Learning to extract information from semi-structured text using a discriminative context free grammar. http://dl.acm.org/citation.cfm?id=1076091
bulan gokhaning09@gmail.com adresine yollayabilirse çok sevinirim.
şimdiden çok teşekkürler.
eger mevsimlerden kış ise ve leş gibi kokan insan kaşe mont giymişse ve hava yagmurluysa o leş gibi koku da monta sinmişse ve bu insan dolmuşta gelip yanına oturuyorsa o zaman çok fena olur.
Mutki de askerligini yeni bitirmis biri olarak soyluyorum:oradan cikan kemikler birligin icinden cikmamistir, kavakbasi koyune giden yolun kenarindaki coplukten cikmistir. birligin icinin de kazilacagi soyleniyor ama daha net bir bilgi yok ortada.
belki uykunun kıymetini daha iyi anlamak için, uykuya ne kadar muhtaç olduguna kendi vücudunu ikna etmek için bilerek uyumayan insandır. bu insan aynı zamanda susadığında su içmeyerek susuzluk katsayısını artırıp suya ne kadar muhtaç olduğunu görmek ister.
Dün gece beni filitreli düşüncelere gark eden, müthiş cümle.
Akıl insanları diğer bütün canlılardan ayıran yegane olgudur. aklımız olmayaydı birbirlerinin bitlerini ayıklayıp iştahla yiyen maymunlardan, mart ayında dişi kediyi nerde zangoçlarım diye düşünen kedilerden bir farkımız olmazdı.(ikinci örnek tam da olmadı ama...)
Şu fani hayatta unutulmayacak hiçbir hadise yoktur. insanoğlu kendisine en acı veren 'an'ları bile unutabilir. buradaki 'unutmak' kelimesini 'asla hatırlamamak' olarak ele almamak lazım. hayatımızda çok 'acı an'lar olmuştur elbet, (en yakınımızdaki insanların ani ölümleri, en sevdiğim diye düşündüğümüz insanların zamansız terkedişleri...) ve biz bu acı anları mutlaka hatırlarız, fakat her hatırladığımızda yüreğimizin cızz edişi bir öncekine göre dah acısızdır, ve hiçbiri de ilk andaki kadar tahrip edici olamaz. işte bu duygulardaki şiddetin azalması unutmaya bir örnektir bence, hatırlanan an, 'ilk an'daki kadar üzüntü vermiyorsa bu 'o an'a karşı bir saygısızlıktır ve unutmak daha onurlu bir davranış olacaktır.
insanın unutacağını biliyor olması üzücü, çünkü; 'acı' diye nitelediğimiz durumlar bizim için çok kıymetlidirler ve onları her zaman ilk andaki eli ayağı titreten haliyle hatırlamak isteriz. ama elden bir şey gelmez...
işte burda da bizim için fevkalade bir fark olan 'akıl' devreye girer ve insanoğlu 'o an'ları unutur.
işte bu yüzden 'unutmak' tanrı tarafından bize verilmiş bir ödüldür.
işte bu yüzden 'unutmak' bir nimettir.
ve 'seni asla unutmayacağım' demek çok büyük bir yalandır.
altına bir de paçalarından yukarıya doğru alevler fışkıran bi şort giyip, parmak arası terlik ve motorsiklet kasketi gibi gozluklerle plajlara çıktınmıydı senden yamanı yoktur artık o ortamda.
11cm burna sahip adamdır. geçen gün televizyonda gordum adamın burnunu ölçtüler 11cm abi, bazılarının pipisi bile o kadar değil. abim çayı pipetle içiyordu. işte o adam keser anca traş olurken burnunu.
solaryumdan mi artik nerden ciktiklarini bilmedigim, turuncu turuncu vucutlarinin ustune beyaz atlet giyip kaynakci gozlugunu de suratlarina oturtan bağyanlari sık sık disarida gormeye basladigim anlarim.
eskiden sütçümüz, yoğurtçumuz, sebzecimiz vardı. Onlarla merhabalaşırdık. hijyenin ve kalitenin belgesi işte bu merhaba idi... diye başlayan paragraf sorusunun konusu beni benden almış sınavdır.