
    en istekli halimizdi düşlerimizdeki yaşam.

    bazen bir anahtar oluyordu hayatımız
    bilmeden bir kapı arayan
    bazen kilitli bir hal alıyorduk
    yanlış anahtarlarla acıyan.

    aşk bizde su gibiydi
    neyse o oluyorduk.
    akıyorsak ırmak deniliyordu bize,
    durgunsak deniz, bir ağaca can,
    bir avuçtaysak sahibine hayat da verebilirdik
    kiminin gözyaşına karışır
    onda ağlanmak isterdik.
    biz su gibiydik
    bulutlar bizi yüklenince gri olurdu,
    yağmur bizi yağardı
    yaprakta yeşil, bir çiçekte kırmızı olurduk
    biz anlam veriyorduk her şeye,
    bizimle renk buluyordu her mekan
    oysa unuttuğumuz bir şey vardı
    eksiliyorduk almadığımız zaman

    biz nereye gidersek gidelim
    sızıları da götürüyorduk yanımızda
    sözlerimiz kapılmıyordu ama hayata
    gerçek bellemiştik çünkü bulunduğumuz yolu
    paçalarımızı gündüze bulaştırmadan yürüdüğümüz
    o günlerde pek belli olmuyordu akşamın sağı solu.
    geceyi ağustos böceklerinden dinliyorduk
    bir sabah bir kumru anlattı çünkü bize,
    ağustos böceğinin bir yıldıza olan aşkını
    ama biz ona söylemedik
    yıldızın bir kırmızı düşü kandırdığını
    anlatamadık bize bile, bizden neyi aldığını.

    biz
    herhangi bir vakitte
    dört renktik.
    biz
    herhangi bir cümlede
    tek nedendik.
    biz
    herhangi bir nedenle
    bizdik.
    zaman, hala daha haziran.*
    4 ...
  4. bir bardak sümen altı paket okyanus

    1.
  5. ..
    akılda kalıyor kuzey rüzgarları
    çeperlerindeki savurgan kuşları gergin.
    asi yaprakları şimdi çayırların efendisi
    bulutları küf yağıyor iki kıtalı şehrin.

    bulanık rüyaları mağaralara uzanan
    alaycı uykusuna böğründe yer açıyor.
    kıvrımlarındaki hoyrat mehtabın
    gediklisi bütün çömezler,
    iliştiği gövdeden sanıyor dürteni
    yaraya pas bağlamakla hünerli ustaları
    çözeltim payı yok
    iki yasalı şehrin yaması pek sıkı
    bir yakası mermi üretiyor yerken karşı yakası
    karşı yara üretiyor geçsin diye bir yarası
    ne tuhaf
    çabuk tutmayan kabuğun hesabının
    yerkabuğundan sorulması.
    ki o da yaraydı bir zaman
    soğudu sıcağı kabuk bağladı
    işkillendi nesil gölge alametinden
    pıhtıdan başlamak ağır geldi, sırtlayamadı.

    susantıydım ben fakat susamama sebep
    dilimdeki bu sağır düğüm kör ağıt
    batmadan filikalarca uzaklaşanlara kanıt
    budur kanırttığım
    kana kana dinlediğim
    sular seller gibi bildiğim
    okyanus hikayelerine dikiz kesilmişim.
    dizlerim nereliyse
    oradandı gözümün avazı
    demediklerim didik didik her yokuş sonrası.
    bu ekleyiş

    bu sükûn
    yorgundu bana değen dalga
    yorgundu hece, çarptığımda dünyasına
    tek adım kaldı diyen o ses yorgundu
    yorgundum ben, sükûtu pişman değildi
    pişmanlık tarifli tarihçilerin önerisiydi.
    bense başındayken tarihteki yerimin
    oyunum bölündü kaç sınıfa mühredildi
    türün; çatış, öğüt, gücen
    elim pençeye, paham formüle çevrildi.

    yaş yaşa eklendi
    nefese nefes pekiştirdim.
    bir gölgede solukken
    ilk solukta zehirlendim.

    yırtısı ezberinde çığırtkanları
    moral danışırken dükkanlarında
    anlam sunaklarında tereddütsüz ete katık edildim
    sancısı alınmış tezgahlarda
    dünyanın sakalı ağarsın diye çevrilen
    binbir dolabın içinden geçtim
    hırsalı mahallere çınladığında kapı
    sümen rengi sinmiş hırpalı bir sebeptim.
    belirdim bu tarafında kayıpsamam gerekirken
    her sözde ayaklanışımda tökezledim
    özrüm yok önce bu tarafında biraraya gelmeliyim
    özürlüyüm bu tarafında
    çünkü çok özür dilendim.

    bu tarafında bekleyiş böldüren yüzüm
    parafin benizli kart niyetlere serpişti
    çilingir partilerinin budalası bilekçem
    uyuşan istifimin özle bağı delindi
    kapıyı açan emre kiplenemedim.
    kısaldı ateş, tenbih acemice verildi
    bu tarafında kudurdu
    bu tarafında duruldu
    istifna düşkünü topraktan olmayan nedenim.*
    3 ...
  6. atesnagme

    1.
  7. bir murat yılmazyıldırım şarkısıdır.

    Eşref saatim geldi;bir düşe yattım
    Gökten indirdim resmini;kalbime batırdım
    O battıkça aktım
    Yürüdüm ağır ağır
    Serap olur gibi düştüm gözlerinden
    Meçhul bir sevdaya yakılmışım ben
    Acım büyük ben yanarım
    Can yandıkça güle açarım
    Gülen gülde ağladım ben
    3 ...
  8. copunu pencereden asagiya atan karsi komsu

    ?.
  9. bazı geceler geç saatlerde, çöpün aşağıya uçma sesi ile irkilsemde aslında ürperdiğim sesden çok böyle zihniyetdeki bir varlıkla aynı topraklarda yaşamaktır.*
    5 ...
  10. © 2025 uludağ sözlük