ferrari enzo'nun geliştirilmiş versiyonu ferrari fxx'in daha da geliştirilmiş hali. 6.3 litrelik motor 860 beygirlik güç üretilecek kadar geliştirilmiş. 19" siyah jantlar fxxinkilerden daha güzel gözükmekte. 2006'da 10.000km, 2007'de 11.000km'yi aşkın test ile geliştirme süreci bitirilmiştir. micheal schumacher'de aracın geliştirilmesi için testlere katılmıştır. Fiorano tur zamanını 1'18"den 1'16"ya çekebilmişlerdir. vites değiştirme zamanı ise sadece 60ms sürmektedir. vites kutusu'da fxx'e nazaran 1000 devir fazla çevirebilecek şekilde ayarlanmıştır. fxx'e göre boyanması daha güzel olan versiyondur. her erkeğin gizli rüyasıdır, eğer değilse kişinin kendinden şüphe etmesi gerekir.
ferrari enzo'nun gelişmiş versiyonu. 6.3 litre v12 motorun ürettiği 800 beygirlik kırmızı canavar. vites değişim zamanı 100ms altın indirilmiştir. fiyatı 1.5 milyon euro denilmekte.
eksi butonu olmayan bir merve ile ilişkisinin kısa süreceği bir gerçek olduğundan, en kısa sürede başınıza üşüşeceği kesin olan durum. hem de azmış olarak. (bkz: denizden çıkmış buz gibi eksi)
mesut yılmaz'ın rekor sayılabilecek uzunluktaki "eeee, ımmmm, hmmmm"larının entrye yansıması ile sağ tarafta bulunan reklamın entrynize kayması hatta entryi yazma zamanı göz önünde bulundurulduğunda daha yazmadığınız entryden ayar almanıza neden olabilecek hadise.
bir virgül ile anlamlı olması sağlanacak söz.
"bakın, bakın kompela
işte bak orda. çok karaymış mına koym yaa."
7 yaşındaki küçük rivaldo'nun kompelayı gördükten sonra şaşımasını ve arkadaşlarına kompelayı göstermesidir.
Yaklaşık üçbuçuk yıl önce şöyle yazmışım: Son mahalli seçimin sonuçlarınınsolda yarattığı hayal kırıklığı, bu kesimde yer alan pek çok kişinin zihninde,Türk seçmeninin buirrasyonelvebağnazcatutumunuaydınlanma eksikliğine bağlayan eski düşünceyi canlandırmış görünüyor.Aydınlanmış akılsahipleri (çağdaşlar,ilericiler,solcular) Türkiye halkının AKP gibi muhafazakar (yani,aydınlanmamışveyagerici`) bir partiye güçlü bir destek vermesini anlaşılmaz buluyorlar.
Aslında bu düşünce ve ruh hali bugün ortaya çıkmış değil. Türkiye de sol -özellikle de onun Kemalizmle harmanlanmış oryantal versiyonu- öteden beri ortalama insanın siyasi tercihlerini hep küçümseyegelmiştir. Onlara göre, bu cahil halkın ilerici-çağdaş partilere rağbet etmemesinde, onların asıl amaçlarının değerini takdir edememesinde şaşılacak bir şey yoktur, ama yine de yanlış yapıyorlar. Eğer aydınlanmış olsalardı, ta Serbest Fırka dan, hatta Terakkiperver Partiden buyana desteklerini hep muhafazakar, orta sağ partilere vermezlerdi. Bu onların demokrasiyle ilgili temel problemidir. Bu kesimin demokratik siyasal sürecin harici müdahalelere maruz kalmasını genellikle onaylaması da bunu gösteriyor.
Bu düşünüş tarzı eğitimli ve kültürlü insanların kendiliğinden rasyonel olduğunu varsayar. Buna göre, eğitim ve kültür düzeyi yüksek olanlar doğruyu yanlıştan ayırt edebilecek bir zihinsel donanıma sahip olduklarından, doğal olarak sola oy verirler. Bunların yaptıkları tercihte akıl dışı bir yan yoktur. Çağdaşçılar ve solcular eğitime de başka bir nedenle değil asıl bu nedenle önem vermektedirler. Ümit ettikleri, eğitimin insanları çağdaş veya sol` değerler doğrultusunda bilinçlendireceğidir.
