Datça’dan palamutbükü koyuna giderken palamutbükü’ne 5km kala konumlandırılmış olan kamp alanı.
Bayram tatilimizin beş altı gününü orda geçirdik, gitmek isteyenlere bilgilendirme amaçlı özet bilgilendirme şeysi yapıyorum;
Yeni bir kamp alanı iki yıllık bir geçmişi var bu sebeple henüz düzene girmemiş pek çok şeyi mevcut.
Alan olarak oldukça geniş bir araziye kurulmuş, zeytin ağaçlarının gölgeleri çadır kurma konusunda avantaj sağlıyor.
Yaklaşık 200-300mt. genişliğinde bir plajı mevcut, şezlong şemsiye sayısı hayli az. Siz kendi şemsiye ve sandalyeniz ile hazırlıkı gitmenizi öneririm.
Yeme içme olarak herşeyinizi götürünüz orda içecekler dışında pek fazla şey yok, ortak alanda mangal mevcut akşamları mangalınızı yakıp yemeğinizi pişirebilirsiniz. Alkol ruhsatı olmadığından içeride alkol satışı yok, en yakın yer 5km mesafede olan palamutbükü marketleri, buzunuzu ve içeceğinizi alıp kamp alanında keyfini sürebilirsiniz.
Gelelim can alıcı nokta olan tuvalet ve duş olaylarına, kamp alanının orta yerinde 2 adet 4lü ve 6lı ahşap tuvaletler mevcut, duş ise toplamda 6 tane. Kesinlikle kapasitesine göre yüzde onunu bile karşılamayacak şekilde yapılmış az ve yetersiz. Hijyen konusuda kamp alanlarını bilen bilir çok kötü değil ama tabiki daha da iyileştirilebilir.
En büyük sorunu ise su, yeteri kadar su besleyemiyor kamp alanına insanlar duş almak için sırada bekliyor ve su zaten ip gibi akıyor hele akşam duş wc ye giderseniz bir saatinizi burada kuyrukta geçirebilirsiniz.
Fiyat olarak günlük çadır başı 50tl
Çıkışta sahibi ile yapmış olduğumuz konuşmada, bayramdan önce yüzde yirmi dolulukla çalışırken şuan yüde yüzün üzerinde bir kapasite ile çalışıyorlarmış dolayısıyla bu rakamları hiç görmediklerinden ve yeni olduklarından herhangi bir b planı olmadıklarından bahsetti. Bizede eylül ekim kasım aylarında gelip buranın tadını huzurlu şekilde çıkarmamızdan yana öneride bulundu, düzenleme ve iyileştirme çalışmaları devam edecekmiş.
Neticede kamp alanından beklentiniz ne olabilir, sessiz sakin huzurlu ucuz nezih... birçoğu mevcut ve daha da iyi olacağına inanıyorum.
Benden sizlere tavsiye kesinlikle bayram seyran dönemlerinde gitmeyin günübirlikçiler ortamın ağzına sıçıyor sizinde huzurunuz kaçıyor.
Buyrun;
Çanakkale ayvacık ilçesine bağlı kendine has bir çadır karavan kamp alanıdır.
Çok kalabalık olmayan, sessiz sakin, nezih ve kafa dinleyeceğiniz kamptır.
Artıları: Kalabalık değil, wc ler temiz, sabah akşam kahvaltı konseptinde, çadır alanları nezih, denzde iskelesi var çıkınca da duşlar mevcut, Boss diye bir arkadaş var sizle denize girer frizbi oynar yanınızda yatar.
Eksileri: Yemekleri biraz pahalı; sulu yemek 15tl mesela, öğrenciye gitmez, dışarıdan yemekte getiremiyorsunuz öyle diyolar ama çadır şartlarında yok öyle bi kural malesef deler geçeriz:)
Özetle birkaç günlük kamp deneyimi için ideal bir yer.
gaziantepte kuruluşu 1635 yılına dayanan, 2001 yılında tekrardan restore edilen türkiye'nin en eski tarihi kahvelerinden biridir.
bakırcılar çarşısının bitiminde tarihi tahmis kahvesi karşılar sizi. içeri girdiğinizde sağ taraftaki masalarda artık oranın bir parçası gibi olan 60 yaş üstü mekanın müdavimleri aldırış etmez gelene gidene, kahvenin gösterişli tarihi ahizeleri ve mistik havası hoşgeldiniz der adeta size.
meşhur menengiç kahvesinden ya da tarçın çayınızdan yudumlarken siz, bir yandan tarihi yapının kokusunu alır diğer yandan klarnet, keman ve darbukadan çıkan nağmeleri dinlersiniz keyifle.
gaziantep'e gittiğinizde gezilecek yerlerin arasına muhakkak ekleyin bu mekanı.
1921 doğumlu avusturya asıllı abd'li efsane fotoğrafçı. gençliğinde tıbba ve resme ilgi duydu ama ikinci dünya savaşı'ndan sonra her ikisinden de vazgeçerek fotoğrafçılığa başladı. birçok dergi ve sergide fotoğrafları yer almıştır.
1924 yılında Fethi bey hükümeti döneminde, bakanlıklarda değişmeler olmuş ve 11 aralık 1924'de; mübadele, imar ve iskan bakanlığı kaldırılmış, bunun yerine 29 aralık 1924'de bahriye (deniz) bakanlığı kurulmuştu ve başına ihsan Eryavuz getirilmişti.
ihsan Eryavuz Bahriye Bakanlığı görevini Fethi Okyar hükümetinin istifası üzerine ismet inönü'nün kurduğu hükümette 1927'ye kadar sürdürdü. 1927 seçimlerinden sonra ismet inönü tarafından kurulan 5. hükümet döneminde kaldırıldı.
bir hafta boyunca yoğun bir iş temposundan sonra pazar gününü iple çeken bireylerin anneleri, babaları varsa kardeşleri tarafından güne kötü başlama sebebidir.
Karşı taraftan gelen bu eylem; yorganın içine girip çıkmama, uyuyor numarası yapma gibi tepkilerle sonuçlanabilir.