Tümevarım yöntemi ile çıkardığım sonuç. Bırakın yakın arkadaşlarımı, fakültedeki, facebook'taki bütün arkadaşlarıma kadar kimse izlemiyor. Bunların sadece %5'i adını biliyor veya 1-2 bölüme zap yaparken denk gelmiş. Yani eğer 1000 kişiden hiçbiri doctor who'yu seyretmiyorsa tümevarımdan giderek 70 milyondan da kimse seyretmiyordur.
Söyleyin cnbc-e'ye de sadece benim için doctor who yayınlamasınlar. Ben de internetten bakıyorum, boşuna masrafa girmesinler.
Hepimiz filmlerden, oyunlardan zombileri biliriz. Peki bu zombi aleminde zannettiğimiz gibi anarşizm mi hüküm sürüyor? Yoksa sınıfların olmadığı komünist bir toplum mu?
Bunu açıklamak için zombilerin özelliklerinden gideceğim.
1) Zombilerin tek bir amacı vardır. Bütün dünyayı kendileri gibi zombiye çevirebilmek. Bu da tüm dünyada enternasyonel komünist bir toplum kurmanın ilk yoludur. Zaten komünizmde devlet de yoktur. Aynı zombilerdeki gibi.
2) Zombiler birbirlerini yememektedirler. Bu da anarşizmin veya kapitalizmin zerre hüküm sürmediğini gösteriyor. Eğer öyle olsaydı güçlü zombiler, güçsüz zombileri bir çırpıda yiyeceklerdi.
3) Zombilerde özel mülk kavramı yoktur. Bütün dünya zombiler için açıktır ve kilit vurulmuş bir kapı bile göremezsiniz.
4) Zombilerde sınıf kavramı da yoktur. En güçlüsünden en güçsüzüne tek bir amaç içinde aynı iş için hayatını feda edebilecek bir toplumda sınıf kavramından söz edilemez. Kilisenin olmadığı bir yerde zaten ruhban sınıfından da bahsedemeyiz.
5) Zombi dünyasında para yoktur. Herkes emeğinin karşılığını emeği kadar et ile alır.
Evet dostlar, zombilerin gizli yüzüne açığa çıkarmanın gururuyla entry'mi sonlandırıyor ve uykusuzluktan kaynaklanan hatalarımdan dolayı özür diliyorum.
Uludağ Sözlük'te olması gereken, sözlüğü hem daha okunabilir hem de daha kaliteli bir yer yapacağına inandığım oluşum.
Sözlükteki büyük abilere sesleniyorum. Eminim ki siz de benim gibi yanlış yazılan eklerden ve kelimelerden hoşnut değilsiniz. (-ki ve ki, -de ve de, yanlız, yalnış, herkez vs.) VE bunların sözlükte daha az olmasını hatta hiç olmamasını tercih edersiniz.
işte size önerim: Uludağ Sözlük Grammar nazi kadrosu. (isim konusunda ısrarcı değilim, önemli olan böyle bir oluşumun olması) BU grammar nazi kadrosunun görevi sadece uludağ sözlük'teki entrylerdeki anlam düşüklüklerini ve yazım yanlışlarını yazara bildirmek olmalı.
Mükemmel bir grammar nazi değilim ama elimden geldiğince yanlış yazılmış entryleri yazarlara mesajla bildirmeye çalışıyorum. (bilen bilir) Benim istediğim benim gibi birçok kişiyle sözlüğün hem görsel hem de anlamsal kalitesini yükseltmek.
Bunu denemeye var mısınız?
edit: Arkadaşlar ben demiyorum ki bilinçli yapılan hatalara da gidip nazilik yapalım. Onlar zaten belli oluyor ama "ahmette gelecek." gibi hatalar gerçekten hem can sıkıyor hem göz yoruyor.
Çoğumuzun başına gelen olay. Eğer takımınızda sabit bir kaleci yoksa ve son sıralarda kaleye geçecekseniz, dakikalar geçtikçe daha da artar bu gerginlik. Sıra size geldiğinde birkaç saniye umutlanırsınız belki unutulmuştur diye ama hiçbir işe yaramayan, koşmayan forvet oradan atlar ve "enterokinaz kaleye geçmedi abi. Sıra onda!" der. işte o an yıkıldığınız andır. Çünkü maçın sonu olduğu için kaleye en çok gelinen dakikalardır ve siz de kaleye geçince takımda savunma yapan adam kalmaz.
Bu gerginliği yok etmenin iki yöntemi vardır.
1-) kaleye ilk geçen adam olmak. Bu şekilde gerginliği daha sonra yaşamazsınız ama maçın en çok uzaktan şut çekilen zamanlarıdır. El yakar.
2-) takıma kaleci bulmak. Bu yöntemle halı saha boyunca muhteşem bir huzurla oynarsınız. Adeta bulutların üstünde yürümektesinizdir. Ama bu yöntemde de kaleciye kızmamak ve gollerde onu suçlamamak lazımdır. Yoksa size patlayabilir.
Bu ibnedir ki yan yana entry girerken yavşak bir ifadeyle entrylerini güzel bulur ama eve gidince hepsini eksiler. Sana nickimi verdiğim güne lanet olsun. HAyır adamı sırf bu yüzden dövecek biri de değilim.
yok neymiş efendim şu partiye oy vermişsen salakmışsın, gangnam style'ı seversen angutmuşsun, uyurken götünü sağa devirirsen dangalakmışsın, önce sol ayağının bağcığını bağlarsan gerizekalıymışsın da bilmem ne!