Bu başlık için en iyi açıklama; Timaş Yayınları'ndan çıkan, yazarı Ali çimen olan, 'tarihi değiştiren kadınlar' isimli kitapta fazlasıyla var. Mata Hari'den Kösem Sultan'a kadar, tarihi değiştiren 30 ünlü kadının hayatları resimleriyle anlatılıyor. Lady Diana da var...
kitabının arka kapak yazısı şöyledir:
Bu kitap, çağımızın en ünlü, tüm zamanların en üretken ateisti Richard Dawkins'in, en az onun kadar ünlü olan "Tanrı Yanılgısı" kitabına bir yanıttır.
bu kitabı "ne olursa olsun ateizme (Tanrı'nın var olmadığı inancı) karşı teizmi (Tanrı'nın var olduğu inancı) savunmak zorundayım" düşüncesiyle yazmadım.
Tanrı'nın var olmadığına dair ortaya atılan ve doğru olan herhangi bir argümana "sözüm ona" bir yanıt vermek de değildir amacım.
ateistler iyi bilmelidirler ki; eğer bir Tanrı yoksa, bunun, başta bilim olmak üzere herhangi bir disiplinle kanıtlanmasını biz teistler, onlardan çok daha fazla isteriz.
doğaldır ki, hiçbir teist, olmayan bir Tanrı için hayatını dinel ritüeller ve kurallar arasında geçirmek istemez.
bu kitap...
Richard Dawkins'e,
onun son ürünü "Tanrı Yanılgısı"na ve tüm ateistik öğretilere karşı, inatçı değil, samimi...
alaycı değil, ciddi...
tutucu değil, değişime açık...
cahilce değil, aydınca yapılmış bir Tanrı inancı (teizm)açıklamasıdır... savunması değil.
ilk sayfasında der ki:
Bu kitapta yüce Yaratıcı için Tanrı kelimesi kullanılmıştır. aslında O'nu tanımlamak için Tanrı kelimesi pek de doğru bir tercih sayılmaz. çünkü bu kelime çok tanrılı dinlerde, tarihte ve mitolojide; doğaüstü güçlere sahip birçok varlık ve hatta insanlar için bile kullanılagelmiştir. O'nu ifade etmek için doğru kelime "Allah" olmalıdır. ancak evrensel boyutlarda düşünüldüğünde ve farklı dinlerden olan kişiler açısından bakıldığında bu kelime yabancı gelebilir ve konunun anlaşılmasını güçleştirebilir. bu nedenle kitap boyunca yüce yaratıcı için tanrı kelimesinin kullanılması uygun bulunmuştur.
hayatımda gördüğüm en kötü sayfa düzenine sahip bir kitap. o yazıların iç içe geçmiş, göz tırmalayıcı, son derece itici görüntüsüne, estetikten zerre nasibini alamamış bir kitap olmasına rağmen okunmalı...
yoğunluğun, kargaşanın, kaprislerin, mızıltıların, adaletsizliklerin bulunduğu ve kendini unutabilecek kadar çok çalışmak zorunda olduğun bir haftadan önceki tamamen sana ait olan gece: pazar gecesi.
Erhan Ayşan'ın kitabıdır. henüz okumadım ama tavsiye edilen bir kitap. internet haricinde ve kredi kartı bilgilerimi vermeden bulmaya çalıştığım bir kitap.
çocuk diş doktorunun başarılı çalışması sayesinde çocuklardaki "dişçi fobisi"nin yerini "dişçi hobisi"nin aldığı, buna karşılık lösemi hastası bir çocuğu "romatizma" teşhisiyle evine gönderebilen bir hastane.
varlığıyla çeyrek asrı geride bırakan Timaş Yayınları; her geçen gün kendisini yenileyebilen, gelişen yayınevi. özellikle de çocuk yayınlarında gösterdiği gelişme göz ardı edilemeyecek kalitede. Carpediem yayınları da Timaş bünyesinde olup gençlerin genel kültürlerini hızla arttıracak kitaplar yayınlamakta. Klasiklerdeki komedinin yanı sıra Hekimoğlu'nun yazarlığını yaptığı kitaplarda editöryal anlamda yapılan çalışmaları çok zayıf buluyorum ve açıkçası bunu da anlamlandırmakta çok zorlanıyorum. bunların haricinde hemen her dizisinde zengin içerikli kitaplar yayınlamakta. kesinlikle tavsiye ederim.
cağaloğlundaki merkez binasındaki kitap-kafe ise kahve kokusunu içinize çekerken, ruhu dinlendiren müzik eşliğinde, dilediğinizce kitap okuyabileceğiniz huzurlu bir ortam.
sen küçükken.... diye başlayan ve bitmek tükenmek bilmeyen, doğum anından o güne kadar olan hayat hikayesi.
ya da;
"ben de senin yaşındayken aynı hatayı yapmıştım ama ben şöyle şöyle yaparak durumu toparladım" nasihatleri... (çocuklarda en etkili nasihat şeklidir.)