ithal bira içmediniz ve bu başlıkta fikir alayım dediyseniz, "entellerin yorumuna da ne kadar güvenilir ki ya" gibi endişeleriniz varsa doğru yerdesiniz.
bu biralar yarrak gibi. uludağ sözlük entellerinin övdüğü fransız filmleri gibi. içmeyin dostlar. bok için daha iyi. o kadar diyorum. bu denli entel övdüyse demek ki iğrençtir demeniz lazım zaten öz savunma olaraktan.
eti browni intense denilen acı çikolata faciası gibi bişi bu. aslında kimse içmemiş bile. uludağ sözlükçülerinin %90'ı yozgat'ta hayal kuruyor. niğde bozkırlarından yazıyo adam, "sevgili ile kızkulesine bakarak yudumlamak"
yok aslında abi. o an eşek geçiyor evinin önünden. a-iiiii diyor. bu adam craft biiiirrr başlığına entry'sini abanıyoo.
takılmayın bunlara. bana güvenin. nene amı suyu gibi bira. aman diyim. ölee.
evde yayılırken gerçekten de moral oluyorlar. harika bir olay.
mesaj kutum 1 olduğunda, mesajı atan kızsa hemen konuyu duş alması gerektiğine bağlayıp hangi şampuan, hangi vücut kremi gibi utangaç ergen sorularla etkiliyorum. asla dirty talking yapmayalım ilk mesajlardan.
esprili yaklaşıyorum ben. külodun ne renk demiyorum hemen.
ilk buluşmada da kırmızı iç çamaşırı giyersin artık hınzır köfte diyorum. gülüşüyoruz ve aşk doğuyor.
büyük konuşuyoruz gerçi. gidip sikko bir adam tarafından feci yıpratılmış kıza aşık oluyorsun. ki zaten başlıktaki rezil duruma sadece aşık olduğunda katlanırsın...
günler geceler bu kızın yaralarını sarmakla geçiyor. bir bakmışsın, kız normalleşmiş ama sen bitmişsin. çok yorulmuşsun. ondan sevgi dilenecek bir durumu da olmuyor hatuncuğun. zaten yeni kendine gelmiş. "davranışlarım değişirse gider bu" diyorsun içinden.
en baştan bulaşmamak en güzeli. çivi çiviyi söker mantığı iyi. dana gibi içince sabahları bir miller çakmak iyi gelir bünyeye. eski sevgilim psikopattı diyen kızların yeni sevgilileri de benzer kişilikte olur.
tüm bunlar aşk meşk kuralı hep. harmanlayıp ince ince yürümek lazım. benim olayım meme. memeyi alana kadar şeyh de olurum, kreş öğretmeni de. pek sikimde değil bunlar. kolay yalan söyleyebilmek çok süperdir bu durumlarda. kullanmak lazım.
hayat skalamı güzelleştiren yürek bükücü olay. her şey tip değil diyerek 1996 senesinde bilardoya başladım. artık imkansız 3 bant sayıları bile alabiliyorum.
biz istersek olur dostlar. yeter ki azimli olalım.
böyle ezikler birgün olsun sevgilisiyle istiklalde sarhoş dolaşmaz. hep bir düzen sevdası, kontrol manyaklığı. anca, akşamüstü mocha içip eve kaçmalar.
işte bu insanların tümü türkçe gönüllüsüdür dostlar. de bağlacıyla kafayı yemişlerdir. entellerdir.
bir gün de sabah işe gitmezsem ne olur diye düşünmeden hayvan gibi midye şüpürdetsinler. yağmurda hemen şemsiye aramak yerine, sevgilitolarının ıslak dudaklarına yumulsunlar. yağmur taneleri kaplasın entel yanaklarını. tam bir shut the fuck up olayları.
sanaldan başlayan kavgaların en büyük blöfü olan "adres ver" klişesini yemediğini gösterir. çok sakat durum. o da blöf yapıyor olabilir veya cidden temiz bir dayak yiyip geleceğiz.
pazar eklerinde yahut ntv-cnn gibi kanallarda şişman amcaların yaptığı büyük sahtekarlık.
oturmuş koltuğa, yaslanmış geriye haspamm..
