beni bilen bilir ergen sevgisiyle dolup tasan bir insanimdir. sevgim yuce daglar kadar ama icerimde volkan kaynar herkes bilir, bugun sabrimi tasiran bir ergenlik oldu adini vererek meshur etmek istemedigim bir universitenin teknoloji gelistirme bolgesinde calisan her sabah starbuckstan kahvesini alan, giyimine ve gorunusune ozen gosteren gercek bir prezentabl beyaz yakaliyimdir.
kadin tercihlerim her zaman plaza kadinlarindan olmustur, beni ve ruhum en iyi anlayabilen ve nenim gibi turkiyenin kaymak tabakasinda yasayanlardir.
super luks yasadigim 3500 tl maasimla tabiki kendime uygun bir plaza kadini secmeliyim haksiz miyim?
yine bir gun leventte starbuckstan kahvemi almis hemen karsisindaki seyyar simitciden simit alip gune baslamanin keyfini levent trafigini izlerken cikartirken, tam bana gore olan o plaza guzel kadinini gordum. beyaz yaka olmama ragmen elim ayagim titredi inanabiliyor musunuz?
nice nice (uyarmam gerekiyor ingilizce nice degil lutfen arkadaslar cok duyarliyim bu konuda gerekirse bir conferance call set edip bu konuyu konusur gerekli revisionlari verebilirsiniz) bilir misiniz ben kimlere sunumlar yaptim elim ayagim gram titremedi o kadar fena oldum. kendime dedim ki birbiriniz icin yaratilmissiniz akilli beyim.
sonra durdum dusundum benim beyim sadece patronum olabilir pis maasli bir beyaz yaka olamaz dedim ve devam ettim.
plaza girisine geldik bu cok guzel plaza kadini ile ayni anda kartlarimizi okutup turnikelerden gecerken birbirimizi kesiyorduk. dedim ki kendime o yapay gulus o yapay cilveli bakis ahhh tam benlik bir insan. bilmeyen fakirleri es geciyorum bir cok plazada asansor sirasi gibi bir sorun vardir. (evet dostlarim cok fazla plazada bulundum) ben bu sirada beklerken guvenlikci hasan abi aylardir ona gosterdigim toleranstan dolayi(inanir misiniz her gun cantama detektor tutmasina izin verdim) demez mi bana gardas he bu benim veledin cisi gelmis en yakin tuvalet -7. katta bi yer verir misin dedi..
dostlarim beni nasil anladiginizi cok iyi biliyorum o anda hepimiz her beyaz yakali ayni seyi hisseder ama bilmeyenler icin anlatmak zorundayim..
kan beynime sicradi resmen tabi ki hemen olay cikarttim dedim siz siz siz anadolu comarlari yuzunden bu ulke ilerlemiyor, dedim ki comar her katta tuvalet var buradakine gitsin zekasiz mavi yaka. tabi tum beyaz yakalar arkamda bir anda sirket efsanesi oluverdim. demez mi bana bu cocuk senin yaptigin yere yapmak istiyor.
hemen icimin yaglari eridi dusundum empati yaptim cocuk o ergen o nalet ergen hakliydi anasini satayim dusunsenize onu buyutmus 2 kati yasimdaki mavi yakali adamin sictigi yere yapmaktan bikmis, kaliteli bir beyaz yakalinin ustune yapmak istiyor. tabiki ben hemen yumusamadim al dedim cocugunu al su yesilligi de(20 lira) bu cocugu okut buralarda surunmesin dedim ve asansorume bindim. evet cok para harcamistim ama bir ergeni dunyaya baglamistim o buyuk huzurla fotokopi makinamin karsisina gectim zaman nasil gecti anlamadim.
Doğanın gerçekten bir yasası varsa, daha doğrusu hayvanlarla bizim her yerde ve her zaman ortak bir içgüdümüz olabilirse (ki tartışma konusudur) ben kendi hesabıma diyebilirim ki, her canlının kendini koruma ve zararlardan kaçma çabasından sonra dölleyenin dölüne beslediği sevgi bu alanda ikinci yeri tutar.
Ve doğa, kurduğu makinenin yedek parçalarını çoğaltıp sürdürmeye, hep daha ilerisini sağlamaya bakıp bizden öyle istediği için, sevginin geriye doğru, çocuklardan babalara karşı pek o kadar büyük olmamasına şaşmalı.
Buna Aristoteles'in düşüncesini de eklersek, birisine iyilik eden onu, onun kendisini seveceğinden daha çok sever; borçlunun borçlu olduğu kimseyi daha az sevmesi gibi. Her işçi de işini daha çok sever. Kaldı ki biz var olmaya düşkünüz, var olmaksa devinmek, iş görmektir. Onun için herkes işinde var oluyor gibidir.
iyilik eden güzel, dürüst bir iş görür; iyilik edilense bir yarar görmüş olur sadece. Ama yararlılık doğruluktan daha az sevgi değer bir şeydir. Doğruluk temelli, süreklidir; insanın ondan göreceği karşılık değişmez.
Yararlılık yiter, elden kaçar kolayca; anımsaması da ne uzun sürer, ne de hoş gelir insana. En zora yapılan şeyi en çok severiz. Vermekse almaktan daha zordur.