Ne var ki, bu varsayım başlıca iki bakımdan yanlıştır. Bir kere, aydınlanmış oldukları düşünülen insanların öyle olmayanlardan daha rasyonel karar verdikleri empirik olarak doğru değildir. Benim uzun yıllardır bu aydınlanmışların her türlüsüyle çeşitli vesilelerle ve çeşitli şekillerde bir arada bulunma fırsatım oldu; seçimlerle ve siyasi partilerle ilgili konuşmalarını dinledim, lisan-ı hallerini gözledim. Zaman zaman profesör ünvanlı kişilerin bile sokaktaki adamdan daha naif ve hatta bağnazca siyasi tutumlar ortaya koyduklarına tanık oldum ve iyi ki Türkiyenin kaderini bunlar belirlemiyor` diye düşündüğüm çok oldu. Ayrıca, daha aydınlanmış oldukları kabul edilen insanların oturduğu yörelerde seçimlerin ortaya çıkardığı sonuçlar, bir çok defasında, bu insanların siyasi tercihlerinin ülkede olup-bitenlerden, ülkenin gerçek gündeminden, partilerin fiili pozisyonlarından hiç etkilenmediklerini göstermiştir, göstermektedir. Sanırım, bağnazlığın anlamlarından biri bu olsa gerektir.
Aydınlanmışların fikrini değiştirmek neredeyse imkansız denecek kadar zordur. Buna karşılık, ortalama seçmenin ikna edilebilir olduğunu şimdiye kadarki pek çok seçim göstermiştir. Sebebi açık: Aydınlanmışlar doğruyu -bu arda doğru partiyi- zaten bulduklarına inanırlar; doğru pozisyonu korumak onlar için bir kimlik ve var oluş meselesidir. Oysa, sıradan seçmenler siyasi parti tercihini böylesine varoluşsal bir mesele olarak görmez, daha ziyade hayatın zorluklarıyla baş etmelerini kolaylaştıracak bir seçenek ararlar. Hayatın zorlukları veya bunlarla da ilişkili olan öncelikler değiştikçe de, ortalama seçmen gayet rasyonel olarak, siyasi tutumunu da değiştirir.
ikincisi, eğitimli, kültürlü adam her zaman akılcı davranır diye bir kural da yoktur. insanların siyasi tutumlarını belirleyen, akılcı olmayan pek çok değişik etken ve saik vardır. Okumuşlar bunun istisnası değildir. Hatta, hiçbir rasyonel temeli bulunmayan türden, inadına veya sembolik oy vermenin bu kesimde daha yaygın olduğu bile söylenebilir. Ben bunu yadırgıyor değilim; hatta demokrasi teorisinden biliyorum ki, oy vermenin seçmen açısından kendini ifade edici bir işlevi de vardır ve bunu küçümsemek de gerekmez. Ama ilerici aydınların, buna rağmen sıradan insanların partizanlığını ve politik sembolleri önemsemesini bir tür bağnazlık gibi görmeleri açık bir tutarsızlıktır.
Benim öteden beri en çok ilginç bulduğum, kendilerine kategorik olarak demokrat payesini yakıştıranların durumudur.. Bunlar, yerine göre solculuğu, çağdaşçılığı veya Kemalistliği tanımı gereği, yani kamusal sorunlar karşısında alınan tutumdan bağımsız olarak, demokratlık sayıyorlar. Ama ben şimdiye kadar bu türden tanımsal demokratlar arasında demokrat olanlara nadiren rastladım. Onun için, bunlar bir kişi hakkında o demokrattır dedikleri zaman, biliniz ki, sadece o bizdendir demek istiyorlar.`
sözlüklerin karadeniz teknik üniversitesi klonudur. esmeraldo ve ecu kullanıcı isimli adminlere sahip sözlük. daha gelişmektedir. ama değişerek gelişmektedir. arada sırada okunup geçilmektedir.
mt'nin askerdeki çocuğun anasına yazdığı mektubu anlattığı şarkısıdır. gerçek midir değil midir bilinmiyor. mehmetçiğin neden zorluklara katlandığına değinmektedir. dinlendiğinde duygulanmaya neden olabilmekte ve gözlerine kendini bırakmasına neden olabilmektedir. bir kez de olsa "yaa rap bu" denmeden ön yargısız biçimde, anlayarak dinlenmesi tavsiye edilir. "unutur muyum gül yüzünü gurbeti tek ben bilirim mehmedin amman" derken insanın aklına "vermem seni ellere ordu üstüme kalksa sürmelim amman" getiren büyük ihtimalle oradan esinlendiği şarkı.
(alıntı)
Ana ana ...
Bu son mektup sana ..
Ana gözyaslarim toprakta bir künyem kisa sacli resmim hatiram kalir gülmez yüzüm bilirim..