1- asla vazgeçmeyin
2- erken uyanın
3- çalışmaktan bıkmayın
4- gömlek yakanız jilet gibi olsun
-
-
-
hep genel şeyler. lan mal, bin tane ihale için türlü piçlik yaptın, yeri geldi borsayı manüple ettin, rakipleri illegal yollardan ekarte ettin... 40 yıllık chpliyken gidip akp'ye yetmez ama evet dedin.
elde etmenin verdiği rahatlığın, açgözlü bedene yansımasıdır resmen.
'' elde edilmiş bir kız kadar güven veren ne var şu dünyada? ''
peki ya diğerleri? yorganın içinde yalnız uyuyup diri bedenlerini okşayan diğer lezzetler. hepsi kandırılmayı bekliyor. hepsi bir kaç sefil kelimenin esiri olmaya hazır...
sadece korkuyorlar. şu ana kadar yaşadıklarının tekrarlanmasından, çevrenin onları yanlış anlamasından korkuyorlar. gerçeklik dışına itilebilen her kadın taze memesini emdirmeye ve sulatmaya hazır.
onları matrix'ten çıkarıp sik kölesi yapmaya iten yol sıcak bir "merhaba" ile başlıyor.
ilişkinin başlarında kimse kimseyi tanımazken, kankasına rica edip erkek arkadaşına asılmasını ister. tam bir kadın zihniyeti.
kankaya, "ben zaten onu senin için bir basamak olarak kullanıyorum, sana aşığım" tiradı çekilerek ikisi de sikilebilir belki. çok riskli işler. yine de denenmeli.
sabah rafadan yumruta yiyip diş fırçaladıktan sonra kahvaltıya devam eden gri çoraplı bir fırlama çünkü. belirsiz grili cisim. tüm renkleri toplamış ve kısa zaman dilimlerinde hepsine bürünebilecek kıvraklıktaki arsız bukalemun.
'kurtarayım' dedim. onu kurtarırsam, vicdanen daha rahat uyurum, daha önce, daha önceki acı çekenlere yaptığım tüm boktan işlerden arınırım dedim. egoizmimi konuşturdum yine. o benim vicdan azaplarımı temizleme süpürgem olacaktı. onun bundan haberi yoktu. onu çok mutlu edip gidecektim.
o da olmadı. vazgeçtim öğlen tost yerken. (yağmur vardı o gün. vurgu olsun diye de değil)
labirent gibi birleştirmemizi buyurdu hanfendi acılarını. yazdıklarından. açık olmadı hiç. hemen anladım ruh halini. açılmak ertesi gün pişman eder. sanki ona karşı olumlu bir kaç söz söyleme baskısını oluşturur. aa aynı ben dedim. ben bunu yapamayacak kadar yorgunum da dedim.
kafada dönen fazlasıyla gereksiz yığın var. kimsenin kederinden van gogh resmi çıkaramam ben. renkli renkli ıyyy..
defolmuyor hiç. öyle bir yerden karşısına çıkıyor ki insanın, "son noktada mı acaba" sorusu ve şüphesi ile başbaşa bırakıyor kişiyi.
son nokta genelde, -boşluk hissi- tanımına uydurduğum bir faz. mar adentro izlerken havada uçan piçin yaptığı gibi, her boka üstten bakılan ve "anlamsızmış lan karınca gibi görünen şu mavilik" denilen an boşluk hissidir. sıvı ve katı ve gaz ve kulak memesi kıvamı arası ütopik bir yer. solcu işi. entelce.
