nazım hikmet fetişizmi diye birşey yoktur. hatta nazım hikmet e gerektiği kadar saygı duyulmamaktadır. avrupada bizim halkımızn tanıdığından daha çok tanınıyor ki buda türk edebiyatının kanayan yarasıdır. turklerden guzel şeyler çıkmıyo diye birşey yok. neden diğer ulkeler sanatta daha ileriler çunku sanata sanatçıya saygı var. lakin turkiyede sanatçıya ne saygı ne önem veriliyor nobel odullu yazarımızı yuhlayan bir ulkeyiz. daha başka soze gerek yok...
cem karaca'nın sozleri muazzam guzel olan sarkısıdır.başındaki (bkz: riff) deep purple'ın (bkz: child in time) solo sundan alıntıdır.bunu cem karaca da bi soyleşisinde belirmiştir.
sözlerini de yazayım tam olsun...
ölüm bana sırıtarak gel
ölümü öp ne olur
yüzünde o tanıdık riyakarlık
çünkü nice dost dediklerim sarılıp öptüklerim
suratlarında aynı eda ve sahtekarlık
elbette haksın haktan gelirsin
kimi gördük ki dünyaya kazık kakmış da kalmış
heykelin bile dikilse de sen öldükten sonra
bakarsın tepene kuşlar kakamş
car atıp şeş oynasam
gene yenersin beni
ölüm bana gülerek gel ne olur
sırtımdan vurdurma beni alnıma sık kurşunu
karşıma geç yüzüme bak ve öttür baykuşunu
beni sordun mu ölüm ikiz kardeşin doğuma
bağlayan ne çözen ne hayat denen düğümü
kimi havyar yerken kimi soğan cücüğünü
üçbeş arşın beze sarar da öyle gidersin
car atıp şeş oynasam yine yenersin beni...
kanser hücrelerine yazdığı şarkısı (bkz: spirit crusher) onun hayata bakış tarzını ve muzisyenliğinin en büyük kanıtıdır.gitar o soloları atarken o brutal vokal'i nasıl yaptığını hala anlayabilmiş diğilim.
yabancı film isimlerini türkçeye çevirmede devrim yapmış vede korsancıların adını koyduğu filmdir asıl ismi (bkz: brokeback mountain)dır.ciddi ciddi ibne kovboyların hayatını anlatan homofobik insanların izlemesi halinde kusacakları filmdir.
en sadık köpek türüdür.sahibini allah olarak görür.maalesef genetik olarak kalça kayması denen bir hastalıkları vardır,bu yüzden birbuçuk yaşına kadar kesinlikle merdiven çıkmamalıdır vede her gün koşu idmanı yapılmalıdır.gunde 1 veya 1.5 kilometre koşturulmalıdır.
sevgilisinden ayrılmış yada terk edilmiş her insanın filmden sonra oturup hüngür hüngür ağladığı filmdir,ayrıca jim carrey'in ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu kanıtladığı filmdir ve de (bkz: michel gondry)nin yönettiği ilk filmidir.
okan bayülgen turkiyedeki kesinlikle en iyi programcıdır.sizin hepinizin eleştirdiği özelliği onu bu noktaya getirmiştir.aksiliği vede yıllarca eleştirilmesine rağmen kendi benliğini korumuştur ki bu da karakterli bi insan olduğunu gösteririr.ayrı konu yaptığı siyaset programında beş para etmez siyasetle alakası olmayan insanları çağarıp sanki çok onemli bir insanmış konumuna koymaktadır kendisi.
insanlar yalnız doğar yalnız ölür.bu yüzden yalnızlığı sevmekten daha doğal hiçbirşey yoktur.kimseye dert anlatmaya gerek kalmadan derdini kendine anlatıp rahatlayabilirsin çunku seni gerçekten dinleyen tek kişi gene sensindir.insanlar bencildir başkalarının sorunlarını dinlemek veya uğraşmak istemezler o yüzden sonuç olarak tek başına problemlerinini sorunlarının ustesinden gelmelisin.uzun sure yalnız kalan delirir derler ama sosyal olucam diğe başka bi kimliye burunmek içindeki sesi dinlememek seni asıl deliliğe iten şeydir.o yüzden her insan gunde kendine 1-2 saat ayırmalıdır yalnız başına oturup kendini dinlemelidir...
zor gecen bir gunun ardından,sevgiliyle edilen kavgalardan sonra,hocalarla takısmaktan sonra,trampeti oldurmek istediğiniz kişi yerine koyarak çalındığında çok rahatlatıcı bir ritüeldir.ve bu şekilde çalarken farkediceksiniz ki istemdışı ritim kaçar çunku trampete vurma isteği artar.
çalısırken metronomla paradiddle şeklinde çalısmak ayaklarınızı kontrol etmenizi kolaylaştıracaktır.paradiddle bilmeyenler için r.-l-l-r l.-r-r-l şeklinde gider.bunu yaparken bacaklarınıza ağarlık takmanız vuruslarınızın hızlı ve daha sert olmasını kolaylastıracaktır.
(bkz: Syd barret) gruptan ayrıldıktan sonra pink floyd un amerika turnesinde sahnede (bkz: david gilmour) la çaldığı ilk şarkıdır.hatta şarkı çalınırken syd barret gözleriyle david gilmour u uzun sure taciz etmiştir akabinde syd barret david gilmour un isteği üzerine konser alanından çıkarılmıştır boyle bi geçmişi de vardır bu şarkının.