ephitaf
-14 (nihilist)
üçüncü nesil silik 1 takipçi 9.90 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    nuh a gemi resimleri

    1.
  1. bir cahit koytak şiiri. altı bölümden oluşmakta.

    ı

    gençtim şiire hevesim vardı
    büyük sözlerden utanmıyordum henüz
    alnım kırış kırıştı daha o yaşta
    bir nalbant çırağı kadar sıkıntılıydım
    atların toynaklarını yonta yonta
    çöl gemileri yapıyordum
    uçan gemiler
    bej üstüne lacivert duygular
    bırakan ruhumda
    yelkenlerine su renginde atlar koşulmuş
    içimizin karanlığından türemiş
    sayısız hayaletin
    mağripli cinlerin isimsiz ifritlerin
    kum üstünde iterek yürüttüğü
    can sıkıntısı ve boğuk neşidelerle yüklü
    sahra gemileri
    kaleleri yıkan
    şehirleri ehramları yutan
    şiir sefineleri...
    0 ...
  2. sessiz redifler

    1.
  3. cafer turaç'ın bildiğim kadarıyla tek şiir kitabı. bir kaç ay öncesine kadar bulmak fermana mahsus idi. iz yayıncılık tarafından tekrar basıldı.
    0 ...
  4. sığmadığımız fotoğraf

    1.
  5. bir cafer keklikçi şiiri.

    _ıslık çalıyorum güneşi toparlayın_

    aslında pahalıdır konuya girip geliştirmek ikindiyi
    tutmuş götürüyor bir kuş kanadında tutmuş götürüyor anladım da
    annem gibi kutsi annem gibi böylesi
    içime yarılıyor kocaman bir dağ içime yarılıyor sabahların en eskisi
    uykumu bırakıp çıktım evden uykumu bırakıp: ilkokul 1986
    da seviyordum amcamın kızını da göğsümde ipince bir sızı
    ne zordur çekip çevirmek hayatın tarlasını çalısını çırpısını
    ne zordur üstünü örtüp yatmak acıların aklının başının
    üzerinde ötüyor baykuş: beni çekin hangara beni çekin bu fotoğraf kapkara
    kardeşim diyorum sonra kardeşim oluyor bütün encam
    ne gam sığmaz ceketime ne gam: ellerimi öper misin
    ellerimi tutar mısın sıkışık dünya ellerimi tutar mısın siren çalacak
    çalacak: başımı gömdüklerim çıkıyor başımı kaldırıyorum göğe
    göğsümden bir bulut göğsümden çoluk çocuk
    çıkıyor öpülmemiş bir tövbe çıkıyor bastırılmış bir öğle

    birileri konuşuyor senin adına birileri açıyor kitabı defteri kalemi
    şuraya koy acı bir leylek uçmuş gitmiş burdan burası ağlama tahtası
    takılmıştır kalbe bir kere adam yirmialtı yaşında kız yaş
    yaş bir çiviyle oynuyor oturup denizi densizi seyrediyor
    allah'ım ne çok seviyorum ben altmışüç yaşında olmayı sonra yarımayı
    almış götürmüş horozları sabahlardan almış götürmüş adamlar
    adamlar adam değil aslında: benimki bir peygamber yalnızlığı
    1 ...
  6. tanınma korkusu

    1.
  7. cafer keklikçi'nin ilk şiir kitabı. türk şiirinin 'sıkı' bir şaire daha kavuştuğunu müjdeliyor.
    2 ...
  8. cafer keklikci

    1.
  9. şair. 1977 maraş doğumlu. (bkz: tanınma korkusu) ve (bkz: yasak bölge) isimli iki şiir kitabı var.
    1 ...
  10. mutluluk fotografi 2

    1.
  11. ah! bana yakışan bir kekliksin binlerce teşekkür sana
    eğdirmedin başımı önüme, utandırmadın, artık yorgun değilim
    ey çığlıklar, ey donuk yazlar hırkanıza alarak unutun beni
    azlığın kayboluyor sılam çoğalmıyor, beni güneşlere tutuyorsun, seslere
    parmaklarının köpürttüğü suları yudumluyorum, duraklara
    gezgin bir eşkiya gibi iniyorum, silahım oluyorsun, onurum
    matemli kızlara dağıttığın sevincimizden üç bes selam alıyorum geriye
    şimdi ne mahreme yanaşan bir suratın var ne de yarasalar uçurtan
    daha iyiyim şimdi bir çımacı olabilirim ekmeğini şiirle kazanan biri
    (kim tanık oldu güzelin sermayesine)
    ama dünya söyletmiyor beni dünya sen yanımdayken
    küçülüyor küçüldükçe

    binlerce teşekkür sevgilim sana sigaram tütüyor ve kalbim tutuşuyor bazı
    bulvarlara çıkıp korkunç bağırmak istiyorum korkunç şarkılar söylemek
    her kefesinde ölüm taşıyan tartılardan uzağım sen dengeliyorsun kanımı
    bu alıp başını giden kuşlar bohçasına sevgiler nakışlayan kızlar duygulandırıyor beni
    iğde dallarına tünüyorum evlerin saçaklarına, ışıklar düşüyor içime
    gölgem kırılmıyor, kaldırımlarda dik adımlarla yürüyorum, otobüs camlarına
    sevda sözleri yazarak kahkahaya boğduğum oluyor yolcuları, "içli bir şair
    geçiyor yok mu şiir isteyen" diyerek giriyorum parklara, kır kahvelerine,
    en son anlaşıyorum sözü yarım kalmış bir çocukla ve onun lal olmuş dillerini
    alarak gödemin yalazına bir türküye dönüştürüyorum saygıyla, hazla.
    sevgilim sevgilim bizi nasıl ağırlıyorlar ve kuşandırıyorlar çiçekler gibi

    o iyi insanlara minnet borcumuzu mutlu olmakla ödeyebiliriz ancak
    bunları bir şarkı söylercesine fısıldamalyım kulaklarına,
    iyice duymalısın
    iyice duymalısın binlerce teşekkür sana;
    esirgemedin bu fotoğrafta benden kalbini