entel olsam, sol yanım derdim. sol yanım falan değil. sabah kramp giren bacağım olabilir. çamaşır makinesinde unuttuğum mavi tişörtüm gibi. fazla tanıyorum ben bu kızı gibi. -derim.
bazen mecburiyetten yapılan, karşıdakine acıma hissi uyandıran talihsiz görüşme.
halini anlamaya çalıştığım, empati yaptığım birisi manyağa bağlamış halde defalarca arıyor. "bakma şuna boşver" diyorum aşkitoma. hiç durmuyor adam. sevişirken bile vınn vınn titriyor telefon. sonunda açıyorum mecburen.
karşımdaki ses hep aynı. kızgın, ağlamaktan yeni çıkmış ve sarhoş bir ses. küfürlerle giriyor. o küfür ettikçe, onun sevdiği kızın çok afedersiniz vajina dudaklarını okşuyorum.
"birader artık bitti, sevmiyor seni" diyorum. adam bu kez ağlamaya başlıyor selin diye. isimler değişiyor, selin burcu oluyor, burcu melis oluyor. bu adamlar hiç bitmiyor.
elimi şaklatıp sikimi işaret ediyorum. onun sevdiği adam, telefonda yalvarıp "ben onu çok sevdöğğğm" geyiği yaparken, ben penisimi emdiriyorum aşbiştoma.
en acısı da, bazılarının ciddi ciddi ömür boyu seveceği hanımların benim için sadece haftasonu mezesi olması.
lanet ediyorum kadere, evet. suçu kendimde görmüyorum. ben sadece akbaba misyonuma uygun davrandım. belki bu kadın da benden sonra hatasını anlayıp, onu seven insana dönecek. ama artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. o kızın bedeninde benim spermlerimin tadı olacak.
çok aşağılayıcı bir durum bir erkek için. kimsenin başına gelmesini dilemem.
biz erkekler, karşı tarafın "şu acılı yüreği teselli edeyim" diye düşüneceğini umar. daha fazla kadın tarafından yara almak, kadınların ilgisini çeker nedense. genetik hep. "yok çekmez" demesinler. sayı arttıkça, kadın daha çok merak eder.
biz de bunu bildiğimiz için, ne kadar çok kırıldığımızı yazıp dururuz.
kadın için işler, benzer ama daha sade işler.
daha az erkek, daha çok hedef kitledir. kadının hikayesi, "tek bir erkeği sevip aşkının karşılığını alamamak" olmalıdır.
iğrenç siklerimizi bileyip, bu aşkın karşılığını vermek için yazarız.
en güzeli de, tüm bu paragrafı kabul etmeyip, "olur mu canım öyle şey, sevgi çok güzel" deriz. hem onlar hem biz.
iticidir. sadece itiraf başlığında değil, reel hayatta da iticidir.
orospu olduğunu daha nazik bir jargonla ifade eden her kıza daha çok saygı duyuyorum.
- 16 yaşında çok sevdim ve aldatıldım. ondan sonra...
- biz zaten 4 gün önce ayrılmıştık. benimki aldatma sayılmaz
- lütfen beni rahatsız etmeyin. şu an erkek arkadaşım uyuyor ve ben de periscope'de cam açtım ama ders çalışacağım.
- mecbur kaldım.
- aşkım sadece konsere gideceğiz, serdarları biliyorsun zaten ezgi'nin kuzeni ve nişanlı
- maviliklermde kaybolmanı istedim. ama sen siyahı seçtin. şimdi ben de pembe hayallerdeyim..