Ana ana
Ana ana ...
Bu son mektup sana ..
Ana gözyaslarim toprakta bir künyem kisa sacli resmim hatiram kalir gülmez yüzüm bilirim..
Unutur muyum gül yüzünü
Gurbeti tek ben bilirim mehmedin amman
Unutur muyum gül yüzünü
Gurbeti tek ben bilirim mehmedin amman
Ana bu sana belkide son mektubum
Askerde bir pusuya sehit gider aslan oglun
Gözyaslarimi koyuyorum yolladigim mektuplara
Yüregin üzülmesin satirlari okudukca
Manisa kirk agac acemilikte komando egitimi
Sonra ŞIRNAK YOLUNDA BULDU OĞLU KENDiNi NE ŞEHiTLER YATIYOR BU TOPRAĞIN ALTINDA
Haberimi alipta uzulmesin gül yüzün ana
Beni bu kutsal göreve ugurlarken sen ve babam
Gözümden akan yasa agladim sana sormadan
Gözümden akan her damla bir kamcidir mehmetçiğe
Beni sen ellerinle uğurladın askerliğe
Aklımda babamın yine gurur dolu bakışı
20 yaşında oğlunun çelik hasretini yakışı
Ne gurbet elde geceleri soğukta nöbete
Ne yemekleri ne sensizliğe dert yandım
Hep andım AY YILDIZ altındaydım
Tüylerim diken diken olurken ana
Ben sadece bir karış toprağına onlarca kan dökülen vatan için burdaydım!
Ana ana ...
Bu son mektup sana ..
Ana gözyaslarim toprakta bir künyem kisa sacli resmim hatiram kalir gülmez yüzüm bilirim..
Ana ana
Ana ana ...
Bu son mektup sana ..
Ana gözyaslarim toprakta bir künyem kisa sacli resmim hatiram kalir gülmez yüzüm bilirim..
Unutur muyum gül yüzünü
Gurbeti tek ben bilirim mehmedin amman
Unutur muyum gül yüzünü
Gurbeti tek ben bilirim mehmedin amman
-Alo! Annecim nasılsın?
-iyiyim saol anne
-iyidir..askerlikte iyi gidiyo anne
-Nolsun?sabahları kalkıp talim yapıyoruz askerlik işte
-Vatan görevi
-Babam nasıl anne?
-Bende sizi çok özledim anne..
-Gerçekten bende sizi çok özledim anne
-Anlıyorum anne
-Vatan görevi anne bu da biticek bigün..
Unutur muyum gül yüzünü
Gurbeti tek ben bilirim mehmedin amman
Unutur muyum gül yüzünü
Gurbeti tek ben bilirim mehmedin amman
Çanakkale öyle kolay geçilmez ana
Kaç şehit kanı bayrakta ay yıldızla onuru parlamakta
Kaç ana şehidin ağlamakta
Kaç çocuk babasız ama onurla
Kaç mehmedin ayağında yaz kış postalla
15 ay hasretle yanarda
Bir sesini duysam bir kokunu duysam beni bir bağrına bassan
Birde babama sarılsam
Birde sardığın dolmadan atsam ağzıma
Bağrıma künyeme yazmışlar adımı
Kefeni üzerinde ay yıldız ve özlemi gözlerimde
Gece soğukta nöbetinde
Gündüz iştimada mertçe!
HERŞEY VATAN iÇiN işte
Sen aldırma ana ne derlerse desinler
Bir karış toprağına el değemezler mehmetçik burda oldukça!
Bu vatan onları bağrına bastıkça
Birlik oldukça
Birlikten kuvvet doğdukça
Analar mert mehmetler doğurdukça!!
Ana ana ...
Bu son mektup sana ..
Ana gözyaslarim toprakta bir künyem kisa sacli resmim hatiram kalir gülmez yüzüm bilirim..
Ana ana
Ana ana ...
Bu son mektup sana ..
Ana gözyaslarim toprakta bir künyem kisa sacli resmim hatiram kalir gülmez yüzüm bilirim..
Unutur muyum gül yüzünü
Gurbeti tek ben bilirim mehmedin amman
Unutur muyum gül yüzünü
Gurbeti tek ben bilirim mehmedin amman
6 litre, 12 silindirli * 4 turbo ile beslenmiş ve 850 hplik güç, 850nmlik tork üreten motoru bünyesinde bulunduran chrysler aracı. 2.9 saniyede 100km/h hıza ulaşabilen ve son hız olarak 400km/h'a ulaşabilen bir konsept araçtır.