    *
    0 ...
  12. mutluluk fotografi 1

    1.
  13. meğer dostluklar da anayollara atılan bir çiçek demeti gibi hüzünle ezilirmiş
    meğer sevgili kardeşim bu resimde oldukça mutlu görünmeliymişim ben
    yanağımı bir kaynağa yaslarcasına tutmalıymışım karımın omuzuna
    elim sana ait bir çaya şeker atar gibi tereddütsüz ve işlek olmalıymış
    gözlerimde birşeyler infilak etmeliymiş; bir yıldız kayarcasına, bir suna
    uçup gitmeliymiş ben gülünce(dudaklarımın genişliğince olmalıymış gülümsemem)
    saçlarım itinayla öne düşecekmiş; yarlardan dökülen akarsuyun hızınca
    karıma kırmızı güller sunacakken durup kalbimi dinlemeliymişim
    avcısı bol bir ceylana yol gösterir gibi onurla durmalıymışım mesela.
    bu fotoğrafta alnım kırışık olmayacak, ceketimin astarı çekmeyecekmiş kolumu
    kişiliğimden, geçmişimden birşeyler yansıyacak, tıpkı kanımla suladığım
    bir somun ekmeği gibi olgunlaşacakmış bu fotoğraf; bileğimde ödünç aldığım saat
    yaban durmayacak ve elim bir kuğu boynu gibi zarifce inecekmiş aşağı doğru

    oysa sen bilirsin sevgili kardeşim sen bilirsin kolumun birinin kesik olduğunu
    saçlarım ne çok acılarla tarandılar kederden başka bir şeyler sığmıyor, sıkıntılar
    hangi gözle çıkışsa yüzüm sonyaz gülleri gibi sararıp dökülüyor
    ve yüzüm çocukları ölüme koşturacak kadar dokunaklı coşkulu değil.
    karımın gözlerinden güvercinler havalanıyor, sırtımı dönüyorum duvara
    tanrım! benim gözlerime ilişen karanlıklar! karanlıklar! karanlıklar!
    karımın gül takacağı tutmuş karanfil diyorum ilk ağızda.
    ve bu fotoğrafta süt satan bir adamın ilenci, kilim dokuyan bir kızın aşk pusulası
    yer alacakmış bir öğretmenin yıkadığı çocuğun kızıl saçlarına taktığı kurdela.
    sen düşte bir insanın aşkla sevildiği sahilleri anlatıp
    dururdun, bayram yerlerini, peri kızını
    toz torbasının altında iki büklüm bir hamalın kangal bıyıklarını
    onlar da yer alacakmış sıtmadan ölen sevgili kızkardeşimin çığlıkları da.

    karımın saçlarını örebilirmişim özgürlüğe kavuşmuş bir ülke gibi sakin.
    ve konuşkan görünmeliymişim kıpır kıpır durmalıymış dudaklarım, omzum
    ama yandaki masaya bir öfke koyuyorum görmelisin mutlaka.
    sırılsıklam bir sevinci damıtarak yüreğimde damıtarak sevdiklerimi bir bir
    ayağımın altında kayıp gidiyor hayat, değişiyor yeryüzü farkındayım
    soluduğum hava göğsüme çarpan kötümserlik ve dünya, korkunç değişiyor biliyorum
    değişiyorum değişiyorum konuk olduğumu herşey hatırlatsa da.

    sevgili kardeşim bir ateş yalımı bir utanç yalımı sarıyor damarlarımı
    sen bu hallerimi çok gördün yeleğine sarındım, ellerini tuttum, evinde yattım
    sanki bu fotoğraf için konuşmaya çağırıyorum seni, mutlu olmanı ister gibiyim
    bir mahkemede durur gibi durma, hüzünle bakarak alnıma, göz yaşlarıma ve dinle
    şimdi beni hatırlayarak ilk kaçak tütün sardığımız o savruk ve güzel günleri
    "bugün hangi çiçeği ayartacağız bu kahpe hayata karşı" diyerek geçtiğimiz yollardan geçip
    "bugün hangi kuşa özgürlük verelim" şarkısıyla yürüyüp yanyana.
    ve herşeyi hatırlayarak daha dinç durmalıyım bu fotoğrafta değil mi?

    *
    2 ...
  14. otekilesmek

    1.
  15. topluma aidiyeti kaybetmek. daha çok kendinle vakit geçirmek. karanlığı sevmek. yalnızlıkla atışmak.
    sürekli başka bir hayatın peşinde koşmak. özgün yaşayışı aramak. paranoya ile yatıp yabancı odalarda uyanmak. sessizlik büyütmek. harikalar diyarına inanmak. sessizlik büyütmek. gölgelerle oynamak. fotoğraflarla sınanmak. sessizlik büyütmek.

    ötekileş(tril)mek..
    1 ...
  16. tedirginlik

    1.
  17. "keskin ustura ağzında yaşamaktan * ", "yurdumsun ey uçurum *", "intiharlara küstüğünü/gördün mü hiç/bir uçurumun*" ve benzeri bir çok dizenin durak noktası 'tedirginlik'.
    kefis bir vazgeçme kokusu. yılana sarılmaktan kayganlaşmış eller. puslu bir bilinç ve sınırsız bir algı. algının sınırsızlığından kaynaklanan rahatsizlik devinimi. küflü çarşaflara sarılıp sabahı beklemek.
    0 ...
  18. © 2025 uludağ sözlük