şu salak bahaneler ile yarrak aramak yerine, farklı insanlarla yatmanın zevkli olduğunu kabul etmek çok süper. çok onurluca.
farklı insanlar heyecan verir. farklı hikayeleri olur. farklı kokuları vardır.
bu kadar moloz görünmek yerine sex and the city kadını rahatlığında olan bicişleri çok daha fazla seviyorum.
yılda 324324 kere adam değiştirip hala aşkı arıyorum diyen malları kandırıp sikmeyi de seviyorum. ama saygım sıfır.
aşka engel değildir. bazen bir karanfil alırız ve dünya mis gibi çilek kokar. bazense duman olur her yan. önemli olan görüşler değil öpüşler be kardeşlerim.
mesela ben hep bisiklet isterdim tanrıdan. sonra ayağı kopuk çocuk gördüm. allam tövbe dedim. bunun gibi güzel aforizmalar var internette. çok seviyorum hep.
geçenlerde güneşe çıkınca eriyen cam çocuk gördüm hemen facebook duvarımda paylaştım. 50 like geldi.
ilk kez fotosunu görüp, "bu kızı ömür boyu siksem doymam" arzusu geçiyor 5-6 kereden sonra... bunun nedenini anlamadım hiç.
oyuncaktan hemen bıkan zengin piçi davranışı gibi bir şey.
vajişto aynı vajişto. meme aynı meme. komşunun çimenleri daha yeşil görünür dercesine, o kızın daha çirkin kankasını bile deli gibi istiyor oluyoruz. erkekler tuhaf. çünkü her vajina, ayrı bir dünya. o çukurların kendine has bir büyüsü var.
her zaman meme getirmiştir. geceyi boş noktalatmaz çok şükür....
zirve dediğin şeye üzgün gideceksin müdür, çok açık. kız arkadaşın cuma günü terketmiş olacak. artık aşka inancın kalmamış olacak. hem de en yakın arkadaşınla aldatmış olacak seni. 8 yılını vermiş olacaksın o kıza. nasıl yapar diyeceksin. gözyaşlarım bile kurumadan nasıl yapar bunu diye tekrarlayacaksın. kılıçdaroğlu bile aynı lafı 3 defa tekrarlıyo. vurgu için şart bu.
gecenin sonunda ama akıyoruz. bu taktik hep işe yaradı. kısmetse burada da deneyeceğim. şimdiden aşk acısı çeker gibi oldum bak.
ev ilanı sitelerine bakalım mümkünse. daha verimli kadınlar oluyor. emlakçı aracılığı olan evleri direkt eliyoruz. bize, sahibinden olanlar lazım.
benim favorim memur eşleri. dün 10-15 ilandan sonra eşi mardin'de öğretmenlik yapan bir hanıma rastladım sonunda. telefonu "selamün aleyküm ablam" gibi avam kelimelerle açmayacaksınız. bu çok irite eder karşıyı.
"iyi günler hanfendi, eşyalı daire ilanınız için aramıştım" gayet uygun. bundan sonra iş biraz da çeneye kalıyor.
ben güven kazanmak amacıyla, nişanlım ile kalacağımızı, bizim de memur olduğumuzu, bu sene evleneceğimizi sallıyorum. opsiyonel olarak değiştirilebilir bu tabii.
kadın bize evi gezdirmek için bir tarih veriyor. o an bile elim sikimde, yaşayacağım zevki hayal etmeye başlıyorum. eşi şehirdışında olan bir kadın, mutlaka çok azgındır. çelikten yapılmış pipime karşı koyamaz. nitekim koyamıyor da.
banyoyu dahi gezemeden domalanlar oldu. kimisi sadece oral yapıp bırakıyor, pişman oluyor. önemli değil. canları sağolsun. dudakları sağolsun. iyi kötü ateşimi alıyorlar. onlar üzülmesin diye her seferinde evi tutuyorum. tek sorun o.
47 evim oldu. dul kadın sike sike aylık kira masrafım tavan yaptı. yine de engelleyemiyorum kendimi. astsubay eşi falan gördüm mü dikleşiyor. kısmet hep bunlar.
bazen böyle cool hareketler yaparak amı esir etmek isteriz. am bakidir, am yücedir.
o kızı elde edeceğinin zaten farkında olan erkek, kızın kendisini zor elde etmesini sağlayarak 3 aylık am ihtiyacını giderir. discovery belgesellerinde kutup ayıları da benzer bişiler yapıyordu. seks süper.
ne zaman birisine bağlanacağımı hissetsem yaptığım aptallık. ıssız adam olmak istiyorum. aşık olacağım kızı ileride üzeceğimi biliyorum. ihtimaller çok hızlı geçiyor insanın aklından.
çok sevdikleri anları seçiyorum. birden vurmaya başlıyorum. elimde değil hiç. sözlükten başka da itiraf edecek yer yok. bipolar borderline şizofrenik hipertansiyon sızıntı var bende. bacaklarının ortasına tekme atıp yerde diz çökmelerini sağlıyorum. ağızlarına veriyorum zorla. açmazlarsa sıkıyorum yanaklarını.
o kadar iyiler ki. aşık olmak istemiyorum. çok üzüleceğiz ikimiz de. anılar birikecek. 3 sene sonra bitecek. baştan dövmek en güzeli. dudaklarından sarkan salyayla ağlayarak giden o kadınlar...
yerde kırdığım çay bardaklarına bastılar. tabanda kan izleri. kurumuş kanları bile yaladığım oldu. onlar asla anlayamadılar beni. kimse sormadı neden en mutlu anımızda ona kafa attığımı...
ben ağladım, onlar terketti. psikopatım çünkü. manyağım. bazen başka biri oluyorum adı da 'hilmi' o sizi çok seviyor. şizofrenim çünkü çok hafif.. bunu deyince de üzülüp affediyoolar hemen.
kendini anlatan erkekleri sevmeyeceklerini okumuştum --kız tavlama yolları-- kitabında.
o günden beri dikkatle dinler gibi yaparım problemlerini. dizlerine yatırıp tatlı tatlı anlatırlar. bir yandan rıza baba. yine çözüyor olayları. kulağın teki de orada. insan mayışıyor ya. tatlı bir uyku çöküyor. çok çok kız gider, diz yerine yastıkta uyanırız. tv açık kaldıysa gece güzel filmler oluyor kanalturkte maceralı olaylı falan.
kalp kırıcı bir mesaj.. adını zikretmek istemiyorum şimdi ama.. geçen gün yaşadığım ve bir kere daha insanlığımdan utandıran bir hadisedir bu. şu an sinirden yumruklarımı sıkıyorum..
paylaşabiliriz kanka kızı diye uzlaşma yolunda bir adım attığımda bile..
uygun olandır. arkadaşlar gerçekten çok sapık var.
bırakın yan yana oturup seyahat etmeyi, o uzun, karanlık yollarda giderken, değerli poposunu dönüp yan yatarak uyumaya çalışan kadınlar bile sikimi kazık gibi yapıyor. mola yerinde tuvalete girip masturbasyon yapmadan yola devam edemez hale geliyorum. otobüs seksi bir fantezi resmen. insanız sonuçta, bünyemiz böyle.
hal böyleyken, çok tatlı ve tek yaşayan bir üniversite öğrencisiyle seyahat ettiğimi düşünemiyorum bile. o da istekleri olan bir canlı sonuçta. ışıklar söndüğünde tatlı tatlı amını okşasam kendinden geçebilir. sonra ağzına almak ister vs... diğer yolcular bu durumdan rahatsız olur ve infial çıkar araçta.
böyle yasaklar şu an için lazım. sekse aç bir toplumuz.
buna da seks-söpök zihniyet falan demesin kimse rica ediyorum. tamamen koku ve tat olayı. entelleşmeyelim artık.
sevişmeden sonra pilici ters-düz edip, memelerinden birini kapıp yatıyoruz o yorgunlukla eme eme. sigaradan sararmış akciğerlerimize o nemli kokusu doluyor. sabah ağzımızda şekerli bir tatla uyanıyoruz